Türkiye'de İslami İlimler: Kelâm ve Mezhepler Tarihi III - Sunuş (original) (raw)

Türkiye'de Kelam ve İslam Mezhepleri Tarihi Çalışmaları

DergiPark (Istanbul University), 2012

İmam Eş'ari ve Eş'arilik ile ilgili çalışmalar, Matüridiliğe göre daha az olup dört civarındadır. Bunlardan ikisi Eş'arilik metodunu incelerken, diğer ise Eş'arilikteki bilgi anlayışını ele almaktadır. Kelam araştırmacılarının üzerinde durdukları kişilerden birisi olan Amidi hakkında üç tane çalışma yapılmış olup, bunlarda onun bilgi, imamet ve nübüvvet görüşleri ele alınmıştır.

Turkiye'de Kelam ve İslam Mezhepleri Tarihi çalışmaları

Kader, 2012

The article is written according to " The Catalogue of theises of Theology Faculties " in the Turkish Religious Foundation centre for Islamic Studies (Istanbul: ISAM 2008) and YOK http://tez2.yok.gov.tr/. These PhD Theises have the researches of Islamic Theology and the History of Islamic Sects, between 1954-2012. The article has a consideration as introduction, and the theises of Islamic theology and The History of Islamic Sects, and a conclusion. Many of these theises are classical period of Islamic Theology.

Batı İslâm İlahiyatında Kelâm İlmi -Almanya Örneği-

Kader, 2022

Avrupa ülkelerinde farklı yoğunlukta Müslümanların bulunduğu bilinmektedir. Ancak Almanya bu ülkeler içerisinde gerek Müslümanların sayısal fazlalığı gerek Türkiye’den Almanya’ya 1960’larda başlayan ekonomik göç nedeniyle soydaşlarımızın varlığı sebebiyle ayrı bir öneme sahiptir. Bu sebeple makalemizde Almanya örnekliğinde İslâm teolojisine ilişkin yürütülen eğitim faaliyeti özelde ilm-i kelâm bakımından ele alınacaktır. Almanya’da başlangıçta ilk, orta ve lise düzeyi okullarda İslâm din dersi vermek amacıyla öğretmen yetiştirmek ve yurtdışından gelen cami görevlilerinin yaşadığı dil ve uyum sorunlarını ortadan kaldırmak amacıyla imamlık eğitimi vermek için üç farklı üniversitede İslâm din eğitimi bölümleri açılmıştır. Aşağı Saksonya’da Osnabrück Üniversitesi, Kuzey/Rhein Vestfalya’da Westfälische Wilhelm Münster Üniversitesi ve Baden Württemberg’de Friedrich-Alexander-Universitesi ile başlayan süreç bugün ulaştığı yedi üniversite ile ilk etaptaki İslâm din dersi öğretmeni yetiştirme amacının ötesinde bir gelişme göstermiştir. Bu sürecin teorik alt yapısının oluşmasında Alman İslâm Konferansının etkisi yanında Bilim Kurulu’nun 2010 yılı tavsiye kararının da tesiri bilinmektedir. Almanya’da İslâm İlahiyatının özgünlüğü, bilimsel olarak tarafsızlığı ve İslâm’a uygunluğu, tartışmalarda üzerinde durulan hususlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim bu sebeple tartışmalarda söz konusu merkezlerde kelâm ilminin ele alınışı özel bir önem arz etmektedir. Zira kelâm, din anlayışını şekillendiren ve dine ilişkin doğru bir düşünsel perspektif geliştirme imkânı sunan bir ilimdir. İlm-i kelâmın bu merkezlerde nasıl bir içerik ile ele alındığının ve yapılan çalışmaların önümüzdeki yüzyılda başta Almanya olmak üzere Avrupa’da ortaya çıkacak İslâm anlayışına etki edeceğini söylemek mümkündür. Bu sebeple makalemizde yedi İslâm İlahiyat merkezindeki kelâm kürsüsü hocalarının çalışma alanları ve yönettikleri tezler ele alınacak diğer yandan İslâm İlahiyat merkezinin fikrî perspektifini yansıtacak araştırmalar, projeler ve işbirliklerine dikkat çekilecektir. Bu, Almanya’daki söz konusu merkezleri sadece kritik etmek değil aynı zamanda Türkiye’deki ilahiyat birikimi ile karşılıklı ne tür katkıların olacağının tespiti amacını da taşımaktadır. Nitekim verilen derslerin, yönetilen tezlerin ve çalışma alanlarının Avrupa’da İslâm ilahiyatının geleceğini şekillendirmesi yanında ilmî bakımdan küresel etkilenmenin en üst düzeyde yaşandığı günümüzde Türkiye’deki İslâm ilahiyatına tesiri olacağı aşikârdır. Hâlihazırda Almanya’daki İslâm İlahiyatlarında çalışılan konuları yaşanan ülke gerçekleri ve ihtiyaçlarından bağımsız düşünmek mümkün değildir. Nitekim ele alınan konularda ve kelâm alanındaki çalışmalarda farklı üniversitelerde Matürîdîlik, Eş‘arîlik, Mu‘tezililik başta olmak üzere İslâm kelâm ekollerine ilişkin tarihsel çalışmalar bulunmakla beraber “pratik teoloji” olarak isimlendirilebilecek konularda da çalışmaların varlığı dikkat çekmektedir. Buna ilaveten Almanya’nın çok dinli ve kültürlü bir ortam oluşturması sebebiyle mezhepler üstü bir yaklaşımın benimsendiği böylelikle farklı görüşlere imkân tanıyan bir çoğulculuğu sağlamanın da hedeflendiği görülmektedir.

Kelam İlmi, Analitik Gelenek ve Türkiye'de Din Felsefesinin Ehemmiyeti

Din ve Felsefe Araştırmalar, 2022

Din felsefesi, kendine has amaçları ve soruları olan nispeten genç bir akademik alandır. Bununla beraber Türkiye’deki ilahiyat eğitiminin bir parçası olması hasebiyle bu disiplinin mahiyetini ve amaçlarını ilgilendiren çeşitli hususlar söz konusudur. İlk olarak, din felsefesinin dinî öğreti açısından tarafsızlığını ve nesnelliğini açıklamak için hem Avrupa’daki hem de Türkiye’deki ortaya çıkış serüveni değerlendirilecektir. İkinci olarak, bu disiplinin ne gibi eşsiz katkılar sağladığını tespit etmek üzere din felsefesinin nesneleri, yöntemleri ve amaçları incelenip (en yakın) kardeş alanı olan kelam ile karşılaştırılacaktır. Üçüncü olarak, dinî itikat ve dinî düşünce ile irtibatlandırılarak, din felsefesinde yaklaşım ve yöntem mevzuları ele alınacaktır. Bu bölümlerde felsefe ve onun dinle münasebetine dair bazı yanlış anlamaları gidermek amaçlanmıştır. Bu amaçla, analitik gelenekte bulunan din felsefesinin üç kademesi ortaya konulmuştur. Bu üç kademe arasında ayrım yapılarak, felsefenin dine karşı olduğu düşüncesinin nasıl geçersiz olduğu ispat edilmiştir. Ayrıca kıta felsefesinin yönteminden ziyade analitik yöntemle dine dair teorilerin açıklanması ve değerlendirilmesi yoluyla İslamî inançlarla alakalı felsefî soruların eğitim bağlamında daha iyi anlaşılabileceğini ve cevaplanabileceğini gösteren bazı hususlar ortaya konmuştur. Son olarak, din felsefesinin konu ve kaynak yelpazesi ve konu seçimiyle alakalı meselelere cevap aranmıştır. Burada, din felsefesinin özel olarak kullanılabileceği bir dizi kaynaktan yararlanmanın kelamın gelişmesine yardımcı olabileceği savunulmaktadır.

Türkiye’de Kelâm İlmine Dair Sempozyumlar: Genel Bir Değerlendirme / Mustafa Selim Yılmaz

Kelâm ilmi, İslâmi disiplinler arasında önemli bir konuma sahiptir. Bu önemi, Hz. Peygamber sonrasında Müslümanların karşılaşmış oldukları temel problemlere yaklaşımlarının teşekkülünde oynadığı rolde görmek mümkündür. Bu problemler, "mürtekib-i kebire" sorunsalında olduğu gibi, Müslümanların kurmuş oldukları toplumların kaderini tayin edecek derecede ciddi bir etkiye sahiptir. Dolayısıyla günün sorunlarına kifâyetle cevap verebilecek ve konuyu sistemli bir şekilde ortaya koyabilecek bir usûl, daha ilk zamanlarından beri ümmetin geleceğine doğru bir yön vermek adına işlevsel bir yapıya sahip olmuştur. İşte kelâm ilmi, böyle yoğun, karmaşık ve durmadan değişen bir süreçte ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla bizâtihi hayatın merkezinde yer almış ve bu önemini tarihin hiçbir döneminde kaybetmemiştir. Hatta ilk büyük fetihlerin hemen akabinde karşılaşılan kadîm Roma, Mısır, İran gibi medeniyetlerin müntesipleriyle iletişim, anlama, tartışma ve etkileşim süreçlerinde, felsefeyle karşılaşma ve temessül edilmesi döneminde ve son olarak sömürge faaliyetleri neticesinde Müslümanların yaşamış oldukları buhranda kelâm, vazgeçilmezliğini daima hissettirmiştir. Kelâm ilmi, bir taraftan Müslümanların düşünsel parametrelerini, bunların sorunlara yaklaşım tarzlarına bakarak açıklarken diğer yandan da İslâm toplumunun kendi bünyesine kattığı köklü öteki düşüncelere karşı İslam'ın inanç esaslarını savunmuştur. Bu noktada da İslâm'ın dayandığı Kur'ân ve Hz. Muhammed temelinde hareket eden cedelci bir üslubu, kendisine kimlik olarak seçmiştir. 1 Genel hatlarıyla özetlenmeye çalışılan bu bağlamı, kelâmın almış olduğu isimlerden de müşâhede etmek mümkündür.