KIRIMLI VE KAFKASYALI MUHACİRLERİN MANİSA KAZASINDA İSKÂNI (1860-1876 (original) (raw)
Related papers
MUĞLA-MİLAS İLÇESİ’NE MÜBADİLLERİN İSKÂNI MESELESİ (1923-1930)
3. INTERNATIONAL SYMPOSIUM "GLOBAL MIGRATION PHENOMENON" With Its Security, Economic, Social, Political and Cultural Dimensions, 2023
All participants must join the conference 15 minutes before the session time. Every presentation should last not longer than 10-12 minutes. Kindly keep your cameras on till the end of the session. All participants must join the conference 15 minutes before the session time. Every presentation should last not longer than 10-12 minutes. Kindly keep your cameras on till the end of the session.
GİRİT MUHACİRLERİNİN TİRE KAZASINDA İSKÂNI (1898-1908)
Uluslararası Küçük Menderes Araştırmaları ve Tire Tarihi Sempozyumu Bildiriler, 2018
Osmanlı Devleti, Tire Kazası, Göç, Girit Muhacirleri, İskân Ottoman State, District of Tire, Migration, Cretan Emigrants, Resettlement
DEVLET, AŞİRET VE EŞKIYA BAĞLAMINDA OSMANLI MUHACİR İSKAN SİYASETİ (1860-1914)
GÖÇ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ (THE JOURNAL OF MIGRATION STUDIES), 2016
Öz Kafkaslara ve Balkanlara doğru yayılmacı bir politika izleyen Rusya, ele ge-çirdiği bölgelerin Müslüman sakinlerini belirlediği siyaset dâhilinde göç etmeye zorladı. Osmanlı Devleti'ne sığınmak zorunda kalan yüz binlerce muhacir, dev-let tarafından belirli periyotlarla belirli yerlere imkânlar dâhilinde ihtiyaçları karşılanarak iskân edildi. Osmanlı Devleti, düzenin ve asayişin sağlanması, dağılan yerleşim alanlarının canlandırılması ve ihtiyaç duyulan yeni yerleşim alanlarının oluşturulmasına yönelik politikalar izledi. Bu bağlamda Anado-lu'nun doğu ve güney taraflarında çölde yaşayan, vergi vermeyen ve asayişi bozan Urban aşiretlerinin düzene girmesi amacıyla bölgede bir güvenlik kuşağı oluş-turmaya çalışıldı.
OSMANLI SON DÖNEMİNDE MUTKİ KAZASININ İDARÎ YAPISI VE İDARECİLERİ (1880-1920
PEGEM AKADEMİ, 2022
Mutki bu idarî yapı içerisinde (1846’dan itibaren) bir kazada bulunması gereken asgari şartları sağlaması dolayısıyla bu statüde idare edilmiştir. İlk idarî düzenlemelerde Mutki 1846-1870 yılları arasında müdürler tarafından, 1870’ten itibaren nahiye statüsünde nahiye müdürleri tarafından, 1880 tarihinde ise tekrar kaza statüsüne kavuşunca kaymakamlar tarafından yönetilmiştir. Mutki kaymakamına kaza işlerini sevk ve idaresinde nâib, mal müdürü, tahrirat kâtibi, nüfus memuru, sandık emini ve nahiye müdürleri ile birlikte Kaza İdare Meclisi de yardımcı olmuştur. Kaza İdare Meclisi diğer idarî birimlerde olduğu üzere mülkî amire danışmanlık hizmeti yürütmekte ve bir üst makama karşı sorumluluk taşımaktaydı. Mutki kaymakamlığı da Bitlis valiliğine karşı sorumluydu.
" MAHALLE BASKISI " BAĞLAMINDA OSMANLI TAŞRASINDA CİNSEL SUÇLAR (1624-1650
ÖZ Genel ahlak, aile düzeni ve kamu düzeni ile ilişkilendirilen cinsel suç-ların mahkemeye yansıma süreci çalışmanın konusunu oluşturmakta-dır. Bu suçlar, bir taraftan bizzat mağdurlar tarafından bir taraftan da mahalleli veya köylü ile yerel idareciler tarafından mahkemeye yansı-tılmıştır. Mahalle baskısı, mahkeme sürecinde etkili bir faktördür. Bu süreç en iyi şer'iyye sicillerinden örneklerle anlatılabilirdi. Bu sebeple de çalışmanın temel kaynağı 1624-1650 yılları arasında tarihlenen Amasya Şer'iyye Sicilleridir. ABSTRACT The topic of this study consists of general morality, family order and the process of reflection to court for the sexual crimes which is associated with public order. These crimes are reflected to court by the victims themselves, on the other hand by the peasant, residents and local authorities. The pressure of neighborhood is an effective factor in the court process. This process can be ideally described by use of the examples of the court records. For this reason, the main source of this study is the court records of Amasya which dated between 1624 and 1650.
MANASTIR'DAN ERZURUM'A HAFIZ HAKKI PAŞA (1879-1915
1879 yılında Manastır'da doğan Hafız Hakkı Paşa, Harp Okulundan mezun olduktan sonra Manastır'daki III. Ordu emrine verilmiştir. Burada Bulgar çetecilerine karşı başarılı mücadeleler verdiği sırada İttihat ve Terakki Cemiyeti saflarına katılmıştır. Meşrutiyetin ilanında ve 31 Mart İsyanının bastırılmasında önemli yararlılıkları görülmüştür. Balkan Savaşlarında aktif olarak görev almıştır. Çatalca Savunmasındaki fedakârlıklarından dolayı 1913'te Yarbaylığa terfi ettirilmiştir. Ordunun gençleştirilmesinden sonra 11 Ocak 1914'de Genelkurmay İkinci Başkanlığına atanmıştır. 2 Ağustos 1914'de ise seferberliğin ilan edilmesiyle oluşturulan Karargâh-ı Umumide Reis-i Sanilik makamına getirilmiştir. 24 Kasım 1914'te III. Orduyu teftiş için Erzurum'a gönderilmiştir. Burada yaptığı teftişler sonucunda bölgenin ve ordunun yeni bir askeri harekât yapmaya uygun olduğu yönünde merkeze olumlu raporlar göndererek Sarıkamış Harekâtı'nın yapılmasına sebep olmuştur. 7 Aralık'ta 1914'te III. Orduya bağlı 10. Kolordu Komutanlığına atanmıştır. Bu kolordunun başında Sarıkamış Harekâtına katılarak birçok askeri hataya imza atmış ve böylelikle harekâtın başarısızlıkla sonuçlanmasında birinci derecede rol oynamıştır. Harekât sonrasında Enver Paşa'nın İstanbul'a dönmesi üzerine III. Ordu Komutanlığına getirilmiştir. Sarıkamış Harekâtı'nda eriyen orduyu yeniden canlandırmak için ciddi faaliyetlerde bulunmuşsa da ömrü bu gayeyi tamamlamaya yetmemiştir. Salgın hastalıklı askerlerle yakından ilgilenmesi sonucu tifüse yakalanmış ve bu hastalıktan kurtulamayarak 12 Şubat 1915'de Erzurum'da ölmüştür. Naaşı Erzurum Karskapı Şehitliği'ndedir.
"MÜSTAKİL KIRIM HANLIĞI" (1772-1783)
2019
Bu çalışma, Kırım Hanlığı’nın 18. yüzyıl boyunca Osmanlı-Rus Savaşları’ndaki konumunu ve Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan sonra bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmeye çalışmasını incelemeyi amaçlamaktadır. Kırım Hanlığı her zaman Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya karşı yanında olmuştu. Rusya İmparatorluğu ise güneyinde sınırlarını tehdit eden bir devletin varlığını istememekteydi. Bu amaçla Çariçe II. Yekaterina önce Şahin Geray ile Kırım Hanlığı’nın bağımsız bir devlet olması konusunda anlaşmıştı. Nitekim Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan sonra Kırım Hanlığı bağımsız bir devlet oldu. Şahin Geray, 1777’de Kırım tahtına geçtiğinde merkezî otoritesi güçlü ve düzenli bir orduya sahip bir Kırım Hanlığı için reform çalışmalarına başlamıştır. Fakat bu reform çalışmaları Kırım ahalisi tarafından benimsenmemiş ve çıkan isyanlar sonucunda 1782’de Şahin Geray Han Kırım’ı terk etmek zorunda kalmıştır. Böylece Rus ordusu Kırım’a girerek hâkimiyetini sağlamış ve 19 Nisan 1783 tarihinde Kırım, Rusya İmparatorluğu tarafından ilhak edilmiştir.
İNEGÖL KAVAKLARALTI MEZARLIĞINDAKİ MUHACİRLERE AİT MEZAR TAŞLARI
Bu çalışmada, Bursa ili İnegöl ilçesi Kavaklaraltı Mezarlığında ilk gömülerinin yapıldığı bölümde yer alan Arap harfleri ile Osmanlıca olarak düzenlenen 41 adet mezar taşından 24 tanesi ele alınmıştır. Araştırmada, söz konusu mezar taşlarının seçilmesinin sebebi taşlarda yer alan “muhacir” ibaresi ya da mezar da yatan kişinin doğduğu toprakları tanımlayan “memleket” ibareleridir. Ayrıntılı olarak tanımlanan muhacir mezar taşları malzeme, süsleme programı ve biçimsel özellikleri açısından içerisinde yer aldıkları mezarlığın ve dönemin diğer mezar taşlarından herhangi bir farklılık göstermezler. Bu mezar taşlarını diğerlerinden ayıran en önemli özellik hiç şüphesiz ki “muhacir” ibaresidir. Mezarda yatan insanların anavatana dışarıdan geldiklerini gösteren “muhacir” ibaresinin yanında muhacirlerin doğdukları toprakların isimleri de mezar taşlarına yansımıştır. Bu çalışma ile İnegöl ilçesi için hem bir mezar taşı envanteri oluşturulması için ilk adım atılmış olmakta; hem de ilçenin demografik yapısındaki değişimle ilgili veriler ortaya konulmaktadır.
2017
Uzun bir iskân tarihine sahip olan Anadolu’da, yerleşmelerin kuruluş, gelişme ve devamlılığında siyasi, sosyal ve ekonomik (beşeri) şartların yanında doğal faktörler de önemli rol oynamıştır. Tarihi süreçte, doğal ve beşeri imkânların en uygun olduğu sahada yerleşmeler kurulmuş ve devamlılığını günümüze değin sürdürebilmiştir. Yerleşme yerinin yanlış seçildiği ya da süreç içerisinde doğal ve beşeri birtakım olumsuzlukların yaşandığı durumlarda ise yerleşmeler, öncelikle yer değiştirmek zorunda kalmışlar, hatta bazı durumlarda tamamen kaybolup gitmişlerdir. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e değin yaşanan süreçte te benzer durumların yaşandığı ve yerleşmelerin kaybolduğu anlaşılmaktadır. Özellikle XVI. yüzyıldan günümüze özellikle kırsal alanda birçok yerleşmenin kaybolduğu dikkati çeker. Yerleşmelerin kaybolmasında siyasi, sosyal ve ekonomik faktörlerin yanında insanların karşısında çoğu zaman çaresiz kaldığı hususlardan birisi de doğal afetlerdir. Eldeki bu çalışma da XVIXX. yüzyıl aralığında, Manisa ve Konya çevrelerinde yerleşmelerin kaybolmasında doğal afetlerin etkisi ortaya konmaya çalışılmıştır. Yapılan arşiv çalışması, arazi araştırması ve ilgili literatür değerlendirmeleri neticesinde; deprem, sel/taşkın, kuraklık, kıtlık, çekirge istilası gibi faktörlerin sahadaki yerleşmeleri derinden etkilediği ve bazılarının kaybolmasına neden olduğu sonucuna ulaşılmıştır.