EKONOMİ POLİTİK PERSPEKTİFTEN FİNANSALLAŞMA VE FİNANSAL İÇERİLME SÜRECİNDE DİJİTAL TEKNOLOJİLERİN YERİ (original) (raw)

Ekonomi̇ Poli̇ti̇k Perspekti̇ften Fi̇nansallaşma Ve Fi̇nansallaşma Süreci̇nde Di̇ji̇tal Teknoloji̇leri̇n Yeri̇

Sosyal Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 2019

Global capitalism has been trying to overcome the problem of over accumulation, which has been growing since the late 1960's, through the acceleration of financialization. In the 1970s, after the crises that emerged as a result of downturn trend in profit rates, the tendency of financialization become more evident in the process of neoliberal policies. The spread of precarious working methods as a result of the neoliberal policies, low income households became a part of financial inclusion by facilitating borrowing. Following the 2008 financial crisis, digital technologies have been used as an important tool in accelerating and increasing the scale of financial inclusion which has been brought to the agenda of the World Bank and G-20 countries. In this study, financialization and the use of digital technologies in financial inclusion process is evaluated from a political economy perspective. The study emphasizes that the main motive for the development of the content and equipment of this technologies, which emerge in the political context and institutional structure of neoliberalism, is the pursuit of profit. The production, consumption and distribution of this technologies in the financial area, which contents and equipment are subject to capitalist property, are made in line with the relations of capitalist production and they are controlled and regulated by the owners of power. Another result of this study is that the more widespread use of financial technologies through the developments in information and communication technologies leads to inclusion of greater portion of households, without high income, by the financial markets.

KURUMSAL EKOSİSTEMDE DİJİTALLEŞMENİN GİRİŞİMCİLİĞE ETKİSİ: SİLİKON VADİSİ VE TEKNOPARKLAR

Dijital Çağda Kurumsal Yönetişim, Sosyal Sorumluluk ve Sosyal Girişimcilik, 2021

Bu yazıda, Silikon Vadisinin bir taraftan insanlığın geleceğini şekillendirirken ve diğer taraftan girişimciliği herkes için erişilebilir hale getirirken neden kendisinin birebir tekrar edilemez bir yapı olduğunu, bütüncül bir yaklaşımla anlatmak istiyorum. Örnek alınacak ve öğrenecek çok şey vaad eden Silikon vadisi, herşeyi ile başka herhangi bir yerde kurulup, çalıştırılması mümkün olan bir model değil. Teknik olarak benzerleri oluşturulabilir ve ticari başarılar elde edilebilir ancak kültür, otonomi ve insan dokusu anlamında Silikon Vadisi özgün kalması ve yalnız yaşayıp, zamanı geldiğinde de yalnız ölmesi beklenen bir yıldızdır. Ancak, bizlere sunabileceği çok ışıltısı ve öğretisi vardır ve teknolojik gelişimin bir sonraki aşamasında üzerinde yükselebileceğimiz çok önemli bir öğrenme basamağı oluşturmaktadır. Bu basamak ilk etapta teknoparklara adım atmamızı sağlamıştır.

DİJİTAL ETKİLEŞİM TEKNOLOJİLERİNİN BELGESEL FİLMLERDE OLUŞTURDUĞU DÖNÜŞÜMLER: ETKİLEŞİMLİ BELGESELLER

ERASMUS Eğitim ve Sosyal Bilimlerde Uluslararası Akademik Çalışmalar Sempozyumu , 2019

Dijital teknolojilerin getirdiği yenilikler ve etkileşim gibi kavramlar; ekonomi, iletişim ve politika gibi farklı çalışma alanlarında etkisini hissettirmektedir. Bu dönüşümler yeni kavramsal yaklaşımları, açıklamaları ve disiplinler arası çalışmaları beraberinde getirmektedir. Belgesel yapımların tarihsel süreç içerisindeki gelişimleri incelendiğinde, sinema ve televizyon gibi ortamlarda gösterim için üretildikleri görülmektedir. İnternet, cep telefonları, web teknolojisi gibi yeni iletişim ortamlarının üretim sürecine girmesiyle anlatısal formlarında bir dönüşüm yaşanmaya başlamıştır. Gerçekleştirilen araştırmalarda etkileşim, katılım ve belgesel yapısında yeni anlatım olanakları gibi konular dijitalleşmenin etkileri odak noktasına alınarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Bu çalışmada, dijital teknolojilerin belgesel alanına olan etkileri etkileşimli belgesel kavramı çerçevesinde değerlendirilmektedir. Dijital teknolojiler belgesel alanını 1990’lı yıllardan itibaren artan bir biçimde etki altına almaya başlamıştır. Belgesel yapım alanında dijital teknolojilerin kullanılmasıyla hem ses ve görüntü kalitesi artmış hem de maliyetlerde bir düşüş yaşanmıştır. Belgesel yapımların çekim, yapım ve dağıtımı dijital teknolojiler sayesinde daha az kişiyle hatta tek bir kişiyle düşük maliyetlerle gerçekleştirilebilir hale gelmiştir. Ayrıca 1990’lı yıllarla birlikte tüm dünyaya yayılmaya başlayan İnternet ağı ile belgeselciler, bu yeni iletişim ortamıyla belgesel yapımların üretim ve dağıtımı arasında bir bağlantı kurma arayışına girmiştir. Sinema ya da televizyon için yapılmış olan belgesel yapımların seyircisiyle kurduğu tek yönlü olan pasif ilişkiden farklı olarak, etkileşimli belgesel, daha çok ilişkisel bir varlık olarak karşımızda durmaktadır. Gerçekleştirilen çalışmada seyircinin, yapımcısının ve yapımın karşılıklı etkileşime girdikleri ve belgeselin gerçekliğinin bu ilişki ağı içerisinde oluşturulduğu bir yapı olarak etkileşimli belgesele odaklanılmaktadır. Etkileşimli belgesel, yeni anlatısal yapıların oluşumu ve seyircisiyle kurduğu etkileşimli ilişki çerçevesinde değerlendirilmektedir. Çalışmada yöntem olarak literatür taraması kullanılmakta olup, etkileşimli belgesel örnekleri de elde edilen bilgiler doğrultusunda ele alınmaktadır. Anahtar kelimeler: Dijital teknolojiler, belgesel sinema, etkileşimli belgesel, belgeselde yeni anlatım olanakları, yeni medya. Transformations of Digital Interaction Technologies in Documentary Films: Interactive Documentaries Abstract Effects of innovations and concepts of interaction brought by digital technologies can be seen on different study fields such as economy, communication and politics. These transformations bring new conceptual approaches, explanations and interdisciplinary studies. When the development of documentary production in the historical process is examined, it is seen that they are produced for such environments as cinema and television. With the introduction of new communication environments such as the Internet, mobile phones and web technology, a transformation in the narrative forms has begun. In the studies carried out, topics such as interaction, participation and new narrative opportunities in the documentary structure were started to be evaluated by taking the effects of digitalization into focus. In the study, the effects of digital technologies on documentary field are evaluated within the framework of interactive documentary concept. Digital technologies have begun to increasingly influence the documentary field since the 1990s. With the use of digital technologies in the field of documentary production, both audio and video quality has increased and costs have decreased. With the help of digital technologies, shooting, production and distribution of documentary productions has become possible with less people and even one person at low costs. In addition, with the Internet network that began to spread all over the world in the 1990s, documentaries have sought to establish a connection between this new communication environment and the production and distribution of documentary productions. Unlike the passive relationship that the one-way documentary productions made for the cinema or television with the audience, interactive documentary stands as a more relational entity. The study focuses on interactive documentaries as a structure in which the audience, the producer and the production interact and the reality of the documentary is formed within this network of relationships. The interactive documentary is evaluated within the framework of the formation of new narrative structures and the interactive relationship with the audience. In this study, literature review is used as a method and interactive documentary samples are handled according to the information obtained. Key words: Digital technologies, documentary cinema, interactive documentary, new narrative opportunities in the documentary, new media.

DÖRDÜNCÜ GÜÇTEN DİJİTAL TEKNOLOJİLERE MEDYA VE DEMOKRASİ: EKONOMİ-POLİTİK BİR BAKIŞ

Demokrasi: Kavram, Kurum, Süreç (2023) Menderes Çınar (Derleyen), İletişim Yayınları, 2023

Bu yazıda ekonomi politik yaklaşımın ortaya koyduğu temel sorular içinden demokrasi ve medya ilişkilerini ele alacağız. Öncelikle medyaya ekonomi politik yaklaşımın Batı’da geliştiği biçimiyle temel dayanakları ve tarihsel olarak geçirdiği dönüşümler üzerinde duracağız. Ardından bölgelerarası medya rejimlerini Avrupa ve Amerika’ya ait mülkiyet kavramlarıyla çözümlemenin yeterli olmadığını; diğer terminolojik gelenekleri ve mülkiyet rejimlerini, ulus-ötesi medya sistemlerini ve iç içe geçmiş bölgeler-ötesi ya da Batı-ötesi medya uygulamalarını da analize eklemek gerektiğini öne süren yaklaşımların ışığında, medya ve demokrasi ilişkilerinin dönüşen yapısı üzerinde duracağız. Sonraki bölümde ekonomi-politik yaklaşım içinden sosyal medya ve mobil medya dahil olmak üzere, dijitalleşmenin medya ve demokrasi ilişkisini nasıl dönüştürdüğü sorusuna yanıt arayacağız. Son olarak medya demokrasi ilişkisinin bir başka boyutunu oluşturan, her yeni teknolojinin gelişimiyle birlikte yeniden müzakere edilen toplumsal güç ilişkileri ve dolayısıyla toplumsal cinsiyet ilişkilerinin, dijital teknolojilerle olan ilişkisi üzerinde duracağız.

BİLGİ EGEMEN OLMAKTIR: DİJİTAL TEKNOLOJİLERİN SİYASAL İLETİŞİM ÇALIŞMALARINDA ÖNEMİ

Giriş Tarım devrimi ve endüstri devriminin ardından gerçekleşen dijital devrimi üçüncü dalga olarak tanımlayan Toffler'e göre (2008: 17), bu dalga yeni bir yaşam tarzını ve uygarlığı da bera-berinde getirmiştir. Ortaya çıkan bu yeni yapı ve uygarlık bi-reylerin ilişkileri, iletişimleri ve davranış kalıpları üzerinde etki-li olmuştur. Dijital teknolojilerin gelişip yaygınlaşmasıyla birey-ler dijital alana katılma imkanı bulmuş, internet tüm dünyayı sararak bireyler ve toplumlar açısından küresel bir ortam ya-ratmıştır. Bireyler toplumsal yaşamdaki faaliyetlerini bu ortama taşımıştır. Bu sebepten ötürü iş adamları, siyasetçiler, devletler, sivil toplum kuruluşları dijital teknolojilerin egemen olduğu, büyük veri ve algoritmaların toplumun kültürel ve sosyal yapı-sını analiz etmeye imkan verdiği bu yeni ortamda hedef kitlele-riyle etkili bir iletişim kurmaya çalışmaktadır. Veriyi ve kitle iletişimindeki tüm yeni medya ağlarını birbi-rine bağlayan dijitalleşme, tüm sinyallerin bit adı verilen bir ve sıfırlardan oluşan parçaları şeklinde tanımlanabilir.

DERGİPARK VERİ TABANINDAKİ İİBF DERGİLERİNDE YAYIMLANAN "BİLİM VE TEKNOLOJİ" KONULU MAKALELERİN BİBLİYOMETRİK ANALİZİ

Kafkas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi (KAÜİİBFD), 2019

Bu çalışma; 1977-2018 yılları arasında 40 farklı üniversitenin iktisadi ve idari bilimler fakültesi dergilerinde yayımlanan hakem denetimli makalelerin bibliyometrik özelliklerini incelemek amacıyla hazırlanmıştır. Çalışmada, nitel araştırma yöntemlerinden biri olan bibliyometrik analiz tekniğinden yararlanılmıştır. Dergipark veri tabanından elde edilen 265 adet bilim ve teknoloji konulu makalenin bibliyografik incelenmesi yapılmıştır. Bilim ve teknoloji konulu makaleleri en fazla ele alan Üniversiteler Atatürk, Erciyes ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversiteleri olup, çalışmalara en fazla katkının Yrd. Doç. Dr. unvanına sahip yazarlar tarafından yapılmış olduğu tespit edilmiştir. Değerlendirmeler sonucunda iktisadi ve idari bilimler dergilerinde yayımlanan bilim ve teknoloji konulu çalışmaların %95,84’ünün Türkçe olduğu belirlenmiştir. İncelenen 265 bilim ve teknoloji konulu makalenin toplam atıf sayısı 1123’tür. Bulgulara göre, iktisadi ve idari bilimler dergilerindeki yayınlarda en sık atıf yapılan ilk 5 derginin Erciyes, Atatürk, Süleyman Demirel, Eskişehir Osmangazi ve Celal Bayar Üniversitesi dergilerinin olduğu saptanmıştır.

PANDEMİ SÜRECİNDE DİJİTAL TEKNOLOJİLERİN PERFORMANS SANATLARI ve MÜZİK PRATİKLERİNE ETKİSİ ÜZERİNE

Balkan müzik ve sanat dergisi, 2022

Öz: Son iki senedir deneyimlediğimiz Covid-19 küresel salgını, modern yaşamı ve modern yaşamın getirdiği temel alışkanlıkları etkilemekte, şimdiye kadar alışık olduğumuz gerek toplumsal gerek kültür sanat alanındaki yaşam pratiklerimizi derinden bir değişime zorlamaktadır. İçinde bulunduğumuz mevcut koşullar bizi elde ettiğimiz ve deneyimlediğimiz pratikler üzerinden yeni tanımlar yapmaya zorlamakta, bu adaptasyon süreci ile yaşadığımız pratiklerin, daha detaylı incelemesini yapmaya, üzerine daha detaylı düşünmeye itmektedir. Şimdiye kadar seyirci ve sanat eseri arasında kurulan doğrudan bağ, Covid-19 pandemisi sürecinde sekteye uğramış ve neredeyse kopma noktasına gelmiştir. Ancak dijital teknolojiler sayesinde, kültür ve sanat faaliyetlerinin birçoğu dijital ortama aktarılarak devam edebilmiş ve varlığını kısmen de olsa sürdürebilmiştir. Kültür ve sanat faaliyetlerinin dijital ortama aktarılması durumu hem sanatçı hem de seyirci için alışık olunmayan bir durumdur. Bugüne kadar sanat eseri ve seyirci arasında, sadece sahne gibi fiziksel mekânlarda kurulan bağın internet ortamına aktarılması, yeni bir pratik meydana getirmiştir. Bu yeni pratiğin ön kritiğinin yapılması, değerlendirilmesi ve bundan sonraki süreçteki etkisinin incelenmesi önemlidir. Bu çalışmada Covid 19 pandemisi sürecinde kültür-sanat dünyasının, dijital teknolojiler yardımıyla varlığını nasıl sürdürdüğü ve bu süreçte dikkat çekmiş bazı pratikler ele alınmıştır.