CEMAL SÜREYA ŞİİRİNDE DİL, İMGE VE ÖZEL AD SÜRPRİZLERİ (original) (raw)

CEMAL SÜREYA ŞİİRİNDE İRONİ

Türklük Bilimi Araştırmaları, 2017

ÖZ: II. Yeni şiiri; dili, tekniği ve içeriği açısından kendinden önceki dönemlere göre özgün yönelimler ortaya çıkarmış bir akımdır. Özellikle cümleden kelimeye doğru bir yönelimle dilin yapısını bozma, yeni yapılarla yeni çağrışımlar yaratma girişimi II. Yeni şiirinde sıklıkla gözlemlenen durumlardır. II. Yeni şairlerinin daha çok dili kullanma biçimi üzerinden kurduğu ortaklık; şiirde imge ironi, humor, alay gibi tekniklerin kullanımı üzerinden de gözlemlenebilir. II. Yeni şiirinin öncü şairlerinden Cemal Süreya, şiirde zekâyı ve ideolojiyi vurgulamak için ironi ve humoru farklı biçimleriyle yoğun bir şekilde kullanır. Erotizm, ölüm, ideoloji ve sosyal eleştiri bu tekniklerin bağdaştırıldığı içeriksel özelliklerdir. Cemal Süreya, yaşama bağlılığı, yaşam enerjisini, toplumcu hayat görüşünü, aşk ve tutku gibi kavramları ironi vasıtasıyla daha çarpıcı ve etkili bir biçimde şiirlerine taşır. Hem sözel (verbal) ironi hem de durum ironileri Cemal Süreya şiirlerinde gözlemlenebilir. Bu çalışmada Süreya'nın şiirlerinde kullandığı ironi ve humorun şiirin içeriği ile birlikte ortaya çıkardığı yapı açığa çıkarılmaya çalışılmıştır. Cemal Süreya'nın şiirlerinden örneklerle farklı ironi türleri açıklanmıştır. ABSTRACT: 2nd New Poetry is a movement which brought into unique trends compared to previous periods in terms of poetry language, technique and content. Specifically, disrupting the structure of the language by an orientation which is from sentence to word and attempt of creating new associations with new structures are frequently observed circumstances in 2nd New Poetry. Commonality of 2nd New Poets which is mostly formed by style of language usage can be observed through the usage of techniques such as image, irony, and humour in poetry. Cemal Süreya, one of the most prominent poets of 2nd New Poetry, uses the irony and humour intensely with their different forms to emphasize the intelligence and ideology in the poetry. Erotism, death, ideology and social criticism are contextual characteristics associated with these techniques. Cemal Süreya reflects concepts such as conduct of life, energy of life, socialist world-* Kilis 7 Aralık Üniversitesi, mhukum@kilis.edu.tr

SELİM İLERİ'NİN 'YARIN YAPAYALNIZ' ROMANINDA AŞKIN "ÖZEL" VE "DERİN" HALLERİ

Özet: Selim İleri, yapıtlarını, olaylar ve serüvenler üzerine, pek kurmaz; daha çok, duygulara ve yaşantılara yaslanır. Sıradışılığı ve çarpıcılığı da küçük ayrıntıların büyük derinliklerinde bulur; insanı, günlük hayatın içinde anlamaya ve anlamlandırmaya çalışır. Yarın Yapayalnız'da lezbiyen bir ilişkidir görünürde anlatılan, ama, aslında, aşktır sorgulanan. Selim İleri, bizi, yine, çok bilinen ve çok çiğnenen gerçekliklerin ötesine geçmeye, bir takım incelikler üzerine düşünmeye çağırmaktadır. Çalışmamız; bu dikkatler ışığında, Yarın Yapayalnız romanının, "bir aşkın halleri" anlatısı olarak okunması ve yorumlanması çabasıdır.

DOKUZUNCU ASIRDA DIMAŞK, DİYARBEKİR VE ERMÎNİYYE’DE BİR EMİRLİK “ŞEYHOĞULLARI”

DOKUZUNCA ASIRDA DIMAŞK, DİYARBEKİR VE ERMÎNİYYE'DE BİR EMİRLİK "ŞEYHOĞULLARI" Öz Şeyhoğulları adlarını Arap Rebia Kabilesi'nin bir kolu olan Benû Şeybân'a mensup İsa b. eş-Şeyh es-Selîl'in babası eş-Şeyh'den almaktadırlar. Devletin kurucusu İsa b. eş-Şeyh'in adına ilk defa Abbâsî Halifesi Mütevekkil (232-247/847-861) döneminde Muhammed b. Buʿays'ın çıkardığı isyanı bastırmak için gönderilen ordu içerisinde rastlanmaktadır. Bu isyanın bastırılmasında gösterdiği faydalardan sonra Haricîler ile mücadele etmiş ve Bizans sınırına doğru ilerleyerek gazalarda bulunmuştur. Mu'tez'in (252-255/866-869) halifeliğe geçişi esnasında Dımaşk ve Filistin dolaylarında faaliyetlerini sürdüren İsa, biat etmediğinden üzerine gönderilen ordu karşısında tutunamayarak Mısır'a gitmek zorunda kalmıştır. Daha sonraları Diyarbekir ve Ermîniyye'ye tayin edilen İsa Diyarbekir'de bağımsız bir şekilde hareket etmeye başlamış ve Ermîniyye'deki ihtilaflardan da faydalanarak sınırlarını Van Gölü havzasına kadar genişletmiştir. İsa'nın 882 yılında vefat etmesinden sonra emîr olan oğlu Ahmed döneminde Taron (Muş) ele geçirilmiştir. Ahmed 898 yılında vefat edince halife Mutazıd (279-289/892-902) Amid ve Meyyâfârikîn'i Ahmed'in yerine geçen oğlu Muhammed'den alarak Şeyhoğullarına son vermiştir. Abstract The names of the Shaykhs are from al-Shaykh who is the father of İsa b. al-Shaykh al-Salil belonging to Banû Shaybān, a branch of the Arab Rebia tribe. The founder of the state İsa b. al-Shaykh the name of whom, for the first time was found in the army that had been sent to repress the rebellion emerged by Muhammad b. Buʿays in the period of Abbasid Caliph Mutawakkil (232-247 / 847-861). After successes in suppressing this rebellion, he struggled with the Kharijites and found himself in the battles towards to Byzantine border. İsa, who continued his activities around Damascus and Palestine during the transition to the caliphate of Mu'tazz (252-255 / 866-869), had to go to Egypt without being able to stand against the army sent to him because he did not ally the new caliph. İsa, who was later assigned to Diyar Bakr and Armenia, began to act independently in Diyar Bakr and benefiting from the conflicts in Armenia, he extended his borders to the Van Lake basin. After İsa died in 882, his son Ahmed became the Amir and in the period of whom Taron (Muş) was seized. When Ahmed passed away in 898, Caliph Mu'tazid (279-289 / 892-902) seized Amid and Mayyâfârīkîn from his son Muhammad, who replaced Ahmed, and ended the Shaykhs.

SÜLEYMAN DEMİREL'İN ASKERİ VE SİVİL BÜROKRASİ İLE İLİŞKİLERİ

Öz Türk demokrasi tarihinde siyaset ile bürokrasi arasındaki ilişki her zaman kilit bir rol oynamıştır. Söz konusu ilişki her ülkenin kendine özgü sosyo-kültürel, tarihsel, ideolojik ve hukuki yapısına göre değişiklik gösterebilmektedir; ancak Türkiye'deki siyaset-bürokrasi ilişkisinde askeri ve sivil bürokrasinin ayrı ele alınması adeta bir zorunluluktur. Nitekim Türk siyasal hayatında ordu uzun süre çok etkin bir rol üstlenmiş ve kimi zaman darbelerle kimi zaman da muhtıralar ve ültimatomlarla sivil siyaset üzerinde güçlü bir vesayet kurmuştur. Siyaset ile sivil bürokrasi arasındaki ilişki değerlendirildiğinde ise daha farklı bir tablo ortaya çıkmaktadır. Türkiye'de siyaset, sivil bürokrasi üzerinde çoğu zaman etkili olmuş ve bürokrasinin siyasallaşmasına zemin hazırlamıştır. Bu bağlamda Türk siyasi hayatının en önemli liderlerinden biri olan ve ordunun siyaset üzerindeki etkisinin en güçlü olduğu dönemlerde Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı görevlerinde bulunmuş Süleyman Demirel'in bürokrasi ile ilişkilerinin değerlendirmesi Türkiye'deki siyaset-bürokrasi ilişkisi bağlamında genel bir çerçeve çizebilir. Anahtar Kelimeler: Askeri bürokrasi, sivil bürokrasi, Süleyman Demirel, darbe. Abstract The relationship between politics and bureaucracy (always) played a major role in Turkish democracy. This relationship can differ from country to country by country's distinctive socio-cultural, historical, ideological and legal structure, however in Turkey, military and civil bureaucracy must be approached separately when considering the relationship between politics and bureaucracy. In fact, in Turkish political history for a very long time the army played an important role and sometimes through military coups (coups d'état) or memorandums and ultimatum has established a strong tutelage on civil politics. However when the relationship between politics and civil bureaucracy is considered a different picture may come out. In Turkey politics has established (a strong) dominance over civil bureaucracy and set a ground for bureaucracy to become political. In this sense evaluating Süleyman Demirel's, who was one of the most important leaders of Turkey and who has served as both the prime minister and the president of Turkey during the time when the army had great impact on politics, relationship with bureaucracy can draw a general frame for the relationship between politics and bureaucracy in Turkey.