Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi Journal of Turkish Language and Literature Tulum, Mertol (2020). Har-nâme: Kanuni Devri İstanbul'unda Çingeneler ve Çingene Kültürü -Hüsâm-ı Sahrâvî, İstanbul: Ketebe Yayınları: 241, ISBN: 978-625-7014-31-1 (original) (raw)
Related papers
Yazıcızâde Alî tarafından II. Murat döneminde kaleme alınan Tevârîh-i Âl-i Selçuk İslâm öncesi Türk tarihi, Selçuklular, Gazneliler, Moğollar, Harzemşahlar, Anadolu Beylikleri Dönemi ve Osmanlı tarihinin başlangıç devirlerinin dile getirildiği adeta bir Türk Tarihi niteliğindedir. Selçuklu Türkiye’sinde tarih yazıcılığının doğuşu ve gelişimi, Selçuklu tarihi araştırmalarında az incelenen konuların başında gelmektedir. Bu çalışmamızda, Tevârîh-i Âl-i Selçuk'un sekiz farklı nüshasını inceleyip dört ayrı nüshası ile de edisyon kritik çalışmasını gerçekleştiren Yrd. Doç. Dr. Abdullah Bakır'ın, 2017 yılında ikinci baskısı gerçekleşen çalışmasını incelemeye tabi tutuyoruz. Bu kitap incelemesinde; Tevârîh-i Âl-i Selçuk'un muhtevası, Yazıcızâde Alî'nin yararlandığı kaynaklara göre eserde ki konu bölümleri, eserin nüshaları, eserin I. baskısı ve II. baskısı arasında ki farklar ve yeni baskı için yapılanlar ve en nihayetinde de Yrd. Doç. Dr. Abdullah Bakır tarafından "Tevârîh-i Âl-i Selçuk [Oğuznâme-Selçuklu Tarihi] (Giriş-Metin-Dizin)" ismiyle yayımlanan eserin tanıtımı yapılacaktır.
ÖZET XIX. yüzyılın başlarından itibaren İstanbul'da ciddi bir Acem/İranlı nüfusun var olduğu bilinmektedir. XIX. yüzyılın ikinci yarısındaki bazı siyasi ve ekonomik gelişmeler, İranlıların İran dışında ticaret toplulukları oluşturmalarını sağladı. Bu makale çerçevesinde Tebriz-İstanbul ticaret hattının nihai durağı olan Validehan'ın, Acem tüccar topluluğunun İstanbul'da kullandığı önemli bir iş mekanı olduğu tespit edilmiştir. Annuaire Oriental [Şark Ticaret Yıllıkları]'ın 1885-1921 yılları arasında basılmış nüshalarında Validehan taranarak oluşturulan tüccar listeleri, İstanbul ticaret tarihine katkı sağlaması amacıyla ekte sunulmuştur. Bu listeler sayesinde Validehan'daki tacir ve esnafın kimliği, meslekleri, işletme modelleri, ticari ilişkileri ve ticari bağlantıları tespit edilerek handaki tüccar/esnaf profili ortaya konmuştur. Bu makalenin sınırları dahilinde İstanbul'da yaşayan Acem topluluğu için Validehan'ın ticari olduğu kadar siyasi, sosyal ve dini bir merkez olduğu, bir takım ayrıntılarla ortaya konmuştur.
Bu tebliğde Ankara Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Kuyûd-ı Kadîme Arşivi’nde yer alan 102 numaralı Cebel-i Kozan Tahrir Defteri’ni değerlendireceğiz. Adana eyaletinin Sis (Kozan) sancağında Kozan Dağı’nda yaşayan konar-göçer cemaatlerin kayıt edildiği 10 Şevvâl 1133/ 4 Ağustos 1721 tarihli bu defter geç mufassallar serisine eklenmesi gereken nadide bir örnektir. Bu tarihlerde Revan’da yeni tahrir yapıldığını bilmekteyiz. Ancak Anadolu’da 1604’lerden sonra bu türden tahrirleri pek göremeyiz. Belli ki defter 1691’de Çukurova’da gerçekleştirilen başarısız iskân teşebbüsünün ardından yeni bir tahrirle Kozan Dağı’ndaki cemaatlerden vergi ve asker alabilmek amacıyla hazırlanmıştır. Defterde kayıtlı ilk cemaat 21 bennak vergi nüfusuna sahip olan Arıklı cemaatidir. XVI. Yüzyıl tahrirlerinden farklı olarak kişi isimlerinin altında sahip oldukları koyun sayısı da bildirilmektedir. Seyyidlerin sayısı çok olduğundan bunlar reayadan sonra ayrı başlık altında kayıt edilmişlerdir. XVI. Yüzyılda Kozan’da yaşayan konargöçer cemaatlerin Afşar, Kavurgalu, Farsak gibi boylara mensup öz-be-öz Türkmen toplulukları olduğunu bilmekteyiz. 1721 yılında karşımıza çıkan nüfus tablosunda ise bu Türkmenler içerisinde büyük bir “seyyid” kitlesi yaşamaya başlamıştı. Defterde verilen rakamlarla ifade etmek gerekirse 931 evli; 129 bekar reayaya karşılık 361 neferlik bir seyyid, şahinci, güherçileci muaflar topluluğunu görmekteyiz. Bu kadar büyük orandaki muaflar topluluğunu, zor durumda olan devletin verdiği bir taviz olarak değerlendirmek mümkündür.
Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, 2019
This study basically has two sections. In the first section the sources found until today concerning the last Abbasid caliph al-Mutawakkil’s handing over the caliphate to Sultan Selim the Grim have been discussed. In this manner Şaban-ı Şifaî, Şehrizâde Mehmed, Mouredge d’Ohsson, Ahmad Djewdet Pasha, Atâ Bey, Redhouse and the other nineteenth century authors’ opinions have been summarized. In the second section of the study, the sources that give information about the transfer of the caliphate directly or indirectly and haven’t been dwelt on to this day have been handled. In this chapter, it has been claimed that from the sixteenth century there have been strong mentions about the transfer of the caliphate in both Ottoman and European sources; in these sources mentions about the delegation of caliphate have been started not from 1518 but from 1516; question about the transfer of caliphate has been expressed about not only Sultan Selim the Grim but also Suleiman the Magnificent.
Osmanlı Kelâm Literatüründe Temel Bir Kaynak: Cürcânî'nin Hâşiye-i Tecrîd'i
Osmanlı Düşüncesi Kaynakları ve Tartışma Konuları, 2019
Nasirüddin Tûsî'nin Tecrîdü'l-İtikâd'ının şârihlerinden Şemseddin İsfahânî'nin Tesdîdü'l-Kavâid'ine Seyyid Şerif Cürcânî'nin yazdığı Haşiye-i Tecrîd olarak bilinen eser, Osmanlı medreselerinde okutulmuş ve üzerine bir çok haşiye yazılmıştır. Bunlardan Hatibzade, Taşköprizade ve Sipahizade haşiyelerinde Tecrîd'in tertibi ve kelâm ilminin maksadı meseleleri hakkındaki yorumlar burada ele alınmaktadır.