Şiî Hadîs Tarihi Adlı Eser Üzerine (original) (raw)

Hadis Şerh Geleneğinde Hâşiye ve Ta'lîkalar Adlı Eser Üzerine

Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, 2020

Hadis araştırmaları söz konusu olduğunda şerh literatürü üzerine yapılmış kapsamlı çalışmaların sayısı oldukça azdır ve alandaki boşluğu kapatacak nitelikli araştırmalara ih-tiyaç duyulmaktadır. Sezai Engin'in hâşiye ve ta'lîka metinlerini etüt ettiği Hadis Şerh Ge-leneğinde Hâşiye ve Ta'lîkalar 1 isimli çalışması bu açıdan önem arz eder. Yazar önsözde Nuhbetü'l-fiker ve Nüzhetü'n-nazar hâşiyeleri üzerine yaptığı çalışmanın 2 bu kitabın çıkış noktasını olduğunu söyler. 3 2015'te yayınlanan mezkûr makalesinin ardından kaleme al-dığı çalışmalar, 4 yazarın konuya ilgisinin 5 yıl boyunca devam ettiğini gösterir. Giriş ve So-nuç dışında iki ana bölümden oluşan kitabın Giriş'inde yazar, hâşiye ve ta'lîkaların ortaya çıkışı, şerh türüyle ilişkisi, muhtevası, eğitim ve medrese geleneğindeki yeri ile Osmanlı dü-şüncesindeki konumu gibi bazı meselelere yoğunlaşır. "Hadis Tarihinde Hâşiye ve Ta'lîka Literatürü" başlıklı Birinci Bölüm' de fihrist ve biyografi türü eserler üzerinden bir literatür taraması yapılır, 5 İkinci Bölüm' de ise hâşiye ve ta'lîkaların muhtevasını ve karakteristiğini yansıtacağı düşünülen altı eser incelenir. 6

Cahiliye'den İslâm'a İbadet Tarihi Adlı Eser Üzerine

Cahiliye'den İslâm'a İbadet Tarihi Adlı Eser Üzerine, 2021

İslâm’ı doğru anlama çabaları hemen hemen her dönemde makes bulmuştur. Günümüzde de çalışmalar bu yönde artarak devam etmektedir. Bu gaye ile yola çıkan araştırmacıların, Kur’an-ı Kerim’in nazil olduğu ortam ve Cahiliye Dönemi gibi daha çok ilk dönem konularına yoğunlaştıkları görülmektedir. Cevâd Ali (ö. 1987)’nin kaleme aldığı Tarihu’s-Salat fi’l-İslam adlı çalışmanın da bu türden bir gayenin tezahürü olarak ortaya çıktığı söylenebilir. Tarih sahasındaki ilmî çalışmalarıyla tanınan Cevâd Ali, Irak’ın yetiştirdiği önemli âlimlerdendir. Çalışmalarını İslam öncesi dönem merkezinde sürdürmüştür. Doktora eğitimini Almanya’da tamamladıktan sonra görev yaptığı Bağdat Üniversitesinde profesörlük payesine yükselmiştir. Ayrıca bir dönem Amerika’da bulunan Harvard Üniversitesinde misafir profesör olarak dersler vermiştir.1947 yılında Bağdat’ta kurulan el-Mecmau’l-ilmiyyü’l-Irâkî’nin kurucu üyeleri arasında yer almış ve bu müessesede genel sekreterlik vazifesini üstlenmiştir. Aynı kurumun çıkardığı dergide birçok ilmî makale kaleme almıştır. Bu arada Târîḫu’l-‘Arab ḳable’l-İslâm (I-VIII, Bağdat 1950-1960) adlı eserini daha da genişleterek, el-Mufassal fî Tarîhi’l-‘ArabKable’l-İslâm (I-X, Beyrut 1968-1973)’dan başka, Târîḫu’l-‘Arab fi’l-İslâm: es-Sîretü’n-nebeviyye (Bağdat 1961) ve Esnâmü’l-‘Arab (Bağdat 1967) gibi eserlerini telif etmiştir. Anahtar Kelimeler: Cahiliye, Tarih, İslam, İbadet, Cevad Ali

Abdulcelil el-Kazvinî'nin "en-Nakz" Adlı Eseri ve Şiiler Hakkındaki Bilgiler

Turkish Journal of Shiite Studies-Şiilik Araştırmaları, 2019

Öz İslam toplumu Hz. Peygamber'den sonra çeşitli görüş ayrılıklarına düşmüş ve farklı ekollere ayrılmıştır. Her bir topluluk kendi görüşlerini suçlamalara karşı savunmak yahut karşıt/rakip görüşleri çürütmek amacı ile eserler telif etmişlerdir. Çalışmamıza konu olan en-Nakz isimli eser hicri VI./XII. asırda, Selçuklu saltanatının son dönemlerinde, Şia'ya yöneltilen suçlamalara cevap mahiyetli yazılmış bir eserdir. Eser muhteva olarak oldukça zengin olup, o dönemde yaşayan Şiilerin yaşam merkezleri, sosyo-kültürel konuları, mimarisi, eğitim kurumları, eserleri, yöneticilerle ilişkileri ve daha birçok konu hakkında malumatlar içermektedir. Eser kaleme alındığı dönem bakımından da İslam Mezhepleri Tarihi açısından dikkate değerdir, zira XI. yüzyıl mezhepsel farklılıkların daha fazla gündeme getirildiği ve ihtilafların körüklendiği bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu dönemde yaşayan Şiilerin inançlarının ve kültürlerinin daha iyi anlaşılabilmesi bakımından en-Nakz isimli eserin büyük bir öneme haiz olduğu anlaşılmaktadır. Benzer konulara değinen Arapça eserler olsa da o döneme ait teferruatlı bilgi veren ve özellikle Farsça telif edilen başka bir eser bulunmamaktadır.

Hubbî Hatun’un İmâdü'l-Cihâd İsimli Eseri

2018

Beşiktaşlı Şeyh Yahya Efendi'nin torunu olan Ayşe Hubbi Hatun (ö. 998/1590), şehzadeliğinde II. Selim'e hocalık yapan Akşemseddinzâde Şemseddin Çelebi ile (ö. 957/1550) evlenmiş, II. Selimin padişahlığı döneminde (1566-1574) de padişahın nedimesi olmuştur. III. Murad'ın saltanat döneminin (1574-1595) ortalarında vefat eden Hubbî Hatun’un İmâdü'l-cihâd isimli eseri ilk defa Müjgan Cunbur tarafından tespit edilmiştir. Eserin Milli Kütüphane, Yazma eserler nr. A.3987’de kayıtlı eksik nüshası 21-25 Eylül 1981 tarihleri arasında Ankara’da düzenlenen IX. Türk Tarih Kongresi’nde yine Müjgan Cunbur tarafından tanıtılmıştır. Şimdiye kadar başka nüshası bilinmeyen bu eserin Paris Milli Kütüphanesi’nde (Bibliotheque Natıonale de France) tam bir nüshası Fezail-i cihad adıyla kayıtlıdır. 61 yapraktan oluşan bu nüsha 1080/1669-70 yılında istinsah edilmiştir. Ayşe Hubbî, cihâdı ve mücâhidleri öven ayet ve hadislerle süslediği bir girişle Allâh’a hamd ve Hazret-i Peygambere salât ve selâm getirerek eserine başlar. Ardından cihadın hikmetlerini izah eden bir mukaddimeye yer verir. Eser, her biri cihâdla ilgili farklı bir meseleye değinen ve cihadın faziletleriyle ilgili âyet, hadis ve hikâyelere yer verilen 12 bâbtan oluşmaktadır. Hubbi, eserinde yer yer konuya uygun manzumelere de yer vermiş, şiirlerde mahlasını açıkça zikretmiştir. Bu çalışmada Hubbî Hatun’un bu eserinin daha önce tanıtılmış olan eksik hâli ile karşılaştırılması yapılacak ve eserin bu yeni nüshası üzerinde inceleme ve değerlendirmelerimiz sonucunda ortaya çıkan tespitler paylaşılacaktır. Anahtar Kelimeler: Hubbî, Amasya, İmadu’l-cihâd, Fezâil-i Cihâd