Eskişehir de 1893 kolera salgını (original) (raw)
Related papers
OSMANLI ARŞİVİ KAYITLARI IŞIĞINDA KAYSERİ’DE KOLERA (1893-1896) Cholera in Kayseri According to Ottoman Archive Records (1893-1896), 2021
Cholera is foremost of the epidemic diseases affecting the world in the XIXth century. This epidemic, which originated in India, has expanded its area of influence in a short time. As a matter of fact, the aforementioned disease spread to the Ottoman State as well. In Kayseri, which is a district of Ankara province, the aforementioned epidemic occurred between 1893-1896. The goverment tried to take precautions in struggle the epidemic by quarantining the patients caught in cholera in the Kayseri district and by sending doctors to the region. In addition, it is seen that the government takes care of the needy by providing cash aid to the district. In this period, although many pharmacies were known in important districts of Kayseri, it was insufficient due to the intensity of cholera cases experienced. Despite all the taken precautions, epidemic continued to exist in the Ottoman lands for a long time.
1893 ŞİKAGO DÜNYA FUARI'NDA OSMANLI HİPODROMU VE ŞİRKET-İ HAMİDİYE
Folklor Edebiyat, 2011
Ottoman Hippodrome and Hamidian Company in the 1893 Chicago World’s Fair The topic of Ottoman hippodrome which was a part of Ottoman exposition in the1893 Chicago World’s Fair is tried to be researched in this article. The Company whichorganised the Ottoman hippodrome was established by Maronite entrepreneurs fromSyria and was supported officially by Sultan Abdulhamid II and Ottoman government. Although the shows, performed by Arabian horses in the Ottoman hippodrome attracted a great attention, the company went bancrup because of organisation faults and financial poblems.
Osmanlı Döneminde Eskişehir’e Göçler
DergiPark (Istanbul University), 2005
Eskişehir, 19.yy'a kadar küçük bir kasaba görünümündedir. Yapısı 1860'dan itibaren yavaş yavaş değişmiştir.Bu değişimin en baskın etmeni şehre yerleştirilen göçmenler olmuştur.1894'de İstanbul-Bağdat Demiryolu-nun buradan geçmesiyle şehrin 20.yy'da yapacağı büyük sıçramanın alt yapısı oluşmuştur. Devlet ve göçmenler iskan bölgelerini belirlerken bazı önceliklere dikkat etmiştir.Devlet, tarıma elverişli boş arazilerin üretime kazandırılması, stratejik açıdan hassas bölgelere Müslüman-Türk unsurların yerleştirilmesi, göçmenlerin biran önce iskan sorunlarının çözülmesini gözetmiştir. Göçmenlerin öncelikleri ise, üretim yapabilecekleri imkanların sağlanması, pazarlara yakınlık, akrabaları ile iletişim kolaylığı için, anayollar civarında iskan edilmeleridir.Eskişehir, her iki kesimin de temel isteklerini karşılamıştır. Göçmenlerin önemli bir kısmı köylere yerleştirilmiştir.Şehir merkezine iskan edilenler şehrin meskün mahal sınırlarının taşmasına ve yerleşim alanlarının genişlemesine yol açmışlardır.Çeşitli meslek sahibi göçmenler, şehirdeki mevcut mesleklerin güçlenmesine ve renklenmesine sebep oldular. Hızlı bir biçimde gelişen Eskişehir'in ihtiyaç duyduğu insan gücü büyük oranda göçmenlerle karşılanmıştır.Yeni göçmen köyleri, tarıma kazandırılan boş araziler ve demiryoluyla birlikte şehir gelişmiş ve Türkiye Cumhuriyeti'nin modern kentleri arasındaki yerini almıştır.
1895 Tarsus Kolera Salgini // Cholera Outbreak in Tarsus 1895
Dünyada en fazla can kaybına neden olan salgın hastalıkların başında gelen kolera, XIX. yüzyılın başlarında ilk olarak ortaya çıktığı Hindistan'dan yayılarak, birçok ülkede büyük salgınlara neden olmuştur. Osmanlı toprakları da bu salgınlardan nasibini almış, yüzyılın ikinci yarısından sonra, muhtelif bölgelerde birçok kolera vakası görülmüştür. Bu çalışmada, 1895 yılında Tarsus'ta ortaya çıkan ve burada yıkıcı tahribatlar yaptıktan sonra, civar vilâyetlere de sirayet eden kolera salgını ele alınmıştır. Salgının ortaya çıkış nedenleri, şiddeti ve alınan tedbirler, özellikle arşiv kayıtlarına dayanarak incelenmiştir.
1893 Sayimina Göre Mamüratül-Azi̇z Vi̇layeti̇ni̇n Nüfus Ve Etni̇k Yapisi
AKRA Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi, 2017
1878 yılında kurulan Mamuratül-Aziz vilayeti 16 kaza ve 3 sancaktan oluşmaktadır. Vilayetin bugünkü sınırları Elazığ, Malatya, Adıyaman ve Tunceli illerinin büyük bir kısmını kapsamaktadır. Osmanlı döneminin muhtelif tarihlerinde, bu yerleşmeler farklı idari yapıların bünyesinde olsa da defalarca sayılmışlardır. 1893 sayımı, bu sayımlardan sadece birisidir. 1893 yılı nüfus sayımı Osmanlı ülkesinin genelini kapsayan oldukça önemli sayımıdır. Özellikle 1881-1882 yıllarında yapılan sayımlardaki hatalar ve eksikler bu nüfus sayımda giderilmeye çalışılmıştır. 1893 yılı sayımlarının sonuçları esas alınarak, farklı idari yapılar veya imparatorluk nüfusuna dair veriler birçok araştırmacının konusu olmuştur. Ancak bizim ulaşabildiğimiz çalışmaların hiç birinde, 1893 yılı Mamuratül-Aziz vilayetinin nüfusu, araştırma konusu edilmemiştir. Bu yönüyle orijinal kabul edebileceğimiz bu çalışma, 28 Mayıs 1893 tarihli bir icmal nüfus cetvelindeki veriler esas alınarak yapılmıştır. Bu sayımda nüfus k...
Lefke (Osmaneli) Nahiyesinde Sığır Vebası Salgını (1889)
SAKARYA NEHRİ’NİN İNCİSİ OSMANELİ (LEFKE) TARİH • KÜLTÜR • MİMARİ • COĞRAFYA, 2023
Osmanlı Devleti’nin ticaret, sefer ve hac yolu üstünde önemli bir menzil noktası olması bakımından Osmaneli, eski adıyla Lefke, ayrı bir öneme sahipti. Ancak, mikropların sebep olduğu bulaşıcı insan ve hayvan hastalıkları da ulaşım yollarıyla taşınarak yayılıyordu. 19. yüzyıl Osmanlı coğrafyasında en çok yayılarak salgınlar halinde seyreden ve en fazla kayba sebep olan hayvan hastalığı sığır vebasıydı. 1889 yılı sığır vebası salgını Lefke nahiyesi ve köylerinde de hüküm sürmüştü.
Osmanlı Devletin’nde kolera salgını: İstanbul örneği: (1892-1895)
2005
Kolera, XIX. yüzyılın en ölümcül hastalığı olarak, dünyanın hemen her yerinde büyük insan kayıplarına yol açarken, ilk pandeminin devam ettiği yıllardan itibaren Osmanlı topraklarında da oldukça etkili olmuştur. Bu hastalık, 1892-1895 salgınının sürdüğü dönemde ise, başta İstanbul olmak üzere neredeyse bütün Osmanlı coğrafyasında görülmüştür. 1893 ve 1894 yıllarında Anadolu'da etkili olan kolera, 1893-1894 ve 1895 yıllarında İstanbul'da da iki salgına yol açmıştır. Anadolu'dakiler için söylenemese de Osmanlı başkentindeki salgınların devam ettiği günlerde alınıp uygulanan önlemler neticesinde, koleranın bilinen özelliklerine nispeten bu sıkıntı çok hafif atlatılmış; vukuat ve ölüm sayıları çok düşük bir oranda gerçekleşmiştir. İstanbul'daki kolera devam ederken devlet bir takım tedbirler almak zorunda kalırken, bu tedbirlerden bir çoğu alt yapı eksikliklerinin fark edilip giderilmesinde, dolayısıyla şehrin modernleşmesinde önemli bir etki yapmıştır. Diğer taraftan, k...
Eskişehir Ermenilerinin Tehciri
Anadolu'da Ermeni yerleşmelerinin yoğun olduğu bölgeler, Ermeni sorununun ortaya çıkışından itibaren çeşitli olaylara, özellikle de ayaklanmalara sahne olarak, adlarını duyurmuşlar, sorunun çeşitli aşamalarında ön plana çıkmışlar ve doğal olarak tehciri bütün ağırlığıyla yaşamışlardır. Ermeni nüfusunun nispeten az olduğu bölgeler ise geri planda kalmış olmalarına rağmen, stratejik konumları gereği veya güvenlik gerekçeleriyle aynı kaderi paylaşmışlar, süreç boyunca aileler parçalanmış, yolsuzluklar ve suiistimaller yaşanmış, toplumsal huzur bozulmuştur.