SOSYAL SERMAYE KAVRAMININ TARİHSEL - SOSYOLOJİK ARKAPLANI (original) (raw)
Related papers
Bu makalede tarih ve uygarlık süreci, sosyolojik açıdan incelenmeye çalışılmıştır. Çünkü her tarih yazımı ve pratiği belirli epistemolojik kabullerden, öncüllerden ve dünya görüşlerinden etkilenir. Bu etkilenim kimi zaman insanı rahatsız eden bir ideolojik vurgu taşırken, kimi zaman da nesnelliğin temel yazınsal nitelik olması kaygısını içerir. Böyle metinlerde toplumların ürettiği tarihler, uygarlıklar, sosyolojik verilerin de desteklediği bilgilerle bize kendilerini açarlar. Ayrıca bunları, geçmişi olduğu gibi bugünü anlamak açısından da önemli birer insanlık mirası olarak görmek mümkündür. Bu kapsamda tarihin konusunun kültürler olduğunu söyleyen, kültürlerin ise dinamik yapılar olup, özelliklerini yaratıcı kişilerden aldığı, dolayısıyla tarihin kültürler hakkında olumlu ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunmak yerine, kültürleri anlamaya çalışması gerektiği düşüncesiyle seçkinleşen İngiliz tarihçi Arnold Joseph Toynbee'nin görüşleri makalenin son bölümünde incelenmiştir.
KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUĞUN TARİHSEL EVRİMİ
International Academic Social Resources Journal , 2021
Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) en genel tanımıyla toplumun yararı kapsamında gerçekleştirilen kurum/işletme faaliyetleri ve uygulamalarıdır. KSS'nin kurumların davranışlarını geçmişten günümüze ne yönde/nasıl etkilediği konusu bir süreci işaret etmektedir. Bu kapsamda çalışmanın amacı KSS literatürünü kronolojik bir yaklaşımla inceleyerek kavramın gelişim sürecini ve evrimini ortaya koymaktır. Bu kapsamda çalışmanın bulgularına bakılacak olursa 1950'li yıllarda işletmelerin KSS'yi ticari faydalarla ilişkilendirmediği görülmektedir. Bu yıllardaki KSS anlamı salt bir şekilde topluma karşı olan sorumluluklar şeklindedir. 1960 ve 1970'lerda ise KSS'nin kurumsal finansal performans ile ilişkilendirilebileceğine dair ufak kıvılcımların olduğunu söylemek mümkündür. 1980'lere bakıldığında ticari ve sosyal çıkarların daha belirgin bir şekilde yakınlaştığını ve firmaların paydaşlarına karşı daha duyarlı hale geldiklerini söylemek mümkündür. Ayrıca bu yakınlaşma konuyla ilgili çalışmalar yapan araştırmacıların yeni KSS tanımları geliştirmesine de katkı sağlamıştır. 1990'lara gelindiğinde ise KSS fikrinin küresel bir anlayışla ve neredeyse tüm kurumsal kesimlerce onaylandığı ve kabul gördüğü görülmektedir. Ve nihayet 2000'li yıllarda KSS stratejik yönetim literatürü ile de bütünleşerek kurumsal, sosyal ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamanın başat unsurları arasında yerini alarak stratejik bir boyut kazanmıştır.
Cangızbay vb. gibi hala hayatta olan ve akademik çalışmalarını sürdürmekte olan isimlerden oluşan toplam 69 adet Türk sosyal bilimci değerlendirilmektedir. Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi [TALİD]'nin Yücel Bulut ve Alim Arlı'nın editörlüğünde yayınlanan "Türk Sosyoloji Tarihi" başlıklı özel sayısı; sosyolojinin Türkiye'ye girişine ve yaşadığı dönüşümlere, eserleri, çalışmaları ve düşünceleriyle bu serüvene katkı veren isimlere ilişkin inceleme ve değerlendirme yazılarına, İstanbul Sosyoloji, ODTÜ Sosyoloji, AÜ Dil-Tarih Coğrafya Fakültesi Sosyoloji ve Boğaziçi sosyoloji gibi Türkiye'de sosyolojinin kurumlaşmasında öncülük etmiş ve bir ekol oluşturabilme becerisi gösterebilmiş belli başlı sosyoloji kürsülerini gerek inceleme yazıları ve gerekse de röportajlarla ele almaya çalışmıştır. (Derginin bu özel sayısının içeriğine http://www.talid.org adresinden ulaşmak mümkündür. Tarih, siyaset, iktisat ve iktisat tarihi, bilim tarihi, klasik ve yeni edebiyat, şehir, eğitim vb. gibi farklı akademik inceleme alanlarının Türkiye'deki serüvenlerine, alanlarının önde gelen isimlerine, kurumlarına ve eserlerine ilişkin hayli kapsamlı ve derinlikli inceleme yazıları içeren diğer ciltleri de ilgilisine önemli katkılar sağlayacaktır.) Ayrıca, bu çerçevede, Türk sosyoloji ve düşünce tarihi üzerine çalışmalarıyla tanınan Hacı Bayram Kaçmazoğlu'nun çok sayıdaki çalışması da konuya ilgi duyacak ve daha geniş kapsamlı bir bilgilenme arayışına girişecekler için önemli birer kaynaktır. Bu metin kapsamında incelenecek isimler, çalışmalar, ekoller ve süreçlerin değerlendirilmesinde yukarıda sözü edilen metinlerle sınırlı kalınmamıştır. Her bir isim, çalışma, olay, dönem ve ekollere dair pek çok farklı dergi ve kitapta yayınlanmış hayli dağınık bir literatürden ve özellikle de, ele alınan her bir sosyal bilimcimizin kendi metinlerinden yararlanmaya özen gösterilmiştir. Kolaylıkla fark edilebileceği gibi, elinizdeki
SOSYAL SERMAYENİN AKADEMİK YOLCULUĞU: “YÖK-TEZ” ÖRNEKLEMİNDE BİBLİYOMETRİK BİR ANALİZ
PESA INTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL STUDIES, 2022
Fertlerin birbiriyle olan ilişkilerinin sonucunda elde ettikleri kazanımları ifade eden sosyal sermaye ortaya çıktığı günden bu yana multidisipliner bir karaktere bürünmüştür. Hemen her disiplin sosyal sermayeyi bakir bir çalışma alanı olarak değerlendirmiş, bu da kavramın sınır ötesi bir şekilde değerlendirilmesine imkân tanımıştır. Kavramın Türk literatüründe kullanılmaya başlanması, Batı bilim dünyasından bir nebze geç olsa da bugün sosyal sermaye üzerinde sıklıkla araştırma yapılan konulardan biri haline gelmiştir. Bu araştırmada, Türkiye’de sosyal sermaye konusunda yayınlanan lisansüstü tezler araştırmacı tarafından belirlenen alt problemler açısından incelenmiştir. Nicel araştırma yöntemine dayalı bibliyometrik analiz tekniği ile gerçekleştirilen araştırma kapsamında YÖK-TEZ veri tabanında yer alan, araştırma başlığında “sosyal sermaye” ya da “social capital” geçen toplam 242 lisansüstü tez incelenmiştir. Araştırma sonucunda sosyal sermayenin Türk literatüründe 2004 yılından bu yana üzerinde çalışılan ve yıllar içerisinde popülerleşen bir konu olduğu, Türkiye’de hemen her bilim dalının ilgisini çektiği ve bu ilginin her geçen yıl daha da arttığını söylemek mümkündür. Bununla birlikte iktisadi ve idari bilimler alanlarında oldukça sık çalışılan sosyal sermayenin sosyal ve beşeri bilimleri temel alan disiplinler bünyesinde çalışmalar gerçekleştirilmesi, sosyal sermayenin kapsamının genişlemesine ve toplumsal meselelerin çözümünde sosyal sermayenin bir enstrüman olarak kullanılmasına imkân verecektir.
SOSYAL SERMAYENİN KURUM KİMLİĞİNDEKİ ÖNEMİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
ASEAD, 2018
ÖZET Temelini insanlar ve kurumlar arasındaki ilişkilerin meydana getirdiği sosyal sermaye, bireylerin içerisinde bulundukları toplumsal ilişkilere farklı bir yaklaşımla bakabilmeyi sağlamaktadır. Bundan dolayıdır ki kavram, kurum kimliğinin şekillenmesinde önemli bir yere sahiptir. Kurumların kendini tanımlama biçimi olan kurum kimliği ise; davranışından iletişim şekline, duruşundan vizyonuna kadar insan kaynağının oluşturduğu sosyal sermaye ile şekillenmektedir. Kalkınma sürecinde önemli bir yeri olan sosyal sermaye, ülkelerin gelişmişlik ve kurumların da gelecek vaat etme düzeylerinde yalnızca soysa açıdan değil, fiziki olarak da verimlilik artışına katkı sağlar. Dolayısıyla ekonomik sistemlerde çeşitli vasıtalar yardımıyla verimlilikte artışa, maliyetlerde ise azalışa yol açtığını söylemek mümkündür. Bu sebeple gelişmekte olan kurumların, sektörlerinde lider konumda olan kurumlarla aralarındaki ekonomik farklılıkları kapatabilmeleri için kurum kimliklerine uygun şekilde sosyal sermaye yapılarını geliştirmeleri son derece önemlidir. ABSTRACT Social capital, which is the basis for the relationship between people and corporates, allows individuals to look at the social relations they have in a different approach. That is why the concept has an important place in the formation of the identity of the corporate. Corporate identity, which is the form of self-identification of corporates, from the behavior to the form of communication, from the standpoint to the vision, is shaped by the social capital created by human resources. Social capital, which has an important place in the development process, contributes to the development of the countries and to the productivity of the corporates not only in terms of sole but also in physical promise. Therefore, it can be said that in economic systems, productivity increases with the help of various means and costs decrease. For this reason, it is extremely important for developing corporates to develop social capital structures in accordance with their corporateal identities so that they can close the economic disparities between the corporates that are leading in their sectors.
SOSYAL SERMAYENİN YEREL KALKINMADA ÖNEMİ: GAZİANTEP ÖRNEĞİ
Bu makale, Gaziantep örneğinde, bölgesel kalkınmada sosyal sermayenin önemini anlamaya çalışmaktadır. Gaziantep ekonomisi, son yıllarda atılım göstermiştir. Ancak, ekonomik faktörler kentin parlak başarısını açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Sosyal sermaye, Gaziantep ekonomik performansı için önemli bir varlıktır. Bu çalışmanın ampirik kısmı, ana değişken, anketler ve derinlemesine görüşmelerden oluşan veri setinin analizine dayanmaktadır. Niteliksel araştırma, bölgesel kalkınmanın sayısal verilerle açıklanamayan farklı yönlerini, bölge kalkınmasında sosyal sermayenin katkısında olduğu gibi anlamaya yardımcı olmaktadır. Bu kapsamda Gaziantep ili ele alındığında bağlayıcı sermayenin ildeki güven ve işbirliğini artırıdığı görülmektedir. Bu özelliğiyle birleştirici (linking) sosyal sermaye, Gaziantep'in yerel iş dünyası seçkinleri, yerel ve ulusal siyasi seçkinler ve yönetim arasında, büyük sorunlar ve ilin gelecek beklentileriı konusunda karşılıklı anlayış ve fikir birliği oluşmasına yardımcı olmuştur. Abstract This paper seeks to understand the importance of social capital in regional development through the case of Gaziantep. Gaziantep economy has leaped recently. However, economic factors cannot explain the bright success of the city. Social capital is an important asset for Gaziantep economic performance. The empirical part of this study is based on an analysis of social entrepreneurship in Gaziantep by analyzing the data set for main variable, surveys and in depth interviews. The qualitative study provides an explanation to aspects of regional development that cannot be explained by numerical variables at hand, suggesting that social capital contributes to regional economic development of the province. Bonding social capital increased trust and collaboration. The linking social capital helped to establish a mutual understanding and a consensus on major problems and prospects of Gaziantep amongst the local business elites, local and national political elites and administration.
SOSYAL TEORİ BAĞLAMINDA ERMENİ MİLLİYETÇİLİĞİNİN TARİH VE COĞRAFYA RETORİĞİ
ERMENİ ARAŞTIRMALARI, 2018
Historical and geographical concepts are essential and indispensable elements of nationalist rhetoric. These elements are strongly integrated with each other on basis of ethnicity and observable in the both traditional and modern perspectives of Armenian nationalist historicism. But contrary to the nationalist thinking, social theory draws the exogenous outlook toward the history. This perspective implies that Armenian nationalism has developed a radical discourse that emphasizes ethnic elements while excluding cultural heterogeneity. However, according to the historical experience “interaction” and “exchanges” were decisive as much as “boundaries” during the process of ethnogenesis. In this case some questions related with the radical discourse of Armenian nationalists require analytical attention. First, national identities straightforwardly identified with ethnic identities. Secondly, nationalist narrative mainly focuses on assertion that cultural codes of ethnic identities which are existing since prehistoric times remained unchanged. The research examines both questions from the perspective of social theory.