Sanatçı İnci Eviner’de, Temsilden Gündelik Hayata Mekân: Biz, Başka Yerde (original) (raw)
2019, YAPI Dergisi
11 Mayıs – 24 Kasım 2019 tarihleri arasında gerçekleştirilen Venedik Bienali 58. Uluslararası Sanat Sergisi Türkiye Pavyonu (1) için “Biz, Başka Yerde” (2) işini üreten sanatçı İnci Eviner (3), kırk yılı aşkın süredir sanat üretimi, performatif araştırma ve eğitim (4) pratiğinin içinde yer almakta. Desen ve fotoğraf ağırlıklı erken çalışmalarının yanı sıra, özellikle 1990lı yıllarda tasarladığı heykelleri ve mekânsal yerleştirmeleri ile 2010’lu yıllarda üretmeye başladığı video yerleştirmeleri sanatçının üretim, araştırma ve düşünme pratiğinin kapsamlı çeşitliliğini sergiliyor. İşlerinin çoğunda beden normunun ve toplumsal cinsiyet rollerinin eleştirisi, öznellik potansiyellerini araştıran, normatif cinsel kimliklerinden kurtularak eyleme geçen kadın bedenlerinin performansları ön plana çıksa da kentsel coğrafyadan donatıya uzanan ölçekler arasında sürekli bir mekânsal ilişkilenme biçiminin de var olduğu fark edilir. Özellikle, 2009 yılında ürettiği Harem videosu ile birlikte sanatçı, mimari temsillerle daha sıkı bir ilişkiye geçer. Video işlerinin çoğunda mimari plan, kesit, perspektif gibi mekân temsillerinden, coğrafi haritalardan, hava fotoğraflarından çokça faydalanır. Bu temsilleri kendi jestüel çizimleriyle özgün desenlere dönüştürür; beden performanslarıyla, film kareleriyle, yıllar içinde oluşturduğu imge sözlüğünden çıkıp gelen nesnelerle, ses kompozisyonlarıyla, mekânsal strüktürlerle buluşturur ve bizi mekansal temsillerden yaşanan/yaşayan mekâna götürür. Mimari temsil, belirli bir güç merkezinin ideolojik kurgusunu, ideal ve tasarlanmış üst anlatısını, kontrol stratejisini tasavvur eder. Ancak, Eviner’in canlandırdığı mimari temsillerde yaşantının ve gündelik olanın taktikleri açığa çıkar. Figürlerin bedensel performanslarıyla yeniden ürettiği mekanlar, ideal ve normatif biçimde tasarlanmış olanın değil, yaşanan, deneyimlenen, beklenmedik olayların yarattığı kesintileri, aksaklıkları ve defoları ortaya koyar. Mekân, temsilden yaşantıya, gündelik olana açılır; bir başka deyişle gündelik taktikler, yukarıdan bakılarak kurgulanan üst anlatıları ve stratejileri yıkıma uğratır.