“Hatm-i Hâcegân” TDV Temel İslâm Ansiklopedisi | “Khatm-e Khwājagān” TDV (Turkish Religious Foundation) The Concise Encyclopedia of Islam (original) (raw)
Related papers
Menakıb-i Hvoca-i Cihan ve Netice-i Can [Encyclopedia Article]
MEN ve SELVA dıkları fazla miktar ise ertesi sabah kurtlanıp kokmaktadır (Çıkış, 16/2-30). Man, Sina yarımadasında sadece İsrailoğulla rı'nın bulunduğu bölgeye gece boyunca çiğ gibi yağmış. çölde kaldıkları kırk yıl süresince bir rivayete göre Ken'an diyarı sınırına, diğer bir rivayete göre ise Gilgal'e gelinceye kadar man yemişlerdir (Çıkış, 16/2-35; Yeşu, 5/12}; sonraki nesiller bu nimeti görsünler diye MCısa, HarCın'dan testi içinde bir ölçek man saklamasını istemiştir (Çıkış, 16/32-34) Manın kırağ ı şeklinde küçük ve yuvarlak, kişniş tohumu gibi beyaz ve ak günnük görünüşün de olduğu, lezzetinin ballı yufkaya benzediği belirtilmektedir (Çıkış, 16/14, 31 ). Man hiçbir işleme tabi tutulmaksızın tabii haliyle yenebildiği gibi ondan çeşitli yiyecekler de yapılıyordu. İsrailoğulları manı toplar, değirmende öğütür veya havanda döverek tencerede haşlar, pide yaparlardı ve bu taze yağ tadında olurdu (Sayılar, I 1/8).
Teşekkül döneminden sistemleşme, gelişme ve "müteahhirûn‟ diye adlandırılan dönemlerine kadarki bütün süreci dikkate aldığımızda dinî ilimler ile mantık ilminin ilişkisi bağlamında en belirleyici ve etkin kişinin İmam-ı Gazalî (ö. 1111) olduğu söylenebilir. Zira daha öncesinde büyük bir fakih ve mezhep kurucusu konumunda bulunan İbn Hazm (ö. 1064) mantık ilminin dinî ilimler için önemini ve gerekliliğini savunan açık ifadelerde bulunmasına ve 'et-Takrîb li Haddi‟l-Mantık' isimli müstakil bir mantık eseri kaleme almış olmasına rağmen, İslam dünyasındaki etkisi ve mantık ilminin dinî ilimler açısından konumunun ele alındığı tartışmalarda referans olması bakımından genellikle Gazalî‟nin öne çıktığı görülmektedir. Bu noktadan hareketle, Gazalî öncesi ve sonrası mantık-dinî ilimler arası ilişkinin tarihi seyrini aşağıdaki soru ve başlıklar çerçevesinde değerlendirmek, günümüzde fakültelerin bünyesinde bilimsel olarak faaliyet gösteren bilim dalları arasındaki ilişkinin mahiyetine de ışık tutabilecektir: Acaba Gazalî‟nin meşrulaştırdığı, hatta dinî, aklî tüm ilimler için zorunlu gördüğü mantık ilmi, sonrasında din alimlerinin çoğunluğu tarafından benimsenmiş midir? Tek tek dinî ilimlerin usullerinin oluşmasında, sisteminin gelişiminde mantık ilminin etkisi/katkısı hangi düzeyde olmuştur? Mantık ilminin Gazalî sonrası izlediği seyir, mantık açısından tamamen olumlu mudur yoksa olumsuzluklar da söz konusu mudur? 13. yüzyıldan itibaren dinî ilimlerle de bağlantılı bir şekilde -İbn Haldun‟un değerlendirmesinde görüldüğü üzere mantık ilmi bir dönüşüme uğramış mıdır? İbn Salah, Yahya en-Nevevî, İbn Teymiyye ve Suyutî gibi alimlerin mantığın haramlığına dair fetvası İslam dünyasında nasıl karşılanmıştır? Karşı fetva ve görüşler dile getirilmiş midir? Yasaklanan, "Filozofların Mantığı" veya "Felsefeyle karışmış mantık‟ mıdır? Mantık karşıtlığı alimler arasında ana bir akım mıdır, yoksa marjinal kalmış bir görüş müdür?