ÇAĞDAŞ UYGUR EDEBİYATI TARİHİ Tam Metin (original) (raw)
Related papers
TÜRKİYE'DE ÇAĞDAŞ DÜŞÜNCE TARİHİ
Ülken, Hilmi Ziya (2010) Dokuzuncu Baskı, İstanbul: Ülken Yayınları Bu kitap temel olarak dört bölümden oluşmaktadır: 1. Bölüm Tanzimat, 2. Bölüm I. Meşrutiyet, 3. Bölüm II. Meşrutiyet ve 4. Bölüm Cumhuriyet dönemini kapsamaktadır. Girişi kısmında ise yazar Türklerin Batı dünyası ile ilk ilişki kurmalarını, onların Akdeniz bölgesine yerleşmesiyle olduğunu belirtmiştir. Ayrıca bu dönemde Türkler ticaretle de uğraşmaya başlamışlardır.
ÇAĞDAŞ UYGUR EDEBİYATI YAZARLARINDAN EHTEM ÖMER VE HİKÂYELERİ
19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başlarında başlayan Çağdaş Uygur edebiyatı, kısa zamanda büyük gelişme göstererek önemli temsilciler yetiştirmiştir. Bu temsilcilerden biri de kaleme aldığı çok sayıda hikâyesi ile tanınan Ehtem Ömer'dir. Bu makalede, ilk olarak çağdaş Uygur hikâye yazarı Ehtem Ömer'in hayatı ve edebî kişiliği hakkında bilgi verilmiş, daha sonra da onun hikâyeleri vaka, zaman, mekân, şahıs kadrosu, anlatıcı tipleri, aktarma yöntemleri ve tema bakımından incelenmiştir. Makalenin amacı ise Çağdaş Uygur edebiyatının araştırılmasında, temel konuların belirlenmesinde, öykü tekniğinin incelenmesinde, özellikle Ehtem Ömer'in eserlerinden hareket ederek Uygur hikâyeciliğinin gelişme yollarının tespit ve tahliline katkıda bulunmaktır. ABSTRACT Contemporary Uyghur literature has started in the late 19 th century and early 20 th century. This literature has improved very fast and has been had important representatives. One of the representatives in this literature is Ethem Omer who is known to have many stories about that literature. In this article, it has been initially studied to provide information about his biography and literary personality. It has been also stated to mention about his stories regarding events, time, place, characters, narrative technique, and theme. The purpose of this study was to contribute on the research, determining the main topics, and investigating story techniques in the contemporary Uyghur literature with the impact of Ethem Omer's stories.
Uzay mekiklerinden, yapay kalplerden, tüp bebeklerden, kibrit kutusu kadar renkli televizyonlardan, ceplerde taşınabilen bilgisayarlardan, resim çizebilen, beste yapabilen robotlardan ve daha birçok us almaz bilimsel teknolojik gelişmelerden söz edilen bir çağda yaşıyoruz. Teknolojinin bu korkunç ilerleyişinin kimi ürünleri günlük yaşantımıza girdi bile. İş yerimizdeki bilgisayardan evimizdeki uydu kanallı televizyona, hatta çocuğumuzun oyuncağına kadar birçok örneğini görebiliriz yakın çevremizde. İnsanoğlunun kendi düş gücünün sonsuzluğu hızla teknolojiye dönüşüyor sanki.
ÇAĞDAŞ AMERİKAN EDEBİYATINDA KENDİLİĞİN ANLATILARI
ÇAĞDAŞ AMERİKAN EDEBİYATINDA KENDİLİĞİN ANLATILARI, 2022
Çaǧdaş Amerikan Edebiyatında Kendiliğin Anlatıları adlı bu çalışma, 1980 sonrası çağdaş Amerikan edebiyatındaki özyaşam yazını bağlamında gelişmekte olan yeni kendilik ve kimlik açılımlarını; kendiliğin kurgusunda dil ve kültür, tekil ve çoğul kimlikler, yabancılaşma, zaman ve mekan ve son olarak metinsellik adlı alt temalar kapsamında incelemiştir. Bu bağlamda, Koreli Amerikalı Theresa Hak Kyung Cha‘nın Dicteé (1982), Meksikalı Amerikalı Richard Rodriguez‘in Hunger of Memory: The Education of Richard Rodriguez (1982), Polonya göçmeni Eva Hoffman‘ın Lost in Translation: A Life in a New Language (1989), Romanya göçmeni Andrei Codrescu‘nun An Involuntary Genius in America’s Shoes (1971), Afrikalı Amerikalı yazar Audre Lorde‘un Zami: A New Spelling of My Name (1982), İskoç-İrlanda kökenli Annie Dillard‘ın An American Childhood (1987) ve son olarak Yerli Amerikalı Linda Hogan‘ın The Woman Who Watches Over the World (2001) adlı özyaşam anlatıları, çağdaş Amerikan kültürü ile ilgili olduğu kadar, 1980 sonra zenginleşmeye başlayan özyaşam yazınındaki yeni duyarlıkları ortaya koymaları bakımından da inceleme konusu olmuştur. Geleneksel otobiyografi türünün ben-merkezli, bireyci, ayrıcalıklı, tutarlı ve bütüncül kendilik anlayışına alternatif olarak Cha, Rodriguez, Hoffman, Lorde, Codrescu, Dillard ve Hogan, özyaşam anlatılarında; ırk, etnisite, toplumsal sınıf ve cinsiyet rollerinin Amerikan kültür tarihindeki izleğini yansıtan yeni kendilik anlayışlarını ön plana çıkarmışlardır. Bu yazarların özyaşam anlatılarındaki kendilik anlayışına; dil, kimlik, zaman-mekan, yabancılaşma ve metinsellik bağlamında bakıldığında; çağdaş özyaşam yazınında hem yazar-metin ilişkisi hem de Amerikan kimliği ile ilgili olarak ana akım Anglo Amerikan kimliği ve kendilik algısına alternatif tanımların ön plana çıktığı saptanmıştır. Geleneksel otobiyografiler incelendiğinde, kendilik kavramının kültürel göreceli doğasından soyutlandığı ve evrenselleştirilmiş bir dizi şablon çerçevesinde kısıtlandığı görülmüştür. Böylece, geleneksel bakış açısının aksine, farklı kültürel ve toplumsal kimliklerden seçilmiş olan bu eserler, Amerikan kültüründe kendiliğin tanımına dair ucu açık bir anlamlandırmalar zinciri sunmuştur. Farklı kimlikler ve özne konumlarından seçilen bu özyaşam yazarları, çağdaş Amerikan kültürünün çokkültürlü yapısına bir cevap olarak, kendilik kavramını birden fazla kültürde edinmiş oldukları deneyimler çerçevesinde, mevcut konumlarıyla kimi zaman çatışma kimi zaman da diyaloji içinde ifade etmişlerdir. Kendiliğin anlatılarını özellikle yazar-metin ilişkisi ve kültürel kimlik odağında ele alan bu çalışma, bu yüzden, edebi çözümlemelerin yanı sıra kültür incelemeleri bağlamındaki kuramsal yaklaşımları da kapsamıştır
ÇAĞDAŞ HADİS TARTIŞMALARI VE MUVATTA'
ÇAĞDAŞ HADİS TARTIŞMALARI VE MUVATTA', 2020
Modern dönemde giderek daha fazla çalışmaya konu edilen hadis ve fıkıh tarihinin ilk yüzyılları, Muvatta’ı pek çok konu bağlamında tartışmaların odağına yerleştirmiş ve zengin bir literatürün ortaya çıkmasını sağlamıştır. Kitabî ve şifâhî rivâyet ile isnadın teşekkülü söz konusu olduğunda referans kaynağı haline gelen Muvatta’ın yazılma süreci ve tarihlendirilmesi ile ilgili farklı görüşlerin ele alındığı bu kitapta, oryantalist çalışmalarda ön plana çıkan isnadlardaki bazı kusurların zamanla giderildiği iddiası, hem oryantalist hem de klasik hadis literatürünün imkânlarından istifade edilmek suretiyle tartışılmaktadır. Söz konusu iddia, mürsel rivâyet açısından zengin olan İmâm Mâlik’in Muvatta’ının Yahyâ b. Yahyâ el-Leysî nüshasındaki bir grup mürsel rivâyetin isnad-metin analizi yapılarak tetkik edilmektedir. Mürsel rivâyetler analiz edilirken, sened ve metin farklılıklarını gösteren tablolara ek olarak rivâyete ait tespit edilebilen tariklerin bir araya getirildiği isnad şemalarına da yer verilmiştir. Hadis ilminin önemli meselelerinden ‘irsâl-ittisâl’ ve ‘vasl olgusu’ konularının ele alındığı bu araştırma; rivâyet tarihi, isnadın teşekkülü ve râvi-rivâyet ilişkisi hakkında önemli değerlendirmelerin yapılmasına imkân sağlamaktadır.
ÖĞRETMENLERİN GÖZÜYLE ÇAĞDAŞ TARİHİN ÖĞRETİMİ (ERZURUM ÖRNEĞİ)
Bu çalışmanın amacı, Erzurum örneğinde tarih öğretmenlerinin görüşlerinden hareketle, çağdaş tarih öğretiminin uygulanabilme durumunu tespit etmektir. Bu amaçla öğretmenlerin bu dersin müfredatı ile ilgili eğitim alma durumları, dersin gerekliliği ile ilgili görüşleri, ders kitabı hakkındaki görüşleri, dersin işlenişinde yararlandıkları kaynaklar, dersin yürütülmesinde yaşadıkları sıkıntılar ve öğrencilerinin derse karşı ilgi durumları hakkındaki görüşleri ortaya konulmak istenmiştir. Nitel araştırma yaklaşımıyla yapılan araştırma, betimsel tarama modelindedir. Araştırmanın örneklemi Erzurum il merkezinde görev yapan ve seçkisiz yolla belirlenen 15 tarih öğretmenidir. Öğretmen görüşlerini ortaya koyabilmek için yarı yapılandırılmış mülakat tekniği kullanılmıştır. Veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre öğretmenlerin bu dersin konularına yönelik yeterli bir eğitim almadıkları, bu dersi öğrencileri ideolojik saplantılardan korumak ve onlara güncel konular hakkında genel kültür vermek için gerekli gördükleri, ders kitabını görseller açısından yeterli ve ilgi çekici bulurken, içeriğini ağır ve öğrenci seviyesinin üstünde gördükleri ortaya çıkmıştır. Öğretmenler, dersi işlerken yardımcı kaynak ve materyal azlığı, dersin son sınıfta olması, ders müfredatının çok aşırı konu ve bilgi içermesi ve dersin konuları ile ilgili kendilerinin bilgi ve tecrübe eksikliği ile öğrencilerinin altyapı eksikliği gibi sorunları dile getirmişlerdir. Öğretmenlere göre, öğrencilerin neredeyse yarısının bu derse karşı ilgileri iyi durumdadır.