Türkiyede Orta Ölçekli Kentsel Alanlar Sorununa Çözüm Arayışları Zonguldak Örneği (original) (raw)
Related papers
Bir Kamu Politikası Açığı: Orta Ölçekli Kentsel Alanlar Sorunu
Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2014
The Law no. 6360 includes important and radical regulations for the metropolitans. Accordingly, establishment criteria of metropolitan municipality were stretched fairly; were boiled down to criteria of provincial‟s population exceeds 750 000. 14 new metropolitan municipalities were founded; number of metropolitan municipality was increased to 30. Borders of all of metropolitan municipalities were extended to provincial civilian administration borders by this regulation. This regulation which responsive to cities‟ expectations and interferences to be a metropolitan is a regulation. 63 medium sized cities/urban areas were included in metropolitan municipality model by this regulation. However, when we take into consideration to population of provincial, there are 61 medium sized cities which the great majority are far away to be metropolitan municipality in today‟s Turkey. Problem of medium sized urban areas is a critical public issue. Current problem of these cities about management and operate service have been waited for a solution yet. It has not been developed an effective policy about this issue. This study aims to review situation of medium sized urban areas after the Law no. 6360, to draw attention to public policy deficit and weakness of current models for solve the problem of these areas.
Kentsel Alanda Çocuk ve Çocuk Oyun Alanları: Giresun Merkez İlçe Örneğinde Bir Araştırma
OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 2020
Bu araştırmada, çocuk oyun alanları üzerinden yerel politikalarda çocuğun ne düzeyde karşılık bulduğu incelenmektedir. Araştırmanın kapsamını Giresun merkez ilçede bulunan 28 mahalle oluşturmaktadır. Kapsam dâhilinde ilçede yer alan çocukların %70'nin yaşadığı 8 mahallede bulunan 37 adet oyun alanı, nitel araştırma yöntemleri aracılığıyla inceleme konusu yapılmaktadır. Araştırmada, mahalle bazlı 0-14 yaş çocuk verileri TUİK'ten ve mahallelerde yer alan oyun parklarının bilgileri ise Giresun Belediyesi'nden elde edilmiştir. Diğer taraftan oyun alanlarının ve elemanlarının niceliksel ve niteliksel durumunun elde edilmesi için ise formdan yararlanılmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre, kentleşmesini sürdüren yeni olarak nitelendirilecek mahallelerde, oyun alanı miktarının artığı, çocuk başına düşen alanın 9.3 ile 1.5 m 2 arasında değişkenlik gösterdiği, fakat oyun alanının bulunmadığı mahallerin varlığı tespit edilmektedir. Oyun alanlarının fonksiyonelliği, bakımı ve güvenliği açısından "orta" düzeyde bir durumun olduğu; oyun elemanları açısından kaydırak ve salıncağın öne çıktığı ve çocuklar arasında etkileşime aracı olabilecek geleneksel oyunların yer almadığı görülmektedir.
Kentlilerin Kıyı Alanı Düzenlemesine Bakışı: Alaplı Örneği
DergiPark (Istanbul University), 2018
İnsanoğlunun yerleşimlerinde suya yakın yerleri tercih ettiği bilinen bir gerçektir. Kentin doğal formuna uyum gösterebilen, kent kültürüne ve kullanım tarzına duyarlı, sürdürülebilir nitelikteki kıyı alanı planlamaları kentlerin gelişimi açısından önemlidir. Kıyı alanlarının canlandırılmasının kente fiziki, ekonomik, toplumsal açıdan faydalar sağladığına dair çok sayıda araştırma yapıldığı bilinmektedir. Zonguldak'ın Alaplı ilçesi de bir kıyı kentidir. Alaplı yıllarca Akçakoca-Kdz.Ereğli ekseninde bir geçiş niteliği sürdürmüş ve kıyı alanı kullanımı fonksiyonuna sahip olamamıştır. Sonrasında kıyı dolgu alanı üzerinde düzenleme çalışmaları yapılmıştır. Bu araştırmanın amacı, Alaplı kıyı alanı düzenlenmesinin kent halkı açısından nasıl değerlendirildiğini betimlemektedir. Alaplı'nın 4 adet mahallesi bulunmaktadır. Her mahallede 50 adet olmak üzere 200 katılımcıya anket uygulanmıştır. Katılımcılar rastlantısal olarak seçilmiştir. Alaplı halkının kıyı alanı düzenlemesinden oldukça memnun olduğu, sıklıkla kullandığı, fonksiyonu kent açısından olumlu değerlendirdiği görülmektedir. Kentlerin sosyal yaşamı en önemli güçlerden birisidir. Toplumsal örgütlenme ve uzlaşma kültürünün yerleşebilmesi kentlerin fiziki yapısının nasıl düzenlendiğine bağlı olarak şekillenebilir. Kıyı alanlarının düzenlemesi yerel kalkınmanın fiziki, sosyal ve ekonomik katkıları bakımından olumlu niteliktedir. Ancak, kentsel yerel değerlerin sürece katkısı ve katılımcı ortam sağlanması uygulamanın benimsenmesi açısından fayda sağlayacaktır.
Aydın Kenti Örneğinde Çocuk Oyun Alanlarının Hizmet Yarıçaplarının Araştırılması
Mehmet Akif Ersoy üniversitesi fen bilimleri enstitüsü, 2020
Bu araştırmada, Aydın kent merkezinde yer alan çocuk oyun alanlarının yaş gruplarına göre uygunluğu, yerleşim içindeki dağılımları ve hizmet yarıçapları incelenmiştir. Çocuk oyun alanları yaşlara göre 6-23 ay, 2-5 yaş ve 5-12 yaş olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Çocuk oyun alanlarının ulaşılabilirlikleri incelenirken 6-23 ay için 200 m, 2-5 yaş için 350 m, 5-12 yaş için ise 500 m hizmet yarıçapı esas alınmıştır. Çocuk oyun alanlarının hizmet yarıçapları "ArcMap 10.7" programında "Tampon analizi" yapılarak incelenmiştir. Cumhuriyet mahallesinin 6-23 ay grubu çocuk oyun alanları bakımından en iyi ulaşılabilirliğe sahip olsada yetersiz olduğu tespit edilmiştir. 6-23 ay grubu çocuk oyun alanları tüm mahallelerde ulaşılabilir değildir. 2-5 yaş grubu çocuk oyun alanları açısından Meşrutiyet mahallesi en yüksek ulaşılabilirliğe sahiptir. 2-5 yaş grubu çocuk oyun alanları ulaşılabilirlik değerlerini tam olarak karşılayamamaktadır. 5-12 yaş grubu çocuk oyun alanları mevcut mahallelerin yarısında ulaşılabilir niteliktedir. Aydın kent merkezinde yer alan çocuk oyun alanlarının ulaşılabilir olmadığı tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda, çocuk oyun alanlarının hizmet yarıçapı gözetilerek planlanmadığı belirlenmiştir.
2013
Kentsel yesil alanlar, kentlerde bulunan parklar ve kent icinde yer alan kucuk olcekli yesil alanlar olup, bina catilari ile ev bahceleri de kentsel yesil alan olarak kabul edilebilmektedir. Kentsel yesil alanlar surdurulebilir kentsel yasama essiz katkilar saglamakta olup buna iliskin ana stratejilerin genellikle daha fazla park ve bahce uretilmesi ile dogal mirasin korunup gelecek nesillere aktarilmasi noktalarinda toplandigi gorulmektedir. Surdurulebilir gelismenin uluslararasi odak noktalarindan biri haline gelmesi ile birlikte kentsel cevrede yer alan yesil alanlarin ustlendikleri role duyulan ilginin son yillarda arttigi gozlemlenmektedir. Bunun yani sira 2013 Mayis’inda baslayip Turkiye ve bir kisim dunya medyasinin gundeminde uzunca zaman yer alan Gezi Parki olaylari da kentsel yesil alan olgusunun onemini bir kez daha kamuoyunun gundemine tasimistir. Genclere yesil alanlarin onemi uzerine egitim vermek kentlerimizin gelecegi acisindan cok onemlidir. Ogrencilerin kentsel yes...
Orta Ölçekli̇ Kentler Ve Sürdürülebi̇li̇r Kentsel Geli̇şme
Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 2019
Yaşam alanı olarak kırsal alan yerine kentsel alanların tercih edilmesi rastlanır bir durumdur. Ancak kentsel hizmetlerin paylaşımı kent yaşamını zorlaştırabilir. Bu nedenle kırsal ve kentsel alanların geçişi niteliğinde olan orta ölçekli kentler dikkat çekmektedir. Orta ölçekli kentlerin özelliği dışarıya göç vermesi ve ekonomik yapılarının zayıflamasıdır. Bunun yanı sıra mevcut ekonomik, teknolojik ve sosyal gelişmeler orta ölçekli kentin aleyhine olmakta, büyük kentler karşısında iş ve nüfus kaybetmektedirler. Ancak tüm bunlara rağmen, orta ölçekli kentler birçok yönden cazip yerleşim yerleridir. Büyük kentlerin yaratmış olduğu olumsuzluklardan kaçmak isteyenler için alternatif konumdadır. Ayrıca, orta ölçekli kentler sürdürülebilir kentsel gelişme açısından önemli avantajlar sunmaktadırlar. Bu çalışma; dünya genelinde önemi giderek artmakta olan "orta ölçekli kent" kavramını farklı boyutlarıyla tartışarak; sürdürülebilir kentsel gelişme açısından değerlendirmesini yapmaktadır.
Planlama Dergisi, 2018
The maintenance of urbanisation in Turkey appears to be on a trend whereby it will lead to further lack of solution in the existing situation not only by reason of its effect in terms of magnitude and dispersion on population movements and settlements, but on the basis of its multidimensional nature including social, ecological, economic politic and rural-urban associations. This unsustainable trend of urbanisation stems from the domination of neoliberal urbanisa-tion policies aiming at rapid development which the state turns a blind eye to by extending merely limited and insufficient interventions in response. Such a trend bears similarities in developing countries notably including Turkey and around the world and brings along with it necessities for varying solutions. The qualitative and quantitative domination of urban spaces is prescribed to continue to disperse itself in near future with small-sized cities pointed out as the type of settlement to accommodate the population increase arising from such a trend. Such settlements will thus be positioned as a special and prioritised element in suggestions for new approaches to urbanisation. Medium-sized cities have not been discussed outside the axes of population and basic socioeconomic development so far. However, these cities may constitute the main axis of a significant approach focusing on solutions on the basis of different potentials, characteristics, and linkages for the unsustainable course of urbanisation observed in Turkey. The present study concentrates on small-sized cities as a means to find a new pathway in the midst ÖZ Türkiye kentleşmesinin, sadece nüfus hareketleri ve yerleşim-lerin büyüklük ve yayılma etkileri bakımından değil, toplumsal, ekolojik, ekonomi-politik ve kır-kent ilişkilerine dair sorunlar içeren ve devam etmesi halinde mevcut durumu daha da çö-zümsüz kılacak bir gidişatı söz konusudur. Hızlı büyümeye ça-lışan ve neoliberal kentleşme politikalarının baskınlığına sınırlı ve yetersiz müdahalesiyle devletin de göz yumduğu bu sürdü-rülemez kentleşme eğilimi, gelişmekte olan ülkeler kadar dünya geneli için de benzerlikler taşırken farklı çözüm arayışlarını da beraberinde getirmektedir. Yakın gelecekte kentlerin niteliksel ve niceliksel baskı ve yayılmasının süreceği ve bu gidişata daya-lı artan nüfusu en çok barındıracağı öngörülen yerleşme türü olan orta ölçekli kentlerinse (OÖK) önerilecek yeni kentleş-me yaklaşımları içinde özel ve öncelikli bir yere sahip olması gerekmektedir. Şimdiye kadar nüfus ve temel sosyo-ekonomik gelişme ekseni dışında ele alınmayan OÖK, ülkemizdeki sür-dürülemez kentleşme seyri için farklı potansiyeller, nitelikler ve ilişkiler üzerinden çözüm yaklaşımının temelini oluşturabi-lecektir. Türkiye kentleşmesinin sürdürülemezliğinde, yeni bir yol arayışı için OÖK'yi odağına alan bu çalışma bu bakımdan OÖK'nin hangi niteliksel boyutlar ile ele alındığında kentleşme-Planlama 2018;(Ek Sayı 1):73-90 |
Türkiye’de Şehir Planlamanın Kademelenmedeki Sorun Alanlarının Saptanması ve Çözüm Önerileri
Turkish Studies-Economics, Finance, Politics, 2023
Planlama, belirli hedefler doğrultusunda geleceği şekillendiren karar alma sürecidir. Bu sürecin bütünsel ve doğru şekilde işleyebilmesi için planlamayla ilgili kurumların görevlerinin net bir şekilde tanımlanması, kurumsal yetki ve hizmet sınırlarının görevi sürdürecek nitelikte doğru belirlenmesi ve planlama mevzuatının işlerliği sürdürecek düzeyde belirlenmiş olması gerekmektedir. Ancak Türkiye’de mekânsal planlamayı yönlendiren 3194 sayılı İmar Kanunu ve Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin dışında, her ölçekteki plan yapım ve onay aşamalarına dâhil olan kurumlar ve mevzuatları, tanımlanan ideal sürecin tamamlanmasını geciktirmektedir. Çünkü planlama hiyerarşisinde yer alan planların kurumsal yetki açısından belirsizliklerinin yanı sıra ilgili mevzuatta tanımlı bazı planların ise kim tarafından yapılacağı, onaylanacağı ve yapılmasında zorunluluk olup olmadığı belirsizdir. Ayrıca, Türkiye’de üst ölçekli planlar ile alt ölçekli planlar arasında ilişki kurulamaması uzun vadede bütüncül yaklaşımla ele alınması gereken sosyal, ekonomik ve ekolojik politikaları ve planlama kararlarını etkisiz hale getirmektedir. Bu çalışma, Türkiye’de mevzuatta belirlenmiş yetkili kurumları ve kurumların görev alanlarını, planlama hiyerarşisi kapsamında yer alan planları ve mevzuatta adı geçmekle birlikte henüz uygulanmamış ve kim tarafından yapılacağı belli olmayan planları inceleyerek mevcut haliyle Türkiye’de planlama kademelenmesindeki sorun alanlarını ortaya koyacak ve ideal planlama süreci için önerilerde bulunmaktadır. Bu nedenle çalışma öncelikli olarak Türkiye'deki planlama hiyerarşisinin sorunlarından yola çıkarak mevcut hiyerarşinin iyileştirilmesi için eksiklikleri tespit etmeyi ve gereksinimleri belirlemeyi amaçlamaktadır.