Zengin Türk-İslam Mimarisinin Örneklerinden "Ahşap Camiler" (original) (raw)

Sultan II. Abdülhamid Dönemi’nden Bir Tip Proje Örneği: Mektepli Camiler

Sanat Tarihi Dergisi, 2023/2, 761-823., 2023

Bu çalışma, Sultan II. Abdülhamid Dönemi’nde inşa edilen mektepli camiler hakkındadır. Tek mekân içinde hem ibadet hem de eğitim yapılabilecek şekilde tasarlanan bu yapıların mektepli cami olarak adlandırılması, dönemin arşiv belgelerinde geçtiği için tercih edilmiştir. Bu belgelerinden ilki H. 5 Rebîülevvel 1314 (M. 14 Ağustos 1896) tarihli olup, Ferecik Emlâk-ı Hümâyûn Şubesi’ne bağlı Lütfiye Köyü’nde inşa edilmesi kararlaştırılan mektepli cami hakkındayken, ikincisi Çorlu Emlâk-ı Hümâyûn Şubesi’ne bağlı on köyde inşa edilecek mektepli camilerle ilgili H. 11 Rebîülevvel 1318 (M. 09 Temmuz 1900) tarihli belgedir. Ana hatlarıyla kuzey-güney yönünde derinlemesine dikdörtgen planlı bu yapılar, iki katlı ön mekân ve gerisinde harim olacak şekilde bir düzene sahiptir. Yapıda iki katlı ön mekânda, alt katta son cemaat yeri, üst katta mektep ve hoca odası ile kadınlar mahfili şeklinde bir tasarım söz konusudur. Minare batı duvarında cepheye bitişik olarak inşa edilmişken, ön mekânın ikinci katındaki mektep kısmına ulaşım, minare önündeki bir merdivenle sağlanmıştır. İstanbul’daki bir örnek dışında, tespit edilebildiği kadarıyla, bu mektepli camilerin tamamı Trakya bölgesinde, özellikle muhacirlerin yerleştirildiği mevcut veya muhacirler için yeni kurulmuş köylerde inşa ettirilen eserlerdir. Bu yapıların emlâk-ı hümâyûn arazilerine ve hazine-i hassadan sağlanan gelirle, Sultan II. Abdülhamid emriyle inşa edildiği anlaşılmaktadır. Bu eserlerle ilgili diğer bir önemli husus ise bu mektepli camilerin büyük bölümüne, Sultan II. Abdülhamid tarafından kendisinden önce hüküm sürmüş padişahların isimlerinin verilmesidir. Bu çalışmada öncelikle arşiv belgesi ekinde planı da olan on köyde inşa edilmiş eserler tanıtılmış, ardından benzer özelliklere sahip diğer yapılara yer verilmiştir. Yapıların tanıtılmasını takiben, oluşan veriler değerlendirmeye tabi tutulmuş ve ulaşılan sonuçlarla birlikte ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: Mektepli Cami, II. Abdülhamid, Trakya Camileri, Osmanlı Mimarisi, Geç Devir Mimarisi ............................................................................................................................................................. This study is about the mosques with schools built during the reign of Sultan Abdulhamid II. It has been preferred that these structures, designed in such a way that both worship and education can be carried out in a single place, be called schcooled mosque because it is mentioned in the archival documents of the period. The first of these archive documents is the document dated 5 Rebîülevvel 1314 H. (August 14, 1896 A.D.) about the mosque with a school that was decided to be built in Lütfiye Village of Ferecik Emlâk-ı Hümâyûn Branch. The second document is H. 11 Rabi al-Awwal 1318 (M. 09 July 1900) is dated and relates to the mosques with schools to be built in ten villages affiliated to the Çorlu Emlak-ı Hümayun Branch. There is a plan of the work/works to be built in the annex of both documents. Apart from these two documents, there are many documents in the Ottoman Archive about the works that are the subject of our examination and there are visuals taken at the opening ceremonies of these mosques in the Sultan Abdulhamid II. Photography Archive. These buildings, which have a deep rectangular plan in the north-south direction, have a layout with a two-storey front space and a sanctuary behind. The building has a two-storey front space, a narthex on the lower floor, a school and teacher's room and a private area for women on the upper floor. While the minaret was built adjacent to the facade on the western wall, access to the school section on the second floor of the front space was provided by a staircase in front of the minaret. It is understood that these structures were built on the order of Sultan Abdulhamid II with the income provided from the lands of emlak-ı hümayun and the treasury. One of the striking elements here is that, unlike the construction activities traditionally carried out through foundations, the works were built with the revenues of the treasury, whose structure was changed and strengthened. Another important point about these works is that most of the mosques with these schools were given the names of the sultans who reigned before him by Sultan Abdulhamid II. These structures, which form the backbone of the study, and most of the other structures found to have similar characteristics are works built in the Thrace region, especially in the existing villages where immigrants were settled or in newly established villages for immigrants. In addition, as far as it can be determined outside Thrace, an example built for immigrants was also found in Istanbul. In this study, first of all, the works built in ten villages, which have a plan attached to the archive document, the on-site examination and the information obtained, are discussed with documents, and then other structures with similar features are included. Following the introduction of the structures, the documents, information and data obtained from on-site observations were evaluated and discussed together with the obtained results. Keywords: Mosques with schools (Schooled Mosques) II. Abdulhamid, Thrace Mosques, Ottoman Architecture, Late Period Architecture

Ordu / Perşembe'Den İki̇ Ahşap Çanti Cami̇ Örneği̇

Türkiye Bilimler Akademisi Kültür Envanteri Dergisi, 2014

Mimaride kullanımı insanlık tarihi kadar eski olan ahşabın, çok önemli ve vazgeçilmez bir malzeme olduğu bilinmektedir. Anadolu'da Karadeniz Bölgesi ve özellikle Ordu/Perşembe'nin içerisinde bulunduğu Orta Karadeniz Bölgesi'nde ah şap, mimaride ağırlıklı olarak kullanılmıştır. Bölgenin kırsal kesimlerinde hala rastlayabileceğimiz serenderler ve ko nutlar bunların en güzel örneklerini vermektedir. Bu bağlamda ahşap çantı camiler de üzerinde durulması gereken kültür varlığı niteliğindeki yapılar olarak dikkati çekmektedir. Tamamen yörenin şartları ve ihtiyaçları ile ortaya çıkan ahşap çantı camiler aslında eski bir geleneğin de devamı niteliğindedir. Bu çalışmada, çok farklı yönleriyle ehemmiyet kazanmış bir yöre olan Perşembe'de, kendine has karakteristik özellikleriyle geleneksel ahşap çantı camilerin iki örneği olan Kutluca Mahallesi Camii ve Afırlı Mahallesi Camii ele alınmaktadır. Amacımız, sayıları her gün biraz daha azalan, yok olma durumundaki bu iki yapıyı belgelendirmek ve bilinen örneklere yenilerini kazandırmaktır. Daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış olan bu yapılar öncelikle mimari özellikleri açısından tanıtılmış ve akabinde yakın çevre örneklerinden hareketle Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki yerleri değerlendirilmek suretiyle Anadolu Türk mimarisindeki önemi ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Rize Camilerinde Ahşap Üslubu

Sanat Tarihi Dergisi

ÖZ Bu makalede, Rize kent merkezi ve kırsalında tespit ettiğimiz, çantı tekniğinde yapılan camilerin süslemeli 12 adedi ele alınmıştır. İnşa aşamalarında olduğu gibi dayanıklı ahşap türünün seçimine değin tüm ayrıntılarında geleneksel yöntemlerin tatbik edildiği camilerde, süsleme tarzı ve konularının da yine yerel uygulamaları ile karşılaşılmaktadır. Tespit edilen motif türü veya kompozisyon öğelerinin birinci grubunu Osmanlı mimarisinde geç dönem Batı etkili unsurların geleneksel teknik ve stilize karakterde yöresel anlam içeren örnekleri meydana getirmektedir. Bu bağlamda, "S-C" kıvrımları, akantus yapraklarından müteşekkil yürekler, kıvrık dallı lale, ağaçlı laleler, inci tanesi, şemse motifleri, bölgenin ahşap süsleme sanatında üslubu oluşturan unsurlar olarak irdelenmektedir. Süsleme konularının diğer iki grubunda ise ilki Ortaçağ Hıristiyan sanat dünyasında karşılaşılan ve etkileşim yoluyla aynı coğrafi bölgede geniş yayılım gösteren "saç örgü", "sepet örgü", "yürüyen sekiz" motiflerinin literatürde çeşitli adlandırmalarına karşın, önerilen terminolojik tanıma, desen kurgusu çözümü ve köken araştırmasından hareketle açıklık getirilmektedir. Geometrik sisteme sahip olan ikinci grup süsleme konularının başta Doğu Karadeniz olmak üzere bölgeye karakteristik özellikteki "badem geçme (halka)" motifinden ibaret olduğu örneklerle anlatılmaktadır. Süsleme üzerine derinleştirdiğimiz araştırmanın tartışmaya açılan problemlerinden birisi de, ustaların ortak tasarımlarının tespiti ve bu bağlamda Doğu Karadeniz yöresinin bazı yerleşimleri ve Transkafkasya'yı da kısmen ihtiva eden bir bölge için ahşap sanatında söyleyebileceğimiz bezeme üslubunun varlığı konusudur.

Konya Camilerindeki Ahşap Mihraplardan Örnekler

Sanat tarihi dergisi, 2021

Mihrap, cami mimarisinde önemli mimari öğelerden biridir. Mihrabın kullanımında amaç aynı olmakla birlikte devirlere, bölgelere göre malzeme, teknik, form ve süsleme bakımından farklılıklar göstermektedir. Anadolu Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı'nın erken ve klasik dönem mihraplarında form ve süsleme bakımından geleneksel öğeler ağırlıklı olup, bu dönem mihraplarında alçı, çini mozaik, taş ve mermer malzemelerin kullanıldığı görülmektedir. 18. yüzyıldan sonra ise mihrapların biçim ve süslemelerinde batılı sanat akımlarının etkileri görülmeye başlamış, Türk sanatı motifleri ile batı sanatı motiflerinin birlikte denendiği süsleme programları ortaya çıkmıştır. Bu bezeme üslubu, Osmanlı Geç Dönemi'nde ve sonrasında, Konya çevresindeki tarihi camilerin ahşap mihraplarında kullanılır hale gelmiştir. Bu ahşap mihraplar, yapıldıkları dönemin sanat anlayışını, kültürel değerlerini yansıtan özgün özelliklere sahip mihraplardır. Bu çalışmada, Konya ilçelerinde bulunan, Beylikler ve Osmanlı dönemlerine ait yedi adet tarihi camide bulunan ahşap mihraplar, form, boyut, mihrap nişi plan şeması, malzeme, süsleme ve yapım tekniği bakımından değerlendirilmiş ve tipoloji çalışması yapılmıştır. Bu araştırma ile Konya'nın bazı ilçelerindeki camilerin ahşap mihraplarındaki sanat üslubu ortaya konulmuş, projelendirme ve uygulama çalışmalarındaki dönem karşılaştırmalarına katkı sağlanması ve belgeleme çalışması olarak kaynak oluşturması hedeflenmiştir. Mihrapların tespiti ve belgelenmesi, literatür ve arşiv taraması çalışmada kullanılan başlıca metotlardır.

Osmanlı Devri Edirne Camilerinden Ahşap Va’z Kürsüsü Örnekleri

Sanat Tarihi Dergisi, 2014

Bu çalışmanın konusunu Osmanlı Devletinin başkenti ve aynı zamanda dönemin önemli siyaset, ilim, kültür ve sanat merkezlerinden biri olan Edirne'de inşa edilen Eski, Muradiye, Üçşerefeli ve Selimiye camilerinin ahşap va'z kürsüleri oluşturmaktadır. Söz konusu camiler bir çok araştırmanın konusu olmuş ve etraflıca incelenmiş olmasına rağmen, içlerinde bulunan va'z kürsüleri bu çalışmalarda, genellikle göz ardı edilmiş ya da sadece birkaç kelimeyle anlatılmıştır. Yazımızda, camilerin önemli litürjik elemanlarından biri olan va'z kürsüleri tanıtılarak bu unsurların da en az içerisinde bulundukları camiler kadar döneminin üslubunu ve sanat anlayışını yansıttıkları ortaya konmaya çalışılacaktır.

Trabzon’dan Ahşap Bir Cami Örneği: Of – Bölümlü Mithat Paşa Camii / A Wooden Mosque from Trabzon: Of – Bolumlu Mithat Pasha Mosque

Journal of History Culture and Art Research, 2017

Trabzon, which is located on the shore of Black Sea and one of the oldest centers in Anatolia, has included many cultural heritage factors due to its historical importance and background. Mosques have an important role in shaping cultural heritage of the region. One of them is a wooden mosque which located in Bolumlu suburban area at Of District in Trabzon province. The wooden mosque is one of the historical and important models in Anatolia in terms of wooden material use in the traditional architecture. The wooden material which has an important role in Black Sea Region's building culture was widely and ingeniously used on bearing systems and other components of Bolumlu Mithat Pasha Mosque. The objective of this study is to examine and promotion of this mosque’s architectural properties and discussion of current situation of this mosque. Öz Trabzon, geçirdiği tarihsel süreç nedeniyle çok sayıda kültürel miras unsurunu bünyesinde barındırmaktadır. Sözü edilen kültürel miras unsu...

Doğanhisar'daki Geç Dönem Osmanlı Camilerinde Ahşap Mihraplar

Kalemişi, 2021

Konya il merkezinin kuzeybatı tarafında yer alan ve buradan yaklaşık olarak 122 kilometre uzakta bulunan Doğanhisar ilçesi, Geç dönem Osmanlısında tıpkı merkezde de muadilleri bulunabilen özgün ahşap mihraplı camilere sahiptir. Bölgede 18 ile 20. yüzyıllarda inşa edilen Geç dönem Osmanlı camilerinin mihrapları genellikle ahşap olarak yapılmıştır. Doğanhisar ilçesinde ele aldığımız mihrap örneklerinin tamamı ahşap olup, neredeyse tasarım ve süsleme özellikleriyle oldukça benzer özellikler ortaya koymaktadır. Günümüzde genellikle farklı renklerde yağlı boyalarla boyanmış olan mihrap yüzeylerinin hemen altında tezat renkle kontrast oluşturan kumaşlarının boyanması bazı süsleme özelliklerinin bozulmasına neden olmuştur. Doğanhisar’daki geç dönem Osmanlı Cami mihrapları geometrik, bitkisel ve yazılı olarak süslenirken, bu mihraplarda herhangi bir usta ismi ile karşılaşılmamıştır. Mihrapların il merkezi ve ile uzakta kalan taşradaki ilçeyle aynı özellikleri gösteriyor olması Orta Anadolu’ya da dönemin Konya bölgesi için bir tasarım geleneği olabileceğini akla getirmektedir. Yüksek Lisans tezinden özetle ortaya çıkarılan bu çalışmada amaç, daha basit ve anlaşılır bir dille bölge mihrapları hakkında bilgiler ortaya koymaktır. Doğanhisar district, located on the northwest side of Konya city center and approximately 122 kilometers away, has original wooden mihrab mosques in the late Ottoman period, which can be found in the center as well. The mihrabs of the late period Ottoman mosques built in the 18th and 20th centuries in the region were generally made of wood. All of the mihrab examples we have discussed in Doğanhisar district are wooden, and they show very similar features in terms of design and ornamentation. The dyeing of the fabrics that contrast with the contrasting color just below the mihrab surfaces, which are generally painted with oil paints in different colors today, has caused some decorative features to deteriorate. While the mihrabs of the late Ottoman mosques in Doğanhisar were decorated with geometric, floral and written forms, No master names were encountered in these mihrabs. The fact that the mihrabs show the same characteristics as the city center and the rural district, which is far from the city center, suggests that it may be a design tradition for Central Anatolia or the Konya region of the period. In this study, which is summarized from the master's thesis, our aim is to reveal information about the altars of the region in a simpler and more understandable language.