KAYBOLMAYA YÜZ TUTMUŞ TÜRK SEMBOLLERİNDEN GEYİK ve ÇAĞDAŞ GRAFİK TASARIM ÖGESİ OLARAK KULLANIMI (original) (raw)
Related papers
2020
Grafik örgütleyiciler, öğretim süreçlerinde öğrencilere sunulması hedeflenen yeni bilgilerin çeşitli görsel sınıflama ve tanımlama metotlarıyla desteklenmesini içeren önemli öğretim materyallerinden biridir. Bu nedenle öğrenmeyi, kavramayı ve hatırlamayı kolaylaştırması sebebiyle öğrencilerin dil becerilerinin gelişimi sürecinde de sıkça kullanılmaktadır. Bu araştırmada tematik analiz yöntemi işe koşularak grafik örgütleyicilerin Türkçe eğitiminde kullanımına yönelik çalışmaların incelenmesi ve bu çalışmaların bulguları ışığında genel durumun ortaya konması amaçlanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, grafik örgütleyicilerin özellikle okuma ve yazma becerilerinin gelişiminde etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte konuşma ve dinleme alanlarında grafik örgütleyicilerin temel alındığı çalışmaların az sayıda gerçekleştirilmiş olması, üzerinde düşünülmesi gereken bir bulgu olarak dikkat çekmiştir. Grafik örgütleyicilerin Türkçe eğitiminde kullanımına yönelik gerçekleştirilecek araştırmalarda öğrencilerin grafik örgütleyicilerle ilgili deneyimlerini ele alan ve bu konudaki duyuşsal yaşantıları/özellikleri konu edinen çalışmalara ihtiyaç duyulduğu ifade edilmiştir. Ayrıca grafik örgütleyicilerin Türkçe eğitiminde kullanımına ilişkin derinlemesine incelemeler yapılabilmesi amacıyla karma yöntem araştırmaları ile birlikte nitel çalışmalara da ağırlık verilmesinin gerektiği vurgulanmıştır.
TÜRKİYE TÜRKÇESİ GRAMER ÇALIŞMALARINDAN HAREKETLE "GÖVDE" TERİMİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Uluslararası Türk Lehçe Araştırmaları Dergisi (TÜRKLAD), 2024
Bu çalışmada gövde terimiyle ilişkili sorunlar ele alınmıştır. Öncelikle literatürde kök ve gövde terimlerinin nasıl tanımlandığından hareketle genel bir çerçeve çizilmiştir. Daha sonra 1940 yılından günümüze uzanan süreçte Türkiye Türkçesiyle ilgili gramer kitaplarında konunun ele alınışı ve örnekleri incelenmiştir. Gövde kavramının kapsamı ve tanımları değerlendirilmiş, bu terimin yer almadığı çalışmalardaki örneklendirmelerde köken, taban, türemiş kök, kapalı gövde, kapalı biçim birim gibi terimlerin kullanıldığı belirlenmiştir. Gövde ile ilgili sorunların yalnızca terim tercihinden kaynaklanmadığı, eş zamanlı yaklaşımla bulunamayan köklerden türeyen kelimelerin nasıl ele alınması gerektiğiyle ilgili bir boyutunun da bulunduğu tespit edilmiştir. Geleneksel yaklaşımın bu sorunlarına karşı bazı araştırmacıların taban terimini önerdikleri, modern dil bilimi araştırmacılarının ise biçim birim, sözcük birim gibi terimleri kullandığı görülmüştür.
Turkish Studies ESKİÇAĞ DÜŞÜNCESİ VE KUTSAL KİTAPLARDA YEDİ SEMBOLİZMİ
ÖZET İnsanoğlu ilk tanrılarının meşruiyetini evreni ve insanı yaratma kudretlerindeki gizliliğe bağlamış ve yaratılışın gizli şifrelerini çözebilmek için daima çaba sarf etmiştir. Bu çaba onu kutsal olana ulaştırmış ve böylelikle var olanın ötesinde bir " yaratıcı " olduğuna dair tanrı imgesi doğmuştur. Ayrıca insan bazı sayıların ilahi bir sırra sahip olduğunu düşünmüş ve bu gizemi de tanrılara dayandırmıştır. Öyle ki, eskiçağ düşüncesinde ve kutsal kitaplarda kullanılan sayı sembolizminin içerisinde tek sayıların ve özellikle de yedi rakamının diğer tüm sayılara karşı büyük bir üstünlüğe sahip olduğuna inanmıştır. Nitekim medeniyetin beşiği olan Mezopotamya'da yedi tanrı, yedi bilge, yedi gezegen, yedi kötü ruh, dünyanın yedi bölgesi, yedi deniz, yedi nehir, yedi rüzgâr, yedi başlı kozmik canavar gibi semboller birçok teolojik ve mitsel metin içerisinde yer almışlardır. Aynı şekilde Eski Yunan toplumunda, Yahudilerde, Hıristiyanlarda ve İslam dünyasında da yedi rakamının kutsiyet ve faziletine dair çok sayıda örnek bulunmaktadır. Antik Yunanda Pythagorascılar ve Neo-Platoncular bu işin temsilciliğini yaparken, Yahudilerin Kabala'sında yedi kutsal isim zikredilmektedir. Yine Hristiyanlıkta yedi sembolizminin devletin ve toplumun sürekli gelişimini temsil ettiğine inanılmıştır. Son olarak ise bazı İslami yorumlarda yedi; ilahi kudrete ulaşmanın, doğru olanın kapısını açmanın, dünyevi vasıf ve nefislerden kurtulmanın anahtarı olarak algılanmıştır.
ÇAĞDAŞ TÜRK RESİM SANATINDA KÜLTÜREL İMGE KULLANIMI BAĞLAMINDA SABRİ BERKEL
Master's Thesis, 2018
Bir toplumun ortak geçmişe ait mitsel inanç, savaşlar, göçler vb. ritüeller ve geleneklerle manevi birlikteliği yaşatılmaktadır. Tekrarlamalar ve hatırlatmalar ile kültürel bellek oluşturularak, kitlelerde toplumsal bilincin gelişmesinin sağlandığı bilinmektedir. Kültürel belleğin, gelenek ve ritüellerin kavramsallaştırılarak gündelik hayatın içinde kullanılması "kültürel imge" olarak tanımlandığı bilinmektedir. Top-lumların, siyasal, sosyal ve kültürel yapıları kültürel imgeler ile tanımak, algılamak mümkün görünmektedir. Tarihsel süreçte izini sürdüğümüz Türk kültür imgelerinin, Hunlardan itibaren kaya resimleri, halı, hat, nakış, minyatür sanatı gibi farklı sanat alanlarında ifade edildiği bilinmektedir. Bu imgelerin, dönemlerinin izini taşıyan kültürel bellek taşıyıcıları görevi üstlendikleri görülmektedir. Anadolu' da ise kültürel imge çeşitliliğinin daha farklılaştığı ve zenginleştiği görülmektedir. Bunun sebebi ise, Anadolu'ya gelen Orta Asya Türklerinin kültürlerini çok iyi koruyarak, İslamiyet, Selçuklu ve geçmiş uygarlıkların kültürleri ile kaynaşmaları gösterilebilir. Bu bağlamda Anadolu' da Türklerin, Orta Asya Türk kültürünün özelliklerini yitirmeden farklı uygarlıkların kültürü ile kaynaşarak zengin bir yapı oluşturdukları görülmektedir. Anadolu' nun bu zengin kültür yapısının Türk sanatını da etkilediği bilinmektedir. Toplumu ve kendini sorgulayan sanatçıların bir süre sonra köken arayışına girerek Türk kültürünü tanımaya ve imgelerini de sanatlarına konu malzemesi yaptıkları görülmektedir. Çağdaş Türk sanatı döneminde, kendini yenileyen ressamlar, yerel unsurları, yöresel bazı değerleri ve geleneksel sanatı postmodern yaklaşım ile evrensel bir dilde anlatmaya başlamışlardır. Ulusal olandan hareketle, evrensele ulaşmanın yolunu bulmaya çalışmışlar, dolayısıyla da biçimde evrensel olmak, içerik de ise ulusal olmak düşüncesine ulaşılmıştır. Çağdaş Türk Resim Sanatının önemli temsilcilerinden Sabri Berkel' de, biçimde evrensel, içerik de ise ulusal olmak düşüncesini ilk uygulayan sanatçılardan olduğu bilinmektedir. Yerelliği ve geleneği kendine kaynak seçerek ve biçim açısından arayış içinde olduğu görülmektedir. Bunun sonucunda da kendini sürekli yenileyen Sabri Berkel' in adeta sanatı ile toplumsal bir bellek tetikleyicisi görevi üstlendiği görülmüştür. Bu bağlamda, çağdaş Türk resim sanatında, Türk kültürel imgelerinin farklı anlatım ve ifade dillerinin kullanılması, çağdaş Türk resim sanatının ilerleme ve gelişim sürecine girerek kendi kimliğini bulmasına katkı sağladığı görülmektedir.
Cumhuriyet’in . Yılında Sanat Tarihi Çalışmaları, 2023
The phenomenon of decoration is as old as human history and has constantly evolved. Throughout life, human beings have developed certain ideas n order to protect themselves, their environment and their relatives, and to protect themselves from nature and harsh environmental conditions and to benefit from them. With the desire to be both protected and powerful, concepts related to holiness and magic emerged, and some objects or beings began to be used for these purposes. Various changes have occurred in human beings' idea of adornment and adornment over time, and they have continued depending on the beliefs, traditions and economic infrastructures of the society. Throughout history, the motifs used in architecture and decorative arts have taken on various meanings and a cultural richness has emerged. Motifs have served as a bridge between the past and the present, developed depending on the socio-economic situation of the societies, the geography they live in, lifestyle, culture and traditions, and have artistic value such as metal, wood, textiles, stone, tiles, ceramics and miniatures that they use in their lives based on their daily needs. It has found application in architecture with its products. Concrete shapes that started with the depiction of objects or abstract shapes, which are a reflection of ideas, were used on textiles over time to create motifs in carpets and kirkitli weavings. Traditional carpets and kirkit weavings, which are the material elements of Turkish culture, have an important place among artistic products. People used carpets and kirkit weavings to protect themselves from external factors and to furnish their living spaces in the most beautiful way, and they transferred their rich motif accumulation on these weavings. Symbolic motifs constitute a group of these patterns, which are used in weavings as well as in all areas of decorative arts and are the result of cultural accumulation. Motifs in carpets and kirkitli textiles as symbols of power, strength, protection and bravery; It is possible to consider them as eagle, dragon-snake, kurtizi and ramhorn. In this study, the motifs that represent power and are observed in the weavings in Artvin and Bayburt are discussed in the context of the research carried out in the Eastern Black Sea Region.
TÜRK MİTOLOJİSİNDEKİ GRAFİK SEMBOLLERİN GÜNÜMÜZ LOGO TASARIMLARINA YANSIMALARI: KUŞ FİGÜRÜ ÖRNEĞİ
master's thesis, 2019
Turks who have a rich history have a rich culture and valuable mythical elements. Turkish culture, which started to be born in China borders in Central Asia, is tried to be kept alive in today's Turkish states. Turkish culture, enriched by Chinese, Indian, Iranian, Arab, Hittite and Helen cultures throughout history, has managed to not break away from its original origins. Creation of written sources in later periods and be established in the late Turkey, Turkish culture has been problematic to transfer to the next generation. Turkish mythology can not be fully understood by examining the history of many states in line with today's academic conditions, but it has rich mythical elements. In this study, especially bird figures and graphic design elements which have been proven by various findings and sources, have been examined. Predatory birds of bird figures have evoked admiration in the ancient Turks who had the belief in the God of Heaven, and regarded them as the envoy of God. Predatory birds, the most powerful animals of the sky, has become the sole symbol of power, domination and nobility in Turkish culture. However, only the double-headed eagle symbol has survived to this day. The aim of this study is to emphasize that there are different bird figures with different meanings except the double - headed eagle in the Turkish mythology. In Turkish mythology, there are many bird symbols such as owls, crows, swans, huttus, nightingales, pigeons, geese, storks, chickens, peacocks. The bird symbols discovered in this research were tried to be introduced to Turkish culture with sample logo designs, which is the sub-branch of graphic art.
TÜRK HİKÂYE KAHRAMANLARININ DÖNÜŞÜM SEMBOLLERİ
Duyu ve dille ifade edilemeyen bir şeyi belirten somut nesne veya işaret anlamına gelen sembol, kültürel yaşamla etkileşim halindedir. İlk örnek, özgün model demek olan arketipler, bir araya gelerek yeni kavramlar oluşturur ve bilinçte, rüyada görülen semboller yoluyla belirirler. Jung’a göre kolektif bilinçdışı insanların soyaçekim yoluyla atalarından getirdiği ve farkında olmadan taşıdığı kültürel olguları ifade etmektedir. Kültürel ürünlerden halk hikâyelerinde çeşitli rüyalar geçmektedir. Bu rüyaların görüntülerini sembolik olarak anlama, gizli bir anlamı olduğunu varsayma analitik psikolojinin temel ilkesidir. Hikâyelerde kahramanın var olan kişiliğinden rüya görmesiyle birlikte aşka düşüp saz çalıp deyiş söyleyen âşık tipine dönüşümü söz konusudur. Rüyada yaşanan bu dönüşümün belli sembolleri bulunmaktadır. Çalışmada amaç, Türk halk hikâyelerinde bazı rüyalardaki dönüşüm sembollerinin çıkarılmasıdır. Çalışmada “Psikoanalitik Halkbilim Kuramı” kullanılmıştır. İncelenen hikâyelerde kolektif bilinçdışında temsil eden rüyada görülen ihtiyar adam arketipine bağlı kadeh ve bade, sevgilinin kendisi veya resmi uyandıktan sonra da saz çalıp deyiş söyleme sembolleri olduğu tespit edilmiştir.
KEMİK OBJELERDE SEMBOLİK UYGULAMALAR: PREHİSTORİK ÇAĞLARIN GİZLİ KALMIŞ SEMBOLİZMİ
ANADOLU/ANATOLIA, 2021
Doğum, yaşam ve ölüm… Bu hayatî döngüye tanıklık eden insan, tam olarak anlamlandıramadığı pek çok travmatik gerçeklikle yüzleşmek zorunda kalmıştır. Bu gerçeklikler şüphesiz ki bilinmeyenden, anlam verilemeyenden, hiçlikten, yok olmaktan, boşluktan doğan algılarla pekişmiş ve çeşitli reaksiyonlara sebebiyet veren bir sistematiğin yolunu açmıştır. Pek tabiidir ki bu zorunlu gerçekle yüzleşme mahkumiyeti insan doğasında birtakım değişim ve gelişimlere sebebiyet vermiştir. Bilinmezlik mahkûmiyeti karşısında eli kolu bağlanan insan, doğası gereği kendine savunma duvarları inşa etmiş ve bir bakıma korkularınıkaygılarını dizginlemenin, kendini teselli etmenin ve sakinleştirmenin yollarını bulmuştur. Bu arayışın yansımaları ise sembolizasyonda, ritüellerde, inançta, dualarda kendini göstermiş gibidir. Bu çalışma ile sözü edilen tüm bu kavram ve sistematiğin kemik objelere olan ve olabilecek yansımaları irdelenmiş, kemik objelerin sembolik anlam ve değerlerine dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Bu noktadan hareketle hammaddesi kemik olan el baltaları, çeşitli figüratif örnekler, çentikli kemikler, aletler vb. bulgulara yer verilmiştir.
KARAGÖZ TASVİRLERİNİN İMAJ VE SEMBOLLERİNDE YILAN
Hars Akademi Yayınları , 2022
Nörolojik gelişmeler, zihin-beden etkileşimi üzerine dikkate değer keşifler yapmaktadır. Bu keşifler, zihin-beden birliğini destekler niteliktedir. Bu gelişmeler, kültürel fenomenlerin imgeleme düzlemini açıklamada somut çıkarsamalar sunmaktadır. Beynin dışsal dünya ile olan dinamik etkileşimi, zihnin imgeleme