GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ÖLÜM ADETLERİ VE KEMALİYE KÖYÜNDE ÖLÜM (original) (raw)

TÜRKLERDE ÖLÜM ANLAYIŞI VE YAS ADETLERİ

Defnin şekli ne olursa olsun, amaç ölenin ruhunu rahat ve huzurlu bir şekilde, yeni hayatına ulaştırabilme, geride kalanları ölünün ve ölüm ruhlarının sebep olduğu çeşitli olumsuzluklardan uzak tutma veya atalar ruhunun koruyucu gücünü, yapılan törensel etkinliklerle temin etmeyi sağlamaya yöneliktir.

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ANADOLU’DA ÖLÜM VE DOĞUM SEMBOLİZMİ

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ANADOLU’DA ÖLÜM VE DOĞUM SEMBOLİZMİ, 2004

İnsanlığın yaratmış olduğu tüm değerlerde, kültürlerde onun ölümsüzlük isteği hemen göze çarpmaktadır. Mitolojiler incelendiğinde insanın daha önce ölümsüz olduğu; ancak sonradan işlediği bir günah yüzünden ölümsüzlüğü elinden kaçırdığı anlatılır. Tek Tanrılı dinlerin Adem ile Havva mitosu bunun en güzel örneğidir. Mezopotamya kaynaklı Gılgamış Destanı da yine bu arzuya verilebilecek güzel bir örnektir. İnsanoğlu doğayı gözlemleyerek hiçbir şeyin yok olmadığını, sadece şekil değiştirdiğini görmüş ve ölümün de aslında bir son olmadığı, sadece bir dönüşüm olduğu sonucuna varmış, ancak böylece ölüm korkusunu dizginleyebilmiştir. Bu dizginlemeye rağmen insanlar, direkt bakamadıkları güneş gibi ölüme de direkt bakamamışlar, ölümü ölüm olarak adlandırmak yerine "vefat etti", "göçtü", “hakka yürüdü” gibi bulanık adlandırmalarla anmışlardır. İşte bu korku ve ölümsüzlük arzusudur ki ilk dinsel inançlar ölüm düşüncesi etrafında gelişmiştir. Tylor'a göre insanların ilk tapınakları atalarının mezar başı olmuştur.

DOLGANLARDA ÖLÜM VE CENAZE UYGULAMALARI

2019

Özet: Dolganlar, Asya’nın en kuzeyindeki Türk dilli halktır. Taymır yarımadasında, diğer Türk topluluklarından izole bir şekilde yaşamlarını sürdürmektedirler. Farklı dil ve kültür çevrelerine ait halkların birbirleri içerisinde erimesi ve ortak dil olarak Yakutçayı benimsemesi sonucu bir ulus olarak ortaya çıkan Dolganlar, kaynağını bu halklardan alan kimi uygulamaları günümüzde de devam ettirmektedirler. Bu yazıda Dolganlarda ölüm teması incelenmiş ve ölüm uygulamaları hakkında bilgi verilmiştir. Anahtar Sözcükler: Dolganlar, Dolgan Kültürü, Ölüm, Cenaze Uygulamaları. Death and Funeral Rituals in Culture of Dolgan Abstract: Dolgans are the northernmost Turkic-speaking peoples in the world. They live in the Taymyr Peninsula, isolated from other Turkic communities. Dolgans, which emerged as a nation as a result of the composition of the nations belonging to different language and cultural circles who perceived the Yakut as a common language, still continuing the rituals left by those peoples. In this article, death theme in Dolgan culture was examined and information about funeral rituals were given. Keywords: Dolgans, Dolgan Culture, Death, Funeral Rituals.

GAGAUZLARDA ÖLÜM İLE İLGİLİ ÖRTMECELER

MİLLİ FOLKLOR, 2021

güz ve kış sayıları olmak üzere yılda dört kez yayınlanır (Öğretmen, Öğrenci, Halk bilimi Araştırmacılarına tanıtım ve teşvik amacıyla %50 indirimlidir. Kurumlar ve Tüzel Kişiler bu uygulamanın dışındadır. / Millî Folklor is published four times a year, in winter, spring, summer, and autumn./La revue de Millî Folklor est publiée quatre fois par an: en printemps, en été, en automne et en hiver.

GÜNÜMÜZ ALEVİLİĞİNDE CEMEVLERİ SORUNU

İnsanın çevresini anlama tanıma ve kavrama süreci yalnız bir merak konusu olmanın çok ötesinde bir anlam taşımaktadır: Varoluş… Her canlının temel içgüdüsünün yaşamak, hayatta kalabilmek, varlığını devam ettirebilmek olduğu tartışma götürmez.

GÜNÜMÜZ ESTETİK ALGISI VE DIŞLANMIŞA DÖNMEK: DÖVME SANATI ÖRNEĞİ

2020

Gelişen teknoloji ile günümüzde dövme sanatının ileri bir seviyede uygulandığı görülebilmektedir. Teknik yetkinliğin seviyesinin artması ile farklı dövme tarzları ortaya çıkmış ve bu tarzlar ana akım olarak uygulamada sayıca artmıştır. Foto gerçekçi seviyeye ulaşan dövmelerin çoğalması ve tasarımlarda ünlü oyuncuların, müzisyenlerin, film karakterlerinin kullanılmasının yanı sıra New-traditional dövme akımında olduğu gibi eski tarzların yeni üslup ile uygulandığı da görülmektedir. Modern sanatın tarihine bakıldığında her akımın kendinden önceki üsluplara karşı tutumlar geliştirerek yeni eserler ürettikleri bilinmektedir. Bu duruma benzer olarak geleneksel dövme tarzları da gelişmiştir. Bu araştırma çerçevesinde, dövme sanatında çirkinin tercih edilmesi ve ana akıma dönüşmesi önemli bulunmuştur. Dolayısıyla dövmenin geçmişten günümüze anlamsal değişiklikleri anlatılmış, günümüzde kişinin sadece kendini ifade etme yolu olarak değil, aynı zamanda düşünceyi, beğeniyi, müzik veya kitap tercihleri gibi kültürel bir göstergeye dönüştüğü görülmektedir. İnternet çağının, sosyal medya uygulamalarının fiziksel bir aradalıkların neredeyse önüne geçtiği günümüz dünyasında insan derisinin de bir sosyal medya ara-yüzüne dönüştüğü düşünülebilir. Bu noktada çirkinin estetiğinin tercih edilmesi, Ortaçağ illüstrasyonlarından, okült sembollere varan görsel çeşitliliğin yeni tasarımlar ve özgün kompozisyonlarla dövme sanatında sıkça uygulanması günümüz dövme sanatini anlamak için oldukça önemlidir.

UYGUR TÜRKLERİNDE ÖLÜM İLE İLGİLİ İNANIŞ VE ADETLER

ÖZET Bilindiği gibi, ölüm insanın fiziki dünyadan metafizik dünyaya geçişini sağlayan bir olgudur. İnsan öldükten sonra metafizik dünyada ruh/ervah olarak yaşamaya devam eder. Ölenin öbür dünyaya rahat geçmesi ve orada huzurlu yaşaması için örf ve adetlere, dini kurallara uygun bir şekilde uğurlanması ve defnedilmesi gerekmektedir. Ölümle ilgili örf adetlerin tespiti ve sistematiğinin incelenmesi bu bağlamda büyük önem arz eder. Türklerdeki ölüm, ölü ve ruhla ilgili uygulama, inanç ve adetlerin geçmişini Çin kaynaklarından ve Orkun Yazıtlarından takip edebilmekteyiz. Eski Türklerde ölüm ruhun bedeni terk etmesiyle meydana gelir. Ruh, ölüm anında kuş olarak uçup gider. Ölü yuğ/cenaze töreniyle defnedilir. Yoğçı / sığıtçılar yas tutarlar. Ölen için yuğ/ölü aşı verilir. Bu temel şema bugün de pek fazla değişmiş değildir. Ancak farklı din ve kültürlerin etkisiyle bazı biçimsel değişiklikler söz konusu olmuştur. Uygurlar, geçmişten günümüze en çok din değiştirmiş Türk boylarından birisidir. Dolayısıyla Uygur Türklerinin kültürü çok katmanlı senkretik bir özelliğe sahiptir. Bu özellik Uygur Türklerinin ölüm olgusu etrafında oluşan örf ve adetlerinde de açıkça görülmektedir. Bu örf ve adetler, genelde diğer Türk boyları arasındaki örf ve adetlerle benzerlik göstermekle birlikte, özelde kendine has bazı hususiyetlere de sahiptir. Ölenin ardından yüksek sesle ağlanması, beyaz kuşak ve beyaz başörtüsünün yas işareti olarak kullanılması, mezar başında çırağ ve ateş yakılması, mezara koç boynuzu, dağ keçisi boynuzu, at kafası konulması, çaput bağlanması, mezarın beşik biçiminde yapılması, "üç nezir", "yette nezir", "kırkı nezir", "yıl nezir" adları altında ölü aşı/yemeği verilmesi, yağ koklatılması, ölen için Kur'an okunup dua edilmesi gibi hususlarda bu genel ve özel durumu gözlemlemek mümkündür. Bu makale, Uygur Türklerindeki ölüm, ölü, ruh/ervahla ilgili oluşan inanış ve adetlerin genel ve özel durumları hakkındadır.