ANTROPOSEN, ARTER VE İMKÂNI İSYANA TERCÜME EDEBİLMEK (original) (raw)
Related papers
ANTREPOLARIN PERFORMANSININ ENTROPI VE TOPSIS YÖNTEMİYLE DEĞERLENDİRİLMESİ
ANTREPOLARIN PERFORMANSININ ENTROPI VE TOPSIS YÖNTEMİYLE DEĞERLENDİRİLMESİ, 2020
International commerce and free movements of the goods have gained speed in this era, so, storage and stockpiling operations has become more and more important. Importing goods become more essential for corporations and companies and they require easy access and safe storage for their imported goods. Custom storage zones know as bonded warehouses have been used to store imported goods, while step by step import and taxation processes have been carried out by the importers. When the importers complete all the import and taxation processes, they can easily obtain their goods from bonded warehouses. While import and export companies have been carried out their operations via bonded warehouses, they have been facing to choose correct bonded warehouse in order to optimize their cost/profit analysis. Choosing the correct bonded warehouse yields to a decision-making process. This study focuses on the performance of Istanbul’s bonded warehouses’ 2018 operations. In this study, first of all, bonded warehouses’ performance evaluation criteria have been decided. Evaluations states that liquidation and storage costs are the main criteria, which effects the performance of the bonded warehouse for the import-export companies. These criteria’s weighted values have been calculated by using Entropy methods.
ADLİ ANTROPOLOJİDE YÜZ ÖLÇÜMÜNÜN KULLANIMI
ÖZET Adli antropoloji, insanın iskelet kalıntılarını, yaşayan insanların fiziksel özelliklerini; özellikle ilk anda dikkat çeken yüz bölgesinin anatomik ve antropometrik yapısını inceleyen, fiziki antropolojinin bir dalıdır. Günümüzde adli vakaların artışı, kırsaldan şehir merkezine olan göçler, sınırlarımızdaki savaşlardan dolayı komşu ülkelerden gelen göç dalgası, toplumun antropometrik yapısında farklılıkların oluşmasına sebep olmuştur. Bu farklılıklar cinsiyete, yaşa, ırka ve yaşadığı bölgeye göre çeşitlilik göstermektedir. Günümüze kadar bu konuda dünyada ve ülkemizde pek çok çalışma farklı teknikler kullanılarak antropologlar, anatomistler ve plastik cerrahları tarafından pek çok makaleye, teze konu olmuştur. Günümüzde gelinen noktada, bu çalışmaların sadece belli yaş gurubunda, cinsiyette ve sınırlı bölgelerde değil; farklı yaş gruplarında her iki cinsiyette, farklı bölgelerde yaşayan insanlarda yapılmalıdır. Bu çalışmalar en hızlı, güvenilir ve maliyeti en düşük sonucu verecek teknik donanımla yapılmalı. Cinsiyete, yaşa, ırka ve yaşadığı bölgeye göre farklılıkları ortaya koyacak yüzle ilgili literatürde daha önce belirlenen noktalardan ölçümler elde edilerek bunlar arasındaki oranlar ve regresyon analizleriyle veriler güncellenmelidir. Elde edilen standart veriler sayesinde ileri dönemde yaşanabilecek yüzden yeniden kimliklendirme ve adli olayların çözüme en hızlı şekilde kavuşmasına yardımcı olacak bir veri bankası oluşturulabilir. ABSTRACT Forensic anthropology, human skeletal remains, physical characteristics of living people; is a branch of physical anthropology that examines the anatomical and anthropometric structure of the facial region, especially at first. Today, the increase in judicial cases, migration from rural to urban centres', migration from neighbouring countries due to the battles in our borders have led to differences in the anthropometric structure of the society. These differences vary according to sex, age, race, and region of residence. A lot of studies have been done on this subject in many parts of the world and our country by using various techniques, and many articles, articles by anthropologists, anatomists and plastic surgeons have been the topic At this point in time, these studies are not only of a certain age group, gender and limited areas; it should be done in people of different ages, both genders, living in different regions. These studies should be done with the technical equipment that will provide the fastest, reliable and lowest cost result. In the literature related to the face that will reveal the differences according to the sexes, age, race, and the region where they live, the measurements should be obtained from the previously determined points and updated with the ratios between them and the regression analysis. By the standard data obtained, a data bank can be created which will help to re-identify from the face that can be experienced in the future and to solve the judicial events fastest.
Antroposen'in İzleri, 2023
Kelime karşılığı olarak Antroposen, insan çağı anlamını taşımaktadır. Etimolojik olarak Eski Yunanca'da "insan" anlamına gelen anthrōpos [ἄνθρωπος] ve "yeni" anlamını taşıyan kainos [καινός] kelimesinden türeyen bir takının birleşmesinden meydana gelmektedir. Kavramın sosyal bilimler alanında çok ilgi görmesinin belli başlı sebepleri vardır. Öncelikle Antroposen kavramı bir hikâye anlatma kapasitesine sahiptir. İnsanın tarihsel toplumsal serüvenini, yeryüzünün, toprağın, hayvanların, bitkilerin ve türlü canlılığın yaşamı ile birlikte anlatma imkânı verir. Antroposen ve onun etrafında örülen tartışmalar kitabımızın ortak temasıdır. Kavram ve eleştirileri kitabın tüm makalelerinin içinden geçiyor ve bu derlemenin yazarlarını ortak bir tartışma gündeminde buluşturuyor. Tüm bu ufuk açıcı makaleleri içeren Antroposen'in İzleri: İnsanın Dünya İle İlişkisi Üzerine Tartışmalar derlemesinin, Türkiye'de sosyal bilimler literatüründe kendine yeni yeni yer bulan Antroposen kavramının anlaşılmasına, tartışılmasına, kullanılmasına ve eleştirilmesine bir katkı sağlamasını umut ediyoruz.
BİR SANAT BİÇİMİ OLARAK ANTROPOMORFİZM / ANTHROPOMORPHISM AS AN ART FORM
ANTHROPOMORPHISM AS AN ART FORM, 2019
İnsanbiçimcilik olaraka ifade edilen antropomorfizm terimi, nesnelere, eşyalara veya hayvanlara insani nitelikler yüklemek olarak tanımlanabilir. Fabllardan hatırladığımız bu kişileştirme özelliği, bir tür öyküleştirme yolu olarak da sıkça karşımıza çıkar. Gerek edebi eserlerde, gerek sanat yapıtlarında, gerekse reklam ve tüketim odaklı ortamlarda eskiden beri kullanılan bir araç olan antropomorfizm kavramı, bu araştırmada sözel ve görsel bir sanat biçimi olarak ele alınarak incelenecektir. Ezop masallarından, Alice Hariklar Ülkesine, Beatrix Potter illüstrasyonlarından, yine bir kitap uyarlaması olan Winnie The Pooh gibi günümüz popüler çizgi filmlerine çocukların ve büyüklerin hayal dünyalarını derinleştiren bu kavramın metaforlar yaratarak kurduğu iletişimin oldukça etkili olduğu söylenebilir. Yeni dünyalar yaratmanın da etkin bir yolu olan antropomorfizim, empati gibi duygu durumlarının etkinleşmesinde bir araç olarak kullanılır. Anlama, anlamlandırma, çözümleme, yorumlama gibi zihinsel süreçlerin fantastik bir dünya içinde aktifleşmesini sağlar. Anahtar Kelimeler: Antropomorfizm, görsel sanatlar, kişileştirme, sanat biçimi.
DİLBİLİMDEN SOSYAL ANTROPOLOJİYE LÉVI-STRAUSS YAPISALCILIĞI
Giriş Yapısalcılık, ikinci dünya savaşını takip eden yıllarda ortaya çıkmış, kısa sürede antropolojiden dilbilime, edebiyat kuramından mimariye kadar birçok alanda etkili olmuş bir akımdır. Yapısalcılık her ne kadar 20. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmış olsa da aslında modern anlamda bilimsel bilginin temel niteliklerine tekabül eden bir mantığa dayalıdır. Daha doğru ifade etmek gerekirse, bilimsel faaliyetin soyut ve sembolik mahiyetine, araştırılan olgunun çeşitli ögelerin bir aradalığı ile açıklanmasına ve bu ögeler arasında bir izomorfizm olduğu iddiasına vurgu yapan yapısalcılık, zaten çeşitli bilimsel yaklaşımlarda zımnen içerilen çeşitli metodolojik ilkelerin bir araya getirilmesi biçiminde de anlaşılabilir (Runciman, 1969: 255). Yapısalcılık, bu manada sadece bir metodoloji değil, aynı zamanda bir teori niteliğindedir ve bu yanıyla da sübjektiflik ve ideolojik tarafgirliği bertaraf etme düşüncesine dayalı bir meta dil (Nutini, 1971: 540) geliştirme iddiasına rağmen mevcut bilimsel dilin içinde kalmaktan kurtulamamış, be nedenle de post-yapısalcılık olarak adlandırılan yeni bir konum tarafından aşılmıştır. Bu niteliklerine rağmen özellikle edebiyat eleştirisi, dilbilim, kültürel antropoloji ve dolayısıyla sosyal teorinin bütünü üzerinde çok önemli bir etkiye sahip olduğu ve anılan post-yapısalcı izleği anlamak için yapısalcılığın temel niteliklerine, gelişim safhalarına ve temel iddialarına aşina olmak halen geçerli bir ilgidir. Bu bağlamda burada, genel olarak Kıta Avrupası ya da Fransız yapısalcılığı olarak adlandırılan ve Fransız etnolog Claude Lévi-Strauss'un eserlerinde somutlanan metodolojik yaklaşım ve spesifik olarak da bu yaklaşımın üzerinde neşv-ü nema bulduğu kavram ve kabuller ele alınacaktır. Her ne kadar çeşitli farklı disiplinlerde farklı yönelimler biçiminde görünür olsa da aslında çeşitli farklılıklar arz eden yapısalcılıklar arasında ortak bazı karakteristikler söz konusudur. Bunların ilkini ampirik fenomenin altında yer alan, duyularla algılanamayan ancak ampirik olanı belirleyen derin unsurların yattığı düşüncesi oluşturur. Buna eşlik eden diğer nitelik ise sosyal fenomenin-hangi düzey ya da alan söz konusu olursa olsun-sınırlı sayıda unsurun farklı kombinasyon ve permütasyonlar bağlamında bir araya gelerek oluşturduğu ilişkiselliğe dayandığı düşüncesinde somutlaşır. Bu bağlamda yapısalcı perspektifte herhangi bir kültür ürünü ya da olgu, öncelikle duyu deneyimleri ile kavranamayacak olan derin ilişkilerin ürünü olarak ele alınmaktadır. Bu tutumun temelini ise yapısalcılığın temel
ÇEVRECİLERİN AFYONU? ANTROPOSEN YANILSAMALARI, GEZEGENİN İDARESİ & KAPİTALOSEN ALTERNATİFİ
Abstrakt, 2021
Herhangi bir hafta herhangi bir manşete göz atın ve bir mesajın açık olduğunu göreceksiniz: insanlık iklim değişikliğine neden oluyor. Örneğin ben bu yazıyı tamamlarken The Washington Post şöyle yazıyordu: "Yeni bir çalışma, dünya nüfusunun en az yüzde 85'inin insanların sebebiyet verdiği iklim değişikliğinden etkilendiğini gösteriyor."2 Bu bir istisna değil. 1980'lerden itibaren "insanların sebebiyet verdiği"-ya da antroposenik-ifadesi sayısız defa kullanılmıştır. Bu gazetecilik dilinin doğrudan İyi Bilim'i yansıttığı söyleniyor, ve İyi Bilim'i sorgulayan bir kimse şüphesiz irrasyoneldir. Etkili ideolojiler görgül (ampirik) gerçeklikler ve politik yorum arasındaki çizgiyi bulanıklaştırıyor. İnsan türünün bazı unsurlarının gezegendeki yaşamı bir gezegensel cehenneme doğru götürdüğü doğru. Bu jeolojik ve jeotarihsel değişim çoğunlukla Antroposen, yani İnsan Çağı olarak