KLÂSİK TÜRK ŞİİRİNDE CEVHER-İ FERD YAHUT ATOM (original) (raw)
Köklü bir yapıya sahip olan dîvân şiiri, bilimin hemen her dalıyla alakalı malzemeyi işlemiş; bu hususta zengin bilgi donanımına sahip bir edebiyattır. Bu bildiride, fizik bilim dalının inceleme sahasına giren atomun, Osmanlı edebî metinlerinde nasıl ele alındığı izah edilecektir. Modern çağdaki atomun Türk-Îslâm medeniyetindeki karşılığı olan cevher-i ferd, diğer adı cüz’-i lâ-yetecezzâ, cüz’-i ferd; bir cismi teşkil eden parçaların bölünemeyecek kadar küçük olan taksimleri şeklinde tarif edilir. Devrindeki hemen her aklî ve nakli ilme vâkıf dîvân şairlerinin, cevher-i ferdi de çeşitli yönlerden teşbih, mecaz ve iham sanatlarıyla şiirlerde çokça işlediği tespit edilmiştir. Ekseriyetle kasidelerde, padişahın yahut devlet büyüğünün kılıcı ve aklının keskinliği, cevher-i ferdi bölebilmesiyle methedilir. Hz. Peygamber ve sevgili, eşsiz ve benzersiz olması yönünden cevher-i ferde teşbih edilir. Şairler de gördüğü cevr ü cefayı ve çoğu zaman da şiirdeki kabiliyetini överken cevher-i ferd teşbihine başvurur. Manzumelerde en fazla geçtiği yerler ise, sevgilinin ağzının tasvir edildiği beyitlerdir. Sevgilinin küçük ve görünmez ağzı, cevher-i ferdin varlığına delil olarak sunulur. Çalışmamızda örnek olarak verdiğimiz beyitler, beş yüzü aşkın dîvânın taranması neticesinde elde edilmiş ve -mümkün olduğu kadarıyla- en geniş yargılara ulaşılmaya çalışılmıştir. Anahtar Kelimeler: Cevher-i Ferd, Atom Divan Şiiri, Kaside, Heyula
Sign up for access to the world's latest research.
checkGet notified about relevant papers
checkSave papers to use in your research
checkJoin the discussion with peers
checkTrack your impact