GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZCAADA’NIN GASTRONOMİK KİMLİK DEĞİŞİMİ (original) (raw)

GELENEKSEL GAZİANTEP MUTFAĞININ KUŞAKLARARASI BİLİNİRLİĞİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA

GELENEKSEL GAZİANTEP MUTFAĞININ KUŞAKLARARASI BİLİNİRLİĞİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA, 2016

Türk mutfağının en zengin yöresel mutfağını Gaziantep mutfağı oluşturmaktadır. Gaziantep mutfağı geçmişini tarihten alan ve Türk mutfağını önemli düzeyde temsil eden mutfaklardan birisidir. Bir mutfağın sürdürülebilirliğinin sağlanması ve gelecek kuşaklara ulaşmasında yerel halkın sahip olduğu mutfağı tanıması son derece önemlidir. Gerek sahip olduğu yemek sayısı gerekse farklı içerikli çok sayıda popüler yemekleri bünyesinde barındırmasıyla Gaziantep mutfağı, tıpkı diğer yöresel Türk mutfaklarında olduğu gibi geleneksel halini kaybetme tehlikesi ve unutulma riskiyle karşı karşıyadır. Yapılan bu araştırmanın amacını, Gaziantep mutfağı ve bu mutfağa ait yiyeceklerin bilinirlik düzeyinde genç, orta yaş ve ileri yaştaki kuşaklar arasında herhangi bir farklılık olup olmadığının ortaya konulması oluşturmaktadır. Bu amacın gerçekleştirilmesi için geliştirilen anket formu Gaziantep bölgesinde yaşayan ve her üç kuşağa ait toplam 600 yerel halk üzerinde uygulanmıştır. Araştırmada Gaziantep mutfağının bilinirlik düzeyi ise yöresel yemekleri tanıma ve yemeklerin yapılışını bilme olarak iki başlık altında incelenmiştir. Araştırmada veri elde edilen örneklem, Gaziantep’te ikamet eden ve en az üç kuşak Gaziantep’te yaşayan bireylerden seçilmiştir. Yapılan araştırmanın sonucunda, Gaziantep’te yaşayan yerel halkın Gaziantep yemeklerine ait bilinilirlik düzeyinin genel olarak ‘düşük’ olduğu tespit edilirken, yerel halkın yöresel ‘yemekleri tanıma’ ve ‘yemeklerin yapılışını bilme’ düzeylerinde ise kuşaklararası farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Gerek yemekleri tanıma gerekse yemeklerin yapılışını bilme düzeyinde en fazla bilgiye sahip olan grubun orta yaş kuşağı olduğu tespit edilirken en az bilgiye ise genç yaş kuşağının sahip olduğu tespit edilmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlar göz önüne alınarak Gaziantep mutfağının kuşaklararası bilinilirliğinin arttırılması ve gelecek kuşaklara yönelik sürdürülebilirliğinin sağlanması için bu konuya yön verebilecek paydaşlara çeşitli öneriler sunulmuştur.

OZBEK VE TURK DILLERINDE GASTRONOMIK BILESENLI DEYIMSEL

Bilge Tonyukuk Anısına III. ULUSLARARASI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATLARI ÖĞRETİMİ SEMPOZYUM BİLDİRİLERİ, 2021

Dilin deyimsel bileşiminde yer alan imgeler sistemi bir şekilde verilen dil topluluğunun maddi ve manevi kültürüyle bağlantılıdır ve bu nedenle kültürel ve ulusal deneyimine, geleneklerine ve ayrı bir etnik grubun ulusal karakterine tanıklık edebilir. Herhangi bir dilin gastronomik kelimeleri ulusal özgüllük ile karakterize edilir. Bu tür kelimelerin ve özellikle gastronomik bileşenli deyimlerin analizi, ilgili dillerde anadili olarak konuşanların dünyasının dilbilimsel resminin yeniden yapılandırılması ve anlaşılması için değerli bilgiler edinmeye yardımcı olur. Bu yönden bakarak gastronomi ve yeme tutumu her toplumun önemli bir değer yönelimi diyebiliriz. Dilin deyimsel bileşimi yapısı, halkların ulusal-kültürel kimliğinin ve tanımının aktarınmasında özel bir önemi vardır; imgeleri, insanların dünya görüşünü ve ulusal karakterini temsil ediyor. Bu makale, Özbek ve Türk dillerinindeki ekmekle ilgili deyimlere özenen materyallere dayananarak gastronomik bir bileşene sahip anlatım birimlerinin kültürel ve dilbilimsel analizine adanmıştır.

GOC BAGLAMINDA TOPLUMSAL UYUM GOSTERGELERI

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİBİLİMLER FAKÜLTESİDERGİSİ, 2020

Bu çalışmada “Mikro Sosyal Uyum Göstergeleri” dahilinde, göçmenler ve ev sahibi toplum arasındaki uyum sorunu ve uyumun makro ve mikro boyut ve göstergeleri analiz edilmiştir. Göç olgusu insanlık tarihi kadar eski olmasına rağmen, uyumun planlı bir şekilde ele alınması oldukça yenidir. Özellikle ikinci dünya savaşından sonra yoğun göç alan Batı ülkelerinde, 1970’li yıllardan sonra gündeme gelmiş olan uyum kavramı, o zamandan şimdiye kadar geçen dönem içerisinde, kavramın tanımlanması ve ölçümü için çeşitli göstergeler geliştirilmesi eylemlerini içeren bir süreç içine girmiştir. Uyum konusunun günümüzde anlaşıldığı şekli ile tanımlanma ve uyum göstergeleri geliştirme çalışmaları asıl olarak 2000’li yıllardan sonra başlamıştır. Bu çalışmanın, Türkiye’de 2011 yılından sonra çok yoğun bir sığınmacı akınına uğradığımız şu son yıllarda, daha önce göç ülkesi olmamamız dolayısı ile üzerinde çok fazla çalışma yapılmayan uyum alanında yapılacak yeni çalışmalara ışık tutacağı varsayılmaktadır. Çalışma için, uyum konusunun ele alındığı resmi kaynaklar, raporlar, makro uyum konusunda geliştirilmiş göstergeler ve bir AB projesi olan Cross-Borders Intercultural and Societal Entrepreneurs projesi dahilinde geliştirilmiş “Mikro Sosyal Uyum Göstergeleri”, “Uyum ve Ekonomik Refah için Müfredat El Kitabı”, “Yetişkin Eğitimcilerinin Kendilerini Değerlendirme Çerçevesi” gibi çıktılar birincil kaynaklar olarak analiz edilmiştir.

KENTSEL MEKÂNLARIN KAPİTALİST DÖNÜŞÜM SÜRECİNDE BİR DENEYİM ALANI OLARAK GASTRONOMİ MEKÂNLARI: ÜSKÜDAR VE BEŞİKTAŞ ÖRNEKLERİ

KENTSEL MEKÂNLARIN KAPİTALİST DÖNÜŞÜM SÜRECİNDE BİR DENEYİM ALANI OLARAK GASTRONOMİ MEKÂNLARI: ÜSKÜDAR VE BEŞİKTAŞ ÖRNEKLERİ, 2020

ÖZET Gündelik hayat, bireylerin dünyaya gelip büyüdükleri verili bir alan olması nedeniyle çoğu kez üzerine yeteri kadar irdelenip düşünülmeyen bir zaman ve mekân örgütlenmesinden oluşmaktadır. Gündelik hayatın, görünen ve algılanan veçheleri dışında ideolojik çok eksenli boyutları bulunmaktadır. 1960’lı yıllarla birlikte ideoloji tartışmalarında bir dönüşüm yaşanarak ideolojik büyük anlatılar yerlerini postmodern kültür içerisinde gündelik hayat pratiklerine bırakmıştır. Neo-Marksist düşünceler çerçevesinde Henri Lefebvre’nin katkılarıyla, ideoloji tartışmalarında gündelik yaşamın kurucu öğeleri olarak, kapitalizmin zamansal ve mekânsal örgütlenmesi ön plana çıkarılmıştır. Kapitalizmin günümüzde ulaştığı neo-liberal ekonomik aşamada tüketim etkinliği ve bireyin imajlarla çevrili yaşam evreni kültürel alanın temel özelliklerini oluşturmaktadır. Geleneksel toplumda iktisadi etkinlikler gereksinimler üzerinden gerçekleşirken, kapitalizmin ulaştığı aşama olan tüketim toplumunda ise sistem tarafından üretilen ve yapay olarak oluşturulan istekler üzerinden işlerlik kazanmaktadır. Günümüzde bireylerin temel yaşamsal etkinliği olan yeme içme eylemleri de bu yapıya uyum sağlayarak bir gösteri nesnesi haline dönüşmüştür. Küreselleşen kapitalist pazar içerisinde yemeğin hazırlanmasından, pazarlanmasına ve tüketilmesine kadar geçen süreçlerin içerisinde, egemen kapitalist güçler bu planlamalarda söz sahibidir. Bu açıdan bakıldığında gastronomi bir uzmanlık alanı olarak tüketim toplumunun işlerlik kazanmasında ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Özellikle kentsel alanda kozmopolitan olarak tanımlanan dünya vatandaşlığı içerisinde küresel bir beğeni ve haz kültürü haline dönüşen gastronomi, medya aracılığı ile yaratılan imgeler ve yaşam tarzlarıyla dolaşıma sokulmaktadır. Bu çalışma, kapitalist dinamikler tarafından özellikle kentsel alanlarda yaratılan mekânsal dönüşüm sürecine odaklanmaktadır. Kentsel mekânın tüketim toplumu değerleri ile şekillendirildiği günümüzde gastronomi mekânları öne çıkan mekânsal pratiklerdir. Mekânın ideolojik doğası bu alanlara da sirayet ederek gerek içine katma gerekse dışlama stratejileri üzerinden işlemektedir. Bireysel kimliğin ise bu konularda önemli işlevleri vardır. Toplumların geçirdiği dönüşüm içerisinde gastronomi ve medya alanının kesişimin de kültürün ve kimliğin deneyimsel pratik aldığı günümüzde konunun kuramsal düzeyde tartışılması bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler: Mekânın Toplumsal Üretimi, Kentsel Mekân, Gastronomi, Gündelik Hayat, Tüketim Kültürü, Kimlik, Medya ABSTRACT As daily life is a rich environment in which individuals grow and develop, it usually consists of an oft untouched and thus neglected layering of time and space. Apart from the visible and perceived possibilities, daily life also consists of many ideological dimensions. The 1960’s brought with it a revolution within ideological debates that replaced grand theories with the practicalities of postmodern culture as a framework of thought. With Henri Lefebvre’s contributions to Neo-Marxist philosophy, the systemization of capitalism in a temporal and spatial sense came to the fore as a constitual component of daily life. In the current stage of neo-liberal economy that capitalism has achieved, the activity of market consumption wherein an individual is surrounded (perhaps enclosed?) by images, comprises the current core of the cultural environment. In traditional society, while economic activities and transactions occur out of necessity, the consumer society that capitalism has created is based upon an artificially produced circle of wants. Today, the basic needs of food and drink undertaken by individuals contributes to this system via turning it into a symbolic act that lends conformity to the backdrop of consumption. In the globlizing capitalist market which consists of everything within the timeframe of the preparation to the advertising to the consumption of food, ruling capitalist countries hold veto in such planning. From this perspective, gastronomy holds a ruling as an expertise that holds particular influence over the workings of the consumer class. Emphasizing itself most strikingly in areas defined as metropolitan within urban centres that hold a universal citizenship of enjoyment in the form of shared satisfaction regarding food, this environment is aided by media images and lifestyle choices and spreads itself amongst the masses by doing so. This work focuses on capitalist dynamics of power; in particular, those pertaining to the environmental creation in urban areas. That the urban environment is shaped by consumer culture is evident in environmental practicalities used in gastronomical planning. The ideological production of environment as a cultural concept of habit thus takes effect via the inclusion/ exclusion of certain elements. Regarding such areas, individual identity plays an important role in such functions of habit. Exchange and media form the topic of this work; that is, the organized debates regarding modern society in which such ideas of economy take on life as experimental yet practical parts of culture and identity. Keywords: Social Production of Space, Urban Space, Gastronomy, Daily Life, Consumer Culture, Identity, Media

GASTRONOMİ TURİSTLERİNİN HEDONİK TÜKETİM VE GÖNÜLLÜ SADE YAŞAM TARZI DAVRANIŞLARI

ÖZET Gastronomi turistlerinin hedonik tüketim ve gönüllü sade yaşam tarzı davranışlarını belirlemek, bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Çalışmada ayrıca, gastronomi turistlerinin sosyo-demografik değişkenleri de belirlenmek istenmektedir. Araştırmanın evrenini, 2019 yılında İstanbul'u ziyaret eden gastronomi turistleri oluşturmaktadır. Araştırmadaki veriler, alan yazına bağlı olarak geliştirilen anket aracılığıyla toplanmıştır. Geliştirilen anket, 20 Şubat ile 10 Mart 2019 tarihleri arasında İstanbul'u ziyaret eden ve ziyareti esnasında gastronomi deneyimi yaşayan yerli gastronomi turistlerine kasti örnekleme yöntemi kullanılarak online olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmada 440 anketin verileri analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda; gastronomi turistlerinin çoğunluğunun kadın, 23-37 yaş aralığında, lisans mezunu, özel sektör çalışanı, iyi bir gelire sahip, bekar bireyler oldukları bulgulanmıştır. Ayrıca gastronomi turistlerinin hedonik tüketim ve gönüllü sade yaşam tarzı eğilimleri gösterdikleri ve bu eğilimleri arasında aileleri için tüketimde bulundukları zaman mutlu olurken, gelecekte kendilerine yetebilecekleri bir yaşam sürmeyi istedikleri tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Gönüllü Sade Yaşam Tarzı, Hedonik Tüketim, Gastronomi Turisti.

İYİ, GÜZEL, ÖZGÜN YEMEĞİN PEŞİNDEKİ YOLCULUK: GASTRONOMİ

ÖZET Bu çalışmada kimilerine göre bir kültür ögesi olan kimilerine göre ise yemek sanatı olan gastronomi olgusunun güzeli arayış felsefesi içerisinde irdelenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda gastronomi, gastronomi turizmi olguları ve çeşitli gastronomi akımları literatür taraması ile incelenmiştir. Sonuç olarak diğer kültür ve sanat unsurlarında olduğu gibi yalnızca gastronomi kavramının bile iyi, güzel yemeğe ulaşma anlamında bu felsefe içerisinde değerlendirilebileceği, buna bağlı olarak kişilerin bu yemeklere ulaşmak için gastronomi turizmine katıldıkları anlaşılmıştır. Bunun dışında güzelin göreceli bir kavram olmasından hareketle farklı kesimlerin güzel yemeğe ulaşma konusunda farklı yöntemlere ve felsefeleri olduğu görülmüştür. Bundan sonrada kişilerin güzel ve özgün yiyecekler ortaya çıkarma ve bunlara ulaşma konusunda daha farklı akımlar oluşturacağı ve denemeler yapacağı da su götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Anahtar Kelimeler: Gastronomi, gastronomi turizmi, moleküler gastronomi, füzyon mutfak, yavaş yemek