DÜNYA TARİHİNİN YAPISI (original) (raw)

Yayın Kritiği: DÜNYADA TARİHÇİLİK

2017

Giriş Eserim sürekli bir mal olmak için yazılmıştır, o an için dinlenecek olan gösterişli bir süs olarak değil. Thukydides Ben ne kralın hayatını, ne de saltanat yıllarını yazmak niyetindeyim. İsteğim insan zihninin tarihini yazmaktır. Voltaire Tarih, bu ahvalden ibret almaktır; peygamberlerden, evliyadan, âlimlerden, hâkimlerden, şairlerden ve hükümdarlardan gelip geçmiş kimselerin ahvalidir. Kâtip Çelebi Tarih, insanın yeryüzünde göründüğü andan itibaren yaptığı ya da düşündüğü her bir izi, artakalan her şeyi içerir.

DÜNYA OPERA TARİHİ

Müzik antik çağlardan beri dinsel törenlerin bir parçasıdır. Özellikle Katolik kilisesinde ayin müziği ya da metni olan "Missa"nın ortaçağda şarkılı olarak söylendiği, Bach, Beethoven gibi birçok bestecinin missa için müzik bestelediği bilinmektedir. Ortaçağda kilisede kısa dinsel oyunlar da sergileniyordu. Operanın hem dinsel hem de din dışı birçok öncüsü vardır. Dinsel oyunlar zaman içinde kilise dışına çıkarak gezgin tiyatro kumpanyaları tarafından şehir meydanlarında sergilenmeye başlamıştır. Uzun yıllar popülerliklerini kaybetmeyen bu oyunlar, 17. yüzyıla kadar sahnelenmeye devam etmiştir.

DÜNYA DİLİ

Beddua, birinin kötü duruma düşmesini gönülden isteme, ilenme, ilenç, kargış anlamlarına gelmektedir. Herhangi bir haksızlığa uğradığını düşünen kişilerin bu durum karşısında duyduğu üzüntü ve acıyı hafifletmek amacıyla söylediği beddualar, az sözle pek çok duygu ve düşünce ifade eden, var olduğu kültürün değerlerini yansıtan, sembolik, kalıp sözlerdir. Dış yapısı bakımından genellikle kendi içinde bir kafiyesi olan, ses tekrarları ya da söz sanatlarıyla kurulmuş birer cümle biçiminde karşımıza çıkan beddualar, iç yapısı itibariyle de bu kalıp sözlerde kullanılan sembolik dille, halk kültürünün ifade gücünü göstermektedir. Sözlü kültür geleneğinin önemli taşıyıcılarından biri olan beddualar, geçmişten günümüze işlevselliğini kaybetmemiştir. Bu çalışmada günlük dilde sıklıkla karşımıza çıkan bedduaların anlatıma orijinallik katan, ifadeyi güçlendiren yapısı ortaya konarak, bu anlatımın estetik açıdan dile nasıl bir yapı, anlam ve işlev kazandırdığı tartışılacaktır. L. S. Akalın'ın Türk Dilek Sözlerinden Alkışlar Kargışlar (1990) adlı kitabında yer alan beddualardan seçilen örnekler iç yapısı ve dış yapısı dikkate alınarak incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Beddua, kalıp söz, sözlü kültür, sembolik dil, işlev.

DÜNYA VE BİZ

Bediüzzaman dünyadaki bozulmanın ızdırabını şöyle dile getiriyor:" Dünya, büyük bir mânevî buhran geçiriyor. Mânevî temelleri sarsılan garp cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir veba, bir tâun felâketi, gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müthiş sârî illete karşı İslâm cemiyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş, bâtıl formülleriyle mi? Yoksa İslâm cemiyetinin ter ü taze iman esaslarıyla mı? Büyük kafaları gaflet içinde görüyorum. İman kalesini, küfrün çürük direkleri tutamaz. Onun için, ben yalnız iman üzerine mesaimi teksif etmiş bulunuyorum."-Maddeyi elinde bulunduran Abd ve Avrupa devletleri dünyanın en borçlu ülkeleri olup belli ki madden de çökecekler. Abd 25 trilyon ve Avrupa 70 trilyon borç içerisinde. Acaba Abd'de koronadan ölümlerin artması lehlerine mi döndürülmeye çalışılıyor? Ne kadar ölüm olursa, o kadar Çin'den tazminat alınır hesabı mı yapılmaktadır?-Maddeten bir gramlık maddi mikropla çökecek olan Abd ve Avrupa manaya ve maneviyata yönelme mecburiyetindedir. Madde ona huzur vermediği gibi, madde onu zulmüyle yarım asır taşıdı ve çöktü.

DÜNYA'YI YÖNETEN GÜÇ I

Özetçe: Bu yazı üç bölümden oluşacağı düşünülen bir yazılar dizisinin ilkidir. Amaç insanlık tarihine olabildiğince bir geniş pencereden bakarak, olduğu hayal meyal ya da kesinlikle bilinen olaylardan çıkarsamalarla, Dünya'yı yöneten güce ilişkin bir sonuca ulaşabilmektir. Yargıda bulunabilmek için dönüm noktası olduğu nesnel olarak düşünülen 12 olay ve bunlarla ilintili 13 evre irdelenmişlerdir. İlk bölümde tüm söz edilen evrelerin bir özeti verilmiş ve başı belli olmayan başlangıçtan Nuh olayı dahil, o günlere kadar olan olaylara göz atılmıştır. Özellikle Nuh olayı ve Göbeklitepe üzerinde durulmuş, tepeye ilişkin bir göksel cisimlerle ilintililendirme çalışması irdelenerek değerlendirilmiştir. Çıkan sonuç masonluğun 9. derece allegorisi ve bunun 32. derecedeki açılımının doğruluğu yönünde ipuçları vermiştir. Keza Kuran içerisinde bulunan 71:23 ayeti de konu ile ilintilidir, benzer ipuçları bu bağlamda da elde edilmişlerdir.

DÜNYA GEMİSİ

Serim'in doktora çalışması ve basılan kitabı (Bir Modernlik Zemini-Barok Aşırılık, 2017, Akın Nalça Yay.) çevresinde düzenlenen "Barok Tartışmalar Seminerler Dizisi" bağlamında, 25 Mayıs'ta sunulmuştur. Mehtap Serim'in bu yapıtı çok ilham verici. Pek çok nedenden ötürü. Ben iki tanesi üzerine söz söylemek istiyorum. Birincisi Barok üzerine, ne Barok sanat, ne de Barok mimarlığın içinde

Dünyada Tarihçilik

Herodotos’la başlayan geçmiş hakkında “araştırma” (historia), baskın kültürlerin etkisiyle Ortaçağ’da dini otoritelerin yaşam ve eylemlerini onaylayan kroniklere dönüşmüştür. Rönesans, Hümanizm ve Aydınlanma ile birlikte gelişen yeni (seküler) düşünce, dün’ü “bilmek” ve tanımlamak konusunda sistematik bilgi sağlayan çalışma alanı olarak mantalitesi ve veri toplama biçimiyle modern tarihi icat etmiştir. Uluslaşma süreç/leriyle paralel ilerleyen modern tarihin gelişimi ve Dünya üzerinde yaygınlaşması, aynı zamanda yapılan tarihe yönelik yapılan eleştirilerle gerçekleşmiştir. Şüphesiz ki bunda özellikle son elli yıldır modern bilimin imkân ve sınırlılıklarıyla görünür kılınan epistomolojik eleştirilerin büyük bir etkisi vardır. Bu durum diğer sosyal bilimlerde olduğu gibi tarihçilikte de bazı krizlere yol açmıştır. Gerek bu krizden çıkma gerekse yeni yaklaşımlarla Tarih’i yeniden önemsenen bir çalışma alanına taşıma çabaları tarihyazımını zenginleştirmiştir. Özellikle buna Batı-iktidar-erkek-beyaz-üst-anlatı- kronoloji gibi kavramsal eleştirilerin de eklenmesiyle daha kapsayıcı ve tatmin edici Tarih/lerin yazılabileceği konusunda ciddi yol alındığı görülmüştür. Bu gelişme/ler aslında geçmişin anlamlandırılmasının daha sistematik bir boyutu sayabileceğimiz Tarih çalışmalarının konu çeşitliliği yanında coğrafi ve kültürel olarak da nasıl genişlediğini gösterir gibidir. Bugün, gelişmiş veri toplama ve değerlendirme imkânlarıyla Tarih, çok farklı biçimlerde yazılabilmektedir. Global tarihçilikten yerelleşmeye, zihniyet tarihinden sosyo-kültürel odaklanmaya kadar geçmişe yapılan projeksiyonların ve perspektiflerin farklı sonuçlarıyla karşılaşılabilmektedir. Bu editöryal kitap, dünyadaki tarihçiliğin tam da bu çeşitliliğine odaklanarak, geçmişten bugüne değin baskın yazım tarzlarını, ana dönem, okul ve yaklaşımları, onların öncülüğünü yapmış usta tarihçiler üzerinden konu etmektedir.