DİL İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA TEYİPCAN ELİYEV'İN ŞİİRLERİNDEKİ ÇİNCE ALINTILAR (original) (raw)

DİL-ZİHİN İLİŞKİSİ ÇERÇEVESİNDE METAFORLAR

Öz Mekân (coğrafya)-toplum (kültür)-insan-zihin-dil arasındaki birbirlerinden ayrı düşünülemeyecek mutlak ilişki, karşılaşılabilecek en fonksiyonel ağlardan biri, belki de en önemlisi olarak nitelendirilebilir. Bu çok yönlü ilişki sayesinde öğrenen ve tecrübe sahibi olan insan, bu kazanımlarını karşısındakine veya kendisinden sonrakilere bu ilişkinin ürünü olan dil sayesinde aktarır. Bu aktarımlarda sözlere yüklenen anlamlar ve bu anlamların başka kavramlarla, başka sözlerle ve onların anlamlarıyla girdiği ilişki insan zihninin emsalsiz işlevi sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada, dil-zihin ilişkisi ile ilgili çalışmaların kısa tarihi değerlendirildikten sonra dilin bütün yönleriyle oluşma biçimi, hikâyeleştirme yöntemiyle anlatılmaya çalışılmıştır. Bu anlatımda dilin oluşumundaki temel unsurlar ön plana çıkartılmış, bu unsurlara bağlı olarak metaforun ne olduğu, nasıl olduğu izah edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca bu bölümde dildeki sözlerin oluşturulma yollarıyla ilgili görüşler de tartışılmıştır. Sonuç olarak dildeki yeni adlandırmaların büyük bir bölümünün zihinsel olduğu ifade edilmiş yani insan zihninin yeni adlandıracağını daha önceden karşılaştıklarıyla, bir başka ifadeyle tecrübe ettikleriyle ilişkilendirerek/ karşılaştırmalar yaparak birinden veya birkaçından aktarımlarla gerçekleştirdiği vurgulanmıştır. Abstract An absolute relationship between place (geography), society (culture), human, mind, and language can be described as one of the most functional systems, perhaps the most important one. Human, who learns and experiences thanks to this multifaceted relationship, transmits these experiences to the interlocutor or the successors through language which is a product of this relationship. The meanings attributed to the words in these transmissions and the new relationship between these meanings with others concepts, other words and their meanings could come up as the result of the unique function of human mind. In this work,

DİLBİLİMSEL AÇIDAN ŞİİR DİLİ VE BU BAĞLAMDA BAKİ'NİN GAZELLERİNDE ALIŞILMAMIŞ BAĞDAŞTIRMALAR DUYGU DEĞERİ VE UZAK ÇAĞRIŞIMLAR

ÖZET İnsan dili sınırlı sayıdaki seslere (40, en çok 50 kadar sese) dayandığı halde bu sesleri değişik düzenlerde sıralayarak milyonlarca sözcük oluşturulabilir. Yine belli sayıda anlamlı birime sahip olduğu halde bunlarla, değişik, işler ve sıralamalarla çok çeşitli anlamların anlatımını sağlayabilir. dilin en üst seviyede kullandığı bir ifade biçimi ise şiirdir,. Türk şiirinin divan şiiri döneminde sözcük seçimi gerçekten, büyük önem taşımaktadır. Kullanılan sözcükler ölçü (aruz ölçüsü) içindeki yerleri, ses değerleri, özellikle de anlam açısından nitelikleri göz önünde tutularak seçilmekteydi. Bir beyitte kullanılan sözcük, çeşitli söz sanatlarını gerçekleştirebilmek ve başkalarıyla ilişkiye sokulmak üzere belirlenmekte, kimi zaman birden çok anlamın su üstüne çıkması amacıyla şiirde yer almakta ve çeşitli anımsatmalar, çağrışımlarla, ses açısından sağladığı olanaklarla etkili olmaktadır. Şiir diline hakimiyetiyle tanınan 16. yüzyılın büyük şairi Bâkî, yepyeni hayaller ve imajlar yakalamaya çalışan diğer divan şairleri gibi büyük şairlik yeteneği ve geniş kültür birikimiyle kendine özgü söz bileşimlerini ve alışılmamış bağdaştırmaları gazellerinde kullanmıştır. Anlam açısından nitelikleri ve ses değerleriyle gösterge seçiminde son derece titiz davranmış, benzetme yoluyla soyut kavramları somut varlıklara ustalıkla bağdaştırabilmiştir. Divan şiirinin sembolik dilini de çok iyi kullanabilen şair, edebî sanatlar aracılığıyla gazellerinde kullandığı sözcüklerin duygu değeri ve çağrışım bakımından semantik alanlarını genişletmiştir. Çalışmamızda şiir diline ve dolayısıyla Baki'nin gazellerine dilbilimsel açıdan yaklaşılmış Bâkî'nin gazellerindeki alışılmamış bağdaştırmalar, duygu değeri ve uzak çağrışımlar incelenmiştir. Şairin deyiş özellikleri, kelimelerdeki biçim-anlam özellikleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Bâkî, dilbilim, gösterge, gönderge, alışılmamış bağdaştırma, duygu değeri, çağrışım. * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.

DİVAN ŞİİRİNDE PEYGAMBERLERİN ELE ALINIŞI: YÛSUF U ZÜLEYHÂ MESNEVİLERİ

1st International Congress of Ege Social Sciences Graduate S, 2022

Türk edebiyatı şair ve nasirleri eserlerini ortaya koyarken içinde bulundukları toplumun yanı sıra çevre, siyasi atmosfer ve dinî unsurlardan da etkilenmişlerdir. Toplum da şair ve nasirler gibi bu unsurları benimsemiş, gelenekgörenek çerçevesinde dil While Turkish literature poets puting forward their studies, they were influenced by the environment, political atmosphere and religious elements as well as the society where they live. The society has adopted these elements like poets and transferred them to the future through language and culture within the framework of tradition. These works of Divan poets have been enriched with these elements by making references. Religious and mystical elements are seen more frequently, especially in divan poetry that developed after Islam. Prophets can be shown as examples of religious heroes, which are at the forefront of these. In Divan poetry, sometimes the prophets are mentioned directly and sometimes their prominent features are mentioned. Many heroes are used to develop the meaning world of classical Turkish poetry and to strengthen its expression. These names were preferred according to the form or type of verse written As an example of the studies in which the stories of the prophets are given a significant place in the masnavis, especially the poet who wrote Yusuf Züleyha is shown. In our study, it has been tried to determine the names of the prophets in the works named Yusuf ile Züleyha/Zeliha written by different poets and how these names were used. In order to determine these names, 16 different works named Yusuf and Züleyha/Zeliha were scanned. ve kültür aracılığıyla geleceğe aktarmıştır. Divan şairleri de bu atıfları yapmış ve eserlerini bütün bu ögelerle zenginleştirmiştir. Özellikle İslamiyet sonrası gelişme gösteren divan şiirinde dinî ve tasavvufi unsurları daha sık görmek mümkündür. Bunların başında da muhakkak dinî kahramanlar olan peygamberler gelmektedir. Divan şiirinde peygamberlerin bazen doğrudan kendilerine bazen de öne çıkan özelliklerine değinilmiştir. Şairler, klasik Türk şiirinin anlam dünyasını geliştirmek ve anlatımını güçlendirmek için pek çok kahramandan yararlanmışlardır. Yazmış olduğu nazım şekline veya türüne göre bu isimleri tercih etmişlerdir. Özellikle Yusuf u Züleyhâ kaleme alan şairler, mesnevilerinde peygamber kıssalarına önemli oranda yer vermişlerdir. Çalışmamızda farklı şairler tarafından kaleme alınmış Yusuf ile Züleyha/Zeliha adlı eserlerde peygamberlere ait isimler ve bu isimlerden ne şekilde istifade edildiği tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu isimlerin tespiti için 15 farklı Yusuf ile Züleyha/Zeliha adlı eser taranmıştır.

EVLİYA ÇELEBİ’NİN VİYANA’DAN AKTARDIĞI CERRAHİYE İLİŞKİN ÜÇ GÖZLEM

Evliya Çelebi gezip gördüğü çok geniş coğrafyada, görüp işittiklerini inceden inceye irdelemesi ve ayrıntıları gözden kaçırmayan keskin gözlem gücüne sahip oluşuyla da dikkati çeker. Bu özelliğiyle, gezip gördüğü yerler üzerine yaşamın her alanına ilişkin bilgilere yer vermesinden ötürü birçok alanda yapılan bilimsel araştırmalara zengin malzemeler sunmasıyla da vazgeçilmez bir kaynak niteliğindedir. Seyahatname'nin 7. cildinde (62a) Viyana'daki hastanelerden söz ederken buradaki ilginç üç gözlemini aktarmaktadır: 1 Bunlardan birinde, savaşta bir askerin kafatasının içine giren kurşunu çıkarmak için, kafatasının açılması yoluyla yapılan bir ameliyat anlatılmaktadır. İkincisi, siroz sonucu tüm gövdesi şişmiş bir hastanın sağaltımına ilişkin gözlemdir. Üçüncüsü ise diş sağaltımı ile ilgilidir.

ELÇİN'İN SEÇME ÖYKÜLERİNİN SİMGESEL ÇÖZÜMLENMESİ

ELÇİN’İN SEÇME ÖYKÜLERİNİN SİMGESEL ÇÖZÜMLENMESİ, 2017

ELÇİN'İN SEÇME ÖYKÜLERİNİN SİMGESEL ÇÖZÜMLENMESİ Öz "Değişim" yirmi sekiz yaşındaki genç besteci S. Gayıblı üzerine kuruludur. Yazar, sosyalist toplumun monotonluğunu kahramanı üzerinden anlatır. Bu monotonluk, insanları kapalı, kötü evlerde yaşamaya alıştırır. "Tren, Picasso, 1968 La Tour" Bakü'ye bir konferansa giden iki iş arkadaşının aynı ortamda çalışmalarına rağmen birbirleriyle pek fazla iletişim kurmamaları anlatılır. "Kış Masalı" Bakü'nün bitişik bir iki katlı binalarının çevresinde adaya benzeyen yerde ihtiyar Kerim'in karın yolları kapattığı günlerin birinde her gün gittiği Birheh'teki bağ evine gitme arzu-sunun anlatıldığı bir hikâyedir."Çardak" hikâyesinde, emekli insanların hayatların-dan bahsedilir. Aliabbas, bir dülgerdir 1. Eskisi gibi çalışabileceğini göstermek için sokak kapısında bir bank yapmaya başlar ama elini yaralar. Kapının önünde bir tezgâh açar ama çekiçlerine müşteri bulamaz çünkü makinelerin modernleştiğini görür. "Ayakkabı"'da, Bakü'nün "medeni" restorantlarından birinde çalışan Be-bir'in hikâyesi anlatılır.Simgesel çözümleme, eserin arka planda bırakılan boşluğun okuyucu zihninde tamamlanmasını sağlamak ve farklı yönlerde düşünmesine yar-dımcı olmak amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Anahtar kelimeler; Değişim, Tren, Modern Hayat, Toprak, Medeniyet.