HEİDEGGER’DEN JEAN-LUCMARİON’A BİLİNÇ, DÜNYA, YÖNELİMSELLİK BAĞLAMINDA FENOMENOLOJİ (original) (raw)
Related papers
HEIDEGGER'İN VARLIK VE ZAMAN'INDA DÜNYA VE ANLAMLILIK
KB - HEIDEGGER'İN VARLIK VE ZAMAN'INDA DÜNYA VE ANLAMLILIK
ÖZ Bu makalede He degger' n Varlık ve Zaman adlı eser nde dünya ve anlamlılık teması ele alınıyor. Söz konusu eserde yer alan §17 ve §18 şerh ed l yor ve bu bağlamda da el-altındalık gönderme, şaret, lg l l k, olmaya bırakma, dünya, dünyasallık g b f lozofun çokça başvurduğu kavramlar anal z ed l yor. Varlık ve Zaman'da, Dase n'ın varlıktak merkez ve ayrıcalıklı rolü esas alınıyor. Bu çerçevede anlamlılığın Dase n'ın eşya le teor ye öncel l şk s nden kaynaklan-dığı ortaya konuyor. Son tahl lde dünyaya anlam veren n dünya-da-olma olarak Dase n olduğu görülmekted r. Ne var k burada anlam-verme b l nen anlamda deal zme dayanmayıp Dase n'ın gündel k yapıp-etmeler , kısacası prat k faa-l yetler ç nden meydana gelmekted r. Varlık ve Zaman'da Dase n şeyler so-yutlama yoluyla düşünen b r varolan olarak değ l de, daha z yade onlarla somut yaşantı ç nde ş gören b r varolan olarak resmed lmekted r. Şu halde anlam/lılık bu eserde theoria (temaşa) düzey nde değ l de, daha z yade praksis (şgörme) düzey nde kavranıp bet mlenmekted r. Demek k esasta dünya teor k b r lg yle kend s n seyrett ğ m ve üzer ne önermeler kurduğum b r şey ya da şeyler bütü-nü değ ld r; ama ona doğru davrandığım ve ona soğrulduğum gündel k meşga-leler mde açığa çıkan b r l şk ler ya da göndermeler s stem ve n hayet nde de b r anlamlılık ağıdır. Sonuçta, bu anal zlerde dünyaya çk n anlamlılık öncel kle
Çeviri HEIDEGGER FELSEFESİNDE FENOMENOLOJİ, VARLIKBİLİM VE TARİH
Çeviri HEIDEGGER FELSEFESİNDE FENOMENOLOJİ, VARLIKBİLİM VE TARİH • Calvin O. SCHRAG Çeviren: Serdar ŞEN • • Özet Bilindiği gibi, Heidegger'e göre felsefenin birincil görevi Varlığın sesini işitmektir. Çünkü Varlığın anlamı Batı düşüncesinin felsefi geleneği tarafından unutulmuştur. Yalnızca insan Varlık sorusunu sorabilir. Bu olgu yalnızca insanın Varlığın anlamını anlayabileceğini imler. İnsan, içinde zihnin tüm öteki bilişsel yetilerinin işleyebileceği Varlığın bir ön-anlayışına sahiptir. Dolayısıyla, varolmak Varlığa açık olmaktır. İnsan, sayesinde Varlığın sesini işitebileceği bu açıklık içerisinde yaşar. Böylece felsefenin gerçek yöntemi fenomenolojik varlıkbilimdir. Fenomenolojik varlıkbilim, kalkış noktası olarak Dasein'in varoluşsal çözümlemesini alır. Dasein daha şimdiden dünya içerisindedir ve kendini kendi zamansallığı içinde anlar. Geçmiş, şimdi ve gelecek Dasein'in zamansallığını oluşturur. Böylece insan Varlığının tarihsel olduğu söylenebilir. Aşağıdaki makale insanın tarihsel karakterini ve onun varoluşsal yapısını inceleyecektir.
HEIDEGGER’IN ONTO-TEOLOJI KAVRAMI BAĞLAMINDA DIN FELSEFESI’NIN İMKÂNI
4.Yıldız Sosyal Bilimler Kongresi, 2017
Heidegger, felsefesine Varlık sorusu ile başlamıştır. Heidegger’in düşünsel derdi, uzun zamandır filozoflar tarafından hak ettiği değeri görmeyen Varlık’ın anlamını belirlemektir. Bundan dolayı O, geleneksel felsefenin Varlık sorusunu gündeme getirmekle işe koyulur. Ona göre geleneksel felsefe Varlık konusunda daha en başta hataya düşmüştür. Zira Aristotelesçi gelenek ve Descartes ontolojisi varlığı ihmal etmiştir. Bu ihmalkârlık Varlığın üstünü örtmüş ve böylece Varlık unutulmuştur. Heidegger’e göre özellikle Platon ve Aristoteles’ten sonra Varlık, var olanlar ya da var olan nesneler olarak anlaşılmaya başlanmıştır. Yani “Varlık nedir?” sorusu “Var olan nedir?” sorusu ile yer değiştirmiştir. Heidegger, felsefenin konusunun Varlıktan ziyade, var olanlara dönüşmesi, filozofun da var olanlara yönelmesi ve onlarla haşir neşir olmasından dolayı felsefenin kendi alanından çıktığını filozofun da felsefe dışı bir etkinlik yaptığını ileri sürmektedir. Bu bağlamı ile Platon ve Aristoteles’ten beri süre gelen sözde felsefe; ona göre, metafizikten ibarettir. Zira ilk neden bizi varlıkların varlığına götürmektedir bu ise felsefe değil düpedüz teolojidir. Heidegger, buradan hareketle Platon ile başlayan tüm batı düşünce tarihinin salt bir metafizik olduğunu öne sürmektedir. Böylece ona göre felsefe, teoloji ve metafizik aynı şey olmakla birlikte aralarındaki fark ise farklı sözcüklerden oluşmalarıdır. Üstüne Heidegger, inanç ve düşüncenin birbirlerine indirgenemez iki durumu ifade ettiğini öne sürmektedir. Ona göre din, inanç ya da iman gibi aşkınlık ile ilgilidir. Filozof, Tanrı meselesinde bir düşünür olarak konuya yöneleceğinden dolayı Tanrısal konularda konuşma yeterliliğine sahip değildir. Bu bağlam ile Heidegger’e göre din felsefesi gibi bir şeyin var olma imkânı sorgulanması gereken bir düşünüş tarzını ifade etmektedir. Zira ona göre din bir hayat tarzı olup felsefenin alanından oldukça uzak bir yerde yer alır. Bu çalışmada Heidegger’in varoluşçuluk anlayışına değinilerek, bütün batı felsefe geleneği içinde hâkim olan felsefe ve teolojinin yakın ilişkisinin bir sonucu olarak ilan ettiği onto-teo-loji fikri irdelenecek ve din felsefesinin imkân temelleri sorgulanacaktır. Anahtar Kelimeler: Varlık, Teoloji, Metafizik
ÇEVRE-DÜNYA'DAN DÜNYAYA: HEIDEGGER'İN "DÜNYA"SINA BİR GİRİŞ
KB - ÇEVRE-DÜNYA'DAN DÜNYAYA: HEIDEGGER'İN "DÜNYA"SINA BİR GİRİŞ
FROM THE ENVIRONMENT TO THE WOLD: AN INTRODUCTORY TO HEIDEGGER'S "WORLD" The mystical is not how the world is, but that it is. Ludwig Wittgenstein ÖZ Bu çalışma, Heidegger'in dünya kavramının analizine bir giriş niteliğindedir. Burada Varlık ve Zaman'da yer alıp bu konuyu ele alan paragraflar arasında bulunan §14, §15 ve §16'nın analiz ve yorumu hedeflenmektedir. Bu çerçevede, birbiriyle içsel bir biçimde bağlantılı olan dünya-da-olma, çevre-dünya, dün-ya, dünyasallık gibi temel kavramlar ele alınmakta ve işlenmektedir. Gerçek-te, Heidegger dünyasallık analizi üzerinden orada-varlık olarak Dasein'ın bir analizini gerçekleştirmeyi, bu yolla da haddizatında varlığın anlamını ortaya sermeyi amaçlamaktadır. Bunun için işe Dasein'ın çevre-dünya'daki gereçlerle tasalı-işgörme'de açığa çıkan varlık minvalini analiz ederek başlamakta, sonra da analizi çevre-dünya'dan dünya analizine yükseltmektedir. Filozofa göre, had-dizatında dünya varolanların basitçe bir toplamı değil ama Dasein'ın varoluşuna ait egzistansiyal bir belirlenimdir. Bu çalışmada bu minvaldeki meseleler ele alınmaktadır.
EDMUND HUSSERL’İN FENOMENOLOJİK YÖNTEMİNDE YÖNELİMSELLİK
EDMUND HUSSERL’İN FENOMENOLOJİK YÖNTEMİNDE YÖNELİMSELLİK, 2023
Kalemname, yılda iki sayı yayımlanan uluslararası bilimsel ve hakemli bir dergidir. Kalemname is an international peer-reviewed academic journal published twice a year. Makaleler; İngilizce-Türkçe başlık, öz (en az 150 kelime), anahtar kelimeler (en az 5 kavram), İngilizce özet (en az 250 kelime) ve İSNAD atıf sistemine uygun olarak hazırlanan kaynakça içerir.
ALPARSLAN AÇIKGENÇ’İN “DÜNYAGÖRÜŞÜ” TEORİSİ IŞIĞINDA DOĞU-BATI FELSEFELERİNİN DEĞERLENDİRMESİ
Western Philosophy is a product of a systematized worldview of western traditions. It makes sense to collect and call different cultures and traditions under the title of western philosophy. Even it has inspirations from east; depending on its being more "developed" it is supposed to have some distinct characteristics. On the other hand east has also its own traditions and worldview. However it has been questioned whether there is a common characteristic which is scientific and philosophical to call eastern. East is accused of not having a philosophical nature like west. To bridge the far distance between east and west it is helpful to examine both cultures by the same concepts and principles. In this paper Alparslan Açıkgenç's "worldview" thesis with the comparative studies are assessed in order to find the common ground of Eastern philosophy. It is thought that east has its own scientific and philosophical characteristics like west but the basic foundational concepts vary considering the different styles of "worldviews" in different "life worlds".
HERMENEUTİK YÖNTEM: HEİDEGGER VE GADAMER
Özet: Yorumlama, yorum bilgisi gibi anlamlar içeren hermeneutik, insan ürünü olan her türlü eseri anlamayı ve yorumlamayı ifade etmektedir. İnsan ürününü ele alan bu yöntemin bakışı da insana yönelik olacaktır. Temelinde insanı ve tarihselliği barındıran bu yöntem başta kutsal yazıların açıklanmasında kullanılmıştır. Dünyaya gelişinden itibaren varoluşunu sorgulamaya başlayan insanın anlam arayışı da yine hermeneutik bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Zamansallığın ve tarihselliğin içerisinde ontolojik anlama üzerine temellendirilen hermeneutik yöntem, dil aracılığıyla yöntemini uygulamaktadır. Bu makale Heidegger'in ontolojik anlamasını ve fikirlerini onun doğrultusunda inşa eden Gadamer'in hermeneutik yönteme yaklaşımını ele alacaktır. Anahtar Kelimeler: Hermeneutik, Heidegger, Gadamer, Yorumlama, Ontoloji. Giriş: İnsanlık varoluşundan itibaren birçok ürün inşa etmiş ve üretmiştir. Bu üretim aşaması sonucunda ortaya çıkardıkları nesnelerin/ ürünlerin anlamı üzerine düşünülmeye başlanmıştır. İnsan, anlam üzerine eğilmeye başladığında sorgulayıcı yaklaşım peşi sıra gelmiştir. Bu yaklaşımlar zamanla yetersiz kalmaya başlamıştır. Bu yetersizliğin sonucu olarak filozoflar felsefenin yönünü bizzat insan yaşamına yönlendirmiştir. Felsefenin ana konusunun insan etrafında dönüyor olmasına rağmen filozofların insan yaşamına yön çevirmek zorunda kalmaları, felsefenin dahi insanı anlamlandırmakta zorluk çektiğini göstermektedir. İnsanı ve insan ürünlerini anlamanın bir yöntemi olarak hermeneutik bu ürünleri yorumlamayı sağlayacaktır. Hermeneutik, felsefi bir yöntemdir. Bir yöntem olarak amacı yorumu açığa çıkarmak ve anlatmaktır. İnsan eline yorum doğrudan verilmez. Elinde olan sadece tanımlardır. Bu nedenle insan, yorumdan yoksundur. Bu yoksunluk insanı arayışa, anlamı bulma çabasına sürüklemektedir. Hermeneutik yöntem, insanın elindeki tanımları parçalayarak içindeki anlamı ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. "Hermeneutik, hermeneuien sanatı, yani bildirme, haber verme, çeviri yapma, açıklama ve açımlama sanatıdır. Tanrıların habercisi/ mesajcısı/ elçisi Hermes tanrıların mesajlarının dümdüz bir aktarımı değildir; tanrısal buyrukların birer açıklamasıdır."2 Yöntemin kökenin inildiğinde tanrıların mesajlarının yorumlanmasına dayalı olduğu görülmektedir. Bu yorumlama elçi tarafından halka karşı gerçekleştirilmiştir. Halkın bu mesajları yeterince anlaması için hermeneutik yöntem kullanılmıştır. 1 Çankırı Karatekin Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı ABD Yüksek Lisans Öğrencisi.
HUSSERL FENOMENOLOJİSİNDE YAŞAM-DÜNYASI (LEBENSWELT
Özne, 2019
Edmund Husserl'in Yaşam-dünyası (Lebenswelt) kavramına kapsamlı olarak ilk kez, 1936 yılında yayımladığı The Crisis Of The European Sciences And Transcendental Phenomenology adlı kitabında yer vermiştir. Bununla birlikte kavramın, zımni olarak Huserl'in hemen her çalışmasında mevcut olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Husserl, Avrupa bilimlerinden kaynaklanan ve daha sonrasında Avrupa tinini etkisi altına alan krizin çözümü adına, felsefenin kesin bilim olarak yeniden yapılandırılmasını fenomenolojinin temel ödevi olarak görür. Bu bağlamda, Avrupa'nın krizine bir çözüm arayan filozof, bize göre esasında kendi erken dönem fenomenolojisindeki krizi de çözümlemektedir. Biz bu çalışmada, yaşam-dünyası kavramının fenomenolojinin temel unsurları olan yönelimsellik, noesis ve noema kavramları ile olan ilişkisini ortaya koyacağız ve anlamı, yaşam-dünyasında nasıl temellendirebileceğimize bakacağız.
MARTIN HEIDEGGER’İN “VARLIK VE ZAMAN”I EKSENİNDE BOĞAÇ HAN VE TEPEGÖZ HİKÂYELERİ
Metot, ilmî her sahada zaruretinden şüphe duyulmayan bir gereksinim arz eder. Bu gereksinim, edebî sahada, anlatının belirli bir eksende yorumlanması ve dolayısıyla metnin alt ve arkaik yapısına nüfuz edilebilmesi ihtiyacıyla beraber oldukça renkli bir profil çizer. Dünyanın mikro düzeye indirgenmiş bir biçimi olarak da adlandırılabilecek olan anlatı, bu yönüyle farklı bakış açıları dahilinde açıklanmaya ve incelenmeye çalışılmaktadır ve bu uğraş anlatının çok yönü olması nedeniyle geniş bir yayılım alanı inşa eder. Türk anlatı geleneğindeki yeri ve önemi tartışılmaz bir biçimde kendisi tarafından kanıtlanmış olan Dede Korkut Kitabı, işbu geniş bir yayılım alanı, tek tip bir yönelim dahilinde inşa edilmemiş olması dolayısıyla farklı yöntemlerin ışığında ele alınıp değerlendirilebilir. Bu çalışmada, XX. yüzyılda Varlık Felsefesi tarihinin seyrini değiştiren, bireye ve bireyin işlevselliğini ortaya koymasında oldukça kabul görmüş ve geliştirilmekte olan bir bir teori olarak Heidegger’ın Varlık ve Zaman adlı çalışması, birey ve otantik olma edimi çerçevesinde Dede Korkut Kitabı’na uyarlanmaya çalışılmıştır. Böylelikle, görünürde temel olarak kahramanlık ve kurtarma motifinin millî değerler etrafında şekillendiği Dede Korkut Kitabı, modern ve günlük dünyaya uyarlanabilir bir felsefî teori ekseninde irdelenecektir. Böylelikle söz konusu eser, yönelim, zaman, kahraman ve kahramanın kendini gerçekleştirme ideali ekseninde açıklanmaya çalışılacaktır. Method supplies a requirement which is indicated for all the departments of science. This requirement comes up with a multi-faced frame in department of literature due from interpreting the narrative and so grasping infrastructure and archaic structure of the text. Narrative which is seen as a micro-leveled world can be examined and explained with in the frame work of different perspectives. This exertion builds a wide expansion area because of narrative’s multidirectional structure. Book of Dede Korkut which proved its own importance and value in Turkish narrative system can be examined with in the frame work of different methods for itself not being built aroud a monotype orientation. In this study, Being and Time which is written by Martiın Heidegger, changes course of history of philosophy, recognized with the aspects of evaluating individual and functionality of individual, will be adapted to Book of Dede Korkut with the aspects of individual and being authentic. Thus Book of Dede Korkut in which seemingly based on heroism and rescue motif and shaped around national values will be examined with in the frame work of a philosophical theory which can be adapted to daily and modern life. Thence mentioned work will be analyzed aroud orientation, time, hero/heroine and idea of self-realization.