Kapitalizmin Ortaya Çıkışı: Jeo Kültürel Yaklaşım (original) (raw)
Related papers
Kapitalizmin Motoru Olan Kişisel Çıkar İlkesi İle Dini Kültür Arasındaki İlişki
Pearson Journal of Social Sciences and Humanities, 2021
Aydınlanma düşüncesi ikliminde insan davranışı kişisel çıkar düşüncesiyle açıklanmaya başlanmıştır. Sanayi devrimiyle birlikte de insan davranışını kişisel çıkarla açıklamak bir modaya dönmüştür. Aynı zamanda, kişisel çıkar bir günah olmaktan çıkmış, bir erdemli davranışa dönüşmüştür. 18. yüzyıldan itibaren ortaya çıkan modern sosyal bilimler de kişisel çıkar düşüncesi üzerine kurulmuştur. Avrupa'nın yükselişi Protestan Reform hareketiyle başlamıştır. Protestan kültürü modern, rasyonel ve bireyci bir kültürdür. Weber'e göre kültür önemli bir değişkendir ve kapitalizmin izlediği yolu kültür belirlemektedir. Avrupa'da kapitalizm çok rasyonel olan Protestan kültüründen doğmuştur. Protestan kültürü olmasaydı Avrupa'da ve Amerika'da farklı bir kapitalizm ortaya çıkacaktı. Bu bağlamda modern iktisat düşüncesi ile Protestan kültürü arasında çok yakın bir ilişki bulunur. Bu çalışmada kişisel çıkar ilkesinin ortaya çıkışına ve Protestan kültürüyle olan ilişkisine değinilmektedir. Çalışmanın sonuç kısmında ise iktisat sosyolojisinin kurucusu olan Max Weber'in ortaya koyduğu Protestan kültürü ile kapitalizm ilişkisine vurgu yapılmaktadır.
Mübadelenin Gücü: Kojin Karatani’de Kapitalizm ve Karşı Hareketler
Selçuk Üniversitesi edebiyat fakültesi dergisi, 2023
In this study, we will try to reflect on the philosophical and political views of Kojin Karatani reconsidered the history of social formations from the perspective of modes of exchange. According to Karatani, capitalism is a system that operates with the capital-nation-state triad; we need to consider this triad in order to understand and oppose capitalism. In this study, we will examine Karatani's views on capitalism and movements against it, who stated that every action to be taken against capital should also confront the state and the nation. Since the capitalist nation-state has dragged humanity into an irreversible disaster thanks to the tripartite structure it has created, we will consider the possibilities offered by Karatani to get out of this disaster. The history of social formations is generally considered around the concept of production in political and social thought. This study asserts that Karatani, who thinks the history of social formations through the modes of exchange instead of production concept, stands in a different place in political and social thought. It claims that Karatani's perspective, which focuses on the modes of exchange, has consequences for social movements and struggle practices that try to oppose capital accumulation processes. Around this claim, this study, on the one hand, has the
Gündelik Hayat: Sosyo-Kültürel Bir Yaklaşım
Medeniyet Araştırmaları Dergisi, 2021
Toplumsal yaşam ve kültürel alan, gündelik hayatın şimdi ve buradalığı çerçevesinde kendini somutlaştırır. Bireysel etkinliklerin ve sosyal etkileşimlerin ortak alanı olarak gündelik hayat, birçok edimsel pratiğin ve toplumsal bağın oluşturulduğu ve geliştirildiği bir birleşme alanıdır. Bu yönüyle sosyal normların, kültürel kodların, tutum ve davranış biçimlerinin görünür kılındığı bir kesişim noktasında bulunur, gündelik hayat. Dolayısıyla gündelik hayatın insani ve toplumsal ilişkilerin odağında yer aldığı söylenebilir. Sosyal yaşamın en sıradan, tekdüze yönleri bile sosyo-kültürel alan ile etkileşim halindedir. Toplumsal ve kültürel alanın çözümlenmesinde gündelik hayat, merkezi bir öneme sahiptir. Çünkü her insan belirli bir gündelik hayata sahiptir ve gündelik hayatın sıradan akışı tüm insanlarca paylaşılır. Belirli yaşam kalıplarının izlerini gündelik hayatta görmek mümkündür. Bu çalışmada gündelik hayat, sosyo-kültürel bir bakış açısıyla analiz edilmeye çalışılmaktadır. Kavramsal açıklamaların yanında sosyal teoride yer alan konuya ilişkin makro ve mikro yaklaşımlar ele alınmaktadır. Ayrıca tarihsel gelişim serüveni içerisinde farklılaşan toplumların, iktisadi düşüncelerin, kültürel değerlerin gündelik hayat temelinde sosyolojik bir çözümlemesi amaçlanmaktadır.
Kapitalizmin Krizine Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden Bakmak: Analitik bir Çerçeve Önerisi
Sosyolojik Araştırmalar E-Dergi, 2015
Bu çalışmada, 2008 yılında başlayan ve etkileri halen sürmekte olan kapitalizmin son krizinin analizinde ve aşılmasında toplumsal cinsiyet perspektifinin merkezi bir önem taşıdığı önermesinden yola çıkarak, bu perspektifin kullanımına ilişkin bir analitik çerçeve sunmayı amaçlıyoruz. Özellikle Türkçe literatürde, kriz çalışmalarının büyük ölçüde cinsiyet körü olduğu gözleminden hareket ediyor, bu körlüğün krizin uzun vadeli etkilerini anlamak açısından ciddi sorunlar doğuracağını iddia ediyoruz. Bu çerçevede,uluslararası literatürde kriz çalışmalarına getirilen toplumsal cinsiyet perspektifinin temel özelliklerinin eleştirel bir gözle aktarılması makalenin ilk kısmını oluşturuyor. İkinci bölümde, krizin kadınlar üzerindeki spesifik etkilerinin anlaşılması açısından, krizin ekonomik etkilerinin ötesinde toplumsal etkileri bağlamında ele alınması gerektiğini iddia ediyoruz. Toplumsal cinsiyet perspektifinin kriz ve kadın konulu çalışmalara olası katkılarını üç ana başlık altında tartışılması makalemizin son kısmını oluşturuyor. Anahtar sözcükler: Ekonomik kriz, Kadın emeği, Ücretsiz emek, Yeniden üretim emeği, İstihdam piyasası, Biyopolitika, Pronotalizm, Kadına yönelik şiddet
Yeni Ekonomi ve Toplumsal Sınırlar: Örgütsüz Kapitalizmin Kültürel Örüntüsü
Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Esnek istihdam şartları altında ortaya çıkan sosyal ayrışma hatları ile kültürel yatkınlıklar arasındaki bağlar Bourdieu sonrası literatürde artan oranda incelenmektedir. Söz konusu incelemede kültürel yatkınlık meslek, istihdam piyasası, organizayon yapısı gibi daha geniş nesnel konfigürasyonlar göz önüne alınarak analiz edilmektedir. Bu açıdan bakıldığında kültürel sınırlar daha geniş mülkiyet ilişkilerinin perpsektifinden takip edilmektedir. Bu çalışmada yeni ekonomi ve esnek istihdam koşulları altında kariyer kurmaya çalışan beyaz yakalıların kimlik ve sosyal hudutları inşa süreçlerine odaklanılarak bir sosyal tip tanımlanmaya çalışılmaktadır.
Kapitalist Üretim İlişkilerinde Sınıfın Ruhsallığı: Kavramsal ve Yöntemsel Öneriler
İşçi sınıfının ruhsallığına ilişkin kuramsal bir tartışma yapmak bana göre ne toplumsal ilişkilerin "nesnelliğinden" vazgeçmek, ne de bireylerin "öznelliğine" gömülmek demek. Yani bu tartışma bizi ne tarihsel maddeleri gözden uzaklaştıracak, ne de psikolojizme kapılıp gitmemize yol açacaktır. Bana kalırsa, sınıfın ruhsallığı üzerine bir tartışma 1 ; toplumsal ilişkiler ile öznellikler arasındaki zorunlu ve geçişli ilişkinin kavramsallaştırılması ve bu ikisi arasında Marksizm ve özellikle de Ellen Meiksins Wood'un tarihsel perspektifi tarafından açılan ara alanların daha çok işlenebilmesi açısından, oldukça zengin bir potansiyele sahip. Ben sınıfın ruhsallığı olgu/kavramını yerleştirebileceğimiz kavramsal çerçeveyi tartışırken Marksizm içindeki bu potansiyellerle temas kurduğumuzu düşünerek bunu yapıyor olacağım.