Musibetten Rahmete İki Romanın Arkeolojisi Üzerine (original) (raw)
Related papers
the Journal of Academic Social Sciences, 2017
Bilimkurgunun alt türlerinden biri olan ütopik bilimkurgular geleceğin dünyasının olumlu yöndeki değişimine yönelik hayalleri içermektedir. Bu eserlerdeki geleceğin toplumu bilimsel altyapıya dayanmaktadır. Dolayısıyla bilimkurgu türünü esas almaktadır. Gelecekteki olumlu toplumsal yapılar ise ütopya edebiyatından devralınmıştır. Batı edebiyatında birkaç yüzyıl öncesine giden bu türler insanlığın geleceğe dair umudunu yansıtmaktadır. Türk edebiyatında Batı’dan daha geç başlamış olsa da bilimkurgu edebiyatı önemli yol kat etmiştir. Yirminci yüzyılın başlarından itibaren ele alınan ilk telif eserler incelendiğinde hepsinin geleceği anlattığı görülmektedir. Bu eserlerde Türk ve Müslüman toplumların bilim ve teknoloji yardımıyla gelişmiş medeniyetler inşa ettiği zaman dilimleri tasvir edilmektedir. Yahya Kemal’in “Çamlar Altında Musahabe II” adlı eseri de aynı içeriğe sahiptir. Şair eserinde imparatorluğun yaşadığı sorunlardan uzak bir geleceği düşlemiştir. Zaman makinesi ile geleceğe yolculuk yapan Yahya Kemal oradaki teknolojik yapıyı gözlemleyerek kendi zamanının okuyucuna aktarmıştır. Bunları yaparken bir yandan da tarih, mimari gibi çeşitli konulardaki görüşlerini de esere yansıtmıştır. Anahtar kelimeler:Bilimkurgu, ütopya, ütopik bilimkurgu, Yahya Kemal, zaman makinesi.
Gaziosmanpasa Universitesi Sosyal Bilimler Arastirmalari Dergisi, 2017
Ulusların en değerli kültürel mirası olan yazma eserler, bilim ve sanat alanında yapılan çalışmalar için önemli kaynaklardır. İslam kültür ve uygarlığında önemli bir yer alan yazma eserler, yazıldığı dönemin bilim ve sanatını ihtiva eden din, dil, fen bilimleri, coğrafya, tarih, gibi çeşitli konular üzerinde yazılmış başlıca eserlerdir. Birçok açıdan kaynak niteliği taşıyan yazma eserlerin kitap sanatları bakımından değerlendirilmeleri ve sanatsal özelliklerinin ortaya çıkarılması medeniyetlerin, kitap sanatı anlayışları hakkında bize bilgiler vermektedir. Araştırmada; Amasya II. Bayezid Kütüphanesinde bulunan 2069 nolu Şah u Geda Mesnevi'sinin, Topkapı Sarayı Müzesi ve İstanbul Arkeoloji Müzesi Kütüphanelerinde bulunan Kanuni Sultan Süleyman'ın Muhibbi Divanı nüshalarının tezyinatı ile benzerlikler taşıması bakımından bir karşılaştırma yapılması amaçlanmıştır. Çalışma sonucunda istinsah tarihi belli olmayan Şah u Geda Mesnevi'sinin mevcut nüshası için bazı olasılıklar üzerinde durulmuştur. Her üç nüshanın motif, renk, kompozisyon özellikleri ile bir karşılaşmaya gidilmiş ve değerlendirilmiştir. Eser tezhip sanatı bakımından istifade edilecek bir üsluba sahip olduğu ve ortaya konulan verilerin kitap sanatları alanında kayda değer bir fayda sağlayacağı sonucuna varılmıştır.
Tarihin Dirildiği Gün: Maziden Roman Ütopyasına
ÖZ Tarihi okumak, onu anlamak adına gerçekleştirilen en önemli insan fa-aliyetidir. Tarihi anlamak da kendimizi daha doğru tanımaktır. Ancak tarih bir bilim olarak tek boyutludur. Yazarına bir ayrıcalık, güç vermez. Bu aşamada roman, tarihsel roman devreye girer. Yapılan araştırmalar, zamanımızda arketiplerin kılık değiştirerek modern roman ve hikâye gibi edebi türler içerisinde de devam ettiğini göstermektedir. Mustafa Necati Sepetçioğlu da bir tarihi romancı kimliğiyle tarihi, roman boyu-tunun ötesine taşıyabilmiştir. Anahtar Kelimeler: Mustafa Necati Sepetçioğlu, roman, tarihi roman, arketip. ABSTRACT The Day of the Revival of History: from the Past to the Utopia of Novel Reading history is the most important human activity. Reading and understanding history means analysing and understanding ourselves. Meanwhile history is a one-dimensioned branch of science and a history writer cannot have subjectivity while dealing with it. In this situation historical novel occupies the scese. Nowadays, the research indicates that archetypes continue to survive by changing their appearance in literary works such as modern novels and stories. Mustafa Necati Sepetçioğlu as a writer of historical novel gave a dimension to time by carrying history into novel.
TANZIMAT’TAN II. MEŞRUTIYET’E TÜRK ROMANININ YÜKSELİŞİ VE MODERN OKURUN INŞASI
Türk Edebiyatında Kitap Kütüphane ve Okuma Kültürü, 2021
Türk edebiyatında roman türünün ortaya çıkışı ve gelişimi tercüme, adaptasyon ve telif çizgisini takip eder. 19. yüzyılın orta- larından 20. yüzyılın başlarına kadar geçen bir zaman dilimine tekabül eden bu gelişim sürecinde romanla birlikte değişen aynı zamanda yazılı kültürdür. Matbaa ve matbuatla da doğ- rudan ilişkili olan yeni edebî türlerin yerleşimi ve gelişimi aynı zamanda sözlü kültürden yazılı kültüre geçişi de hızlandırır ve roman türü bu kültürel değişimin taşıyıcı ayaklarından biri olur. Bu çalışma, ortaya çıkışı ve gelişimi Avrupa’daki örneklerinden farklı olan Türk romanının modern matbaanın imkânları ve matbuatın gücünü arkasına alarak modern bir okur kitlesinin oluşumunda oynadığı rolü tartışmaktadır. Çalışma, İngiliz romanının ortaya çıkış ve yükseliş koşulları ile Türk romanının ortaya çıkış ve yükseliş koşullarını “okur” odaklı olarak karşı- laştırmakta ve romanı ortaya çıkaran “okur” ile romanın ortaya çıkardığı “okur” kategorilerinin niteliklerini her iki toplumun modernleşme süreçleriyle birlikte değerlendirmektedir.