ARNAVUTÇADAKİ TÜRKİZMLER ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALARA BİR ÇERÇEVE, DEĞERLENDİRME VE KAYNAKÇA DENEMESİ (original) (raw)

SIRP-HIRVAT-BOŞNAK DİLİNDEKİ TÜRKİZMLER ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALARA BİR ÇERÇEVE, DEĞERLENDİRME VE KAYNAKÇA DENEMESİ

Sobider, 2020

Balkan tarihinin son 1600 yılının yarıdan fazlasında Türkçe “üst dil” olmuştur. Türkçe, hem kendi öz kelime ve unsurlarını hem de beraberinde Balkanlara getirdiği medeniyete ait diğer kelime ve unsurlarla bütün Balkan dillerini derinden etkilemiştir. Bu dillerden birisi de Güney Slav dillerinin Batı kolu olan Sırp-Hırvat-Boşnak dilidir. Fransız ihtilâlinin ardından Balkanlarda millî devlet fikrinin ortaya çıkışı öncelikle kendini dil ve sanat alanında göstermiştir. Bu dönemde yazılan ilk “Sırpça Sözlük” hem Sırpçanın hem de Türkizmlerin ilk kaynak eseri olarak değerlendirilmektedir. Aradan geçen iki asır süresince Türkçeden ödünçlenen kelime ve unsurlar üzerine birçok ilmî çalışma yapılmıştır. Bu çalışmaları bir çerçeve hâlinde vererek bugünden sonra yapılacak çalışmalara bir kilometre taşı olmayı amaçladık. Çalımamızda Türkizmleri dörtlü bir basamak şeklinde belirlemeye çalıştık: Tespit, tasnif, tahlil, ihya. Bu dört başlık altında 55 alt başlıkla doğrudan veya dolaylı Türkizm çalışmalarına bir çerçeve çizmeye çalıştık. Ardından listelenen çalışmaları; müelliflerinin milliyetleri, yazıldıkları diller, tebliğ ve makale gibi çalışma türleri ile yayınlanma yerlerine göre tablolar hâline getirdik. Çalışmamızda; Türkizmlerin Sırp-Hırvat-Boşnak dilinde ödünçlenmesinde müessir âmiller ve kaynaklara dair 275 ve 618 doğrudan ve dolaylı Türkizm çalışması listelenmiştir.

MAKEDONCADAKİ TÜRKİZMLER ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALAR: ÇERÇEVE, DEĞERLENDİRME VE KAYNAKÇA DENEMESİ

Kesit, 2021

Güney Slav dillerininm Doğu koluna mensup Makedonca, XIV-XIX. yüzyıllar ara￾sında yaklaşık 500 yıl Türkçe ile -Türkçenin ‚üst dil‛ olduğu- bir etkileşim içerisinde bu￾lunmuştur. Makedonya, Balkanların en küçük kara parçalarından birisidir. Ana dili Ma￾kedonca olan konuşur sayısı da oldukça sınırlıdır. Ayrıca Makedonya Osmanlıdan en son ayrılan Balkan dilidir. Bu gibi sebeplerle Makedoncadaki Türkizmler konusu diğer Bal￾kan dillerine göre daha geç başlamıştır. Makedoncadaki Türkçe kelime ve unsurlara dair bir asra yakın süredir araştırmacılar birçok telif ortaya koymuşlardır. Bu çalışmaları ya￾pan araştırmacıların milliyeti, eserlerin makale ve tebliğ gibi türleri, teliflerin vücuda ge￾tirildiği diller açısından miktarları bütüncül bir bakış açısıyla verilmiş ve kıyaslamaları yapılmıştır. Makedoncaya Türkizmlerin geçiş âmilleri ile Türkizmlerin derleme kaynak￾larına dair 70 ve bizatihi Makedoncadaki Türkizmlere matuf 241 adet olmak üzere top￾lam 311 eser bu derlemede yer almaktadır. Kaynakça, dijital makale ve tez sitelerinin veri tabanları ve basılı eserlerin kaynakçalarının taranması ile hazırlanmıştır. Anılan bu ça￾lışmalara dört kademeli, 55 alt başlıklı bir çerçeve çizilmeye çalışılmış ve sonunda tablo￾lar hâlinde tasnifleri yapılmıştır: tespit, tasnif, tahlil, ihya. Derleme sonucunda; Makedon ve Türk müelliflerin en fazla eseri kaleme aldıkları, Makedonya ve Türkiye’nin en çok te￾lifin yapıldığı ülkeler olduğu gibi sonuçlara ulaşılmıştır

TÜRKÇEDEN ARNAVUTÇAYA GEÇEN KELİMELER ÜZERİNE SOSYOLENGÜİSTİK BİR İNCELEME

A greatdeal of wordshavebeenpassed to Albanian from Turkish. Therearevariousviews on thecount of thewords. Thedataused in researchesarebased on Albanian and Turkish dictionaries. Besides, Turkish-Albanian langua gerelation shavebeenone of thetopicswhichdwelled on recently. Some of theresearchershavepredicat ed Turkishteaching on, some of themhavepredicatedimpact of Turkish on Albanian in the framework of Turkish culture basin on andsome of themhavepredicatedculturalrelationsbecause of being in Ottoman Empire's political geography on. Inthisstudy, wordspassed from Turkish to Albanian havebeenanalyzedfromtheview of sociolinguistics. Afterthebasicdatahavebeencomposed, thepropertiesandqualities of the data havebeendwelled on. Interpreting with a sociolinguistic view, the datahavebeenattachedtothisresearch in tablesboth in Turkish and Albanian topresenttotheattention of otherresearchers. Whenwordspassing from AlbaniantoTurkish are evaluated in theframework of language-language, laguage-societyandlanguage-society, three resultshavebeenobtained. Albanian haveborrowedmanywords from Turkish, haveplayed an important role in historicalbackgroundwordborrowing; finally, being in Turk culture basin has made it easiertointeract with Turkish langua gedespitebeingfrom a differentlangua gefamilyanddifferences in structure. Thisinteraction is stillgoingaheadbyway of education, trade, politics, turismandmedia. Özet:Türkçeden Arnavutçaya pek çok kelime geçmiştir. Araştırmacıların kelimelerin sayısı konusunda ileri sürdükleri gö rüşler muhteliftir. Çalışmalara esas kabul edilen verilerin kaynağını Arnavutça ve Türkçe sözlükler oluşturmaktadır. Bunun yanında Türkçe-Arnavutça dil ilişkileri son yıllarda üzerinde durulan konulardan birisi olmuştur. Bazı araştırmacılar Türkçe ö ğretimi, bazıları Türk kültür havzasındaki Arnavutçanın Türkçenin etkilenişini, bazıları da Osmanlı Devletinin siyasi coğrafyasında bulunmasından dolayı kültürel ilişkileri esas almışlardır. Bu çalışmada Türkçeden Arnavutçaya geçen kelimeler sosyolengüistik biliminin bakış açısıyla incelenmiştir. Çalışmaya esas veri oluşturulduktan sonra verinin ö zellikleri ve niteliği konusu üzerinde durulmuştur. Sosyolengüistik bir bakış açısıyla yorumlanan veriler diğer araştırmacıların da dikkatine sunulmak için tablo halinde Arnavutça-Türkçe şeklinde bu metne eklenmiştir. Arnavutçaya Türkçeden geçen kelimeler dil-dil; dil-toplum ve dil-kültür ilişkileri bağlamında değerlendirildiğinde üç sonuca varılmıştır. Arnavutça, Türkçeden ö dünçleme yoluyla pek çok kelime almıştır; tarihi arka plan kelime ö dünçlenmesinde ö nemli rol oynamıştır; son olarak da Arnavutçanın Türk kültür havzasında oluşu, farklı dil ailesinden olmasına ve yapı ö zelliği farklılığına rağmen Türkçeyle etkileşime girmesini kolaylaştırmıştır. Bu etkileşimhâlihazırda da eğitim, ticaret, siyaset, turizm ve medya aracılığıyla sürmektedir. Anahtar kelimeler: Türkçe-Arnavutça; Sosyolengüistik; Türk kültür havzası. 1. GİRİŞ Dil insanlar arasında iletişim aracı olarak tanımlanan bir insan etkinliği olarak tanımlanmasının yanında iletişim dışında bilim, kültür, sanat, tarih, kimlik, inanç gibi alanların da anlaşılmasında rol oynayan ö zne ve nesnedir. Kullanıcısına, kullanım biçimine, kullanım yerine ve kullanım amacına gö re çok yö nlü ö zellikler sergileyebilmektedir. Şiirde, günlük hayatta, mezar taşında, gazetede, reklam afişinde, kavgada, siyasette ve insan hayatının hemen her noktasında çok farklı tezahür biçimleri gö sterebilmektedir. Gramerci ya da dilbilimci için ö zne olan dil, politikacı ya da televizyon sunucusu için etkili kullanılması gereken bir nesne olabilmektedir. Dilin bu çok yö nlülüğü dilbiliminin kurucusu Ferdinand de Saussuere'dan sonra dil araştırmacıları tarafından daha çok gö z ö nünde bulundurulmuş ve artık sadece klasik gramer anlayışının ö znesi olmaktan sıyrılıp farklı ö zelliklerine gö re araştırılmaya ve incelenmeye başlanılmıştır. Dil içi ve dil dışı şeklinde de düşünülebilecek yaklaşımların etkisiyle dil, bireyin kullanımından toplumun çö zümlenip anlaşılmasına; ö ğretilmesinden 1513

BULGAR DİLİNDEKİ TÜRKİZMLER ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALARA BİR ÇERÇEVE, DEĞERLENDİRME VE KAYNAKÇA DENEMESİ

Sobider, 2020

Bulgarlar Slavlaşmış bir Türk kavmi olup Hristiyanlığı babul etmiş ve Türkçelerini unutmuşlardır. Dillerinde ise eski ve yeni Türkçeden birçok kelime barındırmaktadırlar. Güney Slav dillerinin Doğu koluna mensup Bulgarca 14-19 yüzyıllar arasında yaklaşık 500 yıl Türkçe ile Türkçenin “üst dil” olduğu bir etkileşim içerisinde bulunmuştur. Bulgarcadaki Türkçe kelime ve unsurlara dair bir buçuk asra yakın süredir araştırmacılarca birçok çalışma meydana getirilmiştir. Bu çalışmaları kaleme alan araştırmacıların milliyeti, çalışmaların tez, makale, tebliğ gibi türleri, çalışmaların vücuda getirildiği diller açısından miktarları bütüncüll bir bakış açısıyla çalışmada analizleriyle yer almaktadır. Bulgarcaya Türkizmlerin geçiş âmilleri üzerine 222 ve 472 adet doğrudan veya dolaylı Türkizm çalışması olmak üzere toplam 694 eser bu çalışmada yer almaktadır. Anılan çalışmalar dört basamaklı bir çerçeve içerisine alınmaya çalışılmış ve tematik tasnife de gidilmiştir: Tespit, tasnif, tahlil, ihya.

ARNAVUTLUK'TA TÜRK DİLİNİN İZLERİ

Türk Kültürü, 2021

Arnavutluk'ta bir zamanlar konuşulan Türk diyalektinin izlerini araştırmak üzere Macaristan Bilimler Akademisinin aracılığıyla1956 yılının Eylül ayını Arnavutluk'ta geçirdim. Arnavutluk'ta şu anda herhangi bir Türk nüfusuna rastlanmamış ve yakın zamanda da burada Türk nüfusu bulunmamıştır. Bu ülkede daha önceki dönemlerde var olan Türk yerleşimlerinin de kayda değer olmadığı görülmektedir. 1 Türk dili daha çok resmi dairelerde ve okullarda kullanılmıştır. Bununla birlikte, pek çok Arnavut, ana dillerinin yanı sıra Türkçe de konuşmuştur. Güvenilir bilgilere göre, bir nesil öncesine kadar Arnavutluk'ta hâlâ Türkçenin de konuşulduğu çevreler vardı. Bu durum, kısmen Türk hâkimiyetinin, kısmen de Arnavutluk ve Türkiye arasındaki canlı ilişkinin doğal bir sonucuydu. Türkiye'de, özellikle İstanbul'da çok fazla Arnavut vardı. Günümüzde ise Arnavutluk'ta Türkçe konuşulmuyor. Doğrusunu söylemek gerekirse az da olsa Türkçe konuşan aileler bulunuyor, fakat bunların hepsi yakın zamanda çoğunlukla İstanbul ve Makedonya'dan göç etmiş ailelerdir. İstanbul diyalektinin aile geleneği olarak konuşulduğu bir aile ile tanıştım. Yakın zamanda İstanbul'dan Arnavutluk'a dönen ve hâlâ az da olsa doğru Türkçe konuşabilen bir dizi insan gördüm. Doğal olarak bu kişiler, Arnavutluk'un eski Türk diyalektini konuşmuyorlar. Bu yüzden ben de bu diyalekti başka yerlerde, Türk hâkimiyeti sırasında, özellikle de gençliğinde yerli Arnavutluk Türkçesini de konuşan yaşlı Arnavutlarla araştırdım. Bunu aklımda tutarak Tiran'ın yanı sıra Akçahisar (Kruya), Görice

TÜRK-ARNAVUT İLİŞKİLERİNDE BİR İSLAMOFOBİK TUTUM OLARAK ERDOĞANCILIK »BESATIME

TÜRK-ARNAVUT İLİŞKİLERİNDE BİR İSLAMOFOBİK TUTUM OLARAK ERDOĞANCILIK Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı Arnavutluk, Kosova ve Makedonya’da yaşayan Arnavutların, T.C. Devlet Başkanı Erdoğan ve Türk devletinin Arnavutlara sergiledikleri dostluğu Arnavutlar ziyadesiyle takdir etmektedir. Bölgenin Arnavutlarına " Erdoğan düşmanlığını" art niyetli komşuları tarafından empoze edilip sponsorlanmaktadır. “Türkiye Hükümeti ve sayın Erdoğan Arnavutlar için o kadar çok şeyler yapmıştır ki, bu aleyhlerine konuşanların yedi ömrü olsaydı bunları yapamazlardı” (Arnavutluk Başbakanı Edi Rama)

ARNAVUTLUK’TAKİ BAZI VAKIF ESERLERİNDE BULUNAN KALEMİŞİ SÜSLEMELERİN DURUMU VE KORUNMASINA YÖNELİK ÖNERİLER

Özet Arnavutluk’ta yaklaşık beş asır süren Osmanlı hâkimiyeti boyunca, döneminin sosyal yaşamına paralel olarak toplumun eğitim, sağlık, din ve ticaret gibi ihtiyaç duyduğu her alanda çok sayıda vakıf eseri inşa edilmiştir. Günümüzde çok az bir kısmı ayakta kalmış olan bu eserler sadece mimari özellikleri ile değil, iç ve dış kısımlarında bulunan kalemişi süslemeleri ve duvar resimleri ile Türk kültürünün önemli temsilcileri durumundadırlar. Tiran Ethem Bey Camisi, Berat Bekârlar Camisi, Akçahisar (Kruje) Dolma Tekkesi, Berat Şeyh Hasan Halvetiye Tekkesi, Akçahisar (Kruje) Toptaniler Konağı, Berat’ta bir ev, Ergirikasrı (Gjirokastra) Pazar Camisi, Görice (Korça) İmrahor İlyas Bey Camileri günümüze kadar kalemişi süslemeleri ile gelebilen eserlerdir. Bu eserler ve üzerinde bulunan kalemişleri yapıldıkları dönemin estetiği, tekniği, kültürü ve sosyal yaşamı hakkında bilgi verirken geçmiş ile günümüz arasında birer köprü vazifesi görmeleri açısından da önem taşımaktadırlar. Vakıf eserlerinin tamamlayıcı unsurları olan süslemeler, çabuk bozulmaları ve farklı nedenlerle tahrip edilmelerinden dolayı zaman içerisinde yok olmaktadırlar. Bu nedenle Osmanlı Dönemi’nde inşa edilip günümüze ulaşmış yapılardaki süslemelerin tespit edilmesi, korunması, onarılmasının önemi ortaya çıkmaktadır.

ÇAĞDAŞ ARNAVUTÇADA TÜRKÇE KÖKENLİ ALINTI KELİMELERDE GÖRÜLEN FONOLOJİK DEĞİŞİMLER

TÜRÜK Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi , 2014

Türkler, yaklaşık 4 asır boyunca Balkan coğrafyasında hüküm sürmüş; bu süre zarfında da gerek kültür ve yaşam biçimlerinden gerek dillerinden pek çok unsuru hakim oldukları coğrafyaya taşımışlardır. Aktarılan kültür unsurlarının arasında özellikle Türk dilinin etkisini çeşitli yollarla Balkan dillerine geçen Türkçe kelimelerde görmekteyiz. Sahanın uzmanları tarafından yapılan araştırmalar sonucunda Türkçenin etkisinin bugün de Arnavutçada devam ettiğini biliyoruz. Osmanlı İmparatorluğu'nun 16. yüzyıl itibariyle askerî, siyasî, ekonomik, kültürel vs olarak Balkan coğrafyasında tesirinin artmasına paralel olarak, Arnavutçaya Türkçeden alıntılanan kelimelerin sayısında da bir artış olduğunu, bu dilde yazılan dönem eserlerinden tespit etmek mümkündür. Türkçenin bu etkisini özellikle 16. ve 17. yüzyıllarda yazılan eserlerde görmekteyiz. Bu yüzyıllarda Arnavutçadaki Türkçe kökenli kelime sayısı 4000 civarındaydı. Bu çalışmamızda daha önce yayınlamış olduğumuz " Çağdaş Arnavutçada Türkçe Kökenli Kelimeler " (Osman Yıldız, Türk Yurdu Dergisi, 2001, S.162-163, s.447-455) adlı makalemizde tespit ettiğimiz 198 kelimenin Arnavutçaya geçerken ne tür fonolojik değişimlere uğradığını ortaya koyacağız. Daha önce, Arnavut diline Türkçeden ödünçlenmiş kelimelerin genellikle isim türünden olduklarını tespit etmiştik (abe < agabeg, agallëk < agalık, allçi < alçı, batakçi < batakçı, damar < tamar, dam < dam, gjveç < güveç, jakë < yaka, vs gibi). İsim türünden kelimeler dışında Türkçe aracılığıyla Arapça ve Farsça kelimler de Arnavutçaya ödünçlenmiştir. Ancak bu çalışmamızda bu ikinci gruptaki kelimeleri hariç tutarak sadece