TÜRK TARİHİNDEN ÖRNEKLERLE MANAS DESTANI’NDA MÜZİK TÜRLERİ (original) (raw)

MANAS DESTANI’NDAKİ İKTİSADİ UNSURLAR ve İKTİSADİ ZİHNİYET

Bilge Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2020

Özet: Manas Destanı; Kırgızların, dış düşmanları Kalmuklar ve Çinliler ile yaptıkları savaşların ve kendi içlerindeki mücadele ve karışıklıkların anlatıldığı manzum bir eserdir. Dünya tarihinin 1000 yıllık serüvenine şahitlik eden bu destan, asırlarca nesilden nesile aktarılarak bugünlere kadar gelmiştir. Manas destanı, derin psikolojik motifler açısından zengindir. Destanda, halkın memleket, zorluk, medeniyet, ulus hakkındaki düşünceleri ile sevgi, refah, idare ve ölüm gibi anlayışları da yer almaktadır. Manas Destanı'nda bahsedilen psikolojik imkânların kuvveti ve destanın her yüzyılda yenilenerek devam etmesi, gelenek ve göreneklerin değişim ve gelişimini yakalama imkânını vermektedir. İnsanların doğayla ve toplumla girdiği münasebet ve bunlara karşı takındığı tavrı, dönemin iktisadî yapısını ve zihniyetini yansıtmaktadır. Çalışmada, Tuncer Gülensoy'un Türkiye Türkçesine çevirmiş olduğu Manas Destanı, üç ölçüt (madde, çevre, zaman) içinde incelenmiş olup, çeşitli başlıklar altında değerlendirilmiştir. Bu çalışmada, "Manas Destanı"ndaki mısralardan hareketle, bazı iktisadi terimler, iktisadi faaliyetler ve sosyal ilişkiler ifade edilmiştir. Manas Destanı'nda toplumun maddeye karşı tavrı, mülkiyet anlayışı, toplumsal ilişkilerin madde üzerindeki tesiri incelenmiştir. Manas destanında ekonomi, sosyal ilişkiler bütünü içinde, ondan ayrılmayacak biçimde yerleşmiştir. Ekonomik davranış ve onun sonuçlarını belirleyen şey, toplumu oluşturan kurallar bütünü içindedir. Ekonomik faaliyet, insanın toplumsal ve doğal çevresiyle ilişkilerini düzenleyen, insan tarafından kurulmuş bir süreç olarak ele alınmıştır.

DESTANLARDA ESKİ TÜRK KÜLTLERİ ve İSLAM (“MANAS DESTANI” ÖRNEĞİ)

2016

Bu calismada Turk dunyasi icin cok onemli bir eser olan Kirgizlarin “Manas Destani” uzerine bir inceleme yapilmistir. Incelemede destanin Radloff, Orozbakov ve Karalayev gibi uc varyanti temel alinmistir. Destanlar zaman icerisinde zamana, mekâna ve anlaticiya bagli olarak bunyelerine yeni unsurlar alabilmektedir. Bu husus, “Manas Destani”ninda da gozlemlenmektedir. Nitekim “Manas Destani”nda Turklerin eski kultlerinden olan tozler ervaha donusmustur. Yine destanda boy atalari, dini kimligi olan kisiliklere evirilmistir. Cok eski bir gelenek olan oluye yemek verme ise yerini Islami bir veche kazanan as torenine birakmistir. Bu arastirmada soz konusu unsurlardan eski Turk inanclarina ait “atalar kultu” gibi eski ananelerin degisik bicimlerine ve bunlarin Islamilesmesine dikkat cekmeye calisilmistir. Kisaca bu makalenin amaci “Manas Destani”nda yer alan Eski Turk kultlerinden bazilarini ele almak ve bunlarin destanda Islami hâle donusup donusmedigini ortaya koymaktir.

MANAS DESTANI'NDA ESKİ TÜRKÇEYE ÖZGÜ GRAMER UNSURLARI

BELLETEN Yearbook of Turkic Studies, 74 (Aralık), pp. 39-50, 2022

M. Avezov, A.N. Bernştam vd. gibi bilim adamlarının araştırmalarına göre VIII-XI. asırlarda gerçekleşen tarihî olayların temelinde ortaya çıkan Manas Destanı, Eski Türk devrinden izler taşımaktadır. Bunlardan biri dil unsurlarıdır. Destan üzerinde yaptığımız çalışma sonucunda Manas Destanı'nda Köktürk harfli yazıtlarda durum zarfı yapımında da kullanılan vasıta hâli /+Xn/ eki; Eski Türkçeye mahsus olan /-gXlX/ zarf-fiil eki ve gereklilik ifade eden /-gUlUk/ eki gibi morfolojik özelliklerin bulunduğunu tespit edebildik. Colborstoyun ve kamandayın gibi kelimelerde geçen /+Xn/ eki Köktürk harfli yazıtlardaki /+In/ eki gibi durum zarfı yapmaktadır. İki metinde bulunan /+In/ eki Eski Türkçede olduğu gibi vasıta hâli anlamını taşımaktadır. /-gXlX/ eki Köktürkçede asıl eylemin amacını ve başlangıç noktasını bildirmek için kullanılan /-gAlI/ ekine benzerlik gösterirken, /-gUlUk/ eki Eski Uygurcadaki gibi gereklilik ifade etmektedir.

MANAS DESTANI'NDA " BARK " KELİMESİ VE ESKİ TÜRK MEZAR GELENEĞİ

Özet: Türk dünyasının bin senelik destan geleneğini, tarihini, kültürünü ve dünya görü-şünü kendi içinde barındıran Manas Destanı'nda, bugünlerde çağdaş Türk lehçele-rinde kullanılmayan birçok kelime geçmektedir. Bu kelimelerden birisi bark kelimesi-dir. Köktürk harfli yazıtlarda türbe, ve ev anlamlarında kullanılan söz konusu kelime Manas Destanı'nın söylendiği Kırgız Türkçesinde hiç görülmez. Ancak, geçmiş asır-ların kültürünü, inancını mısralarında korumuş olan Manas Destanı'nda bark keli-mesi 'Söögümdü kömsün barkı cok " (Cesedimi gömsün türbesi yok) " ve " Atakemdin ölügün, Kirgizem – dep barıkka (Babacığımın cesedini, Giyireceğim diye türbeye) " gibi mısralarda Orhun Yazıtları'ndaki anlamda, yani " türbe, mezarlık " anlamında geçmektedir. Eski Türkçedeki bir kelimenin Kırgız Türkçesinde hiç kullanılmayıp, sa-dece Manas Destanı'nda geçmesi bu destanda anlatılan Eski Türk kültürü ile ilişkili-dir. Gerçekten de söz konusu destanda tasvir edilen mezarlıklar, türbeler ile Eski Türk türbeleri ve mezarlıkları arasında çok ilginç benzerlikler bulunmaktadır. Örneğin, destanda Manas'ın heykeli yaptırılmaktadır. Bildiğimiz gibi Köl Tigin, Bilge Kağan gibi Eski Türk kağanlarının, devlet adamlarının mezarlıklarında da insan heykelleri bulunmuştur. Manas'ın türbesine onun katıldıkları savaş sahneleri resmedilmektedir. Türbeye resimler yapmak Eski Türk mezarlık geleneğinde de görülen bir özelliktir. Makalemizde Manas Destanı'ndaki bark kelimesi Köktürkçe aracılığıyla açıklana-rak, destandaki Eski Türk mezar geleneği incelenmiştir. Anahtar kelimeler: Manas Destanı, bark kelimesi, Köktürk harfli yazıtlar, türbe, Eski Türk mezar geleneği.

MANAS DESTANI'NDA TÜRK KELİMESİ VE AĞAÇ, KOYUN / KOÇ KÜLTLERİ

Türk dünyasının bin senelik destan geleneğini, tarihini, kültürünü ve dünya görüşünü kendi içinde barındıran Manas Destanı'nda, çağdaş Türk lehçelerinde kullanılmayan birçok kelime geçmektedir. Bu kelimelerin bazıları sadece belirli durumlarda söylenen kalıp metinlerde yer almaktadır. Bu kelimelerden biri de tarihî Türk lehçelerinde ve Klasik Türk Edebiyatı'nda güç, kudret, güçlü, güzel ve olgun anlamlarında kullanılan Türk kelimesidir. Söz konusu kelime Manas Destanı'nın söylendiği Kırgız Türkçesinde hiç görülmez. Hatta diğer Türk lehçelerinde de geçmemektedir. Ancak, geçmiş asırların kültürünü, inancını mısralarında korumuş olan Manas Destanı'nda Türk kelimesi bir etnonim olmaktan ziyade leksik anlama sahip bir cins isim olarak kullanılmaktadır. Destandaki Türk kelimesi güzel, iyi ve büyük anlamlarına gelmektedir. Güzel, iyi anlamlarını veren Türk kelimesi bir yerin güzelliğini yansıtmak için kullanılan ve iki yerde aynen tekrar edilen kalıp metinde geçmektedir. 'Biri terek, biri tal, Cıgaçının türkü uşu (Biri kavak, biri söğüt, Ağaçların güzeli bu)' mısralarında, Türk kelimesi kavak ve söğüdün, ağaçların güzeli ve iyisi olduğunu ifade etmektedir. Bunun nedeni de söz konusu ağaçların kült anlamına sahip olmasıdır. Çünkü kavak ve söğüt ağaçlarının kendilerine ait özellikleri bulunmaktadır. Örneğin: Altay destanlarında Tanrı tarafından gönderilen kutlu kızlar, kavak ağacı vasıtasıyla yeryüzüne iner. Kavak, çocuk dileği için Tanrı'dan dilek dilenen kutlu mekân sembolüdür. Büyük anlamına gelen Türk kelimesi de kalıplaşmış mısralarda geçerek hep koyun, koç ve kuzu için kullanılmaktadır. Makalemizde bu durum koyun / koç kültü ile ilişkilendirilmiştir.

KUR'ÂN'DAKİ HİSSÎ MUCİZELERE MODERN YAKLAŞIMLAR BAĞLAMINDA BİR İNCELEME: MUSTAFA ÖZTÜRK ÖRNEĞİ

A Study in the Context of Modern Approaches to the Sensational Miracles in Quran: The Example of Mustafa Öztürk -I-, 2017

Allah (c.c) mesajlarını insanlığa iletmek üzere içlerinden elçiler seçmektedir. Ayrıca doğruluklarının bir delili olmak üzere de peygamberlerini mucizelerle desteklemektedir. Kur’ân’ın önemli bir kısmını oluşturan kıssalarda söz konusu mucizelerden birçok kere bahsedilmektedir. Bununla beraber İslam düşünce tarihinde mucizelerin tarihsel olarak vuku bulup bulmadığı tartışma konusu olmuştur. İslam âlimlerinin çoğunluğu Kur’ân’ın açık beyanlarına binaen mucizelerin vuku bulduğu kanaatindedir. Buna karşın bazı filozoflar doğa yasalarının değişime uğramayacağından hareketle mucizeleri tevil cihetine gitmiştir. Modern dönemle, mucizelerle ilgili benzeri yaklaşımlar -az çok söylem farklılıklarıyla beraber- yeniden ivme kazanmıştır. Hint-alt kıtası ile Osmanlı coğrafyasında görülen ve daha çok pozitivist itirazlar karşısında alan açmayı amaçlayan ve savunmacı bir karakter taşıyan bu görüşler, günümüzde de kimi araştırmacılar tarafından benimsenmektedir. Söz konusu araştırmacılardan birisi de Mustafa Öztürk’tür. Bu çalışmada, yazarın mucize bağlamında benimsediği görüşlere yer verilecek ve bunların değerlendirmeleri yapılacaktır. Anahtar Kelimeler: Mucize, modernizm, Mustafa Öztürk, kıssa, meal. Allah, the Almighty, selected messengers among people to convey his messages. Moreover, He supported prophets through miracles to prove their prophethood. In the stories which make up the majority part of Quran, the aforementioned miracles have been stated many times. On the other hand, it has been a matter of discussion in Islamic thought history whether miracles historically occurred. Majority of Muslim scholars are in the opinion that miracles occurred according to the declaration of Quran. However, some philosophers have tried to interpret miracles on the claims that nature laws do not change. In modern times, the same approaches about miracles with more or less the same claims have again gained speed. These opinions, which were spread in Ottoman geography and Indian subcontinent, mostly aim to create a field against these positivist objections and are typically defensive. Today, they have been accepted by some researchers. Mustafa ÖZTÜRK is one of these researchers. In this study, the writer’s claims regarding to miracles will be stated and analyzed. Keywords: Miracles, Modernism, Mustafa Öztürk, Qıssa, translation of the Quran.

MANAS DESTANI'NDA 'TÜRKÜ TİL' KAVRAMI

Özet: Araştırmacılar tarafından Türk boy ve topluluklarının ansiklopedisi olarak de-ğerlendirilen 'Manas Destanı'nın S. Orozbakov varyantında Türklük bilinci ve Türk kimliği ile ilgili birçok husus vardır. Bunlardan biri 'Türkü/Türki til, Türk tili, Türktün tili, Türkünün tili' kavram işaretleri ile verilen genel 'Türk dili'dir. Makalemizde işte bu kavram işaretleri metinlerde taranmış, bu metinlerin analizi yapılarak destanda-ki 'Türkü dil'in özellikleri dokuz maddede özetlenmiştir. Örneğin, destandaki 'Türkü dil' bütün Türk halklarına ait olan genel Türk dili olup, Kırgız Türkçesi bunun bir dalıdır. S. Orozbakov 'Türkü dil'i temiz tutmaya çalışmakta; dolayısıyla bazı kelime-lerin (alçak dağ, aybalığı, ileki) Türküçö/Türkçe karşılıklarını (adır, boştolu, dastar) vermektedir. Bundan başka 'Türk dili'nin ortaya çıkış tarihi destanlara özgü bir şekil-de saptanmaya çalışılmıştır. Yabancı yerde yaşayan Üsön'ün dilinden Türklerin ana diline, Türkü dile olan özlemi ve sevgisi dile getirilerek ana dilini koruma ve oğul-larına öğretme çabası gösterilmiştir. Bundan başka 'Türkü dil'in yazıda kullanıldığı Manas'ın kumbeti yapılırken oraya Arapça, Farsça ve Türküce cümlelerin kazındığı söylenerek belirtilmiştir. Anahtar kelimeler: 'Manas Destanı', Türkü til, genel Türk dili, S. Orozbakov, Türklük. The 'Türkü Til' Concept in Manas Epic Abstract: There are many issues related to Turkish identity and the Turkish consciousness in the S. Orozbakov's variant of 'Manas Epic', which is evaluated by researchers as the encyclopedia of the Turkish people. One of them is the general Turkish language given by the expression as Türkü/Türki til, Türk tili, Türk tili, Türkünün tili. These expressions have been scanned. The analysis of these texts has been made and characteristics of Türkü language as nine items have been summarized. For example, the Türkü language in the 'Manas Epic' is a general Turkish language belonging to all Turkic tribes, the Kyrgyz Turkish is a branch of this general Turkish language. Q.

TARİHİ SÜREÇ İÇİNDE MANİSA ULU CAMİ VE MEDRESESİ

ve Medresesi, yaklaşık yediyüz yıllık tarihi geçmişiyle 14. yüzyıl Beylikler döneminden günümüze ulaşan en önemli anıtsal yapılardan birisidir. Manisa ili, Merkez ilçesinde, Sandıkkale Tepesi'nin yamacında, şehre hâkim bir konumda bulunan Manisa Ulu Cami ve Medresesi 1 ; birbirine bitişik olarak inşa edilmiş olan cami ve medrese ile medrese içinde yer alan türbe ve caminin elli metre kuzeydoğusunda yer alan Çukur Hamam ile birlikte bir yapı grubu oluşturur. Yapı; cami, medrese ve türbe işlevlerinin bir arada çözümlendiği birleşik işlevli 2 tasarımıyla Beylikler döneminden günümüze ulaşan tek örnektir. Saruhanoğulları Beyliği 3 dönemine ait olan yapıda; cami, mihrap önü kubbeli mekânıyla merkezi mekân yaratma açısından önemli bir aşamayı gösterirken, medrese; iki katlı, revaksız açık avlulu, ana eyvanı dışarı doğru taşkın, ikinci katı L planlı ve asimetrik tasarımıyla Anadolu Selçuklu dönemi medreselerinden farklılıklar gösterir.

MARDİN MERKEZDE BULUNAN OSMANLI DÖNEMİ MEZAR TAŞLARI

MARDİN MERKEZDE BULUNAN OSMANLI DÖNEMİ MEZAR TAŞLARI, 2017

Ölümü ve ölümden sonraki yaşamı kabullenen insanoğlu, ölülerine ve onları koydukları mezarlara farklı anlamlar yüklemiştir. Farklı inanç gruplarına mensup kimi insanlar, öbür dünyada ölünün işine yarayacağını düşündükleri ya da sağlığında sevdiği bir takım araç ve gereçleri cesetle beraber mezara gömmüşlerdir. Ölüyü gömme şekilleri bölgeden bölgeye ve insanların inançlarına göre farklılık gösterebilmektedir. Bedenin toprağa gömülmesi şeklinde başlayan bu süreç, ticaret ve kültürler arası etkileşimle beraber mezar tiplerinin ve gömme şekillerinin ortaya çıkmasında etkili olmuştur.

KUR'ÂN'DAKİ HİSSÎ MUCİZELERE MODERN YAKLAŞIMLAR BAĞLAMINDA BİR İNCELEME: MUSTAFA ÖZTÜRK ÖRNEĞİ -II

A Study in the Context of Modern Approaches to the Sensational Miracles in Quran: The Example of Mustafa Öztürk -II-, 2017

Bu makale iki bölüm halinde planlanan çalışmanın ikinci ve nihai kısmıdır. Araştırmada modern mucize yaklaşımları bağlamında Mustafa Öztürk’ün yorumları değerlendirilmektedir. Öztürk, peygamberlerin elinde gerçekleşen mucizelerin bilinen şekliyle meydana gelmediği kanaatindedir. Araştırmacının bu yaklaşımı, mucize konusundaki genel kabul ve anlayışlardan farklılık arz ettiği için incelemeye değer görülmüştür. Bu kapsamda Öztürk’ün hazırlamış olduğu “Kur’an-ı Kerim Meali-Anlam ve Yorum Merkezli Çeviri” adlı Kur’ân meâli esas alınmıştır. Çalışmada Hz. Süleyman, Hz. İsa ve son peygamber Hz. Peygamberle ilgili söz konusu olan mucizelere yaklaşımları irdelenmiştir. Yapılan inceleme sonucunda yazarın bir kısım mucizelerde literal çeviri ile yetindiği, diğer bir kısım mucizeler için düştüğü açıklayıcı notlarda ise mucizelere mesafeli tutum takındığı gözlenmiştir. Bununla beraber bazı açıklamalarda siyak-sibak, Kur’ân bütünlüğü gibi tefsirin temel kriterlerinden zaman zaman ödün verildiği ve zorlama yorumlara gidildiği tespit edilmiştir. Bu yönüyle söz konusu yaklaşımların benzeri düzlemdeki modern yorumlarla aynı zaafları taşıdığı anlaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Kur’ân, mucize, modern, meâl, Mustafa Öztürk. This paper is the second and final part of the study planned as two parts. Mustafa Öztürk’s comments are evaluated in this study within the scope of modern miracle approaches. Öztürk is of the opinion that the miracles of prophets didn’t perform as is known. Since this attitude of the researcher differs from the general acceptance and approaches, it is found searchable. Öztürk’s Quran meaning called ‘Meaning of Quran-Meaning and Comment-Centered Translation’ is selected as the baseline. The approaches of Öztürk about the miracles of Prophet Suleiman, Jesus and the last prophet Muhammad are reviewed in this study. It is seen at the end of the analyses that the author contents himself with some of the miracles and takes an uncompanionable stance for the rest of the miracles in his explanatory notes. Moreover, there compromised on the basic criteria of hermeneutics such as Quran integrity, siyak-sibak. The strained interpretations can also be seen in his works. From this aspect, it is understood that the approaches mentioned carrying the same frailties as the modern interpretations the similar platform. Keywords: Quran, miracle, modern, meaning, Mustafa Öztürk.