TASARRUFA DAYALI FİNANS SİSTEMİ İÇİN İSLÂMİ FİNANS İLKELERİNE UYGUN MODEL ÖNERİSİ- YÜKSEK LİSANS TEZİ (original) (raw)
Related papers
LİBERAL BARIŞ İNŞA MODELİNİN YETERSİZLİĞİ: BOSNA-HERSEK ÖRNEĞİ YÜKSEK LİSANS TEZİ
LİBERAL BARIŞ İNŞA MODELİNİN YETERSİZLİĞİ: BOSNA-HERSEK ÖRNEĞİ YÜKSEK LİSANS TEZİ, 2019
Dünya var olduğundan beri toplumlar, pek çok çatışma ile karşı karşıya kalmıştır. Bunlar arasında savaşlar, yıkıcı sonuçları en fazla olan çatışma türüdür. Bu nedenle barış kavramı uzun bir süre, savaşların yokluğu şeklinde açıklanmış ve çatışma bölgelerinde aktif savaşa son verilerek barışın sağlanması hedeflenmiştir. Ancak bu yönde bir tanımlamanın barışı anlamada yeterli olmayışı, kavramın Johan Galtung tarafından savaşlara neden olabilecek durumların da yokluğunu ifade edecek şekilde genişletilmesiyle sonuçlanmıştır. Bununla birlikte, çatışma bölgelerinde yalnızca aktif savaşın sonlandırılmaya çalışılması çatışma sonrası sürecin hassas dinamiklerinin gözden kaçırılmasına ve yerel halkın ihmal edilmesine yol açmıştır. Sonuç olarak bu toplumların, tekrar çatışma durumuna geri dönüş yaşadıkları gözlemlenmiştir. Diğer bir ifadeyle, çatışma bölgelerinde sürdürülebilir bir barış inşa edilememiştir. Bu durum barış inşa operasyonlarına temel teşkil eden, liberal barışın sorgulanmasının önünü açmıştır. Bu çalışma, tarihsel bağlamda toplumların barış vurgularına dikkat çekerek, barışın her dönemde istenilen bir durum olduğu gerçeğini temel almaktadır. Bu noktada çalışma, Bosna iç savaşı örneği üzerinden, Soğuk Savaş sonrası dönemde oldukça önem atfedilen liberal barış inşasının, barışı sağlamada ne kadar etkin olduğunu analiz etmeyi hedeflemektedir. Diğer bir ifadeyle, Batı’nın çatışma bölgelerinde gerçekleştirdiği müdahalelerin savaşa ve savaşa neden olabilecek durumları ortadan kaldırıp kaldırmadığını ve çatışma sonrası sürecin dinamiklerini anlamada ne kadar etkin olduğunu analiz etmektedir.
2021
Günümüzde yapı sektöründen, fiziksel ve fonksiyonel beklentilerin karşılandığı binalar inşa etmenin ötesinde, proje paydaşlarından topluma, sosyal yaşama katkılar sağlayan, sosyal sorumluluk taşıyan, saydam, sürdürülebilir, toplumsal misyon üstlenen etkileşimler ve tüketici yaklaşımlı faaliyetler beklenmektedir. Bu faaliyetler; fiziksel, ekonomik ve sosyal çevre üzerinde itici ve belirleyici güçler yaratmaktadır. Bu noktada rekabete dayalı piyasa şartlarında pazarlama anlayışı ve tüketici talepleri doğrultusunda üretim yapan firmalar farklılıklarını, kimlik ve marka hikayeleri ile ortaya koyabilmeleri kısmında, markalaşma ve marka değeri kavramları ile karşılaşırlar. Bu kavramlar, markalaşma ve bileşenleri çatısı altında toplanan ve marka değeri ile adlandırılan faaliyetler bütünü olarak değerlendirilmektedir. Çalışmada, faaliyetler bütünü olarak değerlendirilen marka değeri gayrimenkul sektörü özelinde ele alınarak, kurumsal ve proje düzeyinde markalaşma ve marka değerini ortaya koyan bileşenlerin araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaca yönelik olarak, literatürde markalaşma ve marka değeri ile ilgili mevcut modeller incelenmiştir. Bu modeller arasından, gayrimenkul sektörüne uyarlanabileceklerden biri seçilerek, sektörde faaliyet gösteren bir firmanın modele göre analiz edilmesi hedeflenmiştir. Gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren firmalar arasında bir takım kriterler esas alınarak Nef’in, David A. Aaker’ın tüketici (davranış) temelli marka denklik modeline göre incelenmesine karar verilmiştir. Modelin firmaya uyarlanması ve analizler için dört aşamalı çalışma gerçekleştirilmiştir. İlk aşamada, medyadan erişilen veriler marka denklik modeli bileşenlerine bağlı olarak içerik açısından analiz edilmiştir. xiv Sonrasında, Nef firma yetkilisi ile modelin bileşenlerine bağlı olarak derin görüşme gerçekleştirilmiştir. Son aşama olarak, Nef kullanıcısı olan ve Nef kullanıcısı olmayan tüketicilere/kullanıcılara anket çalışması uygulanmıştır. Elde edilen analizler neticesinde, Nef kullanıcı ve kullanıcı olmayanlar tarafından, Aaker'ın T.T.M.D. (Tüketici Temelli Marka Denklik) modelinin temel dört bileşeninden, marka farkındalığı/bilinirliğinin daha başarılı algılandığı, marka sadakati/bağlılığının ise daha düşük oranlarda başarılı algılandığı görülmüştür.
Design and manufacturing of a hydraulic cylinder which has a position sensing feature, 2016
This thesis covers studies for detecting the position of a hydraulic cylinder by amplifying hall voltage which occurs by creating voltage states through a conductor in a magnetic field, with a voltage amplifier in order to calculate the position using a microcontroller. In order to determine the behaviour of the magnetic field, finite element analysis was applied by using a neodymium magnet that generates magnetic field on a hydraulic cylinder rod and the same behaviour was verified by constructing experimental setup. The selection of a sensor was based on the information obtained from experiments and simulations performed. Op amp circuit was established and the signal was set to the optimal range. Position-bit curve and position-bit curve function was determined by processing the digital data obtained. Positioning was performed by putting the function a microprocessor. Besides, a magnet case was designed and manufactured to place the magnet that generates magnetic field on the hydraulic cylinder rod.
NİTELİKLİ İNTİHAL: BİR YÜKSEK LİSANS TEZİ ÜZERİNDEN BİR ÖRNEK VAKA (TASLAK METİN)
Yaklaşık on yıl önce bir doktora tezinin resmi olmayan veya kitap formatına dönüştürülmüş bir nüshasını görmüştüm. Daha doğrusu, kitap olarak basılacağı belirtilerek hakemliğime gönderilmişti. Manzara şuydu: Tarihi coğrafya üzerine yapılmış bir doktora tezi, temelde aynı şehrin farklı dönemleri üzerine yapılmış beş doktora tezi ve bir kitaba dayanıyordu. Ara sıra bu çalışmaları kaynak gösteriyor ama daha çok onların kaynaklarını kendi görmüş ve bulmuş gibi doğrudan kendi gösteriyordu. Bu şekildeki hiçbir bilgi bu çalışmalardakilerden bir milim fazlalık göstermiyordu. Tez yazarı her bilgiyi kendi ifade şekline sokarak, kendi tespiti gibi sunuyordu. Bunu, konusunun gereği olarak, çoğunlukla bu çalışmalardaki bilgilerin bir kısmını kullanarak ve gösterilen kaynağa atıfta bulunarak yapıyordu. Metnin aralarına da coğrafi kavramlar, bilgiler, harita ve çizimler serpiştirerek görüntüyü kurtarıyordu. Asıl alanı coğrafya olan yazarın, tezin kaynaklar kısmındaki arşiv belgelerinin tümünü inceleyebilmesi, biraz arşiv tozu yutan birisi için inanılır gibi değildi. Hayretle incelemiş ve yayımlandığında ilk davayı kendimin açacağını da belirterek, basımın reddini belirten bir rapor yazmıştım. Kitap taslağı basılmadı. Uzun süre resmi nüshasına ulaşmaya çalıştım. YÖK Tez Merkezi'nin bütün tezleri paylaşıma açtığı-yanlış hatırlamıyorsam-2012 yılında tezin asıl metnine ulaşma şansını yakalayabildim. Durum çok farklı değildi. Bu tezi incelerken, aklımdan yapılan intihal şeklini, "nitelikli intihal" olarak tanımlamak geçmişti. Bir fırsatını bulup bu tezle ve dolayısıyla tanımlama ilgili birşeyler yazma düşüncesi hep aklımın bir köşesinde bekler durur. Bu tanımı kullanma niyetim, bekler dururken ve hiç hesapta yokken, başka bir vesile ile ansızın gündemime düştü. Bu kez kavram aynı fakat yöntem biraz farklı. Yani "nitelikli intihal"in başka bir versiyonu... Görev yaptığım bölümün tarih doktora öğrencisi Ferdi Çiftçioğlu'nun, Doçent Doktor Zafer Atar danışmanlığında hazırladığı doktora tezinin, MCBÜ SBE'nin 31.10.2017 tarihli ve 37/10 sayılı kararıyla, 27.11.2017 tarihinde jüri önünde savunmasının yapılacağına ilişkin duyurusunu, 3-4 gün önce gördüm. 1 Bölümümüz eski lisans öğrecilerinden ve daha yeni sayılacak bir tarihte doktora öğrencisi olduğu için, tez konusunu merak ettim. Zira enstitümüz web sayfasında, tez konuları yönetim kurulunca onaylananlar duyuruluyor. İlgili sayfada, yönetim kurulunun, 01.08.2017 tarih ve 25/7 sayılı kararıyla, öğrencinin ve danışmanının adı da belirtilerek, tez konusunun "XIX. Yüzyılda Tırhala...." olarak,-tamamı yazılmaksızın-belirlendiği duyurulmakta. 2 Böyle olunca, bunun dört ay öncesine ait bir tez adı düzeltmesi olabileceğini düşünerek ve listeyi tarayarak, tezin önceki 1
AFET LOJİSTİK YÖNETİMİNDE RİZE İLİNE YÖNELİK YENİ MODEL ÖNERİSİ
ÖZET İnsanlar için fiziksel, ekonomik, sosyal ve çevresel kayıplar doğuran, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkileyen, etkilenen topluluğun yerel imkân ve kaynaklarını kullanarak baş edemeyeceği doğal, teknolojik veya insan kökenli olaylara Afet denilmektedir. Afet yönetimi, afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması amacıyla, bir afet olayının zarar azaltma, hazırlıklı olma, olaya müdahale ve iyileştirme gibi dört ana aşamasında yapılması gereken faaliyetlerin planlanması, yönlendirilmesi, desteklenmesi, koordine edilmesi ve uygulanması için toplumun tüm kurum ve kuruluşlarıyla, kaynaklarının bu ortak amaç doğrultusunda kullanımını gerektiren çok aktörlü, çok disiplinli ve çok kapsamlı ve karmaşık bir yönetim modelidir. Afet lojistiği, acil durum ve afetlerden etkilenmiş afetzedelere yardım etmek üzere bilgi, insan ve kaynak lojistiğinin etkin ve verimli bir şekilde yönetimidir. Lojistik faaliyetler en az operasyon kadar önemlidir. İnsani yardım lojistiği (humanitarian logistics) terimi ile eş anlamdadır. Afet ve İnsani Yardım Lojistiği konusunda çok sayıda yayın bulunmaktadır. Bu bildiride Rize ili için olası afet durumları (Sel ve Heyelan) irdelendikten sonra, dinamik risk ölçümüne dayalı olay tabanlı, çok aşamalı hiyerarşik bir afet lojistik yönetim modeli önerilmektedir. Model;
DEĞERLER EĞİTİMİNDE BİR MODEL OLARAK AHİLİK YÜKSEK LİSANS TEZİ
Bu çalışmanın amacı, her yönüyle üstün niteliklere sahip bireylerin yetiştirilmesinde başarılı bir modeli ortaya koyan, tarihi süreci içerisinde faaliyetleri ve ürünleri ile bunu ispat etmiş olan Ahilik Teşkilatı’nın uygulamaları yardımıyla oluşturduğu değerler eğitimi modelinin çerçevesini çizerek; günümüz şartlarına uyarlanmış, Türk toplumuna özgü bir değerler eğitimi modelinin kurgulanmasına katkı sunmaktır. Çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden “doküman analizi” tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında, Ahilik konusu ile ilgili alanyazında yer alan bilimsel nitelikli eserler, tezler, araştırma raporları, sempozyum ve kongre bildirileri türündeki çalışmalar, araştırmanın amaçları doğrultusunda incelenerek analiz edilmiştir. Bu bağlamda, Ahilik Teşkilatı’nın yansıttığı değerler eğitimi modeli, bir eğitim modeli bileşenleri bakımından ortaya konulmuştur. Ahilik sisteminde uygulanan eğitim, belirli bir noktada tamamlanan bir anlayış yerine, modern eğitim sistemlerinde hayat boyu öğrenme olarak bilinen yaklaşıma benzer şekilde, ömür boyu süren bir faaliyet olarak icra edilmiştir. Ahilik Teşkilatı; insanı, en yüce ve benzersiz bir varlık olarak kabul edip, yalnızca mesleki bilgi boyutunu önceleyen tek düze bir eğitim anlayışını yeterli görmemiş; ahlaki, dini ve toplumsal bilgileri de kazandırmayı amaçlayan çok boyutlu bir eğitim modelini uygulamıştır. Ahilik Teşkilatı, bireylerin eğitiminde, günümüz değerler eğitimi yaklaşımlarına benzerlik gösteren, tümevarım, gözlem ve model alma yoluyla öğrenme, sohbet ile eğitim, örnek olma ve soru-cevap tekniği gibi yöntemleri etkili biçimde kullanarak, değerlerin muhatapları tarafından benimsenip davranışa dönüştürülmesi sürecini başarıyla uygulamıştır. Ayrıca Ahilerin, bu uygulamalar ve etkili yöntemler sayesinde toplumların değerler eğitimi yoluyla sahip olmayı hedeflediği “model insan” tipini yetiştirmeyi başardıkları araştırma sonucunda görülmüştür. This thesis aims contributing to building a particular Turkish Society Values Education Model, adapted to contemporary needs through the model framed by the support of Union of Akhism which has proved to be a successful model by means of its activities dating back to past and the trained qualified members equipped with diverse competences. The thesis is produced by using one of the qualitative techniques named “The Document Analysis”. During the research, the scientific resources in the area such as academic works, thesis, research reports, symposium and congress reports have been studied to support the thesis. In this context, Akhism and its Values Education Model are presented diversely as an educational model to be used respectively. Akhism has been implemented as a never-ending process and has correspondences with the contemporary education system “lifelong learning” in which the education does not stop at a specific level. Akhism has not found enough the common understanding of routinized education whose priority is only about the vocational competences considering human beings are supreme and unique creations but designed and implemented a new multi-dimensional model equipping the individuals with social and spiritual values together with professional competences. Akhism has successfully run the process to provide adaption and internalization of the desired behaviors such as reasoning, observation, learning through modeling, education through communication, sampling and question and answer model, which are all equivalents of today’s Values Education Model. As a result, our research has also proved that Akhism has accomplished the “the role personality” through using respective methods and effective approaches, which societies intend to maintain by means of Values Education.
LİMAN ETKİNLİĞİ ÖLÇÜMÜNDE İKİ AŞAMALI BİR MODEL ÖNERİSİ VE TÜRK LİMANLARI ÜZERİNDE BİR UYGULAMA
Liman işletim sürecinde, çeşitli altyapı ve üstyapı girdilerini kullanarak yük elleçlemek ve limana gelen gemilere hizmet vermek, elleçlenen bu yüklerden ve hizmet verilen gemilerden de gelir elde etmek amaçlanır. Dolayısıyla, liman işletim sürecinde karşımıza birbirini takip eden iki aşamalı bir süreç çıkmaktadır. Bu süreçte birinci aşamanın çıktıları, ikinci aşamanın girdilerini oluşturmaktadır. Liman yönetimi, birinci aşamada kullanılan kaynaklar ile en yüksek seviyede yük elleçlemeyi ve en fazla sayıda gemiye hizmet vermeyi, ikinci aşamada ise elleçlenen bu yüklerden ve hizmet verilen gemilerden maksimum seviyede gelir elde etmeyi amaçlar. Liman etkinliğinin ölçülmesinde en sık kullanılan yöntem olan Veri Zarflama Analizi (VZA), tek bir sürecin etkinliğini ölçmek için tasarlanmıştır. Birbirini takip eden bir sürecin etkinliğini ölçmek için ise VZA temelli çeşitli iki aşamalı etkinlik ölçüm teknikleri geliştirilmiştir. Bu araştırmada, liman etkinliklerinin ölçümünde kullanılabilecek iki aşamalı bir VZA modeli önerilmiş ve Türk limanları üzerinde uygulanmıştır. Sonuçlar, birbirini takip eden süreçler söz konusu olduğunda, iki aşamalı modelin liman performansını tek aşamalı VZA’ya göre daha doğru bir şekilde değerlendirdiğini göstermektedir. Bu çalışmada önerilen iki aşamalı VZA modelinin hem literatüre hem de uygulamaya katkı yapması beklenmektedir.