TANZİMAT'TAN CUMHURİYET'E TÜRK ŞİİRİNDE BALKANLAR (original) (raw)

TANZİMAT'TAN CUMHURİYET'E CUMA TATİLİ

Amme İdaresi Dergisi, 2018

Öz: Cuma, sanılabileceğinin aksine, İslamî kimliğe sahip Osmanlı Devleti'nin geleneksel tatil günlerinden biri değildir. İslam dininde haftalık tatil konusunda herhangi bir şer'i düzenleme getirilmemiştir. Bu makalede, XIX. yüzyılın ilk yarısında bürokratik bir dev-letin inşa sürecinde ortaya çıkan cuma tatilinin, iş yükü artan memurların istirahat ih-tiyacını karşılamaya dönük modern bir idarî düzenleme olduğu, II. Meşrutiyet'ten Cum-huriyet'e uzanan sürede ise millî bir nitelik kazanarak, ulus devlet oluşumunun seküler olgularından biri haline geldiğinin altı çizilmektedir. Abstract: In essential contrast with the common assumption, Friday was not a religiously sanctioned official holiday in the pre-19 th century Ottoman Empire, notwithstanding that it was an Islamic state. In the Islamic religion, there is no arrangement regarding the weekly rest day for working class. This article argues that the official holiday of Friday emerged through the bureaucratic state building process to meet the needs for resting of civil servants in the first half of the 19 th century and, concomitantly, it was an essentially modern practice. Between the Second Constitutional Period and Early Republic the official holiday of Friday eventually became one of the main aspects of the nation-state building in a nationalist and secularist framework.

TANZİMAT'TAN CUMHURİYET'E DİYARBAKIR'DA KÜTÜPHANELER VE~ KÜTÜPHANECİLİK

TANZİMATTAN CUMHURİYETE KÜTÜPHANELER VE KÜTÜPHANECİLİK, TANZİMATTAN GÜNÜMÜZE DİYARBAKIR SEMPOZYUMU, 2017

Bu bildirimizde Dünyanın en büyük kütüphanelerinden birine : koruyamamış Diyarbakır'da Kütüphaneciliğin Tanzimat’tan Cumhuriyet'; belgeler ışığında ele alıyoruz. Döneminde Dünyanın bilinen, mevcut olan en önemli Kütüphanesi, savaş sonrası şehrin tesliminden sonra 1.040.000 Cňn_ kütüphaneden sadece Mısır’a Sultanın Kadısına düşen ganimet kitap yetmiş dr ? _ .... Merhum Ali Emirî Efendi’nin doğduğu şehirde git gide küçülen sonuçlarım irdeleyeceğimiz bildiride şehrin zengin kültür-sanat ve edebiyat aâr _ kaynak eserlere de yer verilecektir.

TANZİMAT'TAN CUMHURİYET'E BEYŞEHİR KAZASI'NDA NÜFUS

ÖZET Nüfus, coğrafya biliminin ele aldığı temel konularından birini oluşturur. Farklı bilim dalları tarafından ele alınan nüfus, özellikle planlama açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Günümüz dün-yasında nüfusun niceliğinden çok niteliği önemlidir. Ancak bir ülke-nin nüfus niceliği (sayısı) hala önemini korumaktadır. Nitekim nüfus artış hızı sıfır olan ya da eksilerde seyreden ülkeler, nüfusunun yaşlan-ması ve neslin yenilenememesi gibi endişelerle nüfus artışını destek-leyici politikalar izlemektedir. Nüfus, gerek geçmişte gerekse günü-müzde devletler için önemli bir vergi ve asker kaynağı durumundadır. Osmanlı İmparatorluğunda da nüfus, asker temini ve vergiler bakı-mından son derece önemli bir kaynak durumundaydı. Bu bağlamda nüfus, tarih ve coğrafya bilimlerinin ortak çalışma alanını oluştur-maktadır. Bu çalışmada, XIX. yüzyılın ilk yarısından Cumhuriyet dö-nemine kadar olan süreçte, Beyşehir Kazasında meydana gelen de-mografik değişim (kaynakların elverdiği ölçüde) ortaya konulmuştur. Osmanlı'nın son döneminden Cumhuriyet dönemine geçiş sürecinde Beyşehir kazasındaki nüfus değişimi ve gelişimi üzerinde savaşlar, göçler ve idari yapıdaki değişimler belirleyici olmuştur. Mevcut kay-naklar ışığında bu değişim coğrafi bakış açısıyla (doğal ortam-insan etkileşimi dikkate alınarak) değerlendirilmiştir. Bu bağlamda Beyşe-hir kazasındaki nüfusun gelişimi üzerinde doğal ortam şartlarından çok idari-beşeri şartların etkisi daha fazla etkili olmuştur.

TANZİMAT'TAN GÜNÜMÜZE TÜRK ŞİİRİNDE VATAN TEMİ

Özet: Vatan duygusu insanlık tarihi kadar eskidir. Ancak vatan fikri Tanzimat sonrası Türk şiirinde Nâmık Kemal'le bugünkü anlamıyla kullanılmaya başlamıştır. Tanzimat'tan Cumhuriyet'e kadar olan dönemde girdiği savaşlarla toprak kaybeden, sürekli müdafaa eden, eldekini korumaya çalışan, anavatana çekilmek zorunda kalan, hatta orasını bile kaybetme aşamasına gelen bir devletin şairlerinin yoğun bir şekilde milleti gayrete getirecek, onları mücadeleye çağıracak vatan temini işleyen şiirler yazdığını görüyoruz.

YENİ TÜRK ŞİİRİNDE BEDEN ALGISI: KADIN BEDENİ (TANZİMAT'TAN CUMHURİYET'E

Türk Kültürü ve Edebiyatında Kadın, 2020

Merkez problemi "insan" olan edebiyatın bedenle daima bir ilişkisi olmuştur. Dolayısıyla edebi türler içerisinde özel bir yere sahip olan şiirin de temel probleminin "insan" olduğu söylenebilir. Halk edebiyatındaki destanlarda, Dede Korkut'ta, halk ozanlarının şiirlerinde, halkın deyimlerinde ve atasözlerinde insan ve onun toplumsal var oluşunun görüntüsü olan beden sıkça karşımıza çıkar. Divan şiirinde ise bedenin uzuvları etrafında kurulan mazmunlar, bu şiirin neredeyse tüm imgesel alanını kuşatır (Özellikle gazel ve kasidelerde bir kalıplaşmaya gidildiğinden bahsedilebilir). Fakat bu mazmunlar divan edebiyatındaki aşk anlayışını anlatmakta kullanıldıkları için çoğunlukla benzetmeler ve istiareler içindeki kullanımlarıyla karşımıza çıkar. Halk şiiri de divan edebiyatında çoğunlukla klasikleşmiş olan bu mazmunların etkisinde kalır. Fakat ona oranla daha pratik, hayatta karşılığı bulunan anlamlara, çağrışımlara yaklaştığı söylenebilir. Modern Türk şiirine doğru gelindiğinde ise bedenin uzuvlarının taşıdığı anlamsal çağrışım alanının genişlediği görülür. Şimdiye kadar bahsettiğimiz gerek yazılı gerekse sözlü tüm ürünlerde kadın bedeninin anlatımına önemli oranlarda yer verildiği söylenebilir. Çünkü estetik açıdan güzellik denilince akla çoğunlukla kadın bedeni gelir. Kadın bedeni, yüzyıllarca şairlerin ilham kaynağı olmuştur. Özellikle modern döneme doğru gelindikçe kadın bedeninin anlatımına ağırlık verildiğini söylemek mümkündür. Aça'ya göre, destanlardaki kadın kahramanlar bedensel tasvirleriyle karşımıza çıkar. Uygur harfli Oğuz Kağan destanında Oğuz'un eşleri Tanrı katından yeryüzüne indirilir. Onun ilk eşi, gökten ışık huzmesi içinde yeryüzüne iner. Kadının yüz güzelliğiyle ilgili tasvirler onun gökselliğiyle bağlantılı olarak yapılır. Oğuz'un ikinci eşi ise gölün ortasındaki ağacın kovuğunda yalnız olarak bulunur. Bu kez kızın yüz güzelliğiyle ilgili tasvirlerde yer ve suyla ilgili unsurlar ağır basar 1. Bu tasvirler de onun kutsallığına işaret eder. Burada kadının kutsallığından bahsedilmesi ve bunun bedensel tasvirlerle desteklenmesi dikkate değerdir. Muharrem Kaya'nın tespitine göre, halk hikâyesi ve destan türleri arasında bir geçiş dönemi eseri olan Dede Korkut'ta da kadın bedeniyle ilgili tasvirlerle karşılaşılır. Kan Turalı, sevdiği Selcen Hatun'u halk hikâyelerinde de görülen servi boylu, kızıl yanaklı, kara kaşlı, * Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde 2019 yılında savunulan "Yeni Türk Şiirinde Beden Algısı (Tanzimat'tan Cumhuriyet'e)" başlıklı doktora tezi kaynak alınarak hazırlanmıştır.

TANZİMAT’TAN CUMHURİYET’E BOLU’DA EĞİTİM UYGULAMALARI

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2014

EDUCATION APPLICATIONS IN BOLU FROM TANZIMAT TO THE REPUBLIC Öz Tanzimat Dönemi eğitim politikaları, eğitimde çağdaş metotların uygulanması ve kurumların oluşturulmasını amaç edinmiştir. Bu doğrultuda Avrupa eğitimi örnek alınarak yeni okullar açılmaya başlanmıştır. Eski eğitim kurumlarının yanı sıra Batı tarzı yeni okullar merkezden taşraya doğru hızla yayılmıştır. Tanzimat'ın eğitim reformlarının uygulanmaya başlandığı ilk yerlerden birisi de Bolu olmuştur. Bolu, Tanzimat ve Cumhuriyet dönemleri arasında eğitim kurumlarının varlığı açısından zengin bir yer olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla bu eğitim kurumlarında uygulanan ders programları, verilen dersler, öğretim kadrosu, idari kadro ve öğrenci sayılarının belirlenmesi oldukça önem arz etmektedir. Yapılan çalışmada Bolu'da Tanzimat Döneminden Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar eğitim-öğretim faaliyetlerini yürüten okulların büyük bölümü tespit edilmiştir. Bolu ili merkez ilçesi ve günümüz sınırları içerisinde yer alan ilçelerinde Cumhuriyet öncesi zaman dilimine ait 10 sıbyan (iptidai), 4 rüşdiye, 1 idadi (sultani), 27 medrese, Erken Cumhuriyet Döneminde ise 1 erkek orta mektebi, 1 kız sanayi mektebi, 1 imam ve hatip mektebi, 2 erkek ilk mektebi, 2 kız ilk mektebi ile kaza ve köylerinde 33 ilk mektep bulunmaktadır. Bu okullarda 228 öğretmen, medreselerde ise 29 müderris görev yapmıştır. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman inceleme tekniği kullanılmıştır. İncelemede alan yazınının dışında, arşiv kaynakları, süreli yayınlar, tetkik eserler ve yazılı anılardan oluşan eserlere başvurulmuştur. Elde edilen bulgular ışığında Bolu'da günümüze kadar uzanan köklü bir eğitim anlayışının varlığı gözlemlenmiştir.

TANZİMAT FERMANI'NDAN CUMHURİYET'E KÜLTÜR VE SANAT HAREKETLERİ

CBÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 2014

Tanzimat Fermanı ile başlayıp Cumhuriyet"in ilanına kadar olan zaman dilimini incelediğimiz bu çalışmada sözü edilen dönemler arasında görülen kültür ve sanat hareketleri ele alınmaktadır. Tanzimat Fermanı"nın ilanı ile batılılaşma siyasi bir şekil almaya başlar. Bu çalışmada Tanzimat Fermanı"nın ilanının ardından Osmanlı kültür ve sanat hayatında meydana gelen gelişmeler, yenilikler araştırılmış ve Cumhuriyet"in ilan edildiği tarihe kadar olan süreç incelenmiştir.