Potansiyel Yeşil Yakalıların Yeşil Farkındalıklarına Yönelik Bir Araştırma (original) (raw)
Related papers
Genç Tüketicilerin “Yeşil Pazarlama” Farkındalık Düzeyinin Tespit Edilmesi Üzerine Bir Araştırma
2021
Teknolojinin hizla gelismesi, insan ihtiyaclarinin artmasi ve farklilasmasi uretim sektorunu hareketlendirmistir. Soz konusu ihtiyaclarin karsilanmasi icin girilen rekabet yarisinda cevre kirliligi ve doga tahribati artmistir. Buna bagli olarak urunun uretilmesinden tuketimine kadar olan butun sureci icine alan pazarlama kavrami cevre odakli olarak ele alinmis ve yesil pazarlama kavrami on plana cikmistir. Bu calismada ogrencilerin yesil pazarlama konusunda farkindalik duzeylerin demografik ozelliklere gore degisip degismediginin ve ogrencilerin cevre dostu urun satin alma egilimlerinin belirlenmesi amaclanmistir. Calismada Karabuk Universitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakultesi’nde ve Isletme Fakultesi’nde ogrenim goren 500 ogrenciye anket uygulanmistir. Verilerin analizinde t- testi ve ANOVA yontemleri kullanilmistir. Ulasilan sonuclara gore, ogrencilerin yesil pazarlama tuketici farkindaliginin demografik ozelliklerine gore farklilasmadigi tespit edilmistir. Ayrica ogrencilerin...
Çevre Duyarlılığı ve Gelirin Yeşil Ürün Satın Alma Duyarlılığı Üzerindeki Etkisi
İktisat biliminin temelini oluşturan kıt kaynakların daha duyarlı şekilde kullanılması amacı Pazarlama 3.0’a geçiş sürecini hızlandırmıştır. Hem işletmelerin hem de tüketicilerin yaşadığı çevrenin gelecek nesillere de kalması sürdürülebilir bir anlayış sayesinde mümkün olmaktadır. Tüketicilerin artan çevresel duyarlılıkları ile birlikte yeşil pazarlamayı daha çok dikkate almaları, işletmeleri üretim ve pazarlama stratejilerinde köklü değişiklikler yapmaya zorlamıştır. Yeşil pazarlama faaliyetlerini benimsemeyen işletmeler ise zamanla tüketicilerin radarından uzak kalmışlardır. Bu çalışmada tüketicilerin çevre duyarlılıkları ve aylık ortalama bütçelerinin (gelirin) yeşil ürün satın alma duyarlılıkları üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu amaçla Sakarya Üniversitesi’nde 432 öğrenciye anket uygulanmış; elde edilen bulgular Spss20 programı ile korelasyon ve regresyon analizine tabi tutulmuştur. Analiz sonuçları incelendiğinde çevre duyarlılığı ve gelirin, yeşil ürün satın alma duyarlılığı üzerinde etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Buradan yola çıkarak, tüketicilerin bilinç düzeylerindeki artışın ve daha alt gelir grupları için yeşil ürün maliyetlerindeki azalışın yeşil pazarlamayı daha da ileriye taşıyacağı ifade edilebilir.
Algılanan Yeşil Örgütsel Destek
Nobel Bilimsel Eserler, 2023
Dünya genelinde yaşanan küresel sorunlar ve doğadaki radikal değişimlerle birlikte, özellikle son yıllarda bilim insanları, yoğun bir şekilde insanlığın dünya üzerindeki olumsuz eylemlerine ve bu eylemlerin sonuçlarına odaklanmıştır. Bir yandan kirlilik ve nüfustaki artış, diğer yandan doğal kaynaklardaki azalma çevre üzerinde önemli bir etki yaratmıştır. Küresel ısınma, ozon tabakasının incelmesi, asit yağmurları, yeşil alanların kaybı, doğal yaşam alanlarının giderek küçülmesi, su kirliliği, hayvan türlerinin neslinin tükenmesi, nüfusun ve atıkların aşırı derece artması gibi olumsuz sonuçların insan davranışlarından kaynaklandığı gerçeği giderek daha fazla kabul edilmektedir (Lehman ve Geller, 2004). Yaşanan tüm bu olumsuz gelişmeler biyolojik yaşamın uzun vadeli varlığını giderek daha fazla tehdit etmektedir. Bu gerçeğe bir yanıt olarak, birçok ülkede hükümetler CO2 üretimini azaltmak ve insanların davranışlarını bireysel, sosyal ve iş hayatlarında daha sürdürülebilir bir yaşam tarzına doğru değiştirmek ve insan davranışlarının çevreye olan etkilerini en aza indirmek için birtakım yasal düzenlemeler oluşturmaya çalışmışlardır. Yaklaşan sorunların boyutu meselelerin detaylıca analiz edilerek, ilgili tüm boyutların ele alınmasını ve tüm ilgililerin birlikte adım atmasını gerektirmektedir. Üretilen politikalarda, üretim biçimlerinde ve tüketim tarzlarında sürdürülebilir perspektiften gerçekleştirilen çözümlere ihtiyaç vardır. Tüm bu gelişmelere bağlı olarak uluslararası politika alanı da bu konuda oldukça hareketli görülmektedir. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği kurumları başta olmak üzere tüm organizasyonlar iklim değişikliği ve beraberinde gelen çevresel, ekonomik ve sosyal sorunları önlemeye yönelik ciddi tedbirler alınması gerektiği konusunda yayınlar yapmakta ve hükümetlere çağrılarda bulunmaktadır. Bu çağrılar artık daha fazla karşılık bulmakta gerek kamu sektörü gerekse özel sektör faaliyetlerine yeni anlayışlar doğrultusunda yeşil perspektiften yön vermektedirler. Ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik ancak sağlıklı bir gezegenle mümkündür. (WWF, 2014: 8). Bu nedenle çevresel sürdürülebilirlik, 21. yüzyılda kurumsal olmanın kritik bir bileşeni olarak ortaya çıkmaktadır (Starik ve Marcus, 2000). Tüm bunların bir sonucu olarak da bireysel çevre yanlısı davranışların yanı sıra işyerinde çalışanları çevre yanlısı davranışlarının nasıl teşvik edileceği, bu yöndeki davranışların nasıl geliştirileceği sorusu gündeme gelmiş ve detaylı inceleyip araştırabilmek için, işyerinde çevre yanlısı davranışlar ve bu davranışlara destek olan unsurlara yönelik araştırma alanı ortaya çıkmıştır (Kuzgun, 2022). Bu durum, örgütlerin hem çevresel hem de finansal sürdürülebilirliğine bir katkı olarak giderek daha fazla kabul görmektedir (Ren vd., 2023: 72). Çevre koruma, çeşitli eylemlerin gerçekleştirildiği önemli insani kaygılardan biridir. Bu kaygı örgütler için de geçerlidir. Bu bağlamda örgütlerin en temel ve önemli eylemlerinden biri olarak çalışanların yeşil örgütsel davranışı gösterilebilir. Yeşil örgütsel davranış üzerinde etkili olan elbette pek çok faktör bulunmaktadır. Ancak yeşil örgütsel davranışın gerçekleşmesinde örgütsel desteğin önemli bir rol oynadığı unutulmamalıdır (Paillé ve Meija-Morelos, 2019: 1069). Çalışanların yeşil örgütsel davranışları sergilemeleri, çeşitli faktörlere bağlıdır ki örgütsel destek en önemlilerinden biridir. Bu tür konulara dikkat edilmesi, örgütlerde algılanan yeşil örgütsel destek olarak kabul edilen yeni ve yapıcı bir yaklaşımı ortaya çıkarmıştır (Madani ve Najjari, 2022: 197). Algılanan yeşil örgütsel destek literatürde oldukça yeni ve gelişmekte olan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Kavramın ölçümüne ve ilişkili olduğu değişkenlere ilişkin net bir tanımlama yoktur. Bu bağlamda ele alınabilecek doğrudan ve dolaylı, teorik ve ampirik araştırmalar ele alınarak, kavramın nomolojik ağı oluşturulabilir.
Yeşil ve Siyaset: Siyasal Ekoloji Üzerine Yazılar, Editörler: Orçun İmga, Hakan Olgun, 2012
Kentsel Yeşil Alanlara Yönelik Ekolojik Farkındalık: Tekirdağ Örneği
2017
Kentsel alanlar istihdam olanaklari, hayat standardinin yuksekligi gibi temel nedenlerle insan etkisinin en fazla oldugu ve arazi kullaniminin en yogun oldugu alanlardir. Kentlerde sanayinin gelismesi, kirdan kente tek tarafli yogun goc, artan konut ihtiyaci, uretim ve tuketim baskilari cok sayida cevre sorununu da beraberinde getirmektedir. Kentsel mekânlarda dogal ve tarihi dokunun tahribi; jeolojik acidan sakincali alanlarin yerlesmeye acilmasi, icme suyu havzalarinin kirletilmesi gibi etkilerle dogal dengenin bozulmasi bu cevre sorunlarinin en onemlilerinden bazilaridir. Ozellikle sanayi sehirlerinde yasayan insanlar icin temiz havada yurume, kosma, gezme-dinlenme vb. aktiviteler giderek bir luks haline gelmeye baslamistir. Bu noktada yesil alanlarin kent ekosistemine cok onemli ekolojik yararlari bulunmaktadir. Bu nedenle, gunumuz kentlerinde insanin yasam kalitesi ve gelecegi icin yesil alanlarin korunmasi ve gelistirilmesi buyuk onem tasimaktadir.