İş Hukukunda Eşitlik İlkesinin İki Bileşeni: İşverenin Dar Anlamda Eşit Davranma Borcu ve Ayrım Yasağı (original) (raw)
Eşitlik, her hak öznesi ve tabi işçi için de hem bizzat temel bir hak hem de diğer temel hakların gerçekleştirilebilmesinin koşulu ve temelidir. Keyfi olanı yasaklamak ve ayrımcılığı önlemek için kamu otoritesini sınırlayan bir ilke olan eşitlik ilkesi, şimdi, gücü elinde bulunduran her otoritenin ve bu bağlamda işverenin karar alma yetkisini sınırlayan bir ilkeye dönüşmüştür. İşveren, işçinin değiştiremeyeceği ya da değiştirmesinin beklenemeyeceği bir özelliği nedeniyle, o işçiye farklı uygulama yapamayacak, aksi durum, ayrımcılık ve dolayısıyla insan onurunun ihlali sayılacaktır. İşveren ayrıca, eşit/benzer durumdaki işçilere, eşit/benzer davranmakla yükümlü olup; eşit/benzer durumdaki işçileri arasında haklı gerekçe bulunmaksızın keyfi farklı uygulamalar yapamayacaktır. İşte, eşitliğin iki boyutu, iş ilişkilerine, işverenin dar anlamda eşit davranma/eşit işlem borcu ve ayrım yasağı biçiminde yansır. Aynı bütünün iki parçası, madalyonun iki yüzü, eşitliğin sağlanması ortak amacına yönelik bu iki boyut, hukuki nitelikleri ve sonuçları açısından birbirinden ayrılan, özdeş olmayan kavramlara işaret eder: ayrım yasağı ve eşit işlem. Nedir bu hukuki nitelik farkı? Hukuki sonuçları ne açıdan farklılık taşır? İşverenin eşit davranma borcu, her iki boyutuyla ne zaman doğar? Buna aykırılık nasıl tespit edilir, aykırılığın yaptırımı nedir?