Ahmed-i Dai - Tercüme-i Si Fasl Fi’t-Takvim (Haz. Emre KUNDAKÇI) (original) (raw)

Kemâl Ahmed Dede Ve Tercüme-İ Menâkib-I Mevlânâ'Si

Selcuk Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi

Akşehir'de doğmuştur. Mevlevî bir aileden gelen, Derviş Kemâl Ahmed, gençlik yıllarında Konya'ya gelerek, Çelebi Hüsrev Hazretleri'nin hizmetine girer. Bir süre sonra İstanbul'a gider ve bir dergâh bahçesindeki ağaç kovuğunda yaşamaya başlar. Burada, gösterdiği olgunluk ve kerâmetler ile çevredekilerin sevgisini kazanır. Yenikapı Mevlevîhânesi'ni yaptıran, Kâtip Mehmet Efendi'nin isteği üzerine bu mevlevîhânenin ilk postnîşîni olur. M. 1601 tarihinde vefât eden Kemâl Ahmed Dede, Tercüme-i Menâkıb-ı Mevlânâ adlı manzum eseriyle, Mevlânâ ve ahfadı hakkında bilgi veren eserlere bir yenisini kazandırmıştır.

HAMDÎ EFENDİ’NİN “MANZÛM MÜNÂCÂT ve ARZ-I HÂCÂT – MANZÛM ESMÂ-İ HÜSNÂ ŞERHİ” ADLI ESERİ (İNCELEME – METİN)

One of the subjects of Turkish Islamic Literature is the literary genres about God. Within these literary genres except tawhid, asma al-husna that gives information about His names and properties and introduces God in the light of these names and properties and munacat whose subject is its hawas, explanations and entreating God with His names have a significant place. In Hamdi Efendi‘s work that was written in 19th century, names of God are explained in verse and the author entreats and prays to God according to the meanings of these names. Although seperate asma al-husna works are mentioned, it is not seen that the poets write seperate munacat works. The poets act according to the tradition of Islamic book writing and add a munacat in the beginning of their works. These munacats constitute a brief part of the work. Within this respect, work is one of the rare examples of this genre. Also the poet made a contribution to the tradition to be maintained.

Fecr-I Âtî Encümen-I Edebîsi

Sosyal Bilimler Dergisi, 2008

II. Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte II. Abdülhamid döneminde faaliyetlerini yeraltında sürdüren mecmua ve gazeteler yer yüzüne çıkar. Gerek bu mecmua ve gazetelerde tefrika edilen, gerekse kitap olarak yayınlanan edebi eserler gündelik, ucuz siyasi ve toplumsal konuları tem edinir. İşte Fecr-i Ati Encümeni bu ortamda kurularak edebiyatın belirli bir üst düzey duyuş ve düşünüş estetiği olduğunu hatırlatır. Fecr-i Ati şair ve yazarları başlangıçta II. Abdülhamid aleyhtarı İttihad ve Terakki Fırkası sempatizanıdır. Lakin encümen üyesi Ahmet Samim'in öldürülüşü Fecr-i Ati ile İttihad ve Terakki Fırkası'nın arasını açar. Fecr-i Ati de edebiyatta yeniliği savunduğundan II. Meşrutiyet yıllarında çeşitli grupların hedefi haline gelir. Fecr-i Ati ediplerinin toplandıkları Hilal Gazetesi baskına uğrar. Hâlbuki onlar dönemin siyasi karışıklığından daima uzak kalmaya çalışır. Fecr-i Ati Encümeni, bünyesine topladığı yirmi dört şair ve yazarıyla neredeyse II. Meşrutiyet dönemi edebiyatını tek başına temsil eder. Bu yazar ve şairler daha sonra Milli Edebiyat ve Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatının önemli isimleri olur.

Ahmed Fakîh - Kitâbu Evsâfi'l-Mesâcidi'ş-Şerîfe [İnceleme-Tenkitli Metin-Tıpkıbasım]

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, 2023

Ahmed Fakîh tarafından 1350 yılı civarında kaleme alınan Kitâbu Evsâfi’l-Mesâcidi’ş-Şerîfe, Türkçenin yazılı dili olarak gelişim gösterdiği dönemde verilen edebi ürünlerden biri olması hasebiyle ayrı bir öneme sahiptir. Hacca gitmek amacıyla Anadolu’dan yola çıkan şair, Kudüs, Halilürrahmân, Mekke, Medine ve Şam güzergâhını izlemiş, yolculuğu sırasında ziyaret ettiği kutsal mekânları ayrıntılı şekilde aktarma ihtiyacı hissetmiştir. Eser, bu mekânlara dair muhtelif ayrıntıları barındırdığı gibi güncel bilgilerimize göre Anadolu sahasında yazılmış ilk seyahatnâme özelliğine de sahiptir. Kitâbu Evsâfi’l-Mesâcidi’ş-Şerîfe, daha önce 1974 yılında Prof. Dr. Hasibe Mazıoğlu tarafından British Library, Oriental Manuscripts, Or. 9847 numarada kayıtlı tek nüsha üzerinden yayımlanmış, bu yayım ilk olarak Orhan Şaik Gökyay tarafından ilmî gerekçelerle tenkit edilmiş, ardından eseri dil özellikleri bakımından inceleyen pek çok akademik çalışma yapılmıştır. Bu yayımlarda, neşredilen tek nüshanın bazı yerlerde eksik olduğu belirtilmekle birlikte varaklarının karışık olarak yayımlandığı konusunda kayda değer herhangi bir tespitte bulunulmamıştır. Dr. Ozan Kolbaş tarafından yayımlanan bu kitapta, daha önce yapılan pek çok çalışma ışığında Ahmed Fakîh’in kimliği üzerinde durulmuş, eser ayrıntılı şekilde tahlil edilmiş, Ahmed Fakîh’in hac güzergâhı belirgin hâle getirilmiş, eserin yeni tespit edilen Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi, Kadızade Mehmed Koleksiyonu, Nr. 407 ve Konya Koyunoğlu Şehir Müzesi ve Kütüphanesi, Nr. 13875/1’de kayıtlı iki nüshasıyla birlikte toplam üç nüsha üzerinden tenkitli metni tesis edilmiş, eserde geçen bazı kelimelere, kavramlara, şahıslara, mekânlara ve bu mekânlarda bulunan çeşitli unsurlara dair sonnotlar eklenmiş, metnin tam sözlüğü ve ayrıntılı kelime dizini hazırlanmış, son olarak tespit edilen iki yeni nüshanın tıpkıbasımına yer verilmiştir.

About The Work Of Ahmed-İ Dâ’î Named “Tercüme-İ Tefsîr-İ Ebu’l-Leys-İ Semerkandî”

Journal of Education Faculty, 2009

Ahmed-i Dâ'î'nin Tercüme-i Tefsîr-i Ebu'l-Leys-i Semerkandî adlı eseri Anadolu'da Türkçeye tercüme edilen ilk Kur'ân tefsiri olması sebebiyle önemli bir yere sahiptir. Eser, yazıldığı dönemin dil ve yazım özelliklerini belirgin bir biçimde ortaya koymaktadır. Bu çalışmada eserle ilgili tanıtıcı bilgi ve eserin bazı dil özellikleri verilmiştir.