Sarıyer Gecekondu Mahalleleri Örneğinde Kentsel Dönüşüm Süreçleri ve Bu Süreçlerin Sosyo-Ekonomik ve Fiziki Etkileri (original) (raw)
2014, TÜBİTAK
Bu çalışmada, dönüşüm süreçleri İstanbul ve Sarıyer ölçeklerinde incelenmiş, tespit edilen dönüşüm coğrafyası, öğeleriyle birlikte değerlendirilmiş, bu süreçleri tetikleyen planlama süreçleri ve büyük ölçekli projelerin ilişkileri, birbirlerini nasıl tetikledikleri ele alınmış ve nihayet bu süreçlerin Sarıyer ilçesinde ve Sarıyer’in gecekondu mahalleleri üzerindeki ekolojik/fiziki, ekonomik ve toplumsal etkileri belirlenmiştir. Genel olarak dönüşüm kavramıyla anılan süreçler, 2000’li yıllardan itibaren kentleri fiziksel anlamda yeniden üretmekle kalmayıp, toplumsal ve ekonomik anlamda da önemli değişimleri beraberinde getirmiş; dönüşüme tabi kalan topluluklarla kent arasındaki ilişki yukarıdan aşağıya yeniden tanımlanmıştır. Literatürdeki genel tespit, bu süreçlerin kent sakinlerinin yaşam biçimlerini, ekonomik gerçekliklerini, taleplerini, eksiklerini, göz önünde bulundurmadan, ekolojik değerleri ve koruma kriterlerini hiçe sayarak, yalnızca ekonomik büyüme motivasyonuyla gerçekleştiğidir. Bu şekildeki bir dönüşüm, fiziki mekanı steril hale getirirken, etki ettiği yerel toplulukları da toplumsal ve ekonomik açılardan mağdur etmektedir. Sarıyer, son yıllarda yatırımcılar için önemli bir çekim merkezi haline gelmiştir. İlçeye yapılan ofis gökdelenleri ve AVM’ler ile çok sayıda güvenlikli lüks site ve rezidans dikkat çekmektedir. Bu yeni gelişmeler, ilçede yer alan gecekondu mahallelerini baskı altına almaktadır. İmar planları ile bizzat bu projeler için hazırlanan tadilat planları süreci düzenlemekten ziyade söz konusu yatırımları kolaylaştırmaya/tetiklemeye yöneliktir. Dolayısıyla, Sarıyer, dönüşüm süreçlerini anlamak ve etkilerini belirlemek için laboratuvar niteliğindedir. Bu araştırmanın amacı çerçevesinde, dönüşüm süreçleri ve bu süreçlerin gecekondu mahalleleri ve yaşayanları üzerindeki etkileri ortaya çıkarılmış; süreci dayatanlar ile süreci yaşamak zorunda kalanlar arasındaki çatışmanın gerekçeleri belirlenmiştir. Bu şekilde, bu çatışmayı giderebilecek politikalara altlık teşkil edecek bulgulara ulaşılmıştır. Çalışma boyunca, makro ve mikro ölçekler birbirini takip edecek şekilde değerlendirilmiş, nitel ve nicel araştırma yöntemleri birlikte kullanılmış, ölçülebilir bazı verilere yerinde yapılacak tespitler ve anketler aracılığıyla ulaşılmış, toplumun süreci nasıl yorumladığına ilişkin bulgulara ise gözlemler ve birebir/odak görüşmeler üzerinden ulaşılmıştır. Ayrıca çalışma CBS kullanılarak haritalanmıştır.