Beyrûnî ve Kitâbü’s-Saydana Fi’t-Tıbb Adlı Eseri (original) (raw)

Ali b. Rabben et-Taberî’nin Kitâbu’d-Dîn ve’d-Devle Adlı Eseri ve İsbat-ı Nübüvve Geleneğindeki Yeri

Ali b. Rabban at-Tabarî’s Kitâbu’d-dîn ve’d-devle and His Place in The Tradition of Isbat-ı nubuvvah Quran have many statments that claim aim to demonstrate the prophethood of Muhammad (pbu). The statements give rise to occur a literature that is called ıs isbâti'nnübevvet. That literature, especially, after convertion of many christians and jewishes to Islam, had become very rich for the texts that signify the prophethood of Muhammad (pbu).Though there are many reference to the works, except of Ali b. Rabban atTabarî's, not survive. Tabarî's work contain very comprensive answer to the oppostion try to show tha Muhammad (pbu) not is a prophet.

Câbi̇r Bi̇n Hayyân'In Ki̇tâbu'L-Beyân Adli Eseri̇ Üzeri̇ne Bi̇r İnceleme

2021

İslam bilim tarihinde önemli bir yer tutan Câbir bin Hayyân, astronom, filozof, hekim, kimyager olarak bilinmekle birlikte, Batı'da modern kimyanın kurucuları olarak görülen Boyle, Priestley, Lavoisier gibi bilim insanları ile denk olduğu kabul edilmektedir. Hatta deneysel yöntemin önemini kavrayan ve çalışmalarında uygulayan biri olarak Bacon'ın ilham aldığı bilim insanı olmuştur. Buradaki çalışmamızda, bilim insanı kimliğinin ötesinde, bir filozof ve mantıkçı olarak felsefe tarihine katkıları hakkında bilgi verilecektir. Çalışmanın önemli tarafı, Kitâbu'l-Beyân adlı eserin daha önce herhangi bir çevirisinin bulunmamasıdır. Bu alanda yapılan çalışmalara kaynaklık etmesini arzuladığımız bu eserin, ilm-i beyân alanında yapılmış Arapça ilk mantık eseri olması da ayrıca bir önemi haizdir.

Bir Mezhebe Ait Fürû-i Fıkıh Eserinin Diğer Mezhepleri Temsil Problemi: El-Hidâye’nin Kitâbu’l-Büyû’ Örneği

ÖZ Hanefî mezhebinin en önemli kaynaklarından olan el-Hidâye şerhu Bidâyeti’l-mubtedi, zaman zaman diğer mezhep imamlarının görüşlerine yer vermiştir. Çalışmamız için esas aldığımız kitâbu’l-büyû’da, İmam Mâlik’e sadece bir yerde kısaca temas edilmiştir. İmam Şâfiî’ye yirmi yedi yerde, bazen kısaca temas edilmiş, bazen sadece görüşleri nakledilmiş, bazen de görüşlerinin dayanakları aktarılmıştır. Ahmed b. Hanbel’e ise hiç temas edilmemiştir. Bu yönüyle el-Hidâye’de Hanefî mezhebinin görüşleri, mezhep imamları arasında en fazla Şâfiî’nin görüşleriyle mukayeseli olarak ele alınmıştır. el-Hidâye’de yer verilen diğer mezhep imamlarının ve özellikle Şâfiî’nin görüşlerinin, ne derece bir sıhhatle işlendiği hususu önemlidir. Hanefî âlimleri, diğer mezhep imamlarının görüşlerinin eserde birkaç yerde sehven yanlış olarak yer aldığını kaydetmişlerdir. Kitapta, önemli görülen yerlerde Şâfiî’nin görüşü işlenmiştir. Şâfiî’nin görüşleri, yer yer Hanefî mezhep imamı ve onun öğrencilerinin görüşleriyle mutabık olmuştur. Şâfiî’nin görüşleri, büyük oranda sahih bir şekilde işlenmiştir. Kısmen muhtasar olduğu için detaya girilmemiş ve böylece Şâfiî’nin görüşlerindeki bir takım kayıtlar ve tafsilat işlenmemiştir. Aslında mukayyed olan görüşleri, el-Hidâye’de mutlak olarak ele alınmış ve bu yönüyle de eser, Şâfiî’nin görüşlerini temsil salahiyetinden uzak kalmıştır. Anahtar Kelimeler: el-Hidâye, kitâbu’l-büyû’, Hanefî, Şâfiî, fıkıh mezhepleri. ABSTRACT A Sectarian Work of Islamic Law Issue’s Problem of the Representing the Other Madhabs: Example of al-Hidaya’s Kitab al-Buyu’ One of the most important works of the Hanafî madhab, al-Hidaya Sherh Bidaye al-mubtedi, have included the views of other madhabs’ imams at some parts. In Kitab al-buyû, which is the book that we have taken as the basis for our work, Imam Malik was briefly mentioned only in one place. At twenty-seven places, sometimes brief mentions of Imam al-Shafi’i’ was made, sometimes only opinions of him were transmitted and sometimes the bases of his views were explained. And Ahmed b. Hanbal has never been mentioned. In this respect, the views of Hanafi madhab in al-Hidaya, the views of Shafi’i among all the madhab imams have been addressed in a comparative way. It is important that, to what extent the views of the other madhab imams and especially of Shafi’i, which are included in the work, are handled with a good sense. The Hanafi scholars have noted that the views of other madhabs’ imams were mistakenly located in a wrong way in few places of the work. In the work, the views of Shafi’i are addressed in the sections that are considered to be important. The views of Shafi’i have sometimes been in consistence with the views of the Hanafi madhab imam and his students. The views of Shafi’i in the work have been addressed in a precise way. Since it is partly concise, there are no details in the work; and thus some records and details of Shafi’i’s views have not been handled. In fact, his views, which are conditional, were considered as absolute views in the work, and in this respect, the work has become far from being able to represent Shafi’i’s views. Keywords: al-Hidaya, kitab al-buyu’, al-Hanafi, al-Shafi’i, fiqh madhabs.

Keşfî’nin Te’dîb-nâme Adlı Eserinin Eğitsel Açıdan İncelenmesi

Hitit İlahiyat Dergisi

İlk insandan bu yana kişinin gerek yaşadığı çağdaki gerek kendisinden sonraki nesillerle bilgi ve tecrübelerini paylaşma, onları iyi ve güzel olana yönlendirme isteği var olmuştur. Bu istekle ortaya çıkan nasihatler bazen doğrudan sözlü tavsiye şeklinde sunulmuş, bazen de sanatlı söyleyiş ile yazıya dökülerek edebî bir hâl almıştır. Türk edebiyatında, üzerinde en yaygın edebî türlerden biri hâline gelen bu eserler; manzum, mensur veya manzum-mensur karışımı formlarda karşımıza çıkmaktadır. Bilhassa şiirin ezberi ve öğrenmeyi kolaylaştırması sebebiyle bu eserlerin yazımında çoğu zaman nazım tercih edilmiştir. Manzum nasihat-nâme adı verilen bu tür eserler; toplumu dinî, ahlakî ve sosyal açıdan eğitmeyi amaçlamıştır. Müellifler; öğütlerini etkili kılmak için ayet, hadis, kelâm-ı kibâr, atasözü ve deyimlerle süsledikleri eserlerinde hikâye ve menkıbelerin de eğitici gücünden istifade etmiştir. Çocuk eğitiminden karakter ve din eğitimine kadar pek çok konuda öğütler içeren manzum nasiha...

Kemâlüddin El-Endicânî Ve Sıdku’l-Kelam Fî İlmi’l-Kelam Adlı Eseri

Ehl-i sünnet, hicri III. asırdan sonra İslam toplumlarının çoğunluğu tarafından benimsenen itikadi mezhep olmuştur. İlk dönemlerde bir çok fırkayı içine almakla birlikte sonraki dönemlerde Ehl-i sünnet ile Eş’âri ve Mâturîdî mezhepleri kastedilmiştir. Eş’ârilik, İslam tarihi boyunca bilinen ve çoğunluk tarafından benimsenen bir mezhep olmakla birlikte Mâturîdîlik için aynı durum söz konusu değildir. Bunun başlıca nedeni, Mâturîdîliğin neş’et ettiği coğrafyanın İslam medeniyetinin teşekkül ettiği ortamdan uzak olması ve bu mezhebin çok tanınmamış olmasıdır. Ancak son dönemlerde Mâturîdîliğe yönelik çalışmalarda belirgin bir artış görülmektedir. Ülkemiz başta olmak üzere bir çok İslam ülkesinde Mâturîdî kelamcılar, görüşleri ve eserlerine ilişkin çalışmalar yapılmaktadır. Bu bağlamda Mâturîdî kelamcıların eserleri tahkik edilerek ilim dünyasına kazandırılmıştır. Bunlardan bir tanesi de döneminin önde gelen Mâturîdi kelamcılarından olan Kemalüddîn el-Endicânî ve Sıdku’l-kelam fî ilmi’l-kelam adlı eseridir. Bu çalışmada, Kemalüddîn el-Endicânî’nin Sıdku’l-kelam fî ilmi’l-kelam eserinin Kelam ilmindeki yeri ve önemi ortaya konulacaktır. Mâturîdî mezhebine mensup bir Kelamcı olan el-Endicânî (726-777) hicri VIII. yüzyılın Maveraünnehir bölgesinde önde gelen alimlerdendir. Günümüzde Özbekistan sınırları içerisindeki Fergana bölgesinin bir şehri olan Endican’da doğmuştur. Çalışmamızda müellifin yaşadığı bölge, İslam’ın yayılışı, hicri VIII. asırda bölgenin siyasi, ilmi ve dini durumu, müellifin hayatı, kişiliği, telif amacı ve eserin muhtevası hakkında bilgi verilecektir.

Buhârî’nin Kitâbü’l-Îmân’ı Üzerine Hanefî Bakış Açısı -Bedrüddîn el-Aynî Örneği

Marife Dini Araştırmalar Dergisi, 2018

İmanla ilgili hususlar erken dönemlerden itibaren îtikâdî ve amelî fırkalar arasında ihtilaf konusu olmuştur. İman-amel, büyük günah-iman ilişkisi konusunda ilk defa Hâricilerin görüş belirtmesi ile gündeme gelen “İman” meseleleri, diğer fırka mensuplarının da tartışmaya dâhil olması ile birlikte farklı boyutlar kazanmıştır. Bu bağlamda hadis edebiyatının tasnîf döneminden itibaren ilgili eserlerde “İman” bölümlerine yer verilmiş ve konu üzerinde farklı değerlendirmeler yapılagelmiştir. Bu değerlendirmelerden biri de hanefî-mâtürîdî yaklaşımıdır. Bu yaklaşımın iman mevzuundaki açıklamaları her dönemde dikkatleri çekmiş ve birçok açıdan inceleme konusu olmuştur. İşte bu makalede bahse konu yaklaşımın önemli temsilcilerinden biri olan Türk asıllı muhaddis Aynî’nin Umdetü’l-Kârî adlı Buhârî şerhi, Buhârî’nin el-Câmiu’s-Sahîh’inin “İman” bölümü özelinde ele alınarak irdelenmeye çalışılmıştır.

İbnü’l-Kayserânî ve Tezkiretü’l-Huffâz Adlı Eseri

Malatya İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2013

Bu çalışmada hicrî beşinci asrın son yarısı ile altıncı asrın ilk yıllarında yaşamış olan İbnü’l-Kayserânî ve onun Tezkiretü’l-Huffâz adlı eseri incelenmiştir. Tezkiretü’l-Huffâz mevzû hadislerle ilgili, rivâyetler temel alınarak yazılmış ilk eser olarak kabul edilmesi nedeniyle önemlidir. Çalışmada İbnü’l-Kayserânî’nin hayatı, eserleri hakkında kısaca bilgi verildikten sonra Tezkiretü’i-Huffâz tanıtılmış, bazı örnekler üzerinde, bu eserin en önemli kaynağı olarak tesbit edilen Kitâbü’l-Mecrûhîn ile karşılaştırması yapılmıştır. Çalışmada son olarak eserin uydurma rivâyetler konusunda daha sonra yazılan eserlere etkisi üzerinde durularak bazı değerlendirmelerde bulunulmuştur.

Şeyh Hâmi̇d-İ Velî (Somuncu Baba) Ve Si̇lâhü’L-Mürîdîn Adli Eseri̇

Milli Kültür Araştırmaları Dergisi, 2021

Şeyh Hâmid-i Velî, IX/XV. asrın öne çıkan sûfîlerinden biri olup Anadolu tasavvuf geleneği açısından önemli bir isimdir. O, müstakil bir tarîkat kurmamakla birlikte Anadolu'nun ilk Türk tarîkatı kabul edilen Bayrâmiyye'nin kurucusu olan Hacı Bayrâm-ı Velî'nin şeyhidir. Bunun yanında tarîkatlarda bir neşve olarak bulunan "melâmet" anlayışını müstakil bir tarîkata dönüştüren silsilenin de öncüsü sayılır. Şeyh Hâmid-i Velî sayıca az olsa da eser telif eden sûfîlerdendir. Kendisine atfedilen üç eseri vardır. Bunlar tasavvuf lisanıyla yazılmış Şerhi Hadîs-i Erbaîn, Zikir Risâlesi ve Silâhü'l-Mürîdîn isimli eserleridir. Çalışmanın konusunu oluşturan ve okuz sayfalık dua, vird ve zikirlerinin yer aldığı küçük bir risâle olan Silâhü'l-Mürîdîn'in müstakil bir nüshasına rastlanmış olmamakla birlikte, müellif kendisi, Zikir Risâlesi'nde Silâhü'l-Mürîdîn adlı bir dua mecmuası da telif ettiğinden bahsetmiştir. Nitekim Zikir Risâlesi'nde dua faslında duaların en güzelinin Allah tarafından peygambere indirilen Kur'an olduğunu, sonra sahih senetlerle gelen altı hadis kitabındaki hadislerde bildirilen dualar olduğunu söylemiş, bu duaların hangileri olduğunu Silâhü'l-Mürîdîn adlı eserinde güzel bir tertiple bildirdiğini belirtmiştir. İşte bu makalede ona atfedilen Silâhü'l-Mürîdîn adlı eser değerlendirilecektir.

Rûyânî ve Bahru'l-Mezheb Adlı Eseri

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2021

Bu makale iThenticate programında taranmış ve intihal içermediği tespit edilmiştir.