T.C. MEDĠPOL ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ TIP TARĠHĠ VE ETĠK ANA BĠLĠM DALI TIP TARĠHĠ VE ETĠK TEZLĠ YÜKSEK LĠSANS PROGRAMI DERS ÖDEVĠ (original) (raw)
Related papers
DanıĢman: Doç. Dr. Erdem UÇAR 2012 EDĠRNE iii TEġEKKÜR Bu çalıĢmanın hazırlanması esnasında bana yardımcı olan, bu alanda çalıĢmam için beni teĢvik eden, yardımlarını ve desteklerini benden esirgemeyen değerli hocam Doç. Dr. Erdem UÇAR "a teĢekkür ederim. Yüksek Lisans tez çalıĢmalarım sırasında veri madenciliği konusunda değerli tecrübelerinden yararlandığım Doç. Dr. Mehmet KAYA" ya teĢekkür ederim. ÇalıĢmalarım sırasında değerli katkılarıyla bana yardım eden ve ortak çalıĢmalar yaptığımız ArĢ.Gör. Ümit Can KUMDERELĠ"ye, ayrıca çalıĢmalarım da her türlü katkıyı sağlayan diğer arkadaĢlarıma çok teĢekkür ederim. Beni lisansüstü çalıĢmaya teĢvik eden akademik tecrübelerinden her daim yararlandığım sevgili babam Prof.Dr. Mustafa POYRAZ "a sonsuz sevgi ve saygılarımı sunarım. iv ÖZET Veri madenciliği, günümüz bilgi çağında en güncel makine öğrenmesi yöntemlerden birisidir. Bilgisayar sistemlerinin her geçen gün hem daha ucuzluyor olması, hem de güç ve kapasitelerinin artıyor olması, bilgisayarlarda daha büyük miktarlarda verinin saklanabilmesine imkan vermektedir. Veri madenciliği, dünya üzerinde artan veri miktarının etkili bir biçimde kullanılmasının neredeyse tek çözümü olarak görülmektedir. Bu yüzden, büyük miktardaki verileri isleyebilen teknikleri kullanabilmek, günümüzde büyük önem kazanmaktadır. Veri madenciliği bu gibi durumlarda kullanılan, büyük miktardaki veri setlerinde saklı durumda bulunan örüntü ve eğilimleri keĢfetme iĢlemidir. Veri ambarlarında toplanan veriler tek baĢlarına değersizdirler. Bu veriler ancak belli bir amaç doğrultusunda iĢlendiği zaman anlamlı hale gelmektedir. Veriyi amacına uygun bilgiye dönüĢtürme isi veri madenciliği ile yapılabilmektedir. Akıllı veri iĢleme metodu olan veri madenciliği, dünya üzerinde artan veri miktarının etkili bir biçimde kullanılmasının neredeyse tek çözümü olarak görünmektedir. Bu geliĢme diğer alanlarda olduğu gibi tıp alanında da ilgi odağı haline gelmiĢtir. Özellikle tıp alanındaki verinin büyüklüğü ve hayati önem taĢıması bu alandaki uygulamaları daha da önemli kılmaktadır. Bu tezde sağlık verilerinden veri madenciliği uygulaması üzerine hazırlanmıĢtır. Veri madenciliğin tanımı ve veri madenciliği teknikleri ile kanser çeĢitlerinden biri olan ve bayanlar arasında en sık görülen Meme Kanseri hakkında kısa bilgi verildikten meme kanseri üzerine weka"da yapılan uygulama anlatılacaktır. Uygulamada Wisconsin veri seti kaynağından meme kanseri verileri üzerinden bir karar ağacı algoritması olan ve temeli ID3 ve C4.5 algoritmalarına dayanan J48, Bayes sınıflandırma algoritmalarından Naive-Bayes, regresyon tabanlı algoritmalardan lojistik regresyon ve örnek tabanlı sınıflandırma algoritmalarından Kstar algoritmaları kullanılarak modeller oluĢturulmuĢ ve oluĢturulan modellerin baĢarım dereceleri karĢılaĢtırılmıĢtır. v Anahtar Kelimeler: Veri Madenciliği, Tıp BiliĢimi, Meme Kanseri .
Uluslararası Selçuklu Araştırmaları Dergisi, 2020
İbn Sînâ, Orta Çağ’da yetişmiş önemli bir tıp alimidir. İlmi kabiliyeti yüksek olan İbn Sînâ, gençliğinden itibaren ilim meraklılarının dikkatini çekmeyi başarmıştır. Bilhassa tıp ilmi alanındaki bilgisi ve becerisi onu daha da ünlü yapmıştır. Tıp alanındaki en büyük ve en önemli çalışması 1012 yılında başlayıp on yılı aşkın bir sürede bitirdiği el-Kânûn fi’t-Tıbb adlı eseridir. İbn Sînâ, bu eser vasıtasıyla Hipokrat ve Galen gibi ismi ve eseriyle çağının ötesine geçebilmiştir. El-Kânûn fi’t-Tıbb, batı dilleri arasından Latinceye ilk kez XII. yüzyılda Gerard de Crenoma tarafından tercüme edilmiştir. Bu eser daha sonra Avrupa’da İbranice’ye de çevrilmiş ve bazı bilim insanları Arapçası ya da Gerard de Crenoma’nın tercümesinden daha ziyade bu İbranice metni kullanmıştır ve eser her iki şekilde de yayınlanmıştır. Ayrıca bu eser, ihtiva ettiği bilgilerden dolayı XI. yüzyılın sonundan itibaren Avrupa’da kurulmaya başlayan tıp okullarında batılı bilim insanlarınca başvuru eseri olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ülkemizde İbn Sînâ’nın eserinin Orta Çağ Avrupası’nda kimler tarafından tercüme edildiği ve ne zaman yayınlandığı hususunda pek çok çalışma olmasına rağmen, eserin ders müfredatlarındaki yerine dair henüz bir çalışma yapılmamıştır. Biz de bu çalışmamızda, erişime açık olan tıp okullarının dönem kaynakları ile sonradan yapılan çalışmalardan yola çıkarak el-Kânûn fi’t-Tıbb’ın batıdaki ders müfredatlarında kullanımına belirli dönemlerdeki örnekleriyle ışık tutmaya çalışacağız. Anahtar Kelimeler İbn Sînâ, Tıp, Orta Çağ, Avrupa, Ders Müfredatı, el-Kânûn fi’t-Tıbb Abstract Avicenna is an important medical scholar who grew up in the Middle Age. Avicenna, who has a high scientific ability, has managed to attract the attention of science enthusiasts since his youth. His knowledge and skills, especially in the field of medical science, made him even more famous. His biggest and most important work in medicine is his work named The Canon of Medicine, which started in 1012 and completed over a decade. Thanks to this work, Avicenna was able to go beyond his age with his name and work like Hippocrates and Galen. The Canon of Medicine was translated into Latin for the first time in the 12th century from the western languages by Gerard de Crenoma. This work was later translated into Hebrew in Europe, and some scientists used this Hebrew text, rather than the translation of Arabic or Gerard de Crenoma, and the work was published in both ways. In addition, this work has been used as a reference by western scientists in medical schools that started to be established in Europe since the end of the 11th century due to the information it contains. Although there are many studies on who translated and when published the work of Avicenna in medieval Europe in our country, no study has yet been done on the place of the work in the curriculum. In this study, we will try to shed light on the use of The Canon of Medicine in the western curricula of certain schools, based on the primary resources of medical schools that are open to access. • Keywords Avicenna, Medicine, Middle Ages, Europe, Curriculum, The Canon of Medicine
2017
Football does not have an official history, even though it has garnered attention since the first time it was played. Football has been the subject of many different forms of research because of its popularity and dynamic nature. In our research, we will focus on the factors that caused the popularizatıon of football, within the context of global development. In this project, the sociological, technological and economic aspects in the field will be examined. Our research will be examined through the sociological theory of Pierre Bourdieu regarding habitus, field, game, positioning, location, and relationally. Pascale Boniface's work regarding the effects of globalization on football will also be examined. Additionally, we will outline the roles, positions and responsibilities of the actors that were involved throughout the development of the game. Football's development will be researched within its relationship with popular culture and the economy. The responsibility and the crucial position of the translator throughout the process of translation will be examined. We interviewed several professionals in the field to determine our results. Consequently, the changes are evaluated in conjunction with the actors mentioned. The rules and laws that affected these developments are also examined. As a result of this research, the effects of the Bosman Ruling are taken into account. In the end, we determined that the process of globalization significantly altered the roles and responsibilities of the actors involved. We researched the newly formed language, which emerged as a result of globalization and we discovered a discrepancy in football language. Ultimately, the occupation of 'football translator', in regards to role and responsibility, is different from its counterpart in Europe.
Bu tez, Büyük Britanya ekseninde ve çeviri sosyolojisi temelinde yüksek kültür ve popüler kültürdeki kadın söylemini sorgulamak, tartışmak ve incelemek amacıyla hazırlanmıştır. Bunun için, İngiliz yazarlar Virginia Woolf"un Mrs Dalloway adlı, yüksek kültüre ve seçkin yazına yakın ve Fay Weldon"ın Spa Decameron adlı, popüler kültür ve popüler yazına yakın iki romanının Türkçedeki çevirileri kullanılmıştır. Söz konusu çeviriler, romanların dönemlerinde yüksek kültür ve popüler kültüre göre ayrışan kadın söylemini, Büyük Britanya"nın toplumsal, kültürel ve kısmen yazınsal çerçevesi ve sınıflı yapısı içinde başarıyla yansıtmaktadır. Tez, kadınlığın doğuştan gelmediği fakat toplum içinde kazanıldığı, ancak toplumsal cinsiyet bağlamında kadınla erkeğin farklı ve eşit olduğu perspektifine sahiptir. Çalışma, Pierre Bourdieu ve Alain Touraine başta olmak üzere, ağırlıklı olarak Fransız düşünürlerine göre şekillenen kuramsal bir çerçeveye oturmaktadır. Bu çerçeve, Fransız ekolünün geç modern ve feminist söyleminin ruhunu taşır. Söz konusu kuramsal çerçeve, Norman Fairclough"ın eleştirel söylem çözümlemesi yöntemi ve kısmen Karl Popper epistemolojisi bağlamında açımlanarak ve şematize edilerek söz konusu roman çevirilerine uygulanmıştır. Diğer eyleyicileri de kapsayan alan çalışmasının da desteğiyle ulaşılan sonuçlara göre, yüksek kültür aristokrat (veya üst sınıf) İngiliz kadınlarının söylemini yüceltir, yükseltir, hatta idealize eder. Yüksek kültürün kadınları, ekonomik, özdeksel güç veya meslek bağlamında değil, fakat görgü, kültür, ruh, etik, beğeniler bağlamlarında popüler kültürün burjuva kadınlarından ayrışmaktadır. Popüler kültürdeki kadın söylemi tecimsel, kaba gerçekçi, pornografik ve alçaltıcıdır. Ancak, iki kültür dairesinin istisnaları yüksek kültürdeki kadın söylemini tamamen olumlamaya ve popüler kültürdekini tamamen olumsuzlamaya yetmez.