Gavustima Festivali: Mübadil Bir Topluluğun Yerlileşmesi ve Festivalin Kimlik İfadeleri (original) (raw)

Mübadil: Bir Kavram ve Kimliğin Menşei, Gelişimi ve Siyasallaşmasına Dair Bir Bahis

1923—2023 - 100. Yılında Türk—Yunan Zorunlu Nüfus Mübadelesi - Bellek, Kimlik, Yeniden İnşa, 2024

30 Ocak 1923 tarihinde Türkiye ve Yunanistan arasında nüfus mübadelesi kararının alınmasının ve söz konusu kararın hayata geçmesinin ardından yeni bir nüfus kategorisi ve bu kategoriyi tanımlamak için yeni bir kavram ortaya çıktı: Mübadil. Tanımı iki ulus-devlet ve yeni inşa edilmekte olan uluslararası hukuk tarafından belirlenen bu kavramın kaderleri, Türkiye ve Yunanistan'da farklı bir seyir izlemiştir. Yunanistan'da resmî kullanım dışında ve kısa ömürlü istisnalar haricinde hiçbir toplumsal ve siyasî karşılık bulmayan mübadil (ανταλλάξιμος or ανταλλαγέντας) kavramı Türkiye'de mübadeleye tabi insanlar tarafından benimsenmiş ve bu kavramın merkezinde durduğu bir kimlik inşa edilmiştir. Mübadil, insanların zorunlu yerinden edilmelerini takip eden yıllarda oldukça önemli ve etkili bir kimlik belirteci olarak toplumsal ve siyasal düzlemde varlık göstermiştir. 1920'lerin sonundan itibaren taşıyıcılarının siyasal ve kamusal alandan çekilmesiyle birlikte sessizliğe bürünen mübadil kimliği, Türk sağının "ötekilerinden biri" olarak bu ideolojinin ezoterik tarih okumasında kendisine yer bulmuştur. 1990'larla birlikte yeniden kamusal alanda dolaşıma giren bu kavram ve kimlik yeni içerikler edinmiş ve 2000'lerden itibaren günümüze kadar gelen süreçte ise Türkiye'nin siyasî dönüşümünde çekişmeli bir saha haline gelmiştir. Bu çalışma mübadil kavramının doğuşu, Türkiye ve Yunanistan'daki farklı gelişimi ve bu esnada edindiği siyasal anlamları tarihsel bir perspektiften tartışacaktır.

Yerli Halkın Perspektifinden Toplum Temelli Turizm: Yazılıkaya-Midas Vadisi Örneği

Turk Turizm Arastirmalari Dergisi, 2020

Toplum temelli turizm, yerel toplulukların ihtiyaçlarını karşılayan, kararlara katılımını önemseyen, kaynaklara erişimini kolaylaştıran ve gelirin yerli halk arasında adil dağılımını sağlamaya çalışan bir turizm çeşididir. Toplum temelli turizm aynı zamanda başta sosyoekonomik olmak üzere sosyo-kültürel ve çevresel açıdan doğrudan ya da dolaylı olarak yerli halkı etkileyebilecek pek çok dinamiği içerir. Bu dinamiklerden yola çıkarak, araştırmada, Yazılıkaya-Midas Vadisinin toplum temelli turizm açısından geliştirilmesinde yerli halkın bakış açısının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla veriler, nitel araştırma yaklaşımlarından yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak toplanmıştır. Katılımcılar, kartopu örnekleme yöntemiyle belirlenmiş, elde edilen veriler betimsel analiz yöntemiyle kategorize edilerek yorumlanmıştır. Araştırma sonucunda yerli halkın toplum temelli turizmin gelişimine karşı olumlu bir yaklaşım sergilediği belirlenmiştir. Bölgede yerel girişimciliğin özendirilmemesi, yerli halkın yaşam kalitesinin düşük olması ve bölgenin yerli halkın çıkarlarını gözeten katılımcı yönetim anlayışından yoksun olması ise olumsuz yönleri olarak değerlendirilmiştir.

FESTİVALLERİN YEREL KÜLTÜRE VE HALKBİLİM ÜRÜNLERİNE ETKİSİ ÜZERİNE BİR İNCELEME: GÖNEN ULUSAL OYA VE ÇEYİZ FESTİVALİ/FUARI

Festival kavramı ülkemizde çokça kullanılan ve birçok bölgede yılın belli zamanlarında düzenlenen çeşitli tanıtım, eğlence ve sergi etkinlikleri çerçevesinde yöresel, bölgesel ya da ulusal olarak hizmet veren bir oluşum olarak bilinir. Ülkemizde her bölgede o bölgeye has yetişen bir ürün, bir hayvan cinsi ya da bir halk kültürü öğesi üzerine festivaller düzenlenmektedir. Bu festivallerin birinci amacı genellikle bir ürünü tanıtma ve şehrin sesini duyurma ve şehri tanıtma çabasıdır. Özellikle yöresel çapta düzenlenen festivaller büyük pazarlar olarak nitelendirilebilir. Bu pazarlarda hem ürünlerin tanıtımı yapılır hem de bunların satışı ile maddi bir gelir sağlanır. Bu bağlamda yöreye ait olan bir ürün ekonomik ve tanıtım değeriyle halk üzerinde olumlu etkiler bırakır. Bu şekilde devam eden festivallere her geçen gün bir yenisi daha eklenmekte ve sayıları gittikçe artan festivaller ülkemizin dört bir yanına yayılmış vaziyette çeşitli zamanlarda görülebilmektedir. İşte bu yazıda da yöresel bir yarışmayla başlayıp daha sonra ulusal festivale dönüşen bir oluşumun işleyişi anlatılarak bu oluşumun kültürel yapıya, halkbilimsel öğelere, ekonomik düzene ve halkın kendi öz benliğine olan etkileri tartışılmaya çalışılacaktır. Özellikle bu yönde seçilen örnek Balıkesir ili Gönen ilçesinde senede bir kez düzenlenen bir festival ya da fuar olarak adlandırılan “Gönen Ulusal Oya ve Çeyiz Festivali/Fuarı”dir. Bu festivalde, adında anlaşılacağı üzere oya ve çeyizler sergilenir ve çeşitli yarışmalara sokulur. Özellikle burada adı geçen oya iğne oyasıdır. Gönen iğne oyasıyla meşhur olan bir ilçedir ve bu festivale de genel manasıyla oya ve çeyiz festivali adı verilmesine rağmen festivalin asıl yapısı iğne oyası üzerin kuruludur. Bu yazıda festivalde adı geçen oyaların tarihi durumu, festivalin başlangıcı, şu anda ki durumu, işleyişi ve bünyesinde barındırdığı etkinlikler sunularak halk kültürüne bir katkı sağlayıp sağlamadığı tartışılacaktır. Bu sayede de festivallerin kültürel değerlerin korunması, geliştirilmesi ve tanıtılması üzerine bir katkısının olup olmadığı sorusu cevaplanmaya çalışılacaktır.

Festi̇valleri̇n Yerel Halk Üzeri̇ndeki̇ Sosyal Etki̇leri̇: Beypazari Örneği̇

2017

Turizm bolgeleri icin onemli bir cekicilik unsuru olarak kabul edilen festivaller sinirli bir zaman ve mekân cercevesinde yapilan zevkli aktiviteler, eglenceler, festival karakteri tasiyan etkinlikler ya da bazi kavramlarin, konseptlerin, olaylarin, veya olgularin kutlanmasidir. Bu arastirmanin amaci kirsal bolgelerde yapilan festivallerin yerel halk uzerindeki sosyal etkilerini ve yerel halkin festivalle ilgili tutumlarini ortaya koymaktir. Bu amac dogrultusunda olusturulan anket Beypazari’nda toplam 320 yerel halk uzerinde uygulanmistir. Elde edilen veriler dogrultusunda yapilan analizler sonucu, yerel halk festivallerin sosyal faydalarinin sosyal maliyetinden daha fazla olduguna inandiginda festivalleri destekledikleri belirlenmistir. Arastirmadan elde edilen bir diger onemli bulgu da, yerel halkin festivalleri desteklemeleri ve gonullu olarak festivale katilmalari sonucunda festivallerin basarilari artmaktadir. Anahtar Kelimeler : Kirsal Turizm, Festivaller, Festivallerin Etki...

Karamanlı Mübadil Halk Kültürü Bağlamında Neokesaria Köyünde Geçiş Törenleri

ÖRNEK, Saim. Karamanlı Mübadil Halk Kültürü Bağlamında Neokesaria Köyünde Geçiş Törenleri, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2015. Bu çalışmada, mübadil Karamanlı Ortodoks inancına sahip bir topluluk olan Neokesarialıların sözlü kültürü bağlamında geçiş törenleri ele alınmaktadır. Geçiş törenleri, topluluğun geçmişten günümüze, içinden geçtiği tarihsel süreçler ve sosyo- kültürel bağlamlar çerçevesinde değişim-dönüşüm yönleri göz önünde bulundurularak incelenmiştir. Temel veri kaynağı alan araştırması olan bu çalışma için, elde edilen yazılı kaynaklarda ortaya konulan bilgilerden ve Küçük Asya Araştırmaları Merkezi Sözlü Kültür Arşivi derlemelerinden faydalanılmıştır. Çalışma Giriş, 3 İnceleme Bölümü, Sonuç, Kaynakça ve Ekler’den oluşmaktadır. Giriş kısmında, çalışmanın sınırları, amacı, önemi belirtilmiş ve çalışmada kullanılan yaklaşım ve yöntemler ortaya konmuştur. Birinci bölümde, bugüne kadar konu ile ilgili yapılmış çalışmalardan ve tarihsel kaynaklardan hareket edilerek Karamanlı Ortodokslar’ın adlandırılma biçimleri, yaşadıkları bölgeler, mübadele öncesi ve sonrası süreç, günümüz Yunanistan’ındaki durumları hakkında bilgiler verilmiş ve onlarla ilgili önceden yapılmış çalışmalar değerlendirilmiştir. İkinci bölümde, mübadele sonrasında Karamanlı Ortodokslar tarafından kurulan Neokesaria köyünün tarihi, coğrafi, beşeri ve sosyo-kültürel özellikleri ele alınmıştır. Üçüncü bölümde, günümüzde Neokesaria köyünde yaşamakta olan mübadil Karamanlı Ortodoksların geçiş törenleri, değişim-dönüşüm özellikleri bağlamında incelenmiştir. Sonuç kısmında, geçiş törenlerinin, sosyo-kültürel ve tarihsel bağlam içindeki değişim- dönüşüm yönleri genel çerçevede değerlendirilmiştir.

Giritli Mübadillerde Kimlik ve Toplumsal Hafıza

2005

Bu yazı İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültürel Çalışmalar Yüksek Lisans Programı kapsamında “Gündelik Hayatın Sosyolojisi” semineri için 2005’te kaleme alındı. Çalışmanın bir kopyası Lozan Mübadilleri Vakfı Arşivi’nde bulunmaktadır. Yazar, Müfide Pekin özelinde Lozan Mübadilleri Vakfı’na bu çalışmaya olan ilgi ve destekleri için teşekkürlerini sunar.

Yerelin Ulusaşırı Anlamı

İktisat Dergisi, 1999

Birgül Ayınan Güler* Y "erel yönetimler demokrasinin beşiğidir"; demokrasi, uzun yıllar bu beşikte uyutulmuştur. Son yirmi yıldan bu yana, yerel yönetimlerin demokrasiyi uyutma işlevi ikinci plana düşmüştür. Yeni sağın Icüreselleşme sürecini ilerietme araçlanndan biri olarak yerelleştirme politikası, yerel yönetimleri hızlı bir şekilde, toplumsal gelişmenin başlıca direnç noktalanndan birine dönüştürmektedir. Günümüzde yerel yönetimler, anti-demokratik yapı ve süreçlerin kurucu unsurlan olma kimliği ile öne çıkmak tadır. Yerel yönetimlerin anti-demokratik bir yapılan manın kurucu unsurlanna dönüşme süreci, ı 980'den bu yana Dünya Bankası yönetiminde tüm azgelişmiş ülkelerde uygulamaya giren "yapısal uyarlama reformlan" ile başlamıştır. Demokratikleşme adına uygulamaya konulan özelleştirme, serbestleştirme, ticarileştirme ve yerelleştirme politikalan, hep birlikte ulus-devleti ve merkezileşmiş kamu yönetimini geriletmek üzere kullanılmışlardır. Kamu kesimince boşaltılan alanlar, "sivil toplum örgütleri" ya da "katı lımcı yönetim birimleri" aracılığıyla çeşitli sermaye gruplan ve toprak sahiplerince doldurulmaya başlan mıştır. Üstelik bu yer değiştirme, yeni yönetici unsurlara yan ya da tam kamu gücü verilerek yapılmakta dır. Karsal Alanlar Katılırncılık ile yerel yönetimciliği eşsiz bir şekil de bir arada sunan bir örnek, tanmsaJ sulama sektöründe yaşanmaktadır. Dünya Bankası öncülüğünde 1 yalruzca Türkiye'de değil, Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Meksika gibi ülkelerde de uygulanan bu örneğin adı "Katılımcı Sulama Yönetimi"dir. Model, yönetimin şimdiye kadar yetkili olan kamu kurum ve kuruluşlarından alınarak bunun dışındaki kuruluşlara, genel olarak su kullanıcılarının oluşturduklan birliklere aktanlması ilkesi üzerine oturtulmuştur. Türkiye'de 1993 yılında uygulamaya giren model, belli bir sula

Bir Yerli Olma Bağlamında Dedikodu, Söylentiler ve Antakyalılık - GOSSIP, RUMOURS AND BEING ANTAKIAN IN THE CONTEXT OF BEING FROM SOMEWHERE

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2017

Öz Bir yerli olmaya ait unsurların belirlenmeye çalışıldığı " Bi(r)yerli " Olmak: Anlatı-lar ve İmgeler Üzerinden Antakyalılık " adlı sosyal antropoloji doktora tez çalışma-sında öne çıkan temalardan birisi de saha çalışmalarında görüşülen kişilerin Antak-ya kentine ait sıkça dile getirdiği ve yer yer yakındığı dedikodu ve söylentilerdi. İlk bakışta dedikodu ve söylenti olumsuz anlama sahip olsalar da her iki olgu da Sosyoloji, Psikoloji ve Sosyal Antropoloji gibi disiplinlerin merceği altındadır. Farklı etnisitelerden ve dinlerden insanların bir arada yaşadığı Antakya kentinde gündelik yaşamın söylemlerinin ve olaylarının aktaranı olarak dedikodu ve söylentiler, bi-reyler arası ilişkileri düzenlerken nelerin yapılmaması gerektiğini de bireylere anla-tır. Aynı zamanda, örtük olarak neyin yapılması gerektiğine veya nasıl yapılması gerektiğine işaret eder. Yapılmaması gerekenler üzerinden kültürel değerlerin sonraki kuşaklara aktarılmasını sağlarken geçmiş üzerinden bireyin kimliğini inşa eden önemli unsurlar olarak karşımıza çıkar. Dolayısıyla bu çalışmada, Sosyal Antropolojinin bakış açısıyla dedikodu ve söylenti kavramları içerdiği söylem bakımından 'bir yerli olma'ya sunduğu katkılar bakımından ele alınacaktır. Bu çalışma, 2016 yılında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından onaylanan " Bi(r)yerli " Olmak: Anlatılar ve İmgeler Üzerinden Antakyalılık " adlı sosyal antropoloji doktora tezinden üretilmiştir.