Hüsn ü Aşk Mesnevisini Roman Olarak Okumak (original) (raw)

Hüsn Ü Aşk in Ti̇yatro Metni̇ Olarak Alimlanişi

Journal of International Social Research, 2015

Öz Edebî eser, yazarın kaleminden çıkıp alımlayıcıya ulaştığı andan itibaren, sadece yazara ait olma özelliğini kaybederek alımlayıcısının dile olan hâkimiyeti, metnin ait olduğu kültürü tanıma derecesi, ruh hâli vb. farklı sebeplerle yazarının hiç kastetmediği bir anlamda estetik haz verebilir. Çünkü edebî metinler, bilgilendirici metinler ya da hukuk metinleri gibi tek bir anlama indirgenmek üzere değil mümkün olduğunca geniş anlamlar taşıyarak olabildiğince fazla sayıda alımlayıcının estetik zevkine hitap etmek amacıyla düzenlenmişlerdir. Klâsik eserlerin günümüz bakış açısıyla yeniden yorumlanmasını sağlayan okur merkezli bir kuram olan alımlama estetiği bunu, edebî eserdeki belirlenmemiş alanlarla açıklar. Metin karşısında okur, kişilerin dış görünüşleri, ruhsal durumları, kişilikleri vb. hakkında farkında olmadan ihtimaller geliştirir, örtük bağlantılar kurar, boşlukları doldurur, çıkarımlar yapar. Sıfatların zengin çağrışımları farklı okurlarda farklı tepkiler uyandırır. Belli bir bağlam içinde okuru yorumlamaya iten imgeler, sözcükler, tanımlamalar ve bunlar arasındaki sonsuz ilişkiler, aykırılıklar, benzerlikler, okurda yeni ufuklar açarak, onun yaşamına zengin bir deneyim katar. Bu deneyim alımlayıcının kişisel özellikleriyle de ilişkili olarak zaman zaman metnin farklı bir türde yeniden üretilmesini sağlar. XVIII. yüzyılın en dikkat çekici klâsiklerinden biri olan Hüsn ü Aşk, roman, hikâye, şiir, tiyatro gibi edebî türlerde; resim, hat ve ebru olarak ayrıca bale sanatıyla yorumlanarak yeniden üretilmiştir. Hüsn ü Aşk'ın tiyatroya aktarımları üç farklı yazarın kaleminden okuyucuya ulaşmıştır. Bu eserler: Yenikapı Mevlevîhânesinin son şeyhi Abdülbâkî Baykara'nın Hüsn ü Aşk isimli manzum tiyatrosu, Turan Oflazoğlu'nun Güzellik ile Aşk adlı radyo oyunu ve Kenan Işık'ın Aşk Hastası adlı uyarlamasıdır. Bu çalışmada, alımlama estetiğinin temel ilkeleri ışığında adı geçen tiyatro metinlerine Hüsn ü Aşk'ın gereçler donanımının, kurgusunun ve izleğinin etkisi ile oyun yazarlarının eserdeki boş alanları nasıl alımladıkları; metni sahneye uyarlarken izleyicinin düş gücünü harekete geçirecek yeni anlam alanları yaratmak ve eserin yaşadığımız çağla bağlantılarını ortaya çıkarmak için nasıl bir yol izledikleri incelenecektir.

Hüsn ü Aşk Mesnevisinde Aşk'ın Yolculuğu

Medeniyet Kültürel Araştırmalar Belleteni, 2024

Divan şiiri, tasavvuf geleneğinin derin muhtevasını Osmanlı Türkçesinin en estetik hâliyle sunar. Divan edebiyatı şairleri, dinî kıssaları şiir şeklinde anlatan ve genellikle uzun şiirler olan mesneviyi ustalıklarını göstermek için tercih eder. Şeyh Galip (1799), Hüsn ü Aşk’ta divan şiirinin alışılmış kalıplarının dışına çıkmış, kurduğu alegorik âlemde tasavvufun unsurlarını kahraman hâline dönüştürerek sembolik bir anlatıma ulaşmış ve diğer divan şairlerinden ayrılmıştır. Hüsn ü Aşk, edebî değeri sebebiyle farklı yöntemlerle araştırma konusu yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Bu araştırma yöntemlerinden biri de mesnevinin kahramanı Aşk’ın yolculuğunu değerlendirmek için kullanılan monomit kuramıdır. Joseph Campbell, monomiti açıkladığı Kahramanın Sonsuz Yolculuğu (The Hero with a Thousand Faces, 1949) kitabında monomitin aşamaları hakkında net tanımlar yapmaz ve herhangi bir anlatıyı temel örnek olarak sunmaz. Her aşama için farklı kültürlerden örnek vererek tanımların okuyucuda oluşmasını sağlar. Araştırmacıların monomitin aşamalarının net kaideleri olmadığını ve örneklerle şekillendiğini görmesi gerekir. Campbell, bu tercihiyle monomiti metinlere uygularken metnin içinden geldiği kültürü göz önüne alma ve o kültürün orijinal taraflarını tespit etme görevini araştırmacıya yüklemiş olur. Türk edebiyatının daha ziyade Doğu medeniyetine yakın ürünler verdiği düşünüldüğünde monomitin eserlerde gerçekleşmesinde farklılıklar olması mümkündür. Bu çalışmada, Türk edebiyat geleneği için ehemmiyetli ve üzerine çok çalışılan Hüsn ü Aşk mesnevisi ile ilgili monomit çalışmaları değerlendirilmiş, monomitin aşamalarına kısaca değinilmiş, Hüsn ü Aşk mesnevisinde bu aşamalar tespit edilerek gösterilmiştir. Aşamaların monomitle örtüşen ve ayrılan noktaları açıklanarak Hüsn ü Aşk'ın monomiti bir tablo hâlinde verilmiştir. Buna göre Hüsn ü Aşk mesnevisinde, monomit aşamalarının bazılarının hiç görülmediği birkaç aşamanın ise birlikte görüldüğü ortaya konmuştur. Sonuç olarak hayata bakışı belirleyen inancın esere yansıdığı tespit edilmiş, Aşk’ın yolculuğunun monomiti bir tablo hâlinde sunulmuştur.

18. Yüzyıl Mektup Geleneğini Hüsn ü Aşk Üzerinden Okumak

Öz İnsanların duygu, düşünce ve sorunlarını, istek ve dileklerini, çevresinde olup bitenleri yakınlarına iletmek amacıyla kullandıkları en eski haberleşme araçlarından biri mektuptur. Tarihî süreç içerisinde mektup, bir edebî tür ve anlatım tekniği hâline dönüşmüştür. Klasik Türk Edebiyatında manzum, mensur ve manzummensur olarak yazılmış çok sayıda mektup bulunmaktadır. Bu mektupların bir kısmı münşe'ât mecmualarında, bir kısmı divanlarda ve mesnevilerdedir. Osmanlı Devleti'nin gerileme devri olan 18. yüzyıl Klasik Türk Edebiyatının alışılagelmiş düzenini koruduğu; bunun yanı sıra mahallî konuların, günlük hayatın edebî ürünlere daha fazla girmeye başladığı bir dönemdir. 18. yüzyılın büyük şairlerinden Şeyh Gâlib, 1783'te altı ay gibi kısa bir sürede alegorik anlatım tarzıyla kaleme aldığı Hüsn ü Aşk mesnevisinde, yarattığı hayali kahramanlar çerçevesinde yerli malzemeyi işlerken, olay örgüsü içerisinde ayrılık yaşayan iki âşığın birbirlerine yazdıkları iki mektuba yer verir. Mesnevide bu mektupların dışında biri kalem Mecnûn'undan hayal Leylâ'sına gönderilmiş; diğeri ise Aşk'tan Hüsn'e gönderilememiş, sadece söze dökülebilmiş iki mektup daha bulunmaktadır. Hüsn ü Aşk'ta kahramanların ağzından söylenen mektuplara onların duygu ve düşüncelerinin yanı sıra dönemin yaşam biçimi, din ve ahlak anlayışı, inanç ve dünya görüşü, gelenek ve görenekleri yansımıştır. Bu çalışmada Klasik Türk Edebiyatında yer alan mektuplar üzerinde kısaca durulurken, Hüsn ile Aşk'ın birbirlerine yazdıkları mektuplar ve diğer mektuplar değerlendirilmiş; bu mektuplardan hareketle dönemin zihniyeti ve mektupların iki aşığın duygu, düşünce, tavır ve davranışlarına nasıl yön verdiği tespit edilmiştir.

Hüsn ü Aşk'ın Tiyatro Metni Olarak Alımlanışı

Bu ilkelere uymayan makaleler kesinlikle değerlendirilmeye alınmayacaktır. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi / The Journal of International Social Research, gönderilen makaleleri yayımlayıp yayımlamama, gerekli gördüğü durumlarda makaleler üzerinde düzeltmeler yapma hakkına sahiptir. Gönderilen yazıların yayımlanma hakkı dergi yönetimine aittir. Dergide yayımlanmış bir yazının hukukî sorumluluğu ise yazarına aittir ve dergiyi bağlamaz. Dergide yayımlanan yazılar, dergi yönetimin yazılı izni olmadan hiçbir şekilde çoğaltılamaz ve başka bir yerde (matbu olarak veya internet ortamında) tekrar yayımlanamaz. Dergiye makale gönderen yazar, bu ilkeleri kabul etmiş sayılır. MAKALELERİN GÖNDERİLMESİ Yukarıdaki ilkelere uygun olarak hazırlanmış makaleler, MAKALE TAKİP SİSTEMİ üzerinden gönderilmelidir. E-mail yoluyla gönderilen makaleler dikkate alınmamaktadır. "MAKALE TAKİP SİSTEMİ"nden makale göndermek için: * Makale takip sistemine üye olduktan sonra, kullanıcı adı (sisteme kaydedilen e-mail adresi) ve şifre ile sayfaya girilmelidir. * Açılan sayfada "makale gönder" bölümü açılarak ilgili boşluklar doldurulmalıdır. * Makale word dosyası halinde sisteme yüklenmelidir.

Hüsn ü Aşk’ta Sembolik Anlatım

Hüsn ü Aşk’ta Sembolik Anlatım

Öz Tasavvufı- sembolik bir eser olan Hüsn ü Aşk, Şeyh Galib'in şiir dilini kullanmadaki üstün becerisi ve eserdeki anlam derinliğiyle edebiyat dünyamız içerisinde oldukça kıymetli bir yer edinmiştir. Bu kıymetin oluşmasında ona tefekküri bir boyut kazandıran tasavvufun ve bu boyutu ifade imkanı sunan sembolik dilin büyük bir önemi olduğu da muhakkaktır. Mistik bir tecrübenin anlatıldığı Hüsn ü Aşk, yoğun sembol kullanımıyla üç boyutlu bir resmi andınr. Üç boyutlu resmin derinliğinde yatan anlam gibi, Hüsn ü Aşk'ta da simge değerlerin gerisine gizlenen bir dünya vardır. Eserin ifade ettiği gerçekiere ulaşmak için sembollerin sonsuza uzanan atıf ve çağrışımlannı ortaya koymak gereklidir. Anahtar Kelimeler Şeyh Galib, Hüsn ü Aşk, tasavvuf, sembol

Hüsn Ü Aşk Mesnevi̇si̇nde Dramati̇k Aksi̇yonu Oluşturan Değerler Üzeri̇ne Bi̇r İnceleme

2010

Ilahi ask, konu olarak Klasik Turk edeb okca islenmistir. Tasavvufi tasavvurla kaleme alinan Husn u Ask mesnevisi de ilahi aski konu edinmistir. Bu ask, sonunda yeniden dogus olarak tecelli edecek olan bir gelisim ve donusumun urunudur. Husn u Ask mesnevisi, kendini bulma yoluna adim atan bireyin gelisim ve donusumunu ele alan nadide eserlerden biridir. Birey kendisini bulma yolunda cesitli merhalelerden gecmek zorundadir. Cokluk ve karmasadan siyrilip teklige ve duzene ulasma eserin cikis noktasidir. Vahdete ulasmak ve vuslata ermek yolunda cekilecek zahmetler ve atlatilan badirelerin hepsi bireysel gelisim icin onemli merhalelerdir. Dramatik aksiyonu olusturan degerler, tahkiyeye dayali eserlerin icerik duzleminin anlasilmasi icin onemlidir. Dramatik aksiyondaki entrika, ulku deger ve karsi deger zitliginda netlesir. Her iki degerin temsil edildigi kisi, kavram ve semboller aksiyonun onemli unsurlaridir. Husn u Ask mesnevisindeki kisi, kavram ve semboller, dramatik aksiyondaki gor...