Edirne Vilayeti’nde Tanzimat Sonrası Yapılan Arşiv Çalışmaları (original) (raw)

Arşiv Belgeleriyle 19-20.yüzyıl Edirne Vilayetinin Eğitim Tarihi ve Yapıları Üzerine Değerlendirmeler

Balkan Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2022

ARŞİV BELGELERİYLE 19-20. YÜZYIL EDİRNE VİLAYETİNİN EĞİTİM TARİHİ VE YAPILARI ÜZERİNE DEĞERLENDİRMELER  Merve ARSLAN ÇİNKO -Zeynep ERES  ÖZ Osmanlı Devleti'nde 19. yüzyılda başlayan modernleşme çalışmaları ile birlikte eğitim önemli bir uygulama alanı olmuş, yasal ve yönetsel değişimlerin yanı sıra ülke genelinde modern eğitim kurumları açılmaya başlamıştır. Daha çok merkezî yerleşimlerde modern eğitim veren okulların açıldığı görülse de başkent İstanbul'un komşuluğundaki Edirne vilayetinin hem merkezi hem de kırsal yerleşimlerinde çok sayıda yeni eğitim kurumu açılmıştır. Bu makalede, 19. ve 20. yüzyılda Edirne vilayetindeki eğitim yaklaşımı ile bu dönemde açılan eğitim kurumlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Arşiv belgeleri ışığında, 19. yüzyılın ilk yarısından 1910'lu yıllara kadar geçen süreçte mevcut olan ve açılan yeni okulların tespiti yapılmış, eğitimin niteliği ile birlikte okulların fiziksel durumuna dair yeni bilgiler ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca, alan araştırmaları ile birlikte günümüz Türkiye sınırları içerisinde kalan ve 19. yüzyılda Edirne vilayetine dahil Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve Gelibolu Yarımadası'ndan günümüze ulaşan eğitim yapılarının tespiti yapılmıştır. Bu yapıların geçirdiği değişimlerin ortaya koyulması ve mimari biçimlenişlerine dair değerlendirmelerin yapılması, çalışmanın diğer bir amacını oluşturmaktadır.

Edirne Türk Ocağının Tasfiye Serencamı (1931-1939)

TÜRK YURDU, 2021

Kuruluş amacını Türklerin fikrî, rûhî, bedenî, iktisâdî olarak yükselmesine çalışmak olarak beyan eden Edirne Türk Ocağı Cemiyeti’nin kuruluş tarihi 24 Kasım 1922’dir. Bir dönemin Osmanlı payitahtı olan Edirne’de şehrin ekâbirlerinin, Milli Mücadele gazilerinin bir araya geldiği ocak, şehirde sosyokültürel alanda faaliyetler yapmış, günümüzdeki tabiriyle müessir bir sivil toplum kuruluşuydu. Maalesef, 1930’lu yıllarda Türkiye’de ortaya çıkan bazı siyasî gelişmeler Türk Ocakları üzerine olumsuz bir tavır alınmasını sağlamış ve sonuç olarak Türk Ocakları 10 Nisan 1931’de tüm şubeleri ile birlikte kapatılmıştır. Kapatılan Edirne Türk Ocağının alacaklarının, borçlarının ve malvarlıklarının tespiti, devir işlemleri ve ocağa ait gayrimenkullerin satışı için çalışmalar 14 Nisan 1931’de başlamış, 23 Mart 1939’da tasfiye komisyonuna yapılan bildirim ile sona ermiştir. Yaklaşık olarak sekiz yıl süren Edirne Türk Ocağının malvarlığının tasfiyesinden geriye; satılmasına izin verilmeyerek parti binası olarak kullanılabileceği rapor edilen, Mustafa Kemal Atatürk’ün de Türk Ocağı olduğu vakit ziyaret ettiği, hâlen devlete ait bir kurumun bulunduğu, Türk Ocağı Caddesindeki bina kalmıştır.

Edirne de Tanzimat ın İlk Ayları ve Vali Nâfiz Paşa nın Muhakemesi

History Studies International Journal of History, 2020

Edirne, Osmanlı Devleti'nin tarihî başkentlerinden biri olup XIX. yüzyılda hâlâ bu statüsünü devam ettiren bir şehir idi. Vali, eski Maliye Nâzırı Nâfiz Paşa olup bu göreve getirilmesinin üzerinden bir ay bile geçmemişti ki Tanzimat Fermanı ilan edildi. O, esasında karşı olmasına rağmen fermanın ilanını görkemli bir törenle halka duyurdu. Ancak 1840 yılında, Tanzimat ile vaat edilen vergi tarh ve tahsil işini düzene sokmak üzere yeni tayin edilen Muhassıl Edhem Efendi ile büyük ölçüde gerginlik yaşadı. En küçüğünden en büyüğüne kadar hemen her meselede bu iki üst düzey yönetici arasında çatışma meydana geldi. Muhassılın şehre girerken karşılanmasından kendisine konak tahsisine, muhassıllık meclisinin oluşmasından redif askeri toplanmasına, Müslümanlar ile Rumlar arasında ortaya çıkan çatışma ortamından diğer pek çok irili ufaklı meselede bu çatışma yüzünden vilayet doğru dürüst yönetilemedi. Edhem Efendi ile mahalli hanedan mensupları arasında kurulan ittifak yüzünden vali, bu süreçte hep yalnız kaldı. Hükümete her iki taraftan şikâyet dilekçeleri yağmaya başladı. Sonunda Nâfiz Paşa görevden azledildi. Vali ile birlikte vilayet üst yönetimi yargılandı. Suçlu bulunan Nâfiz Paşa üç yıl süre ile Kütahya'ya sürgün edilirken Edhem Efendi de kabahatli sayılarak görevden alındı.

XVI. Yüzyılda Edirne’de Yaşanan Taşkınlar Üzerine Bir Araştırma

Turkish Studies - Language and Literature, 2021

One of the natural disasters affecting humanity throughout history has been floods. In Edirne; Due to its establishment in a region close to Tunca, Arda and Meriç rivers, it has been exposed to floods many times throughout history. Most of the floods in the 16th century occurred in the Tunca River, which divided the city into two and on which many bridges were located. Floods are mostly experienced in the spring months, when the snow melts and rains fall more, and they are caused by the increase in river flows. Other reasons for the floods are the mills and water closets built in the river beds and the gardens built in these areas, the trees planted and the spilled garbage prevent the flow of water. In this century, there were many disasters such as the flood in 1571 that caused great damage. The Ottoman State was sensitive to the openness of the riverbeds to prevent floods, as well as to prevent the flow of water and the factors that caused floods. In addition, the existing sets in some parts of the city were renewed and tried to prevent floods by building some new sets. Floods in this century have damaged the settlements, vineyards, gardens and agricultural lands in some parts of the city. These floods in Edirne revealed many problems affecting the city. Some of these problems are the migration of the inhabitants of the settlements that were submerged due to the floods to other parts of the city, famine and epidemic diseases. With this study, the social and economic effects of the floods that took place in the 16th century on Edirne were tried to be revealed.

II. Meşrutiyet Döneminde Edirne Medreselerinde Islah Çalışmaları

Trakya Üniversitesi’nin 40. Yılına Armağan, 2022

Bu çalışmada Edirne medreselerinin 1908-1912 yılları arasındaki talebe ve müderris sayısı, barınma imkânları, iaşe durumu ve müfredatı incelenmiştir. 1910 yılından itibaren gerçekleştirilmeye çalışılan medrese reformunun Edirne medreselerine yansıması ve Edirne ulemasının merkezden beklentilerine yer verilmiştir.