ÖLDÜRÜLEN GAZETECİLER (1905-2017) (original) (raw)

2017, Türkiye'de Kitle İletişimi (Dün - Bugün -Yarın)

[ [ Bu çalışma Korkmaz Alemdar'ın editörlüğü'nde, (Ankara) Gazeteciler Cemiyeti tarafından yayınlanan Türkiye'de Kitle İletişimi (Dün - Bugün -Yarın) isimli kitabın Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş İkinci Baskısının 1. ve 2. cildinde yer alması için hazırlandı. Yayıncının yayın politikası gerekçesi ile Editör tarafından çalışmada yer alan isimlerin bir kısmı listeden çıkartılarak basılan makalenin, sansürsüz, ilk halini paylaşıyorum. ] ] Türk basın tarihi, bir anlamda gazetecilere karşı şiddetin tarihidir. Dönemlere göre çeşitli biçimler alan şiddet, gazeteleri ve gazeteciyi sindirmek, sindiremiyorsa yok etmekte bir araç olarak kullanıla gelmiştir. Gazetecinin görevini yapmasının, yani halkın haber alma özgürlüğünün engellenmesinin belirgin yöntemleri olarak; gazetelerin sansürlenmesi, olan biten hakkında bilgi toplamaya çalışan gazetecinin engellenmesi, gazetelerin ve gazetecilerin açılan davalar yoluyla çalışamaz hale getirilmesi, basıldıktan sonra dağıtım aşamasındaki gazetelerin toplatılması sıralanabilir. Tüm bu yöntemlerin yanında basın çalışanlarının yaşama haklarına yönelik saldırılar da halkın haber alma özgürlüğünü engellemenin bir yolu olarak görülebilmektedir. "Kanla Sansür" yöntemi olarak tanımlanabilecek olan bu durum, basına yönelik saldırı ve engellemelerin de en ağırıdır. Basın çalışanlarının yaşama haklarına yönelik bu saldırılar, genellikle hükümet, örgütlü suç örgütleri, terör örgütleri gibi organize yapılardan kaynaklandığı için çoğunlukla da faili meçhul kalmaktadır. Öldürülen Gazeteciler Üzerindeki Anlaşmazlıklar Gazetecilerin bireysel olarak meslek tarihine yönelik ilgilerinin sınırlı olması ve meslek örgütlerinin işlevsizleşmesi, gazetecilerin yaşam haklarına yönelik saldırılara karşı sistematik bir karşı koyuşa engel olmaktadır. Tarihi gerçekler üzerinde var olan anlaşmazlıklar, gazeteci meslek örgütlerinin bugüne kadar bir araya gelip, meslektaşlarının öldürülmeleri ile sonuçlanan olayları düzgün bir şekilde listelemesine bile engel olmuştur. Örneğin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 2017'de güncellediği listeye göre öldürülen gazeteci sayısı 66 iken, bir başka basın meslek örgütü olan Çağdaş Gazeteciler Derneği'ne göre bu sayı 78'dir. Aynı şekilde 2013 yılında Diyarbakır'da kurulan Özgür Gazeteciler Cemiyeti ise tamamı Kürt kökenli gazeteci, yazar ve gazete dağıtımcısı olarak görev yapan 77 ismi "basın şehidi" olarak listelemektedir. Doğal olarak her üç meslek örgütünün listesinde birbirlerinin listesinde yer almayan isimler bulunmakta, bazı isimler ise her üç örgütün listesinde dahi yer bulamamaktadır.