BİLİMSEL DALICI STANDARTLARI ÜZERİNE BİR TASLAK ÇALIŞMASI (original) (raw)
Related papers
AKTİF ÖĞRENME STRATEJİLERİ ÜZERİNE BİR DERLEME ÇALIŞMASI
Aktif öğrenme, öğrenenin kendi öğrenmesinin yönetim ve sorumluluğunu taşıdığı, öğrenme sürecinde hem zihinsel hem de fiziksel yönden aktif olduğu, süreç boyunca sürekli olarak alternatif ölçme ve değerlendirme yöntemleriyle değerlendirildiği ve süreç sonunda kalıcı öğrenmeler sağlandığı bir öğrenme modeli olarak tanımlanabilir. Öğrenenin öğrenme sürecine aktif katılımını sağlama amacına yönelik olarak kullanılan stratejilerin en önemlileri arasında 1. Projeye Dayalı Öğrenme, 2. Probleme Dayalı Öğrenme, 3. İşbirlikçi Öğrenme ve 4. Sorgulamaya Dayalı Öğrenme sayılabilir. Bu çalışmada, yukarıda belirtilen aktif öğrenme stratejileri literatür ışığında tartışılmıştır. Birbirine oldukça yakın özellikler taşıyan bu aktif öğrenme stratejilerinin benzerlikleri ve farklılıkları ortaya konmaya çalışılmıştır. Ayrıca bu farklılıkları ve benzerlikleri daha anlaşılır bir biçimde ifade etmek için bir tablo oluşturulmuştur.
ÖGRETMEN YETİŞTİRME STANDARTLARI KONUSUNDA BİR SİSTEMATİK LİTERATÜR İNCELEME
Öz Bu araştırmanın amacı Türkiye'deki öğretmen yetiştirme sistemini, öğretmen eği-timi kalite standartlarına göre değerlendirmektir. Araştırmanın yöntemi olarak sis-tematik literatür incelemesi kullanılmıştır. Araştırmanın veri seti 91 temel araştırma ve 25 istatistiksel rapordan oluşmuştur. Öğretmen eğitimi kalite standart alanlarına göre veri setleri gruplanmıştır. Veri setlerinin analizlerinde oranlar, ortamalar ve etki genişlikleri hesaplanmıştır. Veri setlerinde etki genişliklerinin dağılımı test et-mek amacıyla yayım yanlılığı, heterojenlik analizleri ve moderatör analizi yapıl-mıştır. Araştırmanın sonucunda eğitim fakülteleri öğretim elemanı sayısının nite-likli bir öğretim için yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Fakülte-okul işbirliği modeli-nin öğretmen yeterliklerinin gelişiminde istenilen düzeyde olmadığı gözlenmiştir. Yine araştırma sonucunda KPSS puanları baz alındığında eğitim fakültesi program-larının fen edebiyat fakültesi programlarına göre öğretmen yeterlik alanlarında nis-1 Bu araştırma ''Öğretmen yetiştirme standartları konusunda bir sistematik literatür inceleme' 'adlı doktora tezinden üretilmiştir.
Hızla küreselleşen ve yerelleşen günümüz dünyasında toplumlar iletişim, bilim ve teknoloji alanlarında yetişmiş ve nitelikli insan gücüne ihtiyaç duymaktadırlar. Bu nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinin de ancak kaliteli bir eğitim ile mümkün olacaktır . Kaliteli eğitim ülke, toplum ve bireylerin ihtiyaç ve önceliklerini dikkate alan, mevcut insan kaynakları ve fiziksel koşulları hesaba katarak oluşturulmuş eğitim programları çerçevesinde; iyi yetişmiş öğretmenler ile niçin eğitim ve öğretim etkinliklerine katılmaları gerektiğinin farkında olan, bilinçli ve güdülenmiş öğrenciler tarafından uygun ve elverişli ortamlarda gerçekleştirilen öğretme ve öğrenme çalışmaları olarak tanımlanmaktadır (Dinç ve Doğan, 2010). Kaliteli bir eğitimin olabilmesi için ülkeler toplumsal, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri dikkate alarak öğretim programlarını güncellemeleri gerekmektedir. Nitekim son yılarda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, bu gelişmeleri dikkate alarak öğretim programlarında değişikliklere gitmişlerdir. Ülkemizde, 2005-2006 eğitim-öğretim yılında yapılandırmacı yaklaşımı temele alarak öğrenci merkezli bir anlayış benimsemiştir. Bu yaklaşımla birlikte sosyal bilgiler dersi öğretim programında da değişikliğe gidilmiştir. Yeni sosyal bilgiler dersi öğretim programı, öğrenci merkezli dolayısıyla etkinlik merkezli, bilgi ve becerileri dengeleyen, öğrencilerin kendi yaşantılarını ve bireysel farklılıklarını dikkate alarak çevreyle etkileşimine olanak sağlayan yeni bir anlayışı hayata geçirmeyi amaçlamaktadır. 2005 sosyal bilgiler dersi öğretim programı yapılandırmacılık yaklaşımı ile birlikte çağdaş yaklaşımları da dikkate alarak düzenlenmiştir. Eleştirel düşünme de bu çağdaş yaklaşımlardan birisidir ve ilkokul sosyal bilgiler öğretim programında kazandırılması istenilen beceriler arasında yer almaktadır. Eleştirel düşünme öğrencilerin daha önceden bildiklerini uygulamaya koyması ve kendi düşüncelerine değer biçerek ön öğrenmeleri yenilemesidir (Şahinel, 2002). Özdemir (2006)'e göre eleştirel düşünme, yeni çözüm önerileri geliştirmeye yardımcı olmayı sağlamakta, kanıtların yeterli olup olmadığını tartmaktadır. Beyer (1988)'e göre eleştirel düşünme becerisi kazanan bireyler sorunu veya problemi açık şekilde ifade edebilirler, düşünmeden hareket etmezler, çalışmalarını kontrol ederler, yeni düşünceler oluşturmaya istekli olurlar, ortaya atılan iddiaların neden ve kanıtlarını araştırırlar ve sunarlar, yeterince kanıt buluncaya kadar sürekli kuşku duyma eğiliminde olurlar. Bu beceriler yaşam için, özellikle bireylerin yaşama hazırlandığı en önemli ders olan Sosyal Bilgiler dersinin temel hedefidir. Bu bakımdan sosyal bilgiler dersinde eleştirel düşünme becerilerinin kazandırılması büyük bir önem arz etmektedir. Sosyal bilgiler dersinde eleştirel düşünmenin kazandırılması
YABANCI DİLLER YÜKSEKOKULUNDA AKADEMİK KAYTARMAYA YÖNELİK OLGU BİLİMSEL BİR ARAŞTIRMA
Scientific Educational Studies, 2019
Bu araştırmanın temel amacı, öğretim görevlilerinin akademik kaytarma eğilimlerini ortaya koymak, kaytarmaya neden olan faktörleri ortaya koymak ve buna yönelik çözüm önerilerini açıklamaktır. Araştırma 2018-2019 akademik yılında Ege Bölgesi’nde bir devlet üniversitesinin Yabancı Diller Yüksekokulu’nda görev yapan 10 öğretim görevlisinin katılımıyla yürütülmüştür. Araştırma stratejisi, nitel araştırma yöntemlerinden fenomenoloji (olgu bilim) desenine dayanmaktadır. Çalışma grubu aykırı (uç) örnekleme yöntemiyle seçilmiştir. Görüşmeler en az 8 dakika ve en çok 16 dakika sürmüştür. Elde edilen verilerin analizinde betimsel analiz tekniği kullanılmıştır. Öğretim görevlileri akademik kaytarmayı tanımlarken derse geç girme, düşük motivasyona sahip olma, güncel alan yazını takip etmeme, akademik yayın yapmama kodlarına ulaşılmıştır. Öğretim görevlileri akademik kaytarmanın nedenlerini öğrenciler açısından isteksiz olma ve düşük akademik başarı gösterme; öğretim görevlileri açısından karakter özelliği, yorgunluk, arkadaşlardan etkilenme, ekonomik sorunlar, deneyim eksikliği, mesleki tükenmişlik; yönetim açısından baskıcı idare tutumu, iletişim problemleri, zayıf denetim, yetersiz gözlem, hantal bürokrasi ve motivasyon artırmama; görev açısından ise işe inanmama, ders yükü fazlalığı şeklinde belirtmişlerdir. Öğretim görevlilerinin akademik kaytarmaya yönelik çözüm önerileri makro düzeyde; kaytarma davranışı gösteren öğretim görevlilerinin işten çıkarılması, 657 ve 2547 sayılı kanunlarında performans değerlendirme yaklaşımının benimsenmesi, ekonomik koşulların iyileştirilmesi, hizmet içi eğitim, motivasyon artırıcı önlemlerin alınması şeklindeyken mikro düzeyde çözüm önerileri ise sert idari disiplinin olması, gerektiğinde ceza verilmesi, sosyal etkinlik düzenlenmesi, kurumsal reel hedefler oluşturulması ve takım olma bilincinin geliştirilmesi şeklindedir.
ÖRGÜTSEL DEĞİŞİME UYUM: SPOR BİLİMLERİ ALANINDA ÇALIŞAN AKADEMİK PERSONELLER ÜZERİNE BİR UYGULAMA
Review of the literature on organizational change in the field of educational administration showed that considering the concepts of adaptation to organizational changes and human capital and their reciprocal interaction throughout change process in universities is a significant prerequisite for making universities more effective. Be-cause of this thought the purpose of this research is to the adaptation to organizational changes of academicians working in the field of sports science gender, age and years of work (seniority) to be examined according to the variables. For this purpose, 163 acade-micians (60 female and 103 male), working in universities in Turkey were applied a questionnaire. In this research, Kearney & Smith’s ‚Faculty Change Orientation Scale‛ developed in 2008 and adapted into Turkish by Omur & Nartgun in 2014 along with de-veloped by researchers "personal information form" was used. In the analysis of the ob-tained data; frequency and percentage analysis to determine the socio-demographic characteristics of the participants, for two independent groups t-test and one-way analy-sis of variance (ANOVA) were applied to evaluate the adaptation to organizational changes of academicians according to different variables. The test of Tukey honestly sig-nificant difference (HSD) test multiple comparisons were used to find out which group caused the difference. The p<0.05 significance level was considered in analysis and in-terpretation of the data. As a result of the research; significant difference were not be de-tected between male and female academicians, but significant differences were found in the adaptation to organizational changes of academicians according to age and years of work (seniority) in university. Keywords: Sports Science, Organizational Change, Change Orientation, Academic Staff, University
YABANCI DİL SON SINIF ÖĞRENCİLERİNİN OKUMA ALIŞKANLIKLARI ÜZERİNE DURUM TESPİTİ ÇALIŞMASI
YABANCI DİL SON SINIF ÖĞRENCİLERİNİN OKUMA ALIŞKANLIKLARI ÜZERİNE DURUM TESPİTİ ÇALIŞMASI, 2020
Özet Edebiyat fakültesi öğrencilerinden gerek entelektüel gelişimleri açıdan içsel bir faktör olarak, gerekse okudukları bölümün bir gereği olarak belirli düzeyde okuma alışkanlığına sahip olmaları beklenir. Söz konusu olan yabancı dil edebiyat bölümü öğrencileri ise, aynı zamanda yabancı dilde kitap ve metin türlerinin de okunması gerekliliği dil bölümü öğrencilerinden beklentinin bir kat daha arttığı anlamına gelmektedir. Bu görüşlerden yola çıkarak bu çalışmada Alman, Fransız ve İngiliz dili ve edebiyatı bölümü son sınıf öğrencilerinden oluşan 107 katılımcıya gerek ana dillerinde gerekse öğrenimini aldıkları yabancı dildeki okuma alışkanlıkları hakkında fikir edinebilmek amacıyla 12 sorudan oluşan bir anket uygulaması yapılmıştır. Betimleyici tarama modelinin temel alındığı çalışmada sorular nitel ve nicel türde hazırlanmıştır. Anketlerden elde edilen veriler, öğrencilerin hem ana dilde hem de öğrenimini gördükleri yabancı dilde çok okur ve orta seviyede okur kategorisine girdiğini göstermektedir. Fakat ana dilde ve yabancı dilde okunan metin türleri birbirinden farklılık göstermektedir. Öğrenciler ana dilinde daha çok basılı yayın olarak roman okuma eğiliminde iken, yabancı dilde okudukları farklı metin türlerini dijital ortamda okumayı tercih etmektedir. Yabancı dilde okuma yapılmasının en büyük sebeplerinden biri de yabancı dil bilgisini geliştirmektir. Bunun yanında edebiyat bölümü öğrencilerini okumaya en çok teşvik edenin derslerine giren öğretim elemanları olduğu tespit edilmiştir. Anketten elde edilen en önemli sonuçlardan biri de öğrencilerin okuyacakları metni kendilerinin seçmek istemesidir. Ders icabı zorla metin okumaktan zevk almadığını ve bunu gereksiz bulduğunu belirten öğrenci sayısı toplam katılımcıların yarısına yakındır. Abstract Students of Faculty of Letters are expected to have a certain level of reading habits both as an internal factor in intellectual development, and as a requirement of their department. Expectations from students in foreign language departments about the necessity of reading foreign language books and text types have increased recently. This descriptive survey study aimed to investigate the native and foreign language reading habits of 107 senior students in Tekirdağ Namık Kemal University, Faculty of Arts and Letters, German, French and English Literature Departments.. To this aim, a survey of 12 qualitative and quantitative questions was developed and administered to the participants prepared. Findigs showed that students fell into the category of advanced and moderate level readers in both native and foreign language. However, text types read in native and foreign language differed. Whereas students tended to read native language novels more in published form, they prefered to read different foreign language different text types in digital media. One of the most significant reasons reported for reading in a foreign language was to develop foreign language knowledge. It was also found that the most encouraging factor for students in literature departments was the lecturers. One of the most important results of the survey is that students wantd to choose the reading text themselves. Almost half the participants stated that they did not enjoy reading compulsory texts as a requirement of courses and found it unnecessary.