RİSK TOPLUMU VE DİN (Yeni Bir Sosyolojiye Doğru) (original) (raw)

TOPLUMSAL CİNSİYET VE DİN

e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, 2010

Toplumsal cinsiyet ve dinin genel olarak ele alındığı bu çalışmada, toplumsal cinsiyetin oluşmasında dinin rolünün ne olduğu, dinin toplumsal cinsiyet hiyerarşisini nasıl oluşturduğu, toplumsal cinsiyeti nasıl üretip pekiştirdiği incelenecek ve ilkel dinlerden ilahi dinlere kadar dinlerde var olan toplumsal cinsiyet kalıplarına örnekler verilecektir. Bu makalede, dinlerin kutsal metinlerinden hareketle toplumlarda var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğine vurgu yapılarak özellikle kadının konumu üzerinde incelemeler konu edilmektedir. ABSTRACT: In this study we will generally deal with consist of gender and religion and what is the impact them of religion and also how religion creats hieararcy of gender, how gender is produced and intensified will be examined and there will be examples of gender pattern coming from primitive religion to divine religion.In this article researches are handle especially on Women's Statue by making stress to sex inequality in societies with the help of holy text of religion.

TOPLUMSAL DEĞİŞİM VE DİN (SOCİAL CHANGE AND RELİGİON)

Asya Studies-Academic Social Studies / Akademik Sosyal Araştırmalar, 2021

Değişim, bütün toplulukların ve toplumları oluşturan bütün kurumların kaçınılmaz bir gerçeğidir. Din kurumu da toplumları vücuda getiren ve bir arada tutan bir sosyal kurum olarak; toplumsal değişmenin hem bir parçası hem de temel bir etkeni pozisyonundadır. Toplumsal yapı içerisinde mevcut bir kesimde meydana gelmesi olası bir değişme olayı, en sonunda mevcut yapı sistemi içerisinde bulunan hemen hemen tüm alt yapıları da etkilemesi söz konusu olabilmektedir. Modernizm süreci (öncesi ve sonrası) ile beraber; süreçten etkilenen tüm toplumlarda hemen hemen her alanda hızlı ve etkili bir değişme sürecinin yaşandığı bilinen bir gerçektir. Anılan sürecin işleyişi içerisinde de dinsel algılayış ve eğilimler de bu vetire içerisinde tedricen değişime uğramaktadır. Toplumsal sistemlerde meydana gelen önemli hadiseler, bilindiği üzere ani ve sürpriz ihtiyaçlara ve bu ihtiyaçların giderilmesine matuf bir takım problemlere sebep olabilmekte, ortaya çıkan bu problemler din dâhil neredeyse bütün kurumlara dokunarak, kendilerini değişime adapte olmaya zorlamaktadır. Toplumsal düzenin önemli bir öğesi olan din kurumu da neredeyse bu sistemin bütünüyle irtibat halindedir. Din; devam edegelen sosyal nizam için önem arz eden mutlak fonksiyonları icra eden etkin bir sistem olarak kabul görmektedir. Toplumsal düzenin kimi gaye ve ihtiyaçlarının yansıması; din olgusunun gördüğü fonksiyonlara ve bu fonksiyonları yerine getirmek adına meydana getirdiği yapılarda görünmektedir. Bu çalışma, toplumsal değişim, din ve değişim olgularını tanımlama ve ne’liğini saptama adına önemlidir. Kavramsal çözümlemelerden sonra din ve değişim arasındaki kompleks münasebeti anlamaya yönelik çalışmada evvela toplumsal değişim konusu irdelendikten sonra din olgusunun toplumsal değişim sürecindeki işlevleri tartışılmaktadır

"DİN SOSYOLOJİSİ NEDİR?" KİTAP ÖZETİ

"DİN SOSYOLOJİSİ NEDİR?" KİTAP ÖZETİ, 2023

"Din Sosyolojisi nedir?" Kitabının özeti, kitaptaki cümleler ve kendi cümlelerimin harmanlanmasıyla hazırlanmıştır.

DURKHEIM SOSYOLOJİSİNDE DİN FENOMENİ

Kuşkusuz Durkheim sosyolojisi ve din sosyolojisi üzerine çok sayıda araştırma yapılmıştır. Toplumsal olaylara ilişkin geliştirdiği ve sosyal bilimlerin kullanımına sunduğu teori ve tezleri, günümüzde bile hala geçerliliğini korumaktadır. Sosyolojinin ve din sosyolojisinin kuruluşuna büyük katkılarda bulunmuş bir sosyolog olarak Durkheim‟ın, on dokuzuncu yüzyılın sonları ile yirminci yüzyılın başlarında sosyoloji bilimine damga vurduğunu söylemek çok da abartılı olmayacaktır. Toplumsal konulara bakış açısı, ele alış biçimi, üstün vizyonu gibi özellikleri onu çağın ötesine taşımış, üzerindeki tartışmaların da sürgit devam etmesine neden olmuştur. Bununla birlikte onu gündemde tutan en önemli özelliklerinden biri, bir toplumbilimci olarak toplum sorunlarına yine toplumdan, toplum dinamiklerinden ve toplum gerçeklerinden elde ettiği bulgularla yaklaşmış olmasıdır. Dolayısıyla bu özelliği, “sorunları tespit etme ve çözüm önerileri sunma” odaklı bilimselliğinin ve olguların işlevselliği prensibinin, sosyoloji ve din sosyolojisi kamuoyu nezdinde sürekli kalıcılığını ve “güncellik” özelliğini korumasını sağlamıştır. Buna paralel biçimde biz de, Durkheim‟ı değişik açılardan ele alan çok sayıda araştırma gibi, diğer eserleri ile birlikte, onun sosyologluğunu ve din sosyolojisi alanındaki sıra dışı uzmanlığını özellikle tanımlayan klasiği “Din Hayatının İlk Formları”nda yansıttığı bilimsel kimliğini incelemeyi amaçladık. Bu anlamda çalışmamızda, Durkheim‟ın büyük çaplı bir din sosyolojisi ve din fenomeni kavramsallaştırması sunduğunu söyleyebileceğimiz özellikle bu eserini etraflıca tetkik etmeye ve geniş hacimli bir dini sosyolojik çıkarsamalar yapmaya çalıştık

Turkish Studies TOPLUM BAĞLAMINDA DİN-KÜLTÜR ETKİLEŞİMİ

ÖZET Bu çalışma, din ile kültürün toplumsal zeminde cereyan eden karşılıklı ilişkilerini konu edinmektedir. Çalışmanın amacı, toplumsal hayatta onsuz olunamayacak bir boyut olan kültür ile yine onsuz olunamayacak bir inanç ve hayat tarzı olan din arasındaki etkileşimi sosyolojik bakış açısıyla anlamak ve anlamlandırmaktır. Araştırmada, toplumsal düzlemde kültür-din etkileşimi olgusu, özsel-işlevsel yaklaşımla kültür ile din hakkındaki çalışmalardan yararlanılarak ele alınmaktadır. En karmaşık antropolojik, etnolojik, folklorik, sosyolojik vs. kavramlardan biri olan kültürün çok farklı tanımları yapılmış ve yapılmaktadır. Aslına bakılırsa, toplumda üretilen her türlü insanî ürün olarak kültür, toplumsal hayatın en önemli veçhelerinden biridir. Bir dizi toplumsal süreçlerin bileşkesi olan kültür, toplumsal hayatta karmaşık bir semboller ve kavramlar bütünü olarak anlaşılabilir. Kültürün sembolik yönü, toplumun onun anlamlar dünyası, inanç dünyası ve din ile etkileşiminde de kendini gösteren çok önemli bir yöndür. Sembolik boyut, kültürle dinin etkileşim zeminidir. Dini de sembol boyutunu görmeden anlamak mümkün değildir; zira dinî inanç, düşünce ve pratikler, toplumsal hayatta sembollerle ortak nokta haline gelir, kuşaktan kuşağa aktarılır, insanın iç dünyası ve hayatında, kolektif ruh, bilinç, bellek ve yaşamda derinleşir, kalıcı hale gelir. Toplumun kutsalla iletişim kurması, kutsala yönelmesi, kutsala yönelimini toplumsal zeminde ortaya koymasında yine dindeki sembolizm veya semboller sistemi zorunludur. Kültür-din etkileşiminden bahsedildiğine göre din ile kültür toplumsal hayatta iki ayrı varlığa sahip demektir. Bu çerçevede toplumda din kültürü, kültür de dini çeşitli biçimlerde ve farklı etkenlerle etki altına alır. Din-kültür ilişkileri, bazen ahenk ve uyum, bazen de şiddet, çatışma ve uyumsuzluk içinde gerçeklik bulur.

DİNİ SOSYALLEŞME SÜRECİNDE DİNİ EĞİTİM KURUMLARI VE SURİYELİ SIĞINMACILAR ‘KİLİS ÖRNEĞİ’

Bu makalede Nisan 2011 yılından itibaren göç etmeye başlayan Suriyeli sığınmacıların, dini eğitim kurumlarının göç sonrası farklı bir toplum içerisinde nasıl bir değişim süreci izlediği araştırılmıştır. Dinin toplumlara göre farklı pratik, sosyolojik, teorik boyutlarının ve tezahürlerinin olması, dini sosyalleşme içerisinde dini eğitimin rolünü ve kültürel kodlarını önemli kılmaktadır. Bu çerçevede çalışmanın amacını İslam dinine mensup olan iki toplumun dini eğitim noktasında, göç öncesi ve sonrası Kilis’te bulunan sığınmacılar özelinde değişim gösterip göstermediği veya aynı kurumlar çerçevesinde devam edip etmediği oluşturmaktadır. Dolayısıyla makalede Suriyeli sığınmacıların dini sosyalleşme süreçlerinde dini eğitimleri, hem kavramsallaştırma yönünden göç ve din sosyolojisi kavramları ışığında tartışılmakta hem de yaşanan bölgede dini eğitimin sosyolojik bir bakış açısıyla gözlenebilmesi ve tespit edilmesinin imkânları yönünden ele alınmaktadır. Çalışmada nitel yöntemin katılımcı gözlem veri toplama tekniği kullanılmış ve derinlemesine mülakat tekniği tercih edilmiştir. Diğer yandan araştırma, kartopu örneklem yöntemiyle oluşturulmuş ve Kilis ilinde ikamet eden Suriyeli sığınmacıların zorunlu göç süreci sonrası ‘dini sosyalleşme süreci içerisinde dini eğitimi’ inceleyen bir olgubilim çalışması olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri Kilis ilinde ikamet eden sığınmacılardan ve sığınmacıların mikro-sosyolojik deneyimleri göz önünde bulundurularak anlayıcı ve sembolik etkileşimci yaklaşımlar çerçevesinde oluşturulmuştur. Çalışmada dini eğitimin dini sosyalleşme sürecinde önemli bir faktör olduğu sonucuna ulaşılmıştır.