Kötülük Problemini Anlamada Yapılan Hatalar Üzerine Bazı Mülahazalar (original) (raw)

Atalarımızın sözcükleri birleştirmesine neden olan şey ne idi?

Antropoloji, 2021

Emrullah Şeker 1* DEĞERLENDİRME MAKALESİ / REVIEW ARTICLE Atalarımızın sözcükleri birleştirmesine neden olan şey ne idi? Öz Bu makale dilbilgisi ontojenezine evrimsel bir yaklaşım getirmekte ve soyoluşta cinsel davranışlar ile zihinsel dilsel mekanizmalar arasında bir ilişki kurmaktadır. Çalışmada, ilk olarak, dil evrimi ve adaptasyonların doğası ile ilgili evrimsel görüşlerin bir özeti sunuldmuş ve ardından bunlar cinsel seçilim açısından bütüncül bir şekilde tartışılmıştır. Daha sonra, dilbilgisinin ontojenezinde eski çağlardan beri bulunduğu düşünülen atasal dilsel özellikleri açıklamak için üretken, hiyerarşik, cinsiyetli, birleşimli ve yinelemeli yapılar tartışılmıştır. Son olarak, filojenezde hangi zihinsel mekanizmaların tekrarlandığını belirlemek için üretkenlik, sembolizm, hiyerarşi, cinsiyet, birleşim ve yineleme gibi dilbilgisel özellikler ontojenezde ve filojenezde diğer üreyici, hiyerarşik, cinsel, birleşimli ve yinelemeli deneyimlerle ilişkilendirilmiştir. Sonuç olarak, insanın zihinsel ve dilsel evrimindeki çeşitli gelişmelerin kaynağı olan sembolik düşünce dilbilgisel ontojenezde yüz yüze cinsel deneyimle elde edilen cinsel hazzın bir yan etkisi olarak değerlendirilmiştir. Başka bir deyişle, yüz yüze çiftleşme sembolik düşüncenin ve dilin öncülü olarak gösterilmiştir. Buradan yola çıkarak dilbilgisi yapıları ontojenezindeki üretkenlik, sembolizm, hiyerarşi, cinsiyet, birleşim ve yinelemenin filojenezde dilbilgisinin çiftleşme kalıplarının, özellikle de yüz yüze çiftleşme deneyiminin, daha önceki evrimsel aşamalarına gerileme olduğu sonucuna varılmıştır.

Yabancı dil olarak İngilizce öğreten öğretim elemanlarının sözlü geri bildirim hakkındaki inanışları ve uygulamaları

2019

TEZ12494Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2019.Kaynakça (s. 83-92) var.xiv, 97 s. :_tablo ;_29 cm.Gu?nu?mu?zde ög?retmenler, dil ög?retim araştırmalarının ve teorilerinin önerdiklerini uygulayan bireylerden ziyade, kendine özgu? ög?retim yöntemleri olan aktif karar mekanizmaları olarak göru?lmektedir. Birçok araştırma, ög?retmenlerin uygulamalarını yu?ru?tu?rken inançlarından etkilendiklerini iddia etmiştir (Pajares, 1992; Johnson, 1992). Fakat bu du?şu?nce son yirmi yılda deg?işmiş ve ög?retmen inanç ve uygulamaları arasında bazı uyumsuzluklar olabileceg?i öne su?ru?lmu?ştu?r (Baştu?rkmen, Loewen & Ellis, 2004). Bu araştırma, İngilizce’ yi yabancı dil olarak ög?reten u?ç ög?retim elemanının sözlu? geri bildirim kullanımı hakkında inanç ve uygulamaları arasındaki uyumsuzlug?un sebeplerini araştıran nitel bir örnek olay çalışmasıdır. Bir devlet u?niversitesinin Yabancı Diller Yu?ksekokulu’nda çalışan u?ç ög?retim elemanı, sözlu? geri bildirim hakkındaki inançları a...

Bireycilik ve ortaklaşa davranışçılık ikileminde yönetim ve örgüt kuramları

Kültürlerarası ruhbilimin uzunca bir süredir gündeminde olan bireyci kültürlerle ortaklaşadavranış kültürICriarasındaki 'aynmlan anlama çabası, iki kutuplu dünya siyasal düzeninin çözülmesiyle birlikte etkinligini artıracaga benzemektedir. Kuşkusuz kültürlerarası ayrımlar üzerinde yapılan araştırmaları güncel kılan bir başka öge de, böylesi araştırmaların, küreselleşme stratejilerine bagıı olarak çokuluslu kurum ve , şirketlerin ilgi alanlarına hizla giriyor olmalarıdır. Özellikle Japonya ve elcsenindeki ekonomik başarılar,1 ortaklaşa davranlŞçIDogu kültürlerini küçümseyen bireyci Baıı'nın olup biteni anlama merakını kamçılamaktadır. Kalkınmanın, bilim yapmanın, başanlı liberal ekonomi oluşturmanin ve demokratik olmanın vazgeçilmez koşullarının A vrosenırizm 2 icazetli olmaklan geçtigi konusunda yaygın bir inanç varlcen, denetim dışını çıkma egilimigösteren bazı gelişmelerin giderek daha çok ilgi çekmesi dogaldır. Doguluların Batılılardan farklı bir takım işler yaparak kalkınıyor olmalan ve çagı yakalamaları olasılıgı, Batı etnosentrizmini, oldukça yeni bir aşama sayılabilecek "kültürel ayrımları anlama" çabasına dogru yöneltmektedir. Bu gelişmeler,kendi köşelerinde ilgisizlikten yakınmadan özverili birbiçimde bilim yapan Icültürlerar~ı ruhbilimcilerl ve etnograrıarı, çagın keyfini çıkaran işletmecilerin ilgi odagı yapmaya başUımıştır. Söz konusu araştırmacıların yıllar boyu biriktirdikleri bilgiler yönetim ve örgüt kuramlarının evrenselligi üzerine kuşku düşürmektedir. Kültürlerarası belirgin farklılaşmalara ilişkin bulgular liderlik, özendirme, iş tasarımı, takım oluşturma gibi olgulara yol gösteren yönetim ve örgütlenme kuramlarının evrenselliginin sorgulanmasını gündeme getirmiştir. Uzun süreden beri gelişmekte olan ülkelerde uygulanmaya çalışılan hazır reçetelerin temelini oluşturan bu kuramlar etkililiklerini yitirme tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Söz konusu gelişmeler, Baulı her yaklaşımı sorgulamadan yenilik ve seçeneksiz bir yöntem olarak algılayan ülkemiz iş, iletişim, düşün ve siyaset ortamları açısından da önem taşımaktadır.

Bizans Dönemi Günlük Kullanım Kaplarına Ait Yayınlar ve Değerlendirme Yöntemleri

edebiyatdergisi.hacettepe.edu.tr

Arkeolojik araştırmalarda en yoğun ve yaygın olarak ele geçen malzemeler seramiklerdir. Ancak yeni sayılabilecek Bizans seramik araştırmalarında, sırsız kapların neredeyse yok sayıldığı, yayınlarda amphora dışındaki türlere genellikle yer verilmediği görülür. Bizans sırsız seramiklerine yönelik kazı ve yüzey araştırması raporları üç grupta toplanabilir. İlki seramik buluntuları içeren monografik kitaplar, ikincisi kazı yayınlarında seramiklere ayrılan bölümler ve üçüncüsü makalelerdir. Çalışma kapsamında, kazı ve yüzey araştırmalarının yayınlarından sırsız seramiklere yer verilenler değerlendirilecek; söz konusu yayınlarda seramiklerin hangi kriterlere göre gruplandırıldıkları araştırılacaktır.

Geçmişteki ve Günümüzdeki Bilgisayar Oyunlarında Mitik Düşünme Biçiminin Dini ve Ahlaki Değerlerin Öğretimindeki Rolü

Yükseköğretim ve Bilim Dergisi, 2017

Doğu düşünce dünyasında, masal, hikaye, destan, kıssa vb. mitik anlatım tarzlarıyla ibretlik olayların anlatımı yaygındır. Bu söylemlerle, dinleyenlerine, ahlaki öğütlerin verilmesi ve böylece eğitilmesi amaçlanır. Gerçeküstü olayların anlatıldığı bu söylemlerde, güçlü olan insanları, sıkıntı ve zorluklar karşısında saadetin beklediği ifade edilir. Bu tür anlatılarda, bir yandan umut yaşatılırken diğer yandan sabırlı olmak, zorluk anında dürüstlükten vazgeçmemek, güçlü olmak gibi mesajlar dinleyiciye verilir. Ancak günümüzde gerçeküstü olaylar yani mitik kurgular, çizgi film, animasyon ve bilgisayar oyunlarında canlandırılmaktadır. Bu oyunlarda ise en acımasız silahlarla, en acımasız savaşların yapıldığı ve en güçlü olanın kazandığı anlatılmaktadır. Saldırgan, acımasız ve gücü ele geçirmek için her yolu deneyebilen gençlerin yetişmesine neden olan bu oyunlar, eğitim açısından araştırılması gerektiği gibi oluşturduğu düşünme biçimi açısından da araştırılmalıdır. Bu makalede geçmişte anlatılan hikayelerdeki gerçeküstü olayların düşünülme biçimiyle, günümüz gerçeküstü olaylarının canlandırıldığı bilgisayar oyunlarındaki düşünme biçimi, dini ve ahlaki değerlerin öğretimi açısından karşılaştırılacaktır.

Kayseri Kalesi Şehir Surları,Zeynel Abidin Türbesi ve Mahperi Hunat Kümbetinde Gözlemlenen Fiziksel,Kimyasal ve Biyolojik Bozulmaların Sınıflandırılması

ISPEC 11th İnternational Conference on Engineering and Natural Sciences, 2021

Uygarlık tarihi kronolojik bir sıra ile incelendiğinde, doğal taş kullanımının insanoğlunun yaşamında, önemli yer tuttuğu göze çarpan bir gerçektir (Bradley, 1998). Doğal taş kullanımı İ.Ö. 600 yıllarında binaların, anıtların yapımında, eski Yunanistan'da önce ahşap kolonların yerine geçen sütunlarda kullanılmış, daha sonra (İ.Ö. 480) kiriş amaçlı kullanımları da giderek yaygınlaşmıştır. Anadolu'da Türk-Selçuk-Osmanlı kültürü egemen olurken, doğal taş Avrupa'dan farklı, fakat en az oradakiler kadar yoğun ve ustaca kullanıldığı gözlenmektedir (Vardar, 1990).Kayseri il merkezinde bir çok tarihi taş anıt bulunmaktadır. Bu anıtlar şehir merkezinde olmalarından dolayı hem insan kaynaklı hemde çevresel diğer faktörlerden dolayı yıllar içerisinde çeşitli tahribatlara maruz kalmışlardır. Kayserinin coğrafi konumundan dolayı ve karasal iklimde bulunmasından dolayı taş anıtların maruz kaldığı bozulmalar fiziksel, kimyasal ve biyolojik bozulmalar olabilmektedir. İnsan kaynaklı faktörlerde taş anıtların yıllar içerisinde bozulmasında hem direk hemde indirek olarak etki etmektedir.Kimi zaman insan kaynaklı faktörler fiziksel,kimyasal veya biyolojik bozulmaların daha da hızlanmasına sebep olabilmektedir. Bu çalışma amacılığı ile Kayseri şehir merkezinde çalışan anıtlar Kayseri Kalesi Sur Duvarları, Zeynel Abidin Türbesi ve Mahperi Hunat Hatun Kümbeti'dir. Tüm bu anıtlar konum olarak bir birlerine yakın yerlerdedir ve hemen hemen bozulma türleri aynıdır. Şehir merkezinde olmalarından dolayı ve Kayseri il merkezinde olmalarından dolayı yoğun olarak hava kirliliğinden ve araçların eksoz gazlarından çıkan korbondioksit tabanlı kimyasal bozulmalardan yoğun olarak etkilenmişlerdir. Anıtlardan incelenmesi için parçalar alınmamıştır. Sadece gözlemsel olarak incelemelerde bulunulmuştır. Daha detaylı labratuvar çalışmaları detaylı analizler için gereklidir. Bu çalışmadan elde edilecek sonuçlar bu anıtlarda ileride yapılabilecek restorasyon çalışmaları için bir ön çalışma veya ön rapor niteleiğinde olacaktır.

DÜNYAYI KURTAR: TEMİZ ÇEVRENİN BİLİMSEL SIRLARI

2020

Dünya yok oluşa doğru sürüklenmektedir. Bu yok oluş sürecinin sorumlusu bizler yani insanlardır. İnsanların bencilliği, hırsı, kibri, doyumsuzluğu ve savurganlığı doğayı yıkıcı boyutlarda tahrip etmektedir. Bu yıkımın bir neticesi olarak milyonlarca insan ölmekte, bitki ve hayvan türleri yok olmakta ve çevrenin fiziksel unsurları işlevini kaybetmektedir. Tabiat anaya yaşattığımız felaketi para hırsıyla dönen kibirli gözlerimiz gör(e)müyor ya da görmek istemiyor. Fakat ivedi olarak toplumsal bir uyanışa yani gözlerimizi hakikate açmaya ihtiyacımız var. Hâlâgeç değil. Bu yok oluş sürecini tersine çevirmemiz yani dünyayı daha yaşanabilir bir yer yapmamız mümkün. Zor ama kesinlikle imkânsız değil. Yeter ki insanların uyanışı sağlayacak toplumsal aydınlanma için ilk adımı atalım. Dünyanın yok oluşunu durdurmanın tek yolu olan toplumsal uyanışı gerçekleştirmek amacıyla ele alınan bu kitapta, çevre sorunlarını azaltarak yok oluş sürecini tersine çevirebilmemiz için atılması gereken adımların neler olduğu yani bilimsel çözüm önerileri okuyuculara sunulmaktadır. Bu kitapta paylaşılan 10 altın kural ile dünyayı gelecek kuşaklar yani çocuklarımız için kurtarabiliriz.

Lefkoşa’nın bir bölgesinde altmış beş yaş ve üzeri bireylerin sosyal yaşama katılımı

Cukurova Medical Journal, 2018

The aim of this study was determining the social participation of individuals aged 65 years and above in a region of Nicosia. Materials and Methods: The universe of this descriptive study consisted of 515 individuals aged 65 years and above in Göçmenköy, Nicosia as determined by the population census 2011. Accessing the whole population was intended and the surveyors administered a face to face questionnaire. Results: Of the participants, 57% were females, mean age was 73.0±6.6 years; 68% were married; 78% acknowledged having at least one disease. Only 2.4% of participants declared having a wage-earning job while 16% needed assistance for their daily activities. Technology use was under 50%, excluding cell phone use. Driving and cell phone use were significantly higher among males. Married and junior high school or above educated individuals had statistically higher levels of technology use, independent shopping and walking activities. Conclusion: The social participation of the elderly population, specifically women in this study was insufficient. Restrictions due to aging, other social and physical determinants hinder social participation of the elderly. However, social participation increases the quality of life of the elderly with socioeconomic contributions to the community. The responsibility of the public should be eliminating the barriers of daily life against the elderly. Amaç: Bu araştırmanın amacı, Lefkoşa'nın bir bölgesindeki 65 yaş ve üzeri bireylerin sosyal yaşama katılım düzeyini belirlemek olarak tanımlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı nitelikte olan araştırmanın evrenini, Lefkoşa ilçesi Göçmenköy bölgesinde yaşayan ve 2011 nüfus sayımına göre belirlenen 65 yaş ve üstü 515 birey oluşturmaktadır. Nüfusun tümüne ulaşılması hedeflenmiş, araştırmacılar evlerde yüz yüze anket uygulayarak veri toplamışlardır. Bulgular: Katılımcıların %57'si kadın, yaş ortalaması 73.0±6.6 yıl, %68'i evlidir. Katılımcıların %78'inde en az bir hastalık bulunmaktadır. Katılımcıların yalnızca %2.4'ü gelir getirici bir işte çalışmakta; %16'sı günlük etkinliklerde yardıma gereksinim duymaktadır. Teknoloji kullanımı cep telefonu dışında %50'nin altındadır. Araba ve cep telefonu kullanımı erkeklerde önemli derecede daha yüksektir. Evli olanlarda ve eğitim düzeyi ortaokul ve üstünde olanlarda teknoloji kullanımı, alışveriş yapma, dışarı yalnız çıkma ve yürüyüş yapma düzeyleri istatistiksel olarak önemli derecede daha yüksektir. Sonuç: Bu çalışmada, yaşlı nüfusun, özellikle kadınların sosyal katılımı yetersiz bulunmuştur. Yaşlılığa bağlı kısıtlılıklar, sosyal ve fiziksel diğer belirleyiciler, yaşlıların sosyal katılımını engelleyebilmektedir. Oysa sosyal katılım yaşlıların yaşam kalitesini artırmakta, ayrıca topluma sosyoekonomik katkı sağlamaktadır. Bu nedenle, kamunun görevi engelleri ortadan kaldırmak olmalıdır.

Değer Çatışmaları Sorununda Bir Olanak: Duyguların Eğitimi

2017

Egitim felsefesinin en merkezi sorunlarindan birinin deger kavramiyla iliskili oldugu buyuk olcude kabul gorur. Hem deger kavrami, hem de egitimin deger catismalarinin cozumunde ne olcude etkili olabilecegine iliskin cagdas tartismalarin iki temel soru cevresinde dolastigi gorulmektedir. Birincisi: Genel olarak evrensel cevre ve ozellikle de insani cevreye karsi sorumlu, ama ayni zamanda kisisel acidan mutlu bir yasam surmek nasil olanakli olur? Ikincisi. Bu cercevede, egitim, iyi yasamak ile iyi biri olmak arasinda bir uzlasim gelistirmemize hangi bicimlerde yardimci olabilir? Bu calismada duygularin egitimi olarak ozetlenen yaklasimin sozu edilen sorunsali asmak acisindan umit verici oldugu savunulacaktir. Bu amacla, Deweyci bir ‘yeglenebilir aliskanlik bicimlendirme’ yaklasiminin ayrintilandirilmasi ve savunusu yapilmakta, ayrica bu yaklasima yoneltilebilecek itirazlar da gozden gecirilmektedir.

Çocuklar için Yazılmış Resimli Öykü Kitaplarında Yer Alan Mizahi Ögelerin İncelenmesi

JOURNAL OF EDUCATION AND FUTURE, 2017

Cocuklarin mutlu olmasini saglayan kaynaklardan biri, yasamlarinda her yas doneminde yer almasi gereken resimli oyku kitaplaridir. Resimli oyku kitaplari sayisiz yararlarinin yani sira, cocuklarin eglenmesi ve yasamlarina mizahi katmaya baslamalarini saglamak icin de pek cok firsat sunmaktadir. Bu nedenle cocuk kitaplarinin mizahi ogeleri kapsama durumu cocuklarin hem mutlu olmalari hem de mizahi kullanma becerilerinin gelisimi acisindan onemli gorulmektedir. Bu calismanin amaci, uc-alti yas cocuklar icin yazilmis olan resimli oyku kitaplarinin ic ve dis yapi ozelliklerinde yer alan mizahi ogelerin belirlenmesi ve incelenmesidir. Inceleme kapsamina alinan oyku kitaplari; kapak, gorseller, oyku, metin-diyaloglar ve kahramanlarin ozellikleri gibi basliklarda mizahi ogeleri icermesi bakimindan degerlendirilmistir. Veriler arastirmaci tarafindan gelistirilen bir form kullanilarak toplanmistir. Bu form gelistirilirken mizah alanyazini gozden gecirilmistir. Gelistirilen form, erken cocukl...