Kentin Çeperinde Mekân Deneyimi (original) (raw)
Related papers
Karabük Kent Meydanı’ndaki “Meydan” Deneyimini Mekan Dizimi Yöntemi ile Değerlendirme
Uluslararası Doğu Anadolu Fen Mühendislik ve Tasarım Dergisi, 2021
Kent meydanları, insanların ortak kullanabildiği, serbestçe dolaĢabildiği, buluĢma, birleĢme ve kesiĢme noktası olarak seçtiği tanımlı kentsel boĢluklardır. Tanımlı olma durumu kent meydanının etrafında onu sınırlayan öge, obje ya da nesnelerle belirlenir. Yapılarla sınırlanmanın haricinde karayolu, demiryolu, nehir, deniz gibi yapılı ya da doğal çevreyle de sınırları belirlenmiĢ olabilir. Meydan kentsel bir boĢluktur; tanımlı bir mekan olabilmesi için bu boĢluğun da tanımlı olması beklenir. Bu çalıĢmada etrafı yollarla çevrili, kentin/Ģehrin giriĢine yakın bir konumda yer alan, içerisine sosyal ve kamusal iĢlevler de dahil edilmiĢ bir kent meydanı olan, Karabük Kent Meydanı incelemesi yapılmıĢtır. Bu inceleme Space Syntax depthMapX programı kullanılarak mekan dizimi yöntemi ile desteklenmiĢ, programın analiz çıktılarıyla alan araĢtırmaları çakıĢtırılmıĢtır. ÇalıĢma, Karabük Kent Meydanı"nı meydan kavramı üzerine ele almak ve elde edilen verilerle bu meydanı tanımlamayı hedeflemiĢtir.
Geleneksel/ Çağdaş Kesitinde Kent Deneyimlerinin Sorgulanması
Mimari Tasarım Araştırmaları-II Kentlerin Geleceği, 2018
Özet Kentler Antik dönemden günümüze değişmekte ve dönüşmektedir. Kent mekanlarının fiziki yapısı değişirken beraberinde kent mekanı deneyimlerimiz de paralel olarak değişmektedir. Deneyimleyenin ve deneyimlenen kentin asırlardır süren ilişkisinin kırılma noktası modernite olmuştur. Bu çalışmada kentler; modernite etkisiyle gelişen günümüz kentleri ve modernite öncesi ve sonrası kentleri; çağdaş ve geleneksel olarak ikiye ayrılmış ve modernitenin getirileri olan dinamiklerin beden, yer, görsellik ve hız kavramlarıyla ilişkisi deneyim kavramında sorgulanmıştır. Geleneksel ve çağdaş kentleri karşılaştırdığımızda karşımıza çıkan deneyim problemi araştırılmaya değer görülmüş, çalışmada problemin altındaki sebepler araştırılmış ve dört ana başlıkta incelenmiştir; Bedenden Kopma, Yer/Dünyadan Kopma, Deneyimin İndirgenmesi-Görsellik, Deneyim ve Hız İlişkisi… Çıkarılan sonucun geleceğin kentlerinin mekanlarına ve deneyim kavramına dair bir ipucu verdiği düşünülmüştür.
Çi̇zgi̇ Etki̇si̇nde Mekan Tasarimlari
The Journal of Social Sciences
Çizgi, bulunduğu alanda belli yollar izlemekte olan tasarım elemanı olarak tanımlanmaktadır. Çizginin genişliği uzunluğuna göre azdır ve çizgisel elemanlar dinamik olarak algılanmaktadır. Çizginin çeşitleri eğri, dikey, yatay, ince veya kalın olarak ifade edilmektedir. Çizgisel formlar tasarımda dengeli olarak kullanıldığında mekana farklı bir boyut katmaktadır. Eğri, yatay, dikey çizgisel formlar tasarımın farklı alanlarında kullanılmaktadır. İç mekan tasarımında tavan, duvar yüzeylerinde, tekstil ürünleri, duvar kâğıdında, bölücü elemanlar, mobilya ve aydınlatma elemanlarında uygulanabilmektedir. Tasarımda çizgiler farklı kalınlıklarda uygulandığında uyandırdığı etki de farklı olmaktadır. Çizginin mekan içerisinde devamlılığının sağlanması ile bütünlük etkisi oluşturmaktadır. Mekan tasarımında cephe tasarımında veya iç mekan tasarımında kullanılan bu formlar sakinlik veya dinamik etki oluşturabilmektedir. Çalışmanın amacı cephe ve iç mekan tasarımında çizgiselliğin uygulandığı mekanları inceleyerek mekan tasarımında bütünlük etkisinin incelenmesidir. Yöntem olarak çizgisellik ve tasarımda hareket ile ilgili literatür çalışması yapılmış ve İstanbul Üsküdar bölgesinde çizgisel formda cephe ve mekan tasarımları incelenmiştir.
Mardi̇n Kent Dokusunda Mi̇mari̇ İkonlarin Kent Bütünündeki̇ Algisinin Değerlendi̇ri̇lmesi̇
2018
Ever since the early times, human have been in constant effort to communicate and have conveyed their thoughts to each other by using various methods. These thoughts have been tried to be expressed sometimes with the pictures drawn on the walls, sometimes with some movements, sometimes with some voices, mimics and behaviours. As in other areas, communication has become a topic in the architecture also. For example, wood, which has cosmic meanings with soil, is one of the oldest materials of the earth. Columns that kept the temples standing in the past periods were made with this material and it is desired to convey a cosmic meaning with this material in the architecture. Yet the stone-age and cornelian obelisks were planted to point to the mountains that symbolized the central idea, temples, palaces, and cities on a larger scale were the symbols of the earth's center. Throughout the history, cities have been developed by their own potential or by an invasive power of administrat...
Kent İle Kıyı Arasında Kamusal Mekan Kalitesinin Frankfurt - Main Örneği Üzerinden İncelenmesi
Kent Akademisi, 2021
In addition to ensuring the continuity of life in the natural environment, people also need some social and physical activities. In order to meet these needs, they should share their environment and be together with other people in a social interaction area. These common areas, which people need to use under the same conditions without considering a certain value or privilege, constitute public spaces. These urban areas have a number of social, physical, intellectual, perceptual and psychological effects on people. These effects determine the standards of life of the community and the quality of relationship that people establish with the place. Are the spaces pressed between the coast and the city comfortable enough? Is the relationship with water strong enough in these areas? In this study, as a public space, the quality of the space on the shores of the river was examined in the Frankfurt-Main River and the relationship between the city and public open spaces was evaluated. Consequently, in this study conducted in more than 1000 public spaces around the world, four basic quality criteria for a successful public space are; "access & connections, use & actions, comfort & form, sociability" (Madden, 2001: 11-20). In this study, the historical period between Main river and Frankfurt city; the relationship between the coasts and the town, the use of public spaces on the coasts, the measurement of the quality of the spaces between the coasts and the city, the observation and literature research, the map and photograph and documentation method, Lynch's 'good city It has been examined through the criteria of vitality (a healthy environment), feeling (sense of place and identity), adaptation, access and control (Lynch K., 1984). By creating a scoreboard, a report on the study was created. The Bahnhofsviertel, which forms the rich historical texture of the city, and the public coastal areas between the Altstadt and the Sachsenhausen region, which forms the other side of the river, and Römerberg square and Dom square form the working boundaries. Based on the information, observations and literature research obtained as a result of this study, to make a public space quality assessment in the coastal areas between the Frankfurt and Main www.kentakademisi.com
İnönü Üniversitesi Sanat ve Tasarım Dergisi, 2017
Today, the concept of art is as diverse as ever, and exhibits different expressions through different interpretations. It is possible to encounter new methods in every area from painting to literature, from architecture to opera. Thanks to its rhetoric ability, kitsch products move beyond the art field and sprawl on cities through space usage, advertising panels, urban furniture, sculptures and other plastic objects through the urban landscape. This situation, which can lead to the loss of the identity, structure and spirit of the city, usually arises from the erroneous preferences of the city administration on the city scale. In this study, the definition of kitsch, its impact on the design and use of public spaces in the city are discussed. The contradictions created by the designs or altered uses were assessed on the level of satisfaction of the public and on the suitability of the landscape architecture to the occupational discipline. These evaluations were carried out through various applications in Ankara.
Terkedilmiş Kentler Hayalet Mekanlar
i 21. yüzyılın başına geldiğimiz bu dönemde artık Türkiye'de nüfusun büyük çoğunluğu kentsel alanlarda yaşıyor (Ülke nüfusunun % 75'i il ve ilçe merkezlerinde yaşamaktadır -TÜİK verisi). 70 milyonu geçen ülke nüfusunun (31 Aralık 2008 tarihi itibarıyla Türkiye nüfusu 71.517.100 kişidir -TÜİK verisi) neredeyse yüzde otuzu (%30) üç büyük kentte yaşıyor; İstanbul (%17.8), Ankara (%6.4) ve İzmir (%5.3). Kent sakinlerinin şehir yaşamı içerisinde sakin ve temiz bir havayı solumayı arzu ettikleri, mevcut, yoğun yapılaşmış kentsel dokunun dışında da başka bir mekanı deneyimlemek istedikleri kentsel alanlara ihtiyaçları hızla artıyor. Bu ihtiyaçları karşılamaya çalışan yerel yönetimler gerek mevcut bir takım kent içi park alanları ile açık alanları yeniden düzenleme ihtiyacı duyuyorlar, gerek yeni kentsel açık alan üretimi için çaba gösteriyorlar.
İdealKent (Kent Araştırmaları Dergisi), 2023
İdealKent (Kent Araştırmaları Dergisi)’in, “Kentin Yüzleri” başlığı ile çıktığımız 42. Sayısında, farklı konularda makaleler bulacaksınız. Bu sayıda belirli bir konu bütünlüğü yok fakat makaleleri okurken; kentin; tarihsel, geleneksel ve modern, afetlerle ve yoksullukla oluşan yüzünü ve daha nice yüzlerini görecek ve/veya yeniden hatırlayacaksınız. * Bu sayı kapsamındaki ilk yazı İsmail Demirdağ’a ait. Demirdağ, “Şubat Depremlerinin Bölgesel Girişimcilik Faaliyetleri ve İşgücü Göstergeleri Üzerindeki Etkilerinin Tahmin Edilmesi” başlıklı makalesinde, Şubat depremlerinin 11 ilin girişimcilik faaliyetleri ve işgücü göstergeleri üzerindeki olumsuz etkilerine ışık tutmayı amaçlamaktadır. “Evsizliğe Giden Süreç: Yaşam Koşulları, Aile ve Sosyal Destek Ağları Üzerine Derinlemesine Bir İnceleme” başlıklı makale ile Musa Gürel, Bursa il merkezinde sokak, terminal ve konukevinde kalan 14 evsiz erkek ile yüz yüze görüşmeler gerçekleştirerek; evsiz bireylerin yaşadığı zorlukları, onları evsizliğe sürükleyen faktörleri, günlük yaşam şartlarını ve aile ile sosyal destek ağlarının rollerini kapsamlı bir şekilde incelemektedir. * Berfin Göksoy Sevinçli’nin kaleme aldığı, “Yoksulluk Algısı ile Yaşam Memnuniyeti Arasındaki İlişkiye Yönelik Bir Araştırma: Bitlis Örneği” başlıklı yazıda, 405 kişiye yoksulluk algısı ve yaşam memnuniyeti ölçeklerinden oluşan anket uygulanmış ve bu yolla kentlerdeki yoksulluk anlaşılmaya çalışılmıştır. Esra Keskin, Harun Tanrıvermiş ve Yeşim Tanrıvermiş’in, “Türkiye’de Büyük Ölçekli Kentsel Dönüşüm Projeleri Uygulama Sonuçlarının Değerlendirilmesi: Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi Örneği” başlıklı makalesinde, araştırma alanı olarak 796 hektarlık alanda 3 farklı etaptan oluşan dönüşüm projesi seçilmiş ve Türkiye’deki büyük ölçekli kentsel dönüşüm projelerine odaklanılmıştır. * Sena Soyupak ve Fatma Seda Çardak, “Tarihi Çevrede Yeni Tasarım Yaklaşımlarının Tarsus Gözlükule Kazıları Araştırma Merkezi Örneği Üzerinden İncelenmesi” çalışması ile bu sayıya katkı vermiştir. Soyupak ve Çardak, bu yazı kapsamında; tarihi çevrede yeni yapı/ek konusunda mimari tasarım yaklaşımları araştırmış ve 1931 yılından günümüze kadar yayınlanan uluslararası ilkeleri, standartları, tüzükleri ve bildirgeleriderlemişlerdir. Aslı Yıldız ve Fulya Pelin Cengizoğlu, “Yüksek Yapı Kavramının Bağlamsal Tanımlanması ve Sınıflandırılması” başlıklı makale ile sayıda yer almışlardır. Yıldız ve Cengizoğlu, Türkiye’de yüksek yapıların artan öneminden, kentsel görünürlüğünden ve terminolojideki eksiklikten yola çıkarak, yüksek yapı kavramını problematize etmişlerdir. “Facade Analysis of Traditional Buildings on 12 Eylul Street in Mudanya’s Giritli Neighborhood” başlıklı makalesinde Gökben Pala Azsöz, Mudanya ilçesinin turistik cazibe merkezlerinden biri haline gelen Giritli Mahallesi'ne ve 12 Eylül Caddesi’ne odaklanmıştır. Azsöz, bahsi geçen ilçe, mahalle ve cadde ile ilgili literatür araştırmaları ve analizler yapmış, ardından 12 Eylül Caddesi'nde bulunan yedi adet yapı üzerinden cephe analizi gerçekleştirmiştir. * Rüya Ardıçoğlu, “Cumhuriyetin 100. Yılında Yeni Yerleşim Alanlarının Morfolojik Analizlerinin Karşılaştırılması: Ataşehir ve Çaydaçıra Yerleşimleri” başlıklı çalışmada, Cumhuriyetin 100. yılında yeni yerleşim alanlarının biçimsel özelliklerini analiz etmekte ve karşılaştırmaktadır. Ülke Evrim Uysal, “İstisnalar Kaideyi Bozar mı? Kentlerin Kökeni Üzerine” başlıklı makalesi ile sayıya katkı vermiştir. Uysal, kentlerin kökenine ilişin dört temel yaklaşımı eleştirel bir şekilde değerlendirmiş ve yeni arkeolojik bulguların, daha önceden ihmal edilmiş bazı savları yeniden gündeme getirebileceğini ortaya koymuştur. * 42. sayımızdaki makalelerin; kentin farklı yüzlerine ve görünümlerine ışık tutacağını umuyoruz. Son olarak bu sayıda makalesini yayınladığımız yazarlarımıza ve bu makaleleri değerlendiren hakemlerimize teşekkür ediyoruz. Yeni sayılarda görüşmek üzere… İyi okumalar.