Pandemi Sonrası Değişen Uluslararası Sistem ve Küreselleşme (original) (raw)

COVID 19 Salgını Sonrası Uluslararası Sistem ve Türkiye

Araştırmalar Vakfı (TASAV) tarafından hazırlanıp Şubat, Mayıs, Ağustos ve Kasım aylarında olmak üzere yılda dört kez yayınlanan ve ulusal hakemli bir dergidir. Düşünce Dünyasında Türkiz, bilimsel danışman kurulunda ve yayın kurulunda bulundurduğu farklı disiplinlere mensup akademisyenler ile bilimsel nitelik ve yenilikten ödün vermeyen saygın bir akademik dergi olarak İngilizce ve Türkçe makalelere ve kitap tahlillerine yer vermektedir. Düşünce Dünyasında Türkiz; siyasî, sosyal ve ekonomik politikaların belirlenmesine, mevcut politikaların bilimsel veriler ışığında tahlil edilerek geliştirilmesine ve önemli sorunların çözümüne yönelik politika önerilerinin ortaya konmasına öncelik atfetmekte, bu çerçevede disiplinlerarası araştırmaları teşvik etmektedir. Sosyal bilimlerin birçok alanında hazırlanacak araştırmalara yer veren Düşünce Dünyasında Türkiz, bilimselliğin ilk şartı olan nesnelliği temel yayın ilkelerinden biri olarak kabul eder. Dolayısıyla dergimize yayınlanmak üzere gönderilen tüm yazılar, tarafsız hakemler tarafından en hızlı şekilde gözden geçirilir ve uygun görülmesi hâlinde telif ücretleri yazarına ödenmek kaydıyla basılı ve elektronik ortamda yayınlanır. About the Journal Düşünce Dünyasında TÜRKİZ is a peer-reviewed journal on social sciences published quarterly by TASAV, a non-profit think-tank based in Ankara, Turkey. The editorial board has the authority to decide which papers comply with the rules and principles of academic writing and qualified for publication in the journal. Each paper submitted for publication is subject to review of at least two undisclosed referees. Having a paper published in this journal does not require any payment to TASAV.

Salgın Sonrası Dünyada, Küreselleşme ve Ulus Devlet Tartışmaları

2020

Bu makalede salgın ile mücadele döneminde mili-ulus devletlerin muhtemel geleceği ve küreselleşme sürecinin nasıl bir seyir izleyeceği sorusuna yanıt aranmaya çalışılmıştır. Covid-19’un dünya gündemine girmesi ile birlikte virüsün girdiği devletlerde ciddi anlamda ekonomik daralmalar olmuş, hükümetler bu daralmaların ekonomik krize dönüşmemesi için çeşitli önlemler almışlardır. Bu önlemlerin bazıları başka devletlerle işbirliği şeklinde vuku bulurken, diğer önlemler ise vatandaşların korunması için sınırların kapatılması, seyahat yasakları ile devletler kendilerini karantinaya alması şeklinde gerçekleşmiştir. Serbest pazar ekonomisi salgın sürecinde kısıtlanmaya başlanmış ve maliye politikaları çerçevesinde Türkiye’de olduğu gibi devletler, vatandaşlarına nakdi ve ayni yardımlarda bulunmuştur. Bu çalışmada, hükümetlerin bundan sonra küreselleşme bağlamında nasıl bir politika izleyecektir sorusuna yanıt aranmaya çalışmıştır. Covid-19 salgını ile mücadele sürecinde ABD, Fransa, İtalya, Türkiye, Çin Halk Cumhuriyeti, Güney Kore, Singapur, Tayvan gibi devletlerin salgınla mücadelelerinde başarılı olup olmadıkları bu makalede incelenmiştir. Geçmişten günümüze yaşanan önemli salgınlar göz önünde tutularak Covid-19 salgının siyasal ve toplumsal sonuçları bağlamında değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Küresel Sistem, Ulus Devlet, Pandemi, Covid-19, Sağlık Sistemleri

Covid-19 Sonrası Dünya Sistemi: Yeni Bir Hegemonik Çevrim (mi

İkinci Dünya Savaşı ertesinde inşa edilen ABD hegemonyası, SSCB'nin yıkılmasına kadarki dönemde iki kutuplu bir düzen koşullarında varlığını sürdürmüştür. Soğuk Savaşın ardından, savaşın galibi ABD, tek kutuplu dünya sistemi oluşturma çabası içinde olmuştur. Bu küresel sistem, serbest piyasa ideolojisi ve uluslararası kurumlar aracılığıyla günümüze kadar sürdürülmüştür. ABD hegemonyası 1990'lardaki kısa bir güç yoğunlaşmasının ardından bir takım meydan okumalarla karşılaşmıştır. ABD hegemonyasının krizi COVID-19'un ortaya çıkması ile derinleşmiştir. Sistemde büyük bir dönüşümün yaşanacağına dair beklentiler iyice güçlenmiştir. Popüler ve akademik yazında yoğun biçimde ele alınan değişim belirtilerinin yöneldiği başlıca nokta, Çin-ABD ilişkileri olmaktadır. Çin'de başlayıp tüm dünya çapında yayılım gösteren COVID-19 sadece bir sağlık krizi değildir. Bu kriz iktisadi, toplumsal ve politik açıdan dramatik etkilere sahip olmasının yanı sıra insan yaşamını doğrudan tehdit etmesi nedeniyle kapitalizmin diğer krizlerinden farklılık göstermektedir. Pandemi öncesinde ülkelerin iktisadi ve kültürel olarak koruma duvarlarını yükseltmeye başlaması küreselleşme kavramıyla sembolize edilen dünya düzeninin değişmeye başladığının işaretidir. Koronavirüs ile birlikte ABD merkezli küresel düzende ortaya çıkan değişim dinamikleri hız kazanmaya başlamıştır. Bu çalışmada ABD ve Çin'in konum ve stratejileri analiz edilecek, dünya düzenindeki değişim dinamikleri hegemonik geçiş olasılıkları üzerinden ele alınacaktır.

Changing International System And Globalization After Pandemic

Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2020

Eski Sümer Şehir devletlerinin etkileşimi, ilk tam uluslararası sistem olarak görülmektedir. İnsanlığın evrimiyle birlikte, sosyal ve teknolojik gelişmelerle sistemler değişmektedir. Bir dönem başat olan ve sistemi belirleyen aktör veya devlet yerine sonraki süreçte farklı aktör ve sistemler gelmektedir. Uluslararası ilişkiler bu devletlerarası yapıda önemli bir işlev görerek, devletlerarası ilişkileri ve sistemi belirlemektedir. Uluslararası ilişkilerin kapsamı küreselleşme, uluslararası güvenlik, devlet egemenliği ve diplomatik ilişkiler gibi birçok alt başlığı kapsamaktadır. Küreselleşme günümüzde yaşam koşullarını etkileyen ve üzerinde en çok tartışılan başlıklardan bir tanesidir. Çin'in Wuhan eyaletinde baş gösteren Koronavirüs başlangıçta sıradan bir salgın gibi görünmesine rağmen, öyle olmadığı ilerleyen süreçte anlaşılmıştır. Pandemi sürecinin hızlı bir şekilde tüm dünyaya yayılmasında, küreselleşmenin de katkıları vardır. Neo-liberal politikaların desteklediği küreselleşme, Pandemi süreciyle birlikte alınan önlemlerle dinamizmini yitirmektedir. Uluslararası ilişkileri domine eden ve sistemi değiştirebilme kapasitesine sahip olan Koronavirüs, II. Dünya Savaşı'ndan sonra tüm dünyayı etkisi altına alan en büyük olaylardandır. Uluslararası kurumların varlığının ve güvenilirliğinin sorgulanmasına neden olan Pandemi, sosyal yaşamdan ekonomiye kadar daha birçok alanı etkilemektedir. Pandemi süreciyle birlikte değişen sosyal yaşam koşulları, ekonomik ve ticari faaliyetlerin durma noktasına gelmesi, uluslararası ilişkileri benzeri görülmemiş bir şekilde etkilemektedir. Güvenliği öncelikli hale getiren ve var olma savaşına giren devletler, uluslararası ilişkilerin gerilmesine neden olmaktadır. Gerilen bu sistem "sıfır toplamlı oyuna" dönüşmekte ve neo-liberal politikanın belirlediği doğrultudan uzaklaşmaktadır. Pandemiyle birlikte, ulus devletlerin daha aktif olarak etkin olmaya başlaması ve bu nedenle uluslararası sistemin dönüşüme zorlanması çalışmanın ana odak noktasını oluşturmaktadır.

Küreselci Reformların Sonrası

Siyasal Bilgiler Dergisi, 76/2, 413-435., 2021

Küreselci yönetsel reformlar süreci 2008 yılından itibaren çökmüştür. Türkiye'de küreselci reformların özelleştirme politikasında amacına eriştiği, ancak egemen devlet olgusu üzerinde herhangi bir etki yaratamadığı görülmüştür. 2010 yılından bugüne bazı kuralların uygulamasına son verilmiş, başlıca kurumların ise işlevleri değiştirilmiştir. Bununla birlikte egemen devlet anlayışına uygun kapsamlı yeni reformlara gidilmemiştir. Bu nedenle kamu yönetimi yapısında ve zihniyetinde birbiriyle çelişkili ve çatışmalı durumlar yaygındır. Küreselci reform tortularının temizlenmesi ve kamu yönetiminin küreselcilik sonrası dünyanın yeni koşulları da göz önünde bulundurularak derlenip toplanması gerekir.

Uluslararası Değişimler ve Türkiye

Avrupa Birliği’nin Kafkasya Politikalarına Genel Bir Bakış, 2018

Bu çalışmada öncelikle Avrupa Birliği’nin (AB) ne olduğu ve bölge açısından önemine yer verilecektir. Daha sonra AB’nin Kafkasya’ya yönelik uygulamakta olduğu politikalar üzerinde durulacaktır. AB’nin bölgeye yönelik politikalarının tarihsel anlamda 1990 Öncesi (Sovyet ve Soğuk Savaş Dönemi) ve 1990 Sonrası (Bağımsızlık Dönemi) olmak üzere iki periyodda incelenecektir. AB’nin Sovyet öncesi süreçte bölgeye yönelik politikalarına dair kısaca bilgi verildikten sonra Sovyetlerin dağılmasının ardından söz konusu politikalarda nasıl bir değişim ve dönüşüm olduğuna değinilecektir. Çalışma kapsamında ayrıca Kafkasya bölgesinin AB için neden önemli olduğu ve burada AB’nin yürütmekte olduğu politikalara da genel hatlarıyla yer verilecektir. Bu kapsamda Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’a yönelik olarak AB’nin yürütmekte olduğu enerji, ulaşım ve diğer alanlardaki faaliyetlerine kısaca yer verilecektir. Daha sonra AB’nin Kafkasya’ya yönelik olarak uyguladığı jeo-stratejik, ekonomik, sosyal ve güvenlik konularına yönelik olarak ne tür politikalar yürütülmekte olduğu ve bu politikaların günümüz konjonktüründeki yansımalarına yer verilecektir.