SEMA.3.2018. TÜRK-İSLAM DÜNYASININ GEÇ DÖNEMLERİNDE TIP KÜLTÜRÜ VE ÇALIŞMALARI (Medical Culture and Works in the Last Terms of the Turkish-Islamic World) - Abdulkadir Bakır (original) (raw)
Related papers
The Muslims began the conquest of Spain in 711 under the leadership of Tariq b. Ziyad (d. 102/720), Their progress stopped after they were defeated by the Franks in the Battle of Belatüşşiheda (114/732) and They continued their existence in this region for about eight centuries. Muslims in charge in Spain pioneered the form of a culture and civilization where people of three divine religions (Muslim-Jewish-Christian) could live together in peace. Andalusian Muslims attached great importance to education and during their time there were very few illiterate people left in Andalusia. This shows that they had a very advanced civilization in the field of education compared to the period. One of the areas where Andalusian Muslims stand out in terms of education is medical science. Those who wanted to study medicine from the students who completed the first and second stages of their education continued their education in the medical field in madrasahs or in institutions opened independently and called 'bimaristan' (hospital). For their studies in the field of medicine, they built hospitals with similar characteristics to today's faculty hospitals, and they also established libraries with enough books for education. Students who received theoretical medicine training in classrooms received practical trainings with activities such as regularly visiting patients under the supervision of specialist doctors, preparing medicines with physicians, conducting experiments on models, cadavers and animals, etc. They also participated in hands-on training with specialist doctors on how to treat patients when examining them. Students who completed all their education in the field of medicine were then tested in order to become doctors. In this way, those who studied medicine and were successful in their education were entitled to obtain a diploma and practice the profession of medicine. These trainings and practices in the medical field are remarkable in that they show how high Andalusian Muslims had reached in the field of medicine.
TÜRÜK Uluslararası Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi , 2023
Bu çalışma, Osmanlı Devleti’nin topraklarının en geniş sınırlarına ulaştığı bir dönemin sultanı olan III. Murad’ın [ö. 1003/1595] Türkçe Dîvân ve Kitâbü’lMenâmât adlı eserlerinde çok sık bir biçimde kullandığı tekrir ve iştikak sanatı örnekleri hakkındadır. Bununla beraber ismi Murad ve mahlas olarak kullandığı Murâdî lafızlarını kelimenin gâye, istek, amaç vb. anlamları ile birlikte mükerrer bir biçimde kullandığı örnekler incelenecektir. III. Murad’ın, şeyhi Şücâ’ya yazdığı, günlük hadiseleri aktardığı, tasavvufa dair merak ettiklerini sorduğu, ruhi bunalımlarını ve manevi yolculuğunu paylaştığı mektuplarında dili oldukça sade, anlaşılır ve tasannudan uzaktır. Uyku ile uyanıklık arasında bir hâldeyken işittiği nidâları, vâkı’aları, kendisine gelen ilhamları; gördüğü rüyaları aktarılırken dil birden değişmekte, özellikle tekrir ve iştikak sanatı örnekleri sıkça karşımıza çıkmaktadır. Bu durum şiirlerinde de geçerlidir. Tasavvuf vadisi dışındaki gazellerinde kullandığı dil ile tasavvufi şiirlerindeki dili birbirinden farklı olan III. Murad’ın bu dil tercihi eserlerinden örneklerle ortaya konulacaktır.
TIP TERİMLERİNİ TÜRKÇELEŞTİRME TARTIŞMALARI/DISCUSSIONS OF TRANSLATING MEDICAL TERMS INTO TURKISH
Geçmişten Günümüze Türk Tıbbı (Tarih, Metinler, Uygulamalar, Terim ve Terimlerin Türkçeleştirilmesi), 2021
Thinking and discussing on the Turkish language gained momentum with the development of Turkishness awareness. The philological studies that developed in the West and affected the Ottoman Turks over time, brought with it to think and discuss the Turkish language, especially the intellectuals. The effect and excitement created by the “Yeni Lisan” article has managed to engage both poets, writers and scholars as well as the Turkish public opinion in the simplification of the Turkish language. Numerous articles on the simplification of the Turkish language have been published in the pages of newspapers and magazines. In addition to those who defended the Turkish language to be an independent language by getting rid of the influence of Arabic and Persian, there were also those who opposed this view and activity. The issue of simplification of the Turkish language and its discussions were not limited to the language of literature and it was argued that the language of science should be Turkish, even a plain Turkish. In this context, nationalist and Turkic intellectuals, who want to move forward with the path opened by the "Yeni Lisan" article and adhering to its hopes, brought up the issue of Turkish translation of medical terms after eleven years and added a new dimension to the debate. Ahmet Cevdet's article titled "National Language" published in İkdam started the discussion. Galip Ata [ATAÇ] participated in the discussion with two articles titled "Istilâhât-ı Tıbbiye" in Vakit and criticized Ahmet Cevdet in these articles. Hakkı Tarık [US], on the other hand, criticized Galip Ata with two articles titled "Türkçemizin Hakkı ve Tefevvuku" published in Vakit, and supported Ahmet Cevdet's views on the Turkish and plain language of medical terms and the language of science in general. Dr. Osman Şevki Bey also participated in the discussion with his article titled "Our Medical Terms" published in Alemdar and criticized Hakkı Tarık in some places. So, what are the reflections of the discussions made a hundred years ago on this day? What do linguists and physicians think about this issue, which is up-to-date? Has the Covid 19 outbreak brought this issue to the agenda? The purpose of this study is to remind the debates made a hundred years ago and to think how much the subject has been reflected today and how much of the medical terms have become Turkish and should be translated into Turkish.
TÜRK-İSLAM CİLD SANATI TERMİNOLOJİSİ
TÜRK-İSLAM CİLT SANATI TERMİNOLOJİSİ, 2021
Cilt Sanatı, kökeni 1000 yıllık bir geçmişe dayanan en kadim sanatlarımızdan bir tanesidir. Sanatın kelimeleri medeniyetimizi oluşturan önemli değerlerden ve kültür hazinemizin önemli mücevherlerindendir. Cilt Sanatımızın beslendiği Türk-İslam mayasını korumak, bu mayadan gelişen sanatın kelimelerini deyim ve tabirlerini, yani terminolojisini de yazılı hale getirmek araştırmacıların ve sanatkarların gelecek nesillere en önemli katkılarından biri olacaktır. Cilt Sanatı’nın kelimeleri üzerine kapsayıcı bir araştırma yapılmadığını gördüğümüz için bu makaleyi kaleme alıp daha önceki kaynaklarda yer alan kelimelerden yanlış olanları düzeltip yeni tespit ettiğimiz 55 kelimenin anlamlarını ve ıstılahi manalarını kaleme aldık. Toplam 301 kelimeyi ihtiva eden makalemizin sanat camiamıza ve gelecek nesillere ışık tutmasını temenni ederiz.
ASOS JOURNAL, The Journal Of Academic Social Science , 2018
Özet: Anadolu Selçuklu dönemine ait darüşşifalar, Tıp tarihimizin kadim kurumlarından biridir. Tıbbi uygulamaları ile bir dönem halkın yaşamında önemli bir yer teşkil eden darüşşifalar, özellikle tekkelerin ilgasına kadar mistik folklor uygulamalarının da merkezi olmuştur. Anadolu’daki pek çok darüşşifa, tekke olarak kullanıldıkları dönemde mistik folklor uygulamaları ile tıp kimliklerini devam ettirmiştir. Bu du- rum, aynı zamanda darüşşifalar etrafında zengin bir folklorun oluşmasına da öncü- lük etmiştir. Süheyl Ünver, Selçuk Tababeti adlı eserinde, tekkelerin ilgasına kadar Anadolu’da tıbbi-mistik folklor uygulamaları ile ön plana çıkan ve halk tarafından itikat beslenen darüşşifaların varlığından bahseder. Bu çalışmada, Ünver’in zengin folkloru ile ön plana çıkan darüşşifalar arasında gösterdiği Tokat’taki Pervane Bey Darüşşifası, nam-ı diğer ismi ile Gök Medrese, halk arasındaki itikadı ismiyle Kırk Kızlar Darüşşifası ile, Kastamonu’daki Ali Bin Pervane Hastanesi, halk ara- sındaki anılan itikadi ismi ile Yılanlı Darüşşifa, etrafında oluşan tıbbi ve mistik folklor uygulamalarına değinilecektir. Bu bağlamda, Tokat Pervane Bey darüşşifa- sında yer alan Kırk Kızlar türbesi ile ilgili olarak, yapı etrafında oluşan halk itikat- larına ait uygulamaların devam edip etmediğine yönelik 1998-2000 yılları arasında yürütülen etnografik alan araştırmaları sonucunda elde edilen verilerin bir kısmı, ilk olarak bu çalışmada paylaşılmıştır. Günümüze yalnızca giriş kapısı ulaşan, Kas- tamonu’daki Ali Bin Pervane Hastanesi etrafında oluşan ve halk tarafından kabul gören tıbbi mistik uygulamaları ise, Süheyl Ünver’in Selçuk Tababeti adlı eserin- deki tespitleri ışığında açıklanmaya çalışılmıştır. Anahtar kelimeler: Tokat, Kastamonu, Selçuklu, Darüşşifa, Kırk Kızlar, Yılanlı Medrese, Tıbbi Mistik Folklor, Halk İnancı, Süheyl Ünver. Abstract Old Turkish hospitals belonging the Anatolian Seljuk period are among the archaic institutions of our medical history. Old Turkish hospitals which once had an im- portant place in the lives of the people with their medical applications were also at the center of the mystical folklore application till the abolition of Islamic monaster- ies. Many old Turkish hospitals in Anatolia, during the period that they were used as Islamic monasteries, continued their medical identity together with mystical folklore applications. In this situation, old Turkish hospitals also lead the formation of a rich folklore around them. Süheyl Ünver, in his Seljukian Art of Medicine named work, talks about the existence of old Turkish hospitals which stand out İn Anatolia with their medical-mystical folklore applications and are believed by the people until the abolition of Islamic monasteries. In this study, the medical and mystical folklore applications formed around Pervane Bey Old Turkish Hospital in Tokat, also known as Gök Madrassah, Kırk Kızlar Old Turkish Hospital as be- lieved by the people and Ali Bin Pervane Hospital in Kastamonu, Yılanlı Old Turk- ish Hospital as believed by the people which are pointed to be standing out among the old Turkish Hospitals with their rich folklore by Ünver. In this context, in rela- tion with Kırk Kızlar mausoleum in Tokat Pervane Bey Old Turkish Hospital, first- ly a part of the data obtained as the result of ethnographic area researches between the years of 1998-2000 about whether the superstitions of people formed around the structure continues is shared in this study. The medical mystical applications that are formed around the Ali Bin Pervane Hospital in Kastamonu only the en- trance gate of which reached the present day and accepted by the people are tried to be explained in the light of the determinations in Seljukian Art of Medicine work of Süheyl Ünver. Keywords: Tokat, Kastamonu, Seljuk, Old Turkish Hospitals, Kırk Kızlar, Yılanlı Madrassah, Medical Mystical Folklore, Community Superstitions, Süheyl Ünver