KIRGIZ MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI KIRGIZİSTAN-TÜRKİYE MANAS ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ RADYO, TELEVİZYON VE SİNEMA BÖLÜMÜ HAKASYA SİNEMASI (original) (raw)

KIRGIZİSTAN'DA MEDYA SEKTÖRÜ'NÜN DEĞERLENDİRMELERİNE GÖRE RADYO, TELEVİZYON VE SİNEMA EĞİTİMİ'NİN DURUMU (KIRGIZİSTAN-TÜRKİYE MANAS ÜNİVERSİTESİ, SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İLETİŞİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ)

2014

THE CONDITION OF EDUCATION IN THE FIELD OF RADIO, TELEVISION AND CINEMA IN KYRGYZSTAN, ACCORDING TO MEDIA SECTOR. This work was prepared as a master thesis for a graduate of the Institute of Social Sciences of the Kyrgyzstan-Turkey “Manas” University. This work based on the qualitative and quantitative research in the media sector in Kyrgyzstan which aimed identifying the quality of education at the faculties of communication. The purpose of this work is to analyze the level of conformity of communication graduates knowledge and skills to sector expectations and requirements. This work consists of the three parts, introduction and conclusion. The first and second part are based on theoretical knowledge. In the first part the overall structure of television broadcasting in the world and in Kyrgyzstan was analyzing and commercial, public and institutional structures of television were defined. Five different organizational structures were considered in detail. And also identified some of the approaches that provided opportunities used in these organizational structures. Kyrgyz and world media sector working groups and their roles and functions in the organizational structure especially have been studied. The main theme of the second part is the theme of education: definitions, basic elements, approaches, concepts, objectives and functions. Educational models have been identified for the implementation of these functions. Established a connection between these functions and education in the field of communications, media sector. With the help of professionals the main problems of education in the field of communications have been identified. After studying general information, the universities in Kyrgyzstan including the Kyrgyzstan-Turkey “Manas” University, providing education in the field of communications were considered. Lessons and goals of the lessons which are studied in the educational process were analyzed. The third part includes the comparison of kyrgyz televısıon professıonals skılls and Kyrgyzstan – Turkey “Manas” university communication faculty graduates skılls. In this context, interviews with experts were conducted and questionnaires were filled. Specialists were asked questions about the teachers and graduates in the field of communication. Specialists were asked to rate education in universities of Kyrgyzstan in the field of communication using a point system. Thus, there was an attempt to identify the positive and negative aspects of the educational process of the Faculty of Communication of the Kyrgyz-Turkish University "Manas".

TÜRKÇENİN YABANCI DİL OLARAK ÖĞRETİMİNDE "MİKRO ÖĞRETİM TEKNİĞİ": KIRGIZİSTAN-TÜRKİYE MANAS ÜNİVERSİTESİ HAZIRLIK SINIFLARINDA KARŞILAŞTIRMALI BİR ÇALIŞMA

Özet İletişim, enformasyon ve bilişim alanındaki hızlı dönüşümlerle betimlenen küresel dünya, doğası gereği bütünleşen, herkesi bir şekilde içine alan ve herkese kendine ait kültürün damgasını vurmak itibariyle benzeştiren bir dünyaya işaret etmektedir. Küresel dünyanın dayattığı bu süreç, her ülkeye kendi kültürel varlığının temsili ve gücü olarak dilini koruma ve geliştirme sorumluluğu yüklemektedir. Kültürlerarası var olma sürecinin dil-diyalog ekseninde ön plana çıktığını düşündüğümüzde, dünya ölçeğinde farklı lehçeleriyle birlikte yaklaşık iki yüz milyon insanın konuştuğu dil olarak dikkati çeken Türkçenin önemi kendiliğinden belirginlik kazanmaktadır. Küresel boyutta bir yandan Avrupa Birliğine üyelik çalışmaları ile diğer yandan Kıbrıs, Kafkaslar ve Orta Asya hattında ekonomik, politik ve kültürel açılımlarıyla göze çarpan Türkiye, bu eksende Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi uygulamalarında yeni programlar geliştirmekte ve bilimsel araştırmalara hız kazandırmaktadır. Bu çalışmalar, Avrupa dil konseyinin 2000 yılında belirlediği dil ölçütlerinde "dilin kullanımına önem verilmesi" kararına koşut ilerlemiş, kapsamlı eğitim programları ve yeni öğretim materyalleri geliştirilmiştir. Söz konusu çalışmalar kuramsal dayanağını "iletişimsel kapasite", "dil yetisi", "konuşma eylemi", "iletişimsel eylem" kavramlaştırmalarına göndermede bulunan Toplum dilbilimsel yaklaşımdan almıştır. Bu yaklaşımdan beslenen kuramsal açılımların öngördüğü dil öğretim yaklaşımlarının zenginleştirilmesi adına, içerdiği sistematik ve rasyonalist stratejiler bakımından etkin bir şekilde uygulanan "Mikro Öğretim Tekniği"nin geliştirilerek kullanılması bu alandaki çalışmalara yeni bir boyut kazandırmaktadır.. Abstract The global world that is characterized by the rapid transformations in the fields of communication and information technologies, as a natural result of the process, points out to a world order that encompasses and uniforms everyone by labeling them all with its prevailing culture. This process which is imposed by the global world, charges every single country with the responsibility of protecting and improving its language as a representation and power of the cultural heritage. As we consider the significance the intercultural survival process has gained at the level of language and dialogue, we could better understand the significance of Turkish at the global level, as being a language spoken by nearly two hundred million people worldwide. Calling the international attention over itself, both by the EU membership process and its economical, political and cultural initiatives in Cyprus, Caucasia and Central Asia, Turkey has been developing new programs and has speeded up the scientific studies related with the issue of teaching Turkish as a foreign language. These studies have been executed parallel with the criteria of 'attaching importance to the way language is used' of 2000 European language council; moreover, comprehensive educational programs and new teaching materials have been worked out. The theoretical ground of these studies could be found in the sociolinguistic approach that refers to the concepts of 'communicational capacity', 'language competence', 'speech-act' and 'communicational act'. With the aim of enriching the language teaching methods being proposed by the theories that are fed upon this approach, the use of an elaborated version of ' Micro Teaching Method' for the rich systematic and rationalist strategies it contains, is believed to add new dimensions to the current studies in this field.

T.C MARMARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ RADYO, TELEVİZYON VE SİNEMA ANABİLİM DALI SİNEMA BİLİM DALI "TÜRKİYE SİNEMASINDA MEKANSAL YÖNELİM OLARAK ANKARA İMGESİ"

TÜRKİYE SİNEMASINDA MEKANSAL YÖNELİM OLARAK ANKARA İMGESİ, 2010

Kent, modernizm sürecinin merkezi odağını var eden mekansal bir düzlemdir. Türkiye’de modernleşme pratiğinin merkezi odağı, Ankara’nın başkent olarak ilan edilmesiyle mekansal bir yönelim kazanmıştır. Ankara kent planlamasında, Kemalist Modernleşme Projesini içeren düzenlemeler, kenti tarihin yeniden yapılandırıldığı bir sahne konumuna getirmiştir. Anadolu coğrafyasının yeni merkezi yapısını ifade eden başkentin yarattığı anlam evreni; edebiyat, resim, sinema ve mimari gibi farklı disiplinlerde varlığını korumaktadır. Türkiye siyasi tarihindeki mekansal yönelim, Ankara kentini yapılandırmıştır. Türkiye Sineması’nda da kente yönelen film katmanı, kentin imgesel ve simgesel yapısını içeren sahneleri göstermektedir. Ankara imgesine odaklanan tez çalışması, merkeziyet fikrinin edebiyat ve mimari gibi farklı metinlerdeki yansımaları ile bir araya gelen toplumsal muhayyileyi ve Ulus kavramını, Ankara’da çekilen filmler aracılığıyla incelemektedir. Ankara’da çekilen filmler, mekan ve zamanı gösteren farklı dönemleri ya da farklı dönemlere ait imgeleri barındırmaktadır. Filmlerdeki sözü edilen imgelerin varlığını kavramak açısından psikanaliz, mimari, edebiyat, sosyoloji gibi farklı disiplinlere başvurular yapılarak değerlendirme ekseni yaratılması planlanmıştır. Türkiye Sineması’nda, Ankara’ya yönelen mekansal tercihin ve gösterenlerinin, sözü edilen kapsam dahilinde düşünülmesi; çalışmanın ana çatısını ifade etmektedir.

KIRGIZİSTAN-TÜRKİYE MANAS ÜNİVERSİTESİ

1 DĠL NEDĠR 1. Dil, insanlar arasında anlaĢmayı sağlayan tabiî bir vasıta, kendisine mahsus kanunları olan ve ancak bu kanunlar çerçevesinde geliĢen canlı bir varlık, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmıĢ bir gizli antlaĢmalar sistemi, seslerden örülmüĢ içtimaî bir müessesedir. Tabiî bir vasıta Dil insanlar arasında anlaĢmayı sağlayan tabiî bir vasıtadır. Ġnsanlar duygularını, düĢüncelerini, fikirlerini, hükümlerini birbirlerine nakletmek, meramlarını birbirlerine anlatmak için dil denilen vasıtaya baĢ vururlar. Fakat dil insanların kullandığı her hangi bir vasıtaya benzemez. Onun vasıtalığı sadece anlaĢmayı temin etmesi bakımındandır. Fertler ve nesiller arasında anlaĢma vasıtası olarak iĢ görür. Fakat bu iĢi görürken daima müstakil bir hüviyete sahiptir. Ġnsanlar ona istedikleri gibi hükmedemezler. Onu olduğu gibi kabul etmeğe, onu bir vasıta olarak kullanırken onun hususiyetlerine dikkat etmeğe, onun hususiyetlerine uymağa mecburdurlar. Çünkü dil sun'î bir vasıta, maddî bir vasıta, bir âlet değildir. O tabiî bir vasıtadır. Vasıta vazifesi görür, fakat tabiî bir varlığı vardır. Dil bu bakımdan canlı bir vasıtaya benzer. Meselâ at da bir vasıtadır, otomobil de bir vasıtadır. Fakat insan otomobile istediği Ģekilde hükmedebilir, at karĢısında ise ancak onun tabiatına uygun hareket etmek zorundadır. Otomobile istediği Ģekli verir, onun biçimini istediği Ģekle sokar, onu istediği gibi kullanır, isterse uçuruma sevk edebilir. Fakat atın biçimini değiĢtiremez, onu istediği gibi kullanamaz, istediği yere sevk edemez. BaĢını kesseniz ata korktuğu yerde bir adım attıramazsınız. ĠĢte dilin vasıtalığı böyle bir vasıtalıktır, atın vasıtalığı gibidir. AnlaĢmayı sağlamak bakımından bir vasıta gibi iĢ görür, fakat tabiî bir varlığa sahiptir. Roman dilleri kolunun ana dili Lâtince'dir. Bugün yaĢayan baĢlıca dilleri ise Fransızca, Ġspanyolca, Portekizce, Ġtalyanca ve Rumence'dir. Ġslâv dilleri kolunu ise Rusça, Bulgarca, Sırpça, Lehçe gibi diller teĢkil eder. Bunlardan baĢka Yunanca, Arnavutça, Keltçe, Litvanca da Hint -Avrupa âilesinin Avrupa dillerindendir. Yine tarihî bir dil olan Hititçe de Hint -Avrupa âilesinin Avrupa koluna girer. Hint -Avrupa dil âilesinin Asya kolunda ise baĢlıca Hint -Ġran dilleri vardır. Bunlar tarihî Sanskritçe ile bugünkü baĢlıca Hint dilleri ve tarihî Avestçe ile eski, orta ve yeni Farsça'dır.

TÜRKİYE'DE RADYO MECRASININ ÜNVERSİTE ÖĞRENCLERİNİN MÜZİK TÜKETİM ALIŞKANLIKLARINA ETKİSİ ÜZERNE BİR ARAŞTIRMA

Dünyanın en pratik ve en aktif mecralarından biri olan radyo bazen bir haber verme aracı olarak bilgilendirirken, bazen de bir müzik aracı olarak eğlendirmektedir. Günlük yaşamın her aşamasında farklı biçimlerde var olan ve bireylerle direk ve öznel ilişkiler kurabilen radyo mecrası müzik ile özel bir etkileşim içindedir. Bu çalışmada radyo mecrasının üniversite öğrencilerinin müzik dinleme ve müzik ürünlerini tüketme alışkanlıkları üzerine olan etkisi üzerine bir araştırma yapılmıştır. Araştırmada stanbul'da eğitim gören 447 üniversite öğrencisine ulaşılmıştır. Üniversite gençlerinin radyo mecrasını bir müzik aracı olarak görüp görmedikleri konusu ile radyo mecrasının aynı zamanda bir müzik haber verme aracı olarak üstlendiği işlev üzerine araştırma yapılmış ve radyo mecrasının üniversite öğrenimi gören öğrencilerin müzik tüketim alışkanlıklarına etkisi üzerine bir saptama yapılmıştır. ABSTRACT Radio which is the most active and practical medium while sometimes informed people as an information medium, sometimes entertains as a music medium. Radio has a private communication with its consumer and can built direct and subjective relations. In this study there has been a research on the effects of radio to the university students on their music listening and consuming habits. On the research it was accessed to 447 university students in Istanbul. There has been a questioner to find whether the target university students regards radio as a music tool and how the news function of radio is used in music. At the final there has been a determination on the effects of radio on consuming music through university students.

KIRGIZİSTAN TÜRKİYE MANAS ÜNİVERSİTESİ HALKLA İLİŞKİLER VE REKLAMCILIK BÖLÜMÜ HİL 430 REKLAM İNCELEMELERİ DERS NOTU İÇİN MAKALE 3

ÖZET Reklamlar satışları artırma ve hedef kitlenin firma ve ürünleri lehine olumlu davranışta bulunması amacı ile yapılır. Bununla beraber reklamlar hazırlanırken bazı ilkeleri de göz önünde tutmak gerekir. Özellikle çocuklara yönelik yapılan reklamlardan çocukların olumsuz bir şekilde etkilenmemesi için verilecek mesaj ve uygulanacak reklam tekniklerinin iyi seçilmiş olması gerekir. Bu çalışmanın amacı, 4-13 yaş arası çocuk sahibi ailelerin televizyon reklamlarının çocuklar üzerindeki etkilerini algılamalarını etik açıdan değerlendirmektir. Genellikle toplumda ailelerin, televizyon reklamlarının çocukları olumsuz etkilediği yönünde bir görüş vardır. Bu görüşün etik açıdan boyutlarını tespit etmek amacıyla bir anket çalışması yapılmıştır. Elde edilen veriler SPSS paket program yardımı ile frekans analizi ve faktör analizine tabi tutulmuştur. Bulunan sonuçlara göre genellikle ailelerin görüşü; reklamların çocuklara zarar verdiği ve reklamların etik açıdan problemli olduğu yönündedir.