XIX. YÜZYIL ANADOLU'SUNDA TARIMSAL ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİ (original) (raw)

XIX. YÜZYILDA NASTURĠLERDE TARIM VE TARIMSAL FAALĠYETLER

ÖZET XIX. yüzyıl Ortadoğu'sunda yaşayan Hıristiyan bir topluluk Nasturilerde tarımsal faaliyetler bulundukları ülkelerin coğrafi yapısına göre yapılmıştır. Kuzey batı İran'da tarım, geniş ovalarda yapılırken; Hakkâri bölgesinde akarsuların aşındırdığı derin vadilerde oluşturulan teraslarda yapılmıştır. Buğday, ceviz, dut, mısır, darı, üzüm tütün, kavun başlıca yetiştirilen tarım ürünlerdir. Bu ürünlerden özellikle üzüm ve tütün, dışa satım konusunda diğer ürünlere göre daha fazla ön plandadır. Bölgenin iklimden dolayı, zaman zaman kuraklıklar meydana gelmiştir. Bu nedenle Nasturiler, kıtlık zamanlarında yağmur duasına çıkmışlardır.

XIX. YÜZYIL OSMANLI ANADOLU'SUNDA MACARLAR

2. ULUSLARARASI İNSAN VE TOPLUMBİLİMLERİ ARAŞTIRMALARI KONGRESİ, 2019

Osmanlı devlet ve toplumu XIX. yüzyılda siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel yönden pek çok yeni unsurla karşılaşmıştır. Bunlardan biri de çeşitli sebep veya vesilelerle Osmanlı Devleti topraklarına gelen yabancılardır. Osmanlı Devleti’nin etkileşime açık olduğu bir dönem olan XIX. yüzyılda yabancıların Osmanlı Devleti’ndeki varlıkları daha da önemli hale gelmiştir. Bu süreçte yabancılar Osmanlı Devlet ve toplumunun fikir ve düşünceleriyle tanışmışlardır. Buna karşılık Osmanlılar da yabancıların fikir ve anlayışlarıyla tanışmışlardır. Bu etkileşim Osmanlı Devlet ve toplum hayatını pek çok yönden etkilemiştir. Ayrıca Yabancıların Osmanlı coğrafyasında bireysel veya kendi devletlerinin çıkarları adına faaliyette bulunmaları göz ardı edilmemelidir. Bu bakımdan yabancıların Osmanlı topraklarındaki varlıkları çeşitli diplomatik ve casusluk görevlerinden ticari ve sanatsal faaliyetlere kadar geniş bir yelpazeye sahiptir. Macarlar da XIX. yüzyıl boyunca Osmanlı Devleti’ni çeşitli nedenlerle ziyaret etmiş hatta Osmanlı topraklarında yaşamış bir millettir. Macarların Osmanlı Devleti’ndeki varlıkları en fazla Macar Mültecileri gibi siyasi bir konuyla ön planda olsa bile onların Osmanlı Anadolu’sunda bulunmalarının ekonomik veya kültürel sebeplerinin olduğu da anlaşılmaktadır.

XVII. YÜZYIL ANADOLU KADILIKLARI ve RÜTBELERİ

Öz Osmanlı ilmiye ve taşra teşkilatı açısından çok önemli bir kurum olan kadılık müessesesinin yapısını ve işleyişini açıklayan alternatif kaynaklardan biri; bizzat görev başındaki kadılar tarafından tutulmuş notlardır. Kısaca " mecmua " diye adlandırılan bu kayıtlar, kadılık mesleği ve kazalar hak-kında, başka kaynaklarda bulunamayacak çok önemli ve ayrıntılı bilgiler sunmaktadır. İncelememize konu olan bu mecmuada hem Anadolu hem de Rumeli kadılıklarının XVII. yüzyıla ait rütbeleri yer almaktadır. Rumeli kadılıklarının XVII. yüzyıla ait rütbeleri hakkında bazı kayıtlar yayınlanmış ol-masına rağmen; aynı dönemde Anadolu kadılık rütbelerinin ne olduğu bilinmemektedir. Elimizdeki bu belge ise XVII. yüzyıl Anadolu kadılık rütbelerini de içermesi hasebiyle, Anadolu kadılık rütbeleri hakkında tespit edilen ilk ve en erken tarihli belgedir. Burada; hem Anadolu kadılık rütbelerinin XVII. yüzyıldaki durumu ve ileriki dönemlerde göstereceği değişim hem de ilmiye teşkilatı araştırmaları için alternatif bir kaynak grubunu teşkil eden kadı mecmularının değeri incelenecektir. Abstract ANATOLIAN JUDGESHIPS AND THEIR TITLES IN 17 th CENTURY Notes held by qâdis (magistrates) on duty are alternative historical sources explaining the structure and functioning of the judgeship institution, which, in turn, was a very important establishment in terms of the Ottoman ilmiye (learned group) and its provincial organization. These records, called mecmua, provide important and detailed information about the judgeship profession and towns, called qadâ that cannot be found in other sources. In this manuscript from the 17 th century, which is the subject of our study here, there are both Anatolian and Rumelian judgeships. Although some records have been published earlier regarding the titles of the Rumelian judges, it has remained unknown what the titles of the Anatolian judges were in the same time period. Thus, this document is the first and earliest document regarding these titles, because it also includes the titles of the Anatolian judges of the 17 th century. This study examines both, the situation of the titles of the Anatolian judges, and the changes to be made in the future, as well as the value of qâdi manuscripts , which constitute alternative historical sources for researchers interested in the ilmiye organization.

ANADOLU’DA YAYLACILIK KÜLTÜRÜ

10. Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi, 2012

Yaylacılık faaliyetlerinin Türk tarihinde ve yerleşme kültüründe özel bir yeri vardır. Bu faaliyeti özel kılan durum ise; Türklerin tarih boyunca kırsal yaşam birlikleri içerisinde yayla yerleşmelerine hep yer vermiş bir millet olmalarıdır. Türklerle yaylalar arasındaki bu birliktelik bir taraftan tarihi yaşam biçimi ve ekonomik nedenlerden, diğer taraftan ise coğrafi çevre şartlarından kaynaklanmıştır. Gerçekten de hem Asya hem de Anadolu'nun değişik yörelerindeki yüksek dağlık alanlar, yaylacılığı Türkler için bir tercihten öte, bir zorunluluk haline getirmiştir. Söz konusu bu beraberlik, bütün alışkanlıklarından, üretim biçimlerine kadar pek çok maddi kültür öğesine yansımış ve böylece Türklere özgü bir yayla kültürü ortaya çıkmıştır. Öyle ki yayla yaşamı, sadece ekonomik amaçlı bir faaliyet değil, aynı zamanda da Türk insanı için vazgeçilmez bir gelenek, bir tutku ve kendine özgü bir töre ve alışkanlıktır. Bu şekliyle Anadolu insanını yüzyıllardan beri sürdürdüğü bu faaliyetten ayrı düşünmek mümkün değildir. Başka bir ifadeyle yaylacılık, Türk insanının bir gereksinimi, bir özlemidir.

GÜNEYDOGU ANADOLU BÖLGESNDE TARIMSAL ÜRETMNİNTELİĞİ, DEGİŞİMİ VE DAGILISININ CBS ORTAMINDA ANALZ

ÖZET Bölge sınırlarının tespitinde en önemli kriterlerden biri de tarımsal üretimdir. Güneydoğu Anadolu bölgesi, iklim ve topografyanın elverişliliği nedeniyle tarım üretimi açısından Türkiye'nin en önemli bölgeleri arasında yer almaktadır. Yaz kuraklığının neden olduğu sulama problemi ise GAP sulama projeleriyle giderilmeye çalışılmaktadır. Bu durum ürün çeşitliliği ve miktarında artışa neden olmuşsa da iklim, toprak, rölyef şartları göz önünde bulundurulmadan uygulanan sulama teknikleri ve yanlış ürün seçimi ciddi problemleri beraberinde getirmiştir. Bu çalışmada Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Gap öncesi ve sonrası dönemlere ait tarımsal üretim verileri ilçe bazında sayısal haritalara işlenerek, ürün kompozisyonu, coğrafi dağılışın temel nitelikleri, sınırları ve coğrafi ilişkileri CBS araçlarıyla analiz edilmiştir.

XIX. YÜZYILDA ALAÜDDEVLE VE ŞAHRUH BEY VAKIFLARI'NIN İKTİSADİ DURUMU (BOZOK/YOZGAT VAKIFLARI

15. yüzyılın sonlarında Dulkadiroğulları idari sınırlarında yer alan Bozok/Yozgat ve çevresinde inşa edilen vakıflar arasında, Dulkadirli beylerinden Alaüddevle ve Şahruh Beylerin kurdukları vakıflar önemli bir yer tutmaktadır. Amaç ve kapsamları bakımından Anadolu'daki vakıflarla benzer olan bu vakıflar Yozgat'ın sosyal, kültürel, iktisâdii ve idari yapısına birçok katkıda bulunmuşlardır. Yapılan bu incelemede, Alaüddevle ve Şahruh Bey Vakıflarının XIX. yüzyıldaki iktisâdii yapısı, Osmanlı Arşivi belgeleri ışığında ele alınmıştır. Bu suretle incelenen dönemde mezkûr vakıfların gelir-gider durumu, gelir-gider kalemleri, vakfın mütevelli-leri ve yıllara göre vakfın iktisâdii yapısında meydana gelen değişiklikler tespit edilmeye çalışılmıştır. Abstract The Financial Situation of Alaüdevle and Şahruh Governer's Foundations in the XIX. Century (Bozok/Yozgat Foundations) By the end of XV. century, the foundations built by Alaüdevle and Şahruh Governers are very important among the foundations built around Bozok/Yozgat. With regard to aimand content, these foundations which are similiar to the foundations of Anatolia contribute to social, culturel, financial and administrative structure of Yozgat. İn thisinvestigation, the financial structure of Alauddevle and Şahruh Governers foun-dations' in the XIX. Century were handled in the light of Ottoman archeves' documents. İn this period, the situation of a forementioned foundations' income and expense, the head of the financial department's income and expense, the trustees of foundations and changes occured in the structure of foundations were tried to make firm.

XIX.YÜZYIL OSMANLI`DA SİYONİZM HAREKETLERİ

Osmanlı Devleti`nde 19.Yüzyıl Yahudilerin sosyal durumu eğitim seviyeleri dönemde ki katliam ve Antisemitizm hakkında bilgiler verilmiştir. Tanzimat ve Islahat Fermanlarının getirmiş olduğu çeşitli yenilikleri Yahudiler üzerinden sentezleyerek aktarılmaya çalışıldı. Osmanlı`da kurulmuş olan okulları incelendi. Göstermiş oldukları faaliyetlere örnekler gösterildi. Sultan 2. Abdülhamid ve Siyonistlerin yaşadığı bazı olaylar ele alındı. Devrin şartlarına göre ideolojileri incelendi.

CUMHURIYETIN BIRINCI YÜZYILINDA ANADOLU'DA TÜRK DÖNEMI ARKEOLOJI ÇALISMALARI

In 1450, Edirne Palace, which was started to be built in the time of II. Murad, was built by his son Fatih Sultan Mehmet after the death of the sultan and named as the New Palace. The process that started with II. Murad, Fatih Sultan Mehmet, Suleiman the Magnificent, II. Selim, I. Ahmet, IV. Mehmet, II. Ahmed, III. Mustafa and It continued with the additions made during the reign of II. Suleiman. The New Palace, which was planned as a series of courtyards in accordance with the regulations, had 117 rooms, 21 divanhanes, 18 baths, 8 mosques, 17 large doors, 13 wards, 4 cellars, five printing houses and 14 pavilions. After Istanbul became the capital, as a result of the interest of the sultans, XVIII. Until the first half of the century, it was used in a well-kept condition in accordance with its purpose of construction. Edirne New Palace is a cultural heritage covering all phases of Ottoman architecture and art from Murad II to the end of the 19th century. Excavations to uncover many aspects of this heritage and to bring some of it into modern Turkish cultural life have a long history. The first excavations were initiated on 18 August 1956 by Tahsin Öz, Deputy Director of the Istanbul Archaeological Museum. Later, in 1973, the Edirne New Palace was re-excavated under the direction of Prof. Dr. Doğan Kuban with the participation of experts from the Edirne Museum. The third period of the excavations of the New Palace of Edirne was resumed in 1999 under the direction of the Edirne Museum. The excavations in this period were carried out in Matbah-ı Amire under the scientific supervision of Prof. Dr. Gönül Cantay. Excavations were carried out in Cihannüma Pavilion and Arz Room between 2004-2007. Between 2009 and 2015, Edirne New Palace Excavation continued under the presidency of Prof. Dr. Mustafa Özer with the decision of the Council of Ministers on behalf of the Ministry of Culture and Tourism and Trakya University. After a 2-year break, excavations resumed in 2018 under the scientific supervision of Assoc. Prof. Dr. Gülay Apa Kurtişoğlu. As of 2020, a 12-month excavation status was granted by the Presidential decision and excavations continued under the presidency of Gülay Apa Kurtişoğlu until 2023. During the excavations, traces of the palace foundations and many small finds were found. For more detailed information, please refer to the Extended Abstract at the end of the text.