TARİHÎ METİNLER ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALARDA BAĞLAMLI SÖZLÜK VE İŞLEVSEL DİZİNİN ÖNEMİ (original) (raw)

KLASİK TÜRK EDEBİYATI METİNLERİ ÜZERİNE “BAĞLAMLI DİZİN VE İŞLEVSEL SÖZLÜK” ÇALIŞMALARI: HAYÂLÎ BEY DİVANI ÖRNEĞİ

2022

Klasik Türk edebiyatında metin neşri çalışmaları devam etmekle birlikte diğer bir çalışma alanı olan metin yorumlama biçimleri daha geniş bir çerçevede ilerlemektedir. Bu yorumlama biçimlerinden biri de Batı’da ilk örnekleri verilmeye başlanan concordance (bağlamlı dizin) çalışmalarıdır. Türkiye’deki ilk örnekleri özel concordance programları vasıtasıyla hazırlanmış olan bu çalışmalar, son on yıllık dönemde daha sistematik ve bütüncül bir biçimde sürdürülmektedir. Günümüz dijital altyapılarının verdiği imkânlar ile metin yorumlamalarında yeni metotlar denenmeye başlanmıştır. Kısa ismi TEBDİZ olan “Tarih ve Edebiyat Metinleri Bağlamlı Dizin ve İşlevsel Sözlüğü” projesi, bu girişimlerden birisidir. Bu çalışmada TEBDİZ altyapısı kullanılarak hazırlanan “Hayâlî Bey Dîvânı’nın İncelenmesi-Bağlamlı Dizini ve İşlevsel Sözlüğü” adlı tez çalışmasının verilerinden yararlanılarak şair ve üslubuna dair bazı kesitler sunulmuştur. Hazırlanan sözlükten hareketle şairin hayatı, şiir ve şair üzerine düşünceleri ve sıklık olarak dikkat çeken kavramlar ilk bölümde; dil ve üsluba dair kullanımlara ilişkin tespit edilen veriler ikinci bölümde tanıklar üzerinden değerlendirilmiştir. Çalışmada Hayâlî Bey ile ilgili olarak kaynaklarda verilen genel geçer bilgiler sayısal verilerle bir zemine oturtulmaya çalışılmış, şairin hem kişiliği hem de şiirine ilişkin tespitler Divan’ın bağlamsal dizini ve yapıların sıklığı üzerinden verilmeye çalışılmıştır.

MİMARİ TASARIM EĞİTİMİNDE DİSİPLİNLER ARASI İŞBİRLİĞİNİN ÖNEMİ: TARİHSEL ARKA PLANIN YENİDEN İNŞASI

Anahtar kelimeler: mimarlık eğitimi, tasarım stüdyosu, modern tasarım pedagojisi, disiplinler arası işbirliği. 1. GİRİŞ Bugün mimarın değişen mesleki ve toplumsal rolü çerçevesinde yeni bir mimar profilinin tanımlanmakta olduğunu görüyoruz. 21. yüzyılda mimarların, gittikçe karmaşıklaşan yapılı çevre sorunları karşısında, proje tasarlama ve uygulama aşamalarında şehir ve bölge plancıları, kentsel tasarımcılar, peyzaj mimarları, inşaat mühendisleri, ekonomistler ve sosyologlar gibi farklı disiplinlerinden uzmanlarla bir araya gelerek işbirliği yapabilen, bütünsel bir tasarım anlayışına ve takım çalışması becerilerine sahip, yaratıcı tasarımcılar ve uygulayıcılar olmaları beklenmektedir. Tanımlanan bu yeni mimar profili mimarlık eğitimi alanında müfredata ve pedagojik yaklaşımlara dair sorgulamaları beraberinde getirmektedir. Disiplinler arası işbirliğine dayalı öğretme ve öğrenme yöntemleri son yıllarda ulusal ve uluslararası tartışma ortamlarının gündemindedir. Özellikle mimarlık eğitiminin belkemiğini oluşturan mimari tasarım eğitiminde stüdyo ortamının öğrencilere disiplinler arası tasarım anlayışı ve takım çalışması becerilerinin kazandırılmasında oynayacağı anahtar rolün altı çizilmektedir.

TARİHSEL TÜRK DİLİ METİNLERİNDE BİR GRAMERLEŞME ÖRNEĞİ: OKSUZ VE BAZI İKİLEME ŞEKİLLERİ ÜZERİNE

Karadeniz Araştırmaları, 72, 2021

İlk yazılı metinlerinden itibaren çok çeşitli kültür çevrelerine ait metinlere sahip olan Türkçe, bu çevrelerde ürettiği metinlerinde oldukça zengin bir söz varlığına sahiptir. Türkçenin söz varlığı, kimi arkaik biçimlerle birlikte, modern yazı dillerine kadar ulaşabilmiş ve geniş bir coğrafyaya yayılmış birçok dil verisini bünyesinde saklamaya devam etmiştir. Ne var ki, on iki asırdır devam eden yazılı dilin örnekleri, söz varlığı açısından bazı kelime formlarının izahı için problemleri de beraberinde getirmiştir. Tarihsel metinlerde, sahip olduğu kavramsal alanların anlaşılması için karşılaştırmalı yöntem ile ele alınan formlar, kimi yaklaşımlarla anlaşılma imkanı bulurken, bazıları hâlâ belirsizliğini korumaktadır. Bu açıdan, bazı formların farklı açılardan, diğer yaklaşımlarla yeniden değerlendirilmesine gerek duyulmaktadır. Türklük Bilimi çalışmalarında bugüne kadar çok defa ele alınan oksuz formu, bütün açıklamalara rağmen yine problemli vaziyetini korumaktadır. Genellikle yazıtlardaki örnekler üzerinden açıklanmaya çalışılan formun, özellikle Budist Uygur çevrelerinde yazılan metinlerdeki durumu, daha önceki yaklaşımları kavramsal açıdan şüpheli kılmaktadır. Bu makalede, tarihsel metinlerde tanıklanan oksuz formunun ilk örneklerinden ikileme şekillerine kadar bütün tanıkları kavramsal açıdan değerlendirilerek formun gramerleşme aşamaları ışığında kavramsal gelişimi incelenecek ve yeni bir anlamlandırma teklifi yapılacaktır

METİN NEŞRİ ÇALIŞMALARINA BİR KATKI: MÜSTENSİHLERİN İMLÂ TASARRUFLARI VE KULLANDIKLARI RUMUZLAR

Diyalektolog Ulusal Sosyal Bilimler Dergisi, 2018

Özet Matbaanın icadından önce kültürel mirasın taşıyıcısı olarak nitelendirilen yazma eserler, klasik Türk edebiyatı çalışmalarında önemli bir yer tutmaktadır. Söz konusu alanda yapılan çalışmaların büyük çoğunluğu temelde metin neşrine dayanmasına rağmen yazma eserlerin doğru ve tam olarak okunması her zaman mümkün olamamaktadır. Bu durumu doğuran sebepler çok çeşitlidir: Metni manalandıramamak, harfleri çözümleyememek veya klasik edebiyatın hayal dünyasını yakalayamamak gibi sebeplere, metin içinde bulunan rumuzların anlaşılamaması ve müstensihlerin imlâyı oluştururken gittikleri tasarrufların bilinmemesi de eklenebilir. Metin neşriyle uğraşan araştırmacılar, bir metni okuyup anlamanın ötesinde metni oluşturan diğer yapıları da çözümleyebilmelidirler. Bu makalenin iki amacı vardır: İlki müstensihlerin metinlerde uyguladıkları birtakım tasarruflar hakkında bilgi vermek ve ikincisi edebî metinlerde müstensihlerin kullandıkları bazı rumuzları tanıtmaktır. Çeşitli yüzyıllara ait metinler taranarak makale görsel malzemeler ile desteklenmiş, böylece metin neşri sırasında karşılaşılan zorluklardan biri olan rumuzların öğrenilmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda makalenin hedef kitlesini özellikle yüksek lisans / doktora düzeyindeki öğrenciler oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler: Klasik Türk Edebiyatı, yazma eser, müstensih, rumuz, metin neşri. A CONTRIBUTION TO THE TEXT ENTHUSİAST: ORTHOGRAPHY SHORTENİNGS AND "RUMUZ"S USED BY SCRİBALS Abstract Written works, which are considered as carriers of the cultural heritage before the printing press, have an important place in Classical Turkish literature studies. The vast majority of the work done in the field is basically based on texts. It is not always possible to read the manuscript correctly and completely. The reasons for this are varied: In order to understand the "rumuz"s in the text because of not being able to interpretation the text, to resolve the letters, or to fail to catch the imaginary world of classical literature, and the lack of knowledge of the orthography of the scribals. The researchers who deal with the text should be able to analyze other elements of text beyond simply reading and understanding.The purpose of this article is two fold: to give information about the shortening of the scribals in the texts, and secondly to introduce some of the "rumuz"s used by the scribals in literary texts. Thus, the text will help to read one of the difficulties that "rumuz"s encountered during the reading.

TÜRKÜ METNİ ÇALIŞMALARINDA İLK AŞAMA: METİN TESPİTİ (“BAHÇALARDA ÜZERLİK” ÖRNEĞİ)

4. Uluslararası Türk Dünyası Eğitim Bilimleri Ve Sosyal Bilimler Kongresi, 2022

Türkü; edebî, müzikal ve sosyal boyutları olan çok yönlü bir kültür varlığıdır. Bu çerçevede türküler, özellikle kültür tarihi açısından önemli veriler içerebilme özelliğine sahiptir. Bu özelliği dolayısıyla da kültürel ve sanatsal bir ürün olarak türkü; özellikle edebiyat, müzik, dans, tiyatro ve sinema gibi sanat dallarıyla yakından ilgilidir. Türkü aynı zamanda halk bilimi, edebiyat, müzik, eğitim, dil bilimi, psikoloji, sosyoloji, tarih, sanat tarihi, coğrafya, antropoloji, etnoloji, etnografya ve iletişim başta olmak üzere birçok bilim alanını da doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendirmektedir. Ancak ilgili disiplinlerin; türküyü, kültürel bir veri kaynağı kabul edip inceleme altına almaları söz konusu olduğunda, elbette türkülerin daha çok metinleri üzerinde yoğunlaştıkları görülmektedir. Bu bakımdan türkü metinlerinin doğru tespit edilmesi, bu metinlerin farklı disiplinlerce veri kaynağı olarak kullanılabildiği gerçeği dikkate alındığında, çok daha önemli bir mesai hâline gelir. Bu bildiride, önce, türkü metinleri üzerinde yapılacak çalışmaların ilk aşaması niteliğindeki "metin tespiti" konusu üzerinde durulmuş, bu konuda izlenebilecek yöntemler tartışılmış; ardından da metin tespiti esasları çerçevesinde, TRT Türk Halk Müziği Repertuvarı'nda 2794 numarasıyla kayıtlı "Bahçalarda Üzerlik" adlı türkünün mevcut metni incelenmiştir. Söz konusu türkünün mevcut metninde önemli yanlış aktarmalar tespit edilmiş; bu yanlışlıkların sebepleri ve sonuçları tartışılmış, daha sonra da belgelere dayanılarak metnin doğru şekli verilmiştir. Böylece hem bir türkünün metnindeki önemli yanlışlıklar düzeltilmiş, hem de türkü metinlerinin tespit edilmesinde izlenebilecek yöntemler, örnek üzerinde uygulanarak da gösterilmeye çalışılmıştır.

GAP BÖLGESİNDE TARIMA DAYALI SANAYİLERİN GELİŞTİRİLMESİNDE TARIMSAL ÜRETİMİN YERİ VE ÖNEMİ

Ülkemiz, içinde bulunduğu gelişme sürecinde sahip olduğumuz bütün kaynakları planlı ve rasyonel bir şekilde kullanarak hızlı ve dengeli bir kalkınma sağlamak zorundadır. Ülke kalkınmasında mutlak suretle bölgeler bazında potansiyel gelişme olanakları belirlenerek bölgesel kalkınma planlan hazırlanmaktadır. GAP projesi de bu tür bir projedir. Tarım ve hayvancılığın bu bölgelerin temel gelir kaynağı olduğu ve potansiyelin oldukça yüksek olduğu düşünülerek kırsal sanayilerin oluşturulmasında tarım kesiminin bir başlangıç noktası olarak ele alınması gerekmektedir. Tarıma dayalı sanayiler içerisinde bölgenin imkanları da göz önünde bulundurulduğunda gıda ve tekstil sanayine hammadde üretecek bitkilerin yetiştirilmesi önemli olacaktır. Bu bildiride kırsal bölgelerde yaşayan insanların da üretime daha aktif olarak katılabilmeleri ve küçük çapta da olsa tarıma dayalı sanayilerin oluşturulmasının gerekliliği belirtilmeye çalışılmıştır.