FRİGLERİN SİYASİ TARİHİ YAZILI KAYNAKLAR (original) (raw)

ESKİÇAĞ TARİHİNİN YAZILI KAYNAKLARI

2022

Tarih çalışmalarının en geniş alanını kapsayan Eskiçağ Tarihi'nin yazılı kaynakları, tarihin başlangıcı anlamına gelmektedir. Öncelikle Eskiçağ Tarihi'nin sınırlarını bilmek ve çalışma alanlarını belirlemek önemlidir. Sonrasında Eski Mısır ve Mezopotamya'da başlayan, ardından diğer Eskiçağ coğrafyasında görülecek tarih dönemlerinin yazılı kaynaklarının türlerini, ürünlerini, yazan kişileri ve bu kişilerin bazılarının eserleri hakkında bilgiler vererek Eskiçağ Tarihi yazılı kaynakları hakkında bilgi sahibi olabilmekteyiz.

SİCİLYA TARİHİNİN KAYNAKLARI -Bir Bibliyografya Denemesi

2011

Bu makalenin amaci Ortacag Sicilya tarihinin Arapca kaynaklarini tanitmaktir. Bu eserler tarih kitaplari, tabakât ve terâcim kitaplari, cografya kitaplari, seyahatnameler (gezi kitaplari), dil ve edebiyat kitaplaridir. Bu kaynaklar muelliflerinin vefat tarihlerine gore kronolojik olarak siralanarak tanitilmistir.

TÜRK TARİHİ ÜZERİNE FRANSIZ ARŞİV KAYNAKLARI

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Özel Sayı, 2024

FRENCH ARCHIVE SOURCES ON TURKISH HISTORY ABSTRACT France sought to cultivate political relations with the Turkish Empire, which reached its apogee in the 16th century and expanded its influence into Central Europe through the Balkans. This led to the establishment of a bond of friendship between the Ottoman Sultan Süleyman and King François I of France. In the 18th century, the evolving political landscape in the wake of the French Revolution of 1789 and the growing competition between France, Britain, the Ottoman Empire and Russia in the Mediterranean led to a reversal in Turkish-French relations. Prior to the First World War, France and Britain devised a plan for the partition the territories of the Ottoman Empire, which was aligned with Germany. Following the 1921 Ankara and 1923 Lausanne treaties, the primary concerns in Turkish-French relations during the Atatürk period were the Turkish-Syrian border, Hatay, the status of the Straits, and the gradual termination of 400 years of capitulation privileges. The bilateral relationship between Türkiye and France has resulted in the creation of a substantial corpus of archival materials pertaining to a multitude of domains, including cultural, economic, military, and political matters. The archives in France, both public and private, are broadly categorised and rich in content. The diplomatic archives, national archives, military archives of the Ministry of Defence and the National Library in France constitute invaluable primary sources for research on the history of Türkiye and Turkish-French relations. Furthermore, the Gallica BnF digital archives provide researchers with the opportunity to access materials remotely. It is also worth noting the collections of French Catholic missionary organisations in the Ottoman territories in France, which are similarly worthy of consideration. This study discusses the content and importance of these archives. Keywords: Archive, Diplomatic Archives, France, Ministry of Defense Archives, National Archives, Ottoman, Türkiye

"FRİGLERİN SOSYAL -EKONOMİK YAPISI"

2020

Bu çalışmamda Hitit Devleti’nin yıkılmasıyla Anadolu’ya gelen Frigler ’in sanatı ve kültürleri hakkında ayrıntılı olarak değindim. Frigler Anadolu’ya gelmeleriyle kendileri ile birlikte kültürlerini de bu topraklara getirmişlerdi. Birçok ilkleri de beraberinde getiren Frigler, Anadolu’ya gelmeleriyle tarım ve hayvancılıkla uğraşmışlardır. Yaşam biçimleri inanışlarını da etkilemişti. Bereket Tanrıçası Kybele Frigler için çok önemliydi. Frigler, Kimmer saldırı sonucu yıkılana kadar geniş bir yayılım göstermişlerdir. Bu uygarlık kayalardan anıtlar, mezarlar yaparak muazzam yeteneklerinin günümüzde de gözler önüne sermiştir. Frigler aynı zamanda kendinden sonra gelen Yunanlıları da sanatlarında etkilemişlerdir. Frigler taklitçilikten ziyade yaptıkları eserlere hep kendi yorumlarını katmışlardır. Madeni çok iyi işlemişlerdir. Mobilyacılıkta da birçok ahşap eser meydana getiren Frigler hiç çivi kullanmadan masa ve sehpa yapmışlardır. Frigler şüphesiz ki tarihe adını eserleriyle yazdırmışlardır. İşte bu çalışmam da Friglerin sosyal ve kültürel yaşamamını ve sanatını anlatmaya çalıştım. Umarım faydalı olmuştur.

FRİGLERDE DİN VE İNANÇ GELENEKLERİ

Toplumun en mühim değerlerinden birisi de dindir. Anadolu'da M.Ö.13. yüzyılın sonlarına doğru yaşamaya başlayan Frigler, M.Ö, 8. Yüzyılda bölgenin büyük bir gücü haline geldi. Rakipleri Hititler ve Mitanni devletleri gibi büyük devletleri yok eden Frigler, M.Ö.2. yüzyılda ege göçlerinden sonra Anadolu'nun siyasi erklerinden birisi konumuna gelmiştir. Friglerin, Trak asıllı oldukları Herodotos ve Strabon tarafından bildirilmiş, günümüz bilgileri tarafından da kabul görmüştür. Yapılan arkeolojik kazılarda Trakya ve Makedonya'daki Tümülüslerde bulunan eşyalar, Friglere ait eşyalarla benzer yanları çoktur. Yapılan arkeolojik kazılarda Frigler'in ana tanrıça dedikleri inançlarına ait eserler gün yüzüne çıkarılmıştır. Kybele ana tanrıçası Frigler'in büyük doğa tanrılarından birisiydi. Tanrıça Attis, Friglerce kutsal hayvan sayılan aslan ve yırtıcı kuşun sevgilisi olarak görülüyordu. Kutsal hayvanların, Tanrıça Attis'le ilkbaharda buluştuğuna, baharın gelmesiyle doğaya yeniden hayat geldiğine inanılırmış. Onunla buluşmadığı zamanlarda doğanın kış uykusunda dinlendiğine inanılırmış. O dönem Anadolu'da pagan inancı hakim olmuş, pagan tanrı ve tanrıçaların insanların yaşamlarına tesirleri, ilişkileri, batıl inanışları bulunan yazıtlarda ve çıkarılan eserlerde bol miktar da gözlenebilmektedir. Friglerde cenaze işlemleri, ölü defnetme gelenekleri, mezara bırakılan eşyaların çok oluşu ve değişik malzemeler kullanılması bakımından diğer toplumlara nazaran farklılıklar gözlenmektedir. Mezarlar genelde Tümülüs denilen ölü tapınağı içerisindeki oda mezarlara, bazen iskelet olarak veya yakılan ölünün külleri oda mezarlarına defnedilmiştir. Bu odalarda cenazeler sedirler üzerine uzatılmış ve uyur şekilde bırakılmıştır. Sedirlerin yanına ölen kişinin en değerli eşyaları konulurdu. Tümülüsün yüksekliği ölen kişinin makamına derecesine ve saygınlığına göre değişiklik göstermektedir

TARİHİ DİZİ ve FİLMLERİN SOSYAL BİLGİLER DERSİNE YANSIMALARI

Bu çalışmada öğretmen görüşleri doğrultusunda tarihi dizi ve filmlerin sosyal bilgiler dersine yansımalarının neler olduğunu belirlemek amaç edinilmiştir. Çalışma nitel araştırma desenlerinden durum çalışmasına uygun olarak yürütülmüştür. Çalışma grubu devlet okullarında görev yapan 10 sosyal bilgiler öğretmeninden oluşmaktadır. Katılımcılar amaçlı örnekleme yöntemlerinden maksimum çeşitlilik örnekleme yöntemine göre belirlenmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmış ve elde edilen veriler NVivo 10. programı kullanılarak analiz edilmiştir. Katılımcılara göre tarihi dizi ve filimler sosyal bilgiler dersinde öğrencilerin bilişsel hazırbulunuşluluk düzeyini artırmakta, derste öğrenilen bilgilerin öğrencilerin zihinlerinde somutlaşmasına ve zaman ve kronolojiyi algılama becerilerinin gelişmesine katkı sunmaktadır. Ancak katılımcılara göre bazı tarihi dizi ve filimler, öğrencilerin bazı tarihi bilgileri hatalı öğrenmesine ve yanlış tarih algısının oluşması neden olmaktadır. Ayrıca katılımcılara göre bazı dizi ve filmlerde yer alan müstehcen veya şiddet içerikli sahneler öğrencilere kötü örnek teşkil etmektedir.

SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİNDE (1945-1991) TÜRK TARİH YAZIMINI ETKİLEYEN FİKİR AKIMLARI

SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİNDE (1945-1991) TÜRK TARİH YAZIMINI ETKİLEYEN FİKİR AKIMLARI, 2024

Cumhuriyet Dönemi tarih yazımı, Türkiye'nin kimlik oluşturma sürecinde ortaya çıkan fikirler tarafından şekillenmiştir. 1930-1940 arasında etkili olan Türk Tarih Tezi'nin ardından, Osmanlı son döneminde ortaya çıkan coğrafya ve vatan temeline dayanan Anadoluculuk fikri, 1940’larda milliyetçi, muhafazakâr ve hümanist akımlardan etkilenerek, tekrar gündeme gelmiştir. 1960'ların başlarından itibaren, özelikle Hümanist tarihçiliğe bir tepki olarak doğan, Türk-İslam Sentezi, zamanla komünizme ve Marksist tarihçiliğe karşı bir savunma hattına dönüşmüş. Soğuk Savaş döneminin etkilerinin yoğun hissedildiği bu süreçte, Türk-İslam Sentezi, milliyetçi ve maneviyatçı fikirler etrafında, komünizm karşıtlığının merkezi haline gelmiştir. Bu dönemde, İbrahim Kafesoğlu ve Osman Turan gibi önemli isimlerin liderliğinde Türk tarihçiliği, Türk İslam bütünleşmesini merkeze alan, temel eserler üreterek tarih yazımına yön vermiştir. Diğer yandan, 1960 askeri darbesi sonrasında meydana gelen özgürlükçü ortamdan faydalanan Marksist ve Materyalist düşünürler, tarihçilik dışında farklı disiplinlerden gelmelerine rağmen tarihi bir nevi araçsallaştırarak Osmanlı-Türk devlet yönetimi ve toplum yapısı üzerine tez ve teoriler otaya koymuşlardır. Türk toplumunun kapitalizme geçemeyişinin sebeplerini incelenmiş ve feodalizm, ilkel sosyalizm, az gelişmişlik ve ATÜT fikri çerçevesinde düşüncelerini kalem almışlardır. Behice Boran, Doğan Avcıoğlu, Sencer Divitçioğlu, Niyazi Berkes ve Hikmet Kıvılcımlı’nın başını çektiği Marksist düşünürler, Soğuk Savaş dönemi tarih yazımında, sosyalist ve Marksist fikirlerin temsilcileri olmuştur. Anahtar Kelimeler: Tarih yazımı, Anadoluculuk, Hümanist Anadoluculuk, Türk-İslam Sentezi, Anti-komünizm, Marksist Tarih yazımı, ATÜT, Materyalist Tarihçilik.