Türkiye'nin İç Güvenlik Algısı ve Politikaları (1980-1990) (original) (raw)

Klasik Realizm-Güvenlik İlişkisi Çerçevesinde Türkiye’nin İç Güvenlik Politikaları (1923-1960)

Klasik Realizm-Güvenlik İlişkisi Çerçevesinde Türkiye’nin İç Güvenlik Politikaları (1923-1960), 2020

Devletlerin inşa ettikleri güvenlik kültürü, zamanla sosyal bir gerçeklik haline gelse de değişmesi ve çeşitlenmesi olanaklıdır. Çünkü aktörlerin çıkarları değiştiğinde güvenlik ve tehdit kavramsallaştırmasının da değişmesi beklenmektedir. Türkiye’nin tehdit algıları ve güvenlik politikalarının da dönemsel kırılma noktalarından geçtiğini ifade etmek doğru olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu ile sosyal pratikler (etkileşim) yoluyla inşa etmiş bir aktördür. Bu sebeple yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin tehdit kavramsallaştırması da Osmanlı Devleti ile olan sosyal etkileşimler sonucu oluşmuştur. Bu çalışmada Türkiye’nin erken cumhuriyet döneminden itibaren güvenlik ajandasında yer alan iç güvenlik tehditleri ve bu tehditlere karşı oluşturulan güvenlik politikaları incelenmiştir. Bu kapsamda devlet arşivlerinde yer alan iç güvenlik içerikli belgelere ulaşılarak, devletin güvenlik politikalarını yansıtan birincil kaynaklar kullanılmıştır. Türkiye’nin güvenlik politikalarındaki içe dönük güvenlik politikalarına zemin hazırlayan faktörler özelinde değerlendirmeler yapılmış ve devletin geleneksel güvenlik pratiklerinde meydana gelen değişimler ele alınmıştır. Sonuç olarak çalışmada, Türkiye’nin varlığına yönelik iç tehdit unsurları ve bu tehditlere karşı geliştirilen iç güvenlik politikalarının realizm teorisi çerçevesinde analizi yapılmıştır.

İç ve Dış Politik Gelişmeler Işığında Erdoğan Döneminin Güvenlik Algısı

Uluslararası Yönetim Akademisi Dergisi, 2023

Cumhuriyetin kuruluşundan 2002 yılında AK Parti‟nin iktidara geldiği zaman dilimine kadar Türkiye, kendi iç dinamiklerine bağlı olarak toplumsal inşa sürecini tamamlamaya çalışmıştır. Ancak bu inşa süreci tek parti döneminde farklı 1950 sonrasında farklı araçlarla ve yaklaşımlarla sağlanmaya çalışılmıştır. Tek parti döneminde hayata geçirilen devrim ve inkılâplarla bu inşa süreci yürütülürken, tek parti sonrasında ise hemen hemen on senede bir yaşanan askerî darbelerle ulus inşa sürecinin sekteye uğramasına engel olunmaya çalışılmıştır. Bu döngü 90‟lı yıllarda da kendisini göstermiş, bu girdaptan çıkışın Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarıyla aşılabileceği halk tarafından tespit edilmiştir. Tespit edilmiştir dememizin sebebi oligarşik bürokrasi ve askeri vesayete karşı hukukun üstünlüğü ve AB normlarını önceleyerek politika geliştiren Erdoğan iktidarının defaatle halk tarafından iktidara taşınmış olmasıdır. Nitekim Erdoğan‟a ve AK Parti‟ye duyulan güven her seçimde sandık sonuçlarında görülmüş ve Erdoğan iktidarının sona erdirilmesinin sandıkla değil, alışılmış araçların kullanımıyla sağlanabileceği görüşü vesayet odakları tarafından benimsenmiş ve bu yönde adımların atılması beraberinde gelmiştir. Ne var ki Erdoğan liderliğindeki AK Parti, iç ve dış politikadaki problemleri Avrupa Birliği‟ne üyelik, sistem değişikliği ve terörle etkin bir mücadele anlayışı göstererek aşmayı başarmıştır. Bu çalışma ile cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar tarihsel bir analiz yapılacak ve iç ve dış politik gelişmeler ışığında Erdoğan döneminde güvenlik algısının nasıl dönüşüm yaşadığı analiz edilecektir.

Türkiye’de Güvenlik; Algı, Politika, Yapı

Güvenlik Çalışmaları Dizisi, 2013

Güvenlik Çalışmaları Dizisinin sekizincin kitabı, Türkiye’de güvenlik anlayışının ve kavramsallaştırmasının gelişimi ile bu alandaki akademik çalışmaların durumu ve bürokratik yapının işleyişini ele alıyor. Prof. Dr. Mustafa Aydın ve Yrd. Doç. Dr. Fulya Ereker tarafından hazırlanan çalışmada yazarlar, Türkiye’nin güvenlik kültürünün tarihsel ve coğrafi temellerini irdeleyerek, Türkiye’de siyaset yapımının kendine has bir güvenlik kültürü tarafından şekillendirildiğini ifade etmektedirler. Osmanlı İmparatorluğu’nun reel politiğe dayalı diplomasisi, toprak kaybı ve parçalanma endişesi ile İmparatorluğun kontrol ettiği topraklarda oluşturduğu olumsuz algılamalar ve batılılaşma olgusu tarihsel etkenler olarak gündeme gelirken, coğrafi konumunun getirdiği kısıtlamalar, avantajlar ve uluslararası sistemin yapısına göre sürekli evrilen stratejik önemi ülkenin güvenlik kavramsallaştırması üzerinde özellikle etkili olmaktadır. Büyük ölçüde bu unsurların etkili olduğu resmi güvenlik kavramsallaştırması beka, ülkesel bütünlük ve rejimin korunması gibi temel esaslar temelinde oluşturulmuştur. Güvenlik askeri kavramlara dayalı kavramsallaştırılmıştır. Soğuk Savaş döneminde temelini Batı ittifakı içinde yer alma ve kuzey komşusundan algıladığı tehdidi bertaraf etme anlayışı üzerine kuran Türkiye, Soğuk Savaş sonrası dönemde değişen uluslararası ortam ve ortaya çıkan yeni tehditlerle birlikte, geleneksel güvenlik politikalarını gözden geçirmek zorunda kalmıştır. Bu çerçevede Türkiye’nin güvenlik politikalarında ilki 1990’lı yıllarda, diğeri ise 11 Eylül saldırıları sonrasında olmak üzere iki değişim süreci yaşanmıştır. Bunların sonucunda Türkiye’nin güvenlik politikalarının ana ekseni küresel, bölgesel ve ikili olmak üzere birbirini tamamlayan düzeylerde oluşturulmuştur.

1921 Anayasasından Günümüze Türkiye’de Cumhurbaşkanının Güvenlik Politikalarındaki Rolü

1921 Anayasasından Günümüze Türkiye’de Cumhurbaşkanının Güvenlik Politikalarındaki Rolü, 2022

Yayın etiğinde en iyi uygulamaları esas alan Hasan Kalyoncu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi (HKÜHFD), Yayın Etiği Komitesi (Committee on Publication Ethics-COPE), Açık Erişim Dergileri Dizini (Directory of Open Access Journals-DOAJ) ve Açık Erişim Akademik Yayımcılar Birliği (Open Access Scholarly Publishers Association-OASPA) tarafından belirlenen şeffaflık ve en iyi uygulamaları çerçevesinde, ancak bu ilkelerle sınırlı olmamak üzere, bilimsel ahlak kurallarına uygun yayım yapmayı hedefler. Dergi editörünün, yazarların ve hakemlerin, görev ve sorumluluklarının bu çerçevede belirlendiği HKÜHFD'de süreçler COPE'nin ilişkili akış şemaları esas alınarak yönetilir. Ayrıca, özellikle İngilizce yayımlanan bilimsel makaleler için, Avrupa Bilim Editörleri Birliği (European Association of Science Editors-EASE) tarafından belirlenen ilkelere uyulması tavsiye edilir. Yazarlar • Hukuk alanında ve özgün olması beklenen çalışmaların, atıf yapılan bölümleri hariç olmak üzere, herhangi bir bölümünün daha önce yayımlanmamış olması gerekir.

Cumhuriyet Dönemi İç Güvenlik Politikaları ve Türk Polis Teşkilatı (Homeland Security Policies in Turkish Republic and Turkish Police Organization)

Türkiye Cumhuriyeti’nin Ekonomik ve Sosyal Tarihi Uluslararası Sempozyumu -Cilt II, 2015

Özet: Bu yazının amacı, 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla hemen her kurumda yaşanan ilerleme, yenileşme ve çağdaşlaşma hareketlerinin Türk Emniyet Teşkilatı’ndaki yansımalarını, iç güvenlik politikalarını ve polis teşkilatının yapısal ve zihinsel değişimini günümüze kadar uzanan bir çizgide ele almaktır. Bu amaçla gelişmeleri sadece kronolojik olarak sunmaktan ziyade analitik çözümlemeler de yapılarak, polisin farklı dönemlerde oynadığı rol, olaylara yaklaşım tarzı, yaşanan önemli kırılma noktalarında polisin konumu, bunun sonucu olarak polis imajının kamuoyuna yansıması ve bu tarihi tecrübenin günümüze olan yansımaları üzerinde durulan konular olacaktır. Böylelikle Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik ve sosyal tarihi ile ilintili her olguyu doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen iç güvenlik olgusu ve bunun en önemli aktörü olan polis teşkilatının incelenmesiyle düne ve bugüne geniş bir bakış açısı ile yaklaşılarak Türkiye’nin sorunlarının tespitine ve problemlerin çözümüne katkı sağlanması hedeflenmiştir. Anahtar Kelimeler: İç Güvenlik, Polis, Cumhuriyet Dönemi, Türk Polisi Teşkilatı, Hükümet Siyasetleri. Abstract: The aim of this article is to examine the outcomes of innovation and modernization efforts in Turkish Police Organization as in other institutions following the foundation of Turkish Republic in 1923 up to date, as well as the homeland security policies of the governments and the structural and cognitive development of police organization. So rather than providing the developments solely in chronological order, analysis will be made to have a better understanding relating to the role of the police in different periods, how law enforcement officers had handled the incidents in these periods, the position of the police officers in significant turning points, consequently the public image of the police and the use of this experience present days. So, by examining the homeland security issue -which affects every single sociologic and economic fact in Turkey in direct or indirect way- and Turkish Police Organization, past and present problems of Turkish Republic will be approached with a wider perspective to find proper solutions. Keywords: Homeland Security, Police, Republican Era, Turkish Police Organization, Government Policies.

(2016) Güvenlikten İçeri Uluslararası: Türkiye'de Güvenlik ve Laiklik

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde güvenlik ve laiklik arasında daima girift bir ilişki olmuştur. Ancak bu ilişkinin analizi daha çok ülkenin iç dinamiklerine odaklı olarak yapılmıştır. Üretilen çalışmalar ağırlıklı olarak güvenlik ve laiklik ilişkisinin iç siyaset boyutu üzerinde durmuş, laikliğin Cumhuriyet döneminin önemli bir kısmında “ulusal güvenlik” meselesi olarak sunulmuş olmasına ve bu sunumun etrafında şekillenen uygulamalara odaklanmıştır. Bazı çalışmalarında “dış dünya” dinamiklerinden bahis varsa da dönemin siyaset yapıcılarının “uluslararası” anlayışları incelenmiş değildir. Hâlbuki dönemin dünya dinamiklerinin Türkiye’deki siyaset yapıcıları tarafından nasıl anlaşıldığını incelemeye başladığımızda laiklik ve güvenlik ilişkisine dair başka ipuçları ile karşılaşırız. Bu çalışmanın amacı, güvenlik ve laiklik arasındaki ilişkinin “uluslararası” boyutunu Türkiye bağlamında incelemenin gereğine işaret etmektir. Bu inceleme yapılırken kullanılacak olan anahtar kavram, “güvenlikten içeri uluslararası”dır. Burada kastedilen, siyaset yapıcıların güvenlik yaklaşımlarını şekillendiren “uluslararası” anlayışı ve bu anlayışı inceleme gereğidir.

Türkiye'nin İttifak Politikası Ve Katıldığı Uluslararası Güvenlik İttifakları (1928-1938) Turkey's Policy Alliance and Participated in International Security Alliances

Özet Yeni Türkiye, dünyayı sıkıntıya sokmaması için bütün devletlerin sorumlu olduğu dünya barışı ve bölgesel ortak barışın ve ortak güvenliğin, bütün devletlerin elbirliğiyle kurulması ve korunması gerektiğini; dış politikası, kurduğu iyi ilişkiler, iyi komşuluk, barış, dostluk ve birlik yaklaşımları yanı sıra oluşturulan Balkan Paktı, Montrö barışı ve Sadâbat Paktı örnekleriyle dünyaya gösterdi. Yeni Türkiye'nin izlediği ortak barış, ortak güvenlik ve bölge birliği politikası, Dünya'da yankı uyandırdı ve kısa zamanda Türkiye'nin dışarıda ve bölgesinde saygınlığını önemli derecede arttırdı. Abstract The new Turkish State showed, with its positive relations, peaceful neighborhood that it founded during the process in which it was re-modeling its foreign policy, and the Sadâbat Pact and peace of Montreux which was founded with peaceful, friendly intentions, that the global and regional peace and common security must be established and protected with the participation of all states. The common peace, common security and regional unity policies of the new Turkish State had awakened echo around the world and enhanced the reputation of the state abroad in a very short time.

Demokrat Parti Döneminde İç Güvenlik ve Türk Polis Teşkilatı Homeland Security of Turkey During the Democrat Party Period and the Turkish Police Organization

Özet 14 Mayıs 1950 tarihinde Demokrat Parti'nin seçimleri kazanıp iktidara gelmesiyle başlayan ve 27 Mayıs 1960 tarihinde Türk ordusunun gerçekleştirdiği bir müdahale ile sona eren on yıllık DP Hükümetleri dönemi, sonraki yıllarda birçok açıdan incelenen bir dönem olmuştur. Bu incelemelerde DP dönemine yönelik yapılan eleştirilerden birisi, hükümetin kendi siyasi amaçlarına göre hareket eden bir polis teşkilatı oluşturmaya çalıştığı iddiasıydı. Türk polisi de gerek bu dönemde gerekse 27 Mayıs müdahalesi öncesi meydana gelen olaylarda, siyasi taraf tutmakla (hükümet yanlısı olmakla) ve böylece tarafsızlığını kaybetmekle suçlandı. Bu nedenle Emniyet Teşkilatı askeri müdahaleden en çok etkilenen kurumlardan birisi oldu ve sonraki süreçte uzun yıllar darbenin etkisini üzerinden atamadı. Bu makale, DP iktidarı süresince uygulanan iç güvenlik politikaları, hükümetlerin tutumu, polis teşkilatının içinde bulunduğu durum, polis-siyasetçi ilişkisi, darbe öncesi polisin olayları algılama ve karşı koymadaki yetersizliği ve özet olarak darbenin akabinde yaşanan problemleri ortaya koymayı amaçlamaktadır.