"İran Devrimi’ni Okumak: Türkiye’de Basılan İran Devrimi Konulu Kitaplar Üzerine Bir Değerlendirme", Mülkiye Dergisi, 43: 4, 2019, pp. 707-730. (original) (raw)

1979 yılındaki İran Devrimi’nin, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çoğu İslamcı hareket üzerinde büyük bir etkisi olmuştur. Devrimin ardından Türkiye’de devrime yönelik farklı tepkiler ortaya konulmuştur. Siyasi alanda Türkiye’nin üç önemli endişesi bulunmaktadır. Bunlar, İran’ın toprak bütünlüğünün bölünmesi endişesi, İran’ın komünizmin etkisi altına girmesi endişesi ve İran’da kurulan şeriat rejiminin endişesidir. Siyasi endişelerin aksine Türkiye ve İran’ın ekonomik ilişkileri gelişerek devam etmiştir. Toplumsal düzeyde ise iki farklı görüş bulunmaktadır. Türkiye’deki İslamcı çevreler İran Devrimi’ni farklı biçimlerde algılamışlardır. Bu hareketler içerisinde Devrim’i tümden reddedenler ya da İslami bir devrim olarak kabul edip mezhebi yönden eleştirenler olduğu gibi, devrime tamamen olumlu yaklaşıp benimseyenler ve benzeri bir devrimi Türkiye’de de gerçekleştirmek isteyenler de olmuştur. İlk gruba göre İran Devrimi İslami bir devrim değildir ve Batı’nın ya da Sovyetlerin etkisi altında gelişmiştir. Şiiliğe karşı olumsuz bir tavra sahip bu gruba göre Şiilik, İslam’a fitne sokmaktadır. Buna ek olarak, İran Devrimi’nin lideri Ayetullah Humeyni dini araçsallaştırmakta ve Şiiliği bir din gibi sunmaktadır. Bu sebeple İran Devrimi’ne karşı çıkılması gerekmektedir. Diğer grup ise Şiiliği İslami bir mezhep olarak görmekte ve İran Devrimi’nin ezilenlerin yanında ve müstakberlere karşı yapılmış bir uyanış hareketi olduğunu düşünmektedir. Devrim’e yönelik bu farklı bakışlar siyasal ve toplumsal hayatı etkilemesinin yanı sıra etkilerini basılan kitaplarda da göstermiştir. Propaganda niteliğinde sayılabilecek bu kitaplar, devrimi farklı yönlerden ele almışlardır. Kitaplardan bazıları, dini ve milli kimlikler üzerinden bir öteki algısı yaratma ve böylelikle İran Devrimi’nin Türkiye toplumuna ve Türkiye’deki yerleşik dini yapıya yabancılığını vurgulayarak devrimin olası etkilerini azaltmayı amaçlamıştır. Bazıları ise devrimin ve devrimi gerçekleştiren kadronun öne sürdüğü evrensel ve kapsayıcı dini anlayış çerçevesinde devrimin önemini Türkiye’ye tanıtmayı hedeflemiştir. Çalışma bu bağlamda, Devrim’den sonra Türkiye’de yayımlanan ve İran Devrimi’ni konu edinen söz konusu bu kitaplar üzerinden Devrim’in Türkiye’de algılanışını ele alacaktır. Çalışma söz konusu kitapları üç parametre etrafında inceleyecektir. İlk olarak, devrimin uluslararası boyutu ele alınacak ve söz konusu kitapların Soğuk Savaş konjonktüründe devrimin kaynağını tanımlamaları irdelenecektir. İkinci olarak, devrimin niteliğine, İran algılayışına ve Humeyni hakkındaki fikirlerine bakılacaktır. Bu kısımda devrimin İslami olup olmadığı, Türkiye-İran ilişkileri gibi konular ele alınacaktır. Son olarak, söz konusu kitapların Şiiliğe bakışları tartışılacaktır. Bu kısımda Şiiliğin Türkiye’deki toplumsal çevrelerden nasıl algılandığı izlenecektir. Sonuç olarak, devrimin İran’da yerleşme ve benimsenme sürecinde Türkiye’den görünüşünün bir fotoğrafı, söz konusu kitaplar aracılığıyla çekilecektir. Çalışmada birincil kaynaklar kullanılmış olup çalışma Türkiye-İran ilişkilerine farklı bir boyut katmak ve Türkiye-İran ilişkilerini ele alan literatür tarafından henüz değinilmemiş bir alanı ele alması hasebiyle literatüre önemli bir katkı sunmak iddiasındadır.

Komşuyu Anlamak/Anlatmak: 20. Yüzyılda Türkiye’de İran’a Dair Yayınlanan Kitaplara Dair Bir Değerlendirme

Bu makale, Iran'ın Turkiye'de nasıl algılandığu konusunu temel olarak 1900’lerin başından; ama özellikle Cumhuriyet’in ilanından günümüze kadarki süre içinde Türkiye’de, İran hakkında yayınlanan kitaplar üzerinden ele almaya çalışılacaktır. Makalenin temel amacı İran’a dair eksiksiz bir bibliyografya sunmaktan ziyade numune kabilinden seçilen eserler üzerinden belirli değerlendirmeler yapmaktır. Yaklaşık yüzyıllık bu zaman kesitini tek bir zaman dilimi olarak ele almaktansa belirli dönemlere ayırmak, okurun işini kolaylaştıracağı gibi konunun ele alınışı açısından da gerekli görülmüştür. Yazıda konu, 20. yüzyılın başlarından 1979 İran Devrimi’ne, 1979’dan 2000’lerin başlarına ve 2000 sonrası olmak üzere üç dönem halinde işlenmektedir.

"Hilafetin Osmanlıya Devri Meselesi ve Buna Dair Bir Literatür Değerlendirmesi", Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi Yavuz Sultan Selim Özel Sayısı, sayı: 40 (2019), s. 87-142.

Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, 2019

This study basically has two sections. In the first section the sources found until today concerning the last Abbasid caliph al-Mutawakkil’s handing over the caliphate to Sultan Selim the Grim have been discussed. In this manner Şaban-ı Şifaî, Şehrizâde Mehmed, Mouredge d’Ohsson, Ahmad Djewdet Pasha, Atâ Bey, Redhouse and the other nineteenth century authors’ opinions have been summarized. In the second section of the study, the sources that give information about the transfer of the caliphate directly or indirectly and haven’t been dwelt on to this day have been handled. In this chapter, it has been claimed that from the sixteenth century there have been strong mentions about the transfer of the caliphate in both Ottoman and European sources; in these sources mentions about the delegation of caliphate have been started not from 1518 but from 1516; question about the transfer of caliphate has been expressed about not only Sultan Selim the Grim but also Suleiman the Magnificent.

Devrim Sonrası İran Ortaokul Tarih Ders Kitaplarında Türklere İlişkin Söylemlerin Analizi

The Turkish-Iranian relations have come back to ancient period. In the Iranian sources it is stated that the first Turkish-Iranian relations came into being in the time of the Scythians. As being in the Ghaznavid, Seljukid and the Ottoman era in the past, today these relations continue in various dimensions in the Republic of Turkey as well. It is known that, in terms of not only from the political aspects of the peoples of the two countries but also the social and cultural aspects, the Turkish-Iranian relations are also affected. One of the most important implications of these effects is experienced in the field of education. Especially the handled forms of relationships which are experienced from the past to the present in the textbooks, affects the people of the two countries against each other directly. In this study, the current history textbooks taught at the middle school level in Iran is examined in order to determine how the expressions related to the Turks in the history textbooks of the Islamic Republic of Iran. The history textbooks of secondary level which published in 1384 hş. (2007) are composed of the subject of this study. In this study, a descriptive model was applied. In the study, in the collection, analysis and interpretation of the obtained data, qualitative research methods were used. Document review was conducted for data collection. As a result of document analysis the following conclusions were reached: While the Turks outside the boundaries of Iran are otherized the ruling Turkish dynasties are mentioned proudly. However especially against the Shiite and Shia beliefs the Ottomans were regarded as threat. Some parts of the explanations related to Turks are determined to not coincide with historical research findings.

İran Öğrenci Hareketleri ve 1979 Devrimi, Bursa Uludağ Üniversitesi, Genç TESAM, Uluslararası Sosyal Bilimler Ögrenci Kongresi, 06 Kasım 2019, Progam Akış Kitapçığı, Young TESAM Social Sciences International Student Congress, Turkey.

06.11, 2019

İran Öğrenci Hareketleri ve 1979 Devrimi, Bursa Uludağ Üniversitesi, Uluslararası Sosyal Bilimler Ögrenci Kongresi, 06.11.2019

"Kilisli Muallim Rifat Bilge -Cumhuriyet Devrinde Farsçadan Türkçeye Tercüme Faaliyetinin Mühim Bir Halkası-", 6. Türkiye-İran İlişkileri Sempozyumu Bildiri Metinleri, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2015, s. 175-186.

6. Türkiye-İran İlişkileri Sempozyumu Bildiri Metinleri, 2015

Başlangıcı oldukça kadim olan Farsçadan Türkçeye tercüme faaliyeti Cumhuriyet devrinde de kesintisiz sürmüştür. Mevlana Celaleddin-i Rûmi'nin eserlerinden sonra Türkçeye en çok tercüme edilen Farsça klasikler Şeyh Sadi-i Şirazi, Camî ve Feridüddin Attar'ın eserleridir. Bu eserlerin günümüzde de yeni tercümeleri yayınlanmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Farsçadan Türkçeye eserler tercüme eden mütercimler arasında Veled Çelebi İzbudak, Midhat Balıari Beytur, T'ahirü'l-Mevlevi (Olgun), Abdülbaki Gölpınarlı, Hikmet İlaydın, Yakub Kenan Necefzade, Niğdeli Hakkı Eroğlu, Rizeli M. Hulusi Karadeniz gibi. simaların yanı sıra Kilisli Muallim Rifat Bilge'nin de mühim bir yeri vardır. Bilhassa Şeyh Sadi' nin Bostan ve Gülistan adlı iki eserinin Türkçede sevilmesinde Kilisli Rifat'ın öncü bir rolü olmuştur.

Loading...

Loading Preview

Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.

Kitap İncelemesi: “Said Halim Paşa, “Osmanlı İmparatorluğu ve Dünya Savaşı”, Kronik Kitap, İstanbul, 2019, 216 sf., 2. Baskı, ISBN: 978-975-2430-91-4. Tarih Kritik Dergisi 6 / 4 (Eylül 2020): 405-410 .

Kitap İncelemesi: “Said Halim Paşa, “Osmanlı İmparatorluğu ve Dünya Savaşı”, Kronik Kitap, İstanbul, 2019, 216 sf., 2. Baskı, ISBN: 978-975-2430-91-4. Tarih Kritik Dergisi 6 / 4 (Eylül 2020): 405-410 ., 2020