ESKİ TÜRK YAZITLARI’NDAN ADANA’DAKİ KİTAP ANITI’NA (original) (raw)
Related papers
ŞAİR ŞİİR VE ŞEHİR- ARİF NİHAT ASYA’NIN İZİNDE ADANA KİTAP TANITIMI
Hars Akademi, 2021
Özet Geçmişten bugüne edebiyat tarihleri incelendiğinde “şair, şiir ve şehir” üçlemesinin birçok esere konu olduğu gözlemlenmektedir. Ortaya koyulan bu çalışmalar ilgili şairin tanınırlığını arttırmasıyla birlikte bir yandan da eserlerinin daha anlaşılır kılınmasına olanak sağlamaktadır. Anlatılan şehrin kültürel mirasına katkı sağlaması açısından da oldukça önem teşkil etmektedir. Eğitimci yazar Songül Kundakçı Cansız, Türk edebiyatının önemli şair ve yazarlarından olan Arif Nihat Asya’yı Adana’nın sembolü haline getirmiş ve eserlerini bu bağlamda değerlendirmiştir. Bu çalışmada Songül Kundakçı Cansız tarafından yazılmış olan “Şair Şiir ve Şehir, Arif Nihat Asya’nın İzinde Adana” adlı kitap incelenecektir.
ANITKABİR KİTABELERİNİN TİPOGRAFİK YÖNDEN İNCELENMESİ
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi / Cumhuriyetin 100. Yılına Armağan Dizisi - XI / TÜRKİYE’DE SANAT VE TASARIM, 2023
...Büyük bir özveri ve çaba ile ilan edilen Cumhuriyet, 1937 yılına gelindiğinde 14. yılını kutlamaktadır. İlerleyen süreçte Atatürk’ün hastalığı giderek artmıştır. Gerekli tetkikler sonucunda hastalığın karaciğer kaynaklı olduğu görülmüştür. Hatay meselesini çözmek istemesi ve Türkiye’nin güney illerine düzenlediği seyahat sebebiyle hastalığı daha da ilerlemiştir. Doktorların tavsiyesi üzerine istirahat eden Atatürk, son günlerini İstanbul’da ve Savarona Yatı’nda geçirmiştir. 17 Ekim 1938 günü rahatsızlığı sonucu girmiş olduğu komadan iki gün sonrasında çıkabilen Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938 tarihinde ebediyete intikal etmiştir (Dokuyan, 2014, s. 132) 13 Kasım 1938 tarihinde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü liderliğinde toplanan Bakanlar Kurulu, Mustafa Kemal Atatürk’ün na’şını geçici bir süre için Etnografya Müze’sinde kalmasını kararlaştırılmıştır. Daha sonrasında Atatürk için özel bir kabir inşa edilmesi belirlenmiştir. 19 Kasım 1938 tarihinde Atatürk’ün Dolmabahçe Sarayında olan naaşı geçici istirahatgahı Etnografya Müze’sine taşınmıştır. 21 Kasım 1938’de Mustafa Kemal Atatürk’ün cenaze töreni yapılmış, devletin üst düzey yöneticileri, yabancı ülke temsilcilikleri ve Türk halkı Atasına karşı olan son görevini yerine getirmiştir (Üçüncü, 2013, s. 1186) Geçici istirahatgahı Etnografya Müzesinde bekletilen Atatürk’ün nereye defnedileceği konusu uzun tartışmalara neden olmuştur. Atatürk için bir kabir yapılacak yeri tayin etme sebebiyle 16 Aralık 1938 tarihinde 17 kişiden oluşan bir heyet kurulmuştur. Bu heyete Başbakanlık Müsteşarı başkanlık etmektedir. Heyette ayrıca İç İşleri Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Bayındırlık Bakanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığından temsilciler bulunmaktadır (Evliyagil, 1989, s. 50) ...
ESKİ TÜRK YAZITLARINDA KAĞANIN VASIFLARI VE GÖREVLERİ
Öz Bozkır kültürünün temsilcileri olan Türkler tarih sahnesine çıktıkları ilk zamanlardan itibaren tanınmış bir kavimdir. Çin'den Tuna'ya kadar geniş bozkır sahasında at koşturan bu kavim büyük işler başarmıştır. Eski Türk devletlerinin güçlü olmalarında liderlerinin katkısı oldukça fazladır. Türkler idari sistemlerinin en üst katmanında bulunup devleti yöneten kişilere "kağan" ismini vermişlerdir. Kağan, Tanrı tarafından kut verilerek seçilir ve bu durum Türklerdeki yöne-tim biçiminin özgünlüğünü gösteren bir inançtır, diyebiliriz. Devletin iyi yönetilmesi Tanrının verdiği kutun sahiplenip ona göre kağanın görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi ile mümkündür. Bu yapılmadığı takdirde yöneticilere verilen kut geri alınırdı. Türk devletlerinin geleceğini genel olarak yöneticilerin iyi-kötü vasıfları belirlerdi. İyi vasıflı bir yönetici bilge, akıllı ve cesur olma özelliklerine sahiptir. Bu sebeple tarihte Mete Han, Attila, Mukan Kağan, İlteriş Kağan, Bilge Kağan, Moyun-Çor Kağan gibi yöneticile-rin devletlerini güçlendirdiklerinden bahseder ve milli kahraman olarak dillendiririz. Türk milletinin başarılı kağanları milletin huzur içinde yaşamalarını sağlamışlardır. İda-reciliği zayıf kağanlar milletin talihinin kötüye gitmesine sebep olmuşlardır. Anahtar Kelimeler Türk, Kağan, Yazıt, Kahraman, Bilge THE QUALIFICATIONS and DUTIES of KHAGAN in OLD TURKIC INSCRIPTIONS Abstract Turks, who are the representatives of the steppe culture, have been a notable tribe since they first appeared on the stage of history. This tribe, dominated a wide area of moorland among China and Danube River, has accomplished great tasks. The leaders of ancient Turkic states had significant contributions to the might of those states. Turks named those people who were at the top of the administrative system and ruled the state as "khagan". Khagans were chosen by the god (Tengri)
bağlarının çözülerek Marksist ideoloji ve Sovyet vatandaşlığı temelinde yeni aidiyet bağları oluşturmak eğitim faaliyetlerinin en önemli amacı olarak görülmüştür. Azerbaycan SSC’de okutulan tarih ders kitaplarında Azerbaycan halkının etnik kökeni belirli bir ırk yerine Azerbaycan’da tarihin en eski dönemlerinden itibaren yaşayan kabilelerle tarihsel süreç içerisinde bölgeye gelerek yerleşen kabilelerin karışıp kaynaşmasından oluşan Azerbaycan halkına dayandırılmaktadır. Azerbaycan’da yaşayan kabilelerin kendi kadim dillerinden birisi de zaman içerisinde Azerbaycan’ın ortak dili haline gelmiştir. Özellikle Selçuklular döneminde yoğunlaşan Türk dilli kabilelerin bölgeye göçlerinin etkisiyle Azerbaycan dili içerisinde Türk dilli unsurlar artmış, bunun sonucu olarak da Türk dilleri ailesine dâhil bir dil olan Azerbaycan dili oluşmuştur. Azerbaycan’ın 18 Ekim 1991 tarihinde SSCB’den ayrılmasıyla Azerbaycan Cumhuriyeti kurulmuştur. Bu dönemde okutulan tarih ders kitaplarında Azerbaycan halkının etnik kökenine genel yaklaşım Azerbaycan halkının etnik kökeninin tarihin en eski devirlerinden itibaren Azerbaycan’da yaşayan Azerbaycan Türklerine dayandığı yönündedir. Azerbaycan Türklerinin dili olan Azerbaycan Türk dili IX. yüzyıla gelindiğinde tüm Azerbaycan’da ortak iletişim vasıtası haline gelmiştir.
Ataturk Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi, 2008
Özet : Bu çalışmada Türk şiiri, şiir yazma sebepleri açısından ele alınmış; 18. yüzyıl divan şairi Örfî Mahmud Ağa'nın, kendi on iki gazeline yazdığı şahsî notlar bu açıdan orijinal bir örnek olarak değerlendirilmiştir. Örfî Mahmud Ağa, divan şiiri geleneğinde ender görülen bir şekilde, gazellerinin yazılma sebepleri hakkında çeşitli notlar kaydetmiştir. Bu notlarda, divan şairinin şahsî dünyasına dair dikkat çekici ipuçları verildiği görülmektedir. Makalede asıl amaç, divan edebiyatında şiir yazma sebepleri hakkında bir değerlendirme yapmak olduğu için; Türk şiiri, kronolojik olarak takip edilmemiş, eski Türk şiirinden, doğrudan Batı tesirindeki Türk şiirine geçilmiş ve en son divan şairlerinin şiir yazma sebepleri üzerinde durulmuştur.
Ki̇tap Tanitimi: “Taci̇kler” Adli Eser
Asya Araştırmaları Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi
Tanıtımını yaptığımız "Tacikler" adlı bu eser, sadece B. G. Gafurov'un değil, aynı zamanda kadim Tacik halkının tüm tarihini ölümsüz kılan bir çalışmadır. Araştırmacılara göre B. Gafurov'un bu çalışması, Orta Asya'nın en eski halklarından biri olan Tacikleri inceleme alanında Sovyet şarkiyat çalışmalarının geliştirilmesinde yeni bir aşamanın altını çizer. Tacik halkının tarihinin incelenmesi, Orta Asya halklarının geleneksel bağlarının kökenlerini anlamaya yardımcı olur.
2019
Özet Yabancılara Türkçe öğretiminde kullanılacak ders kitaplarının toplumun sahip olduğu cinsiyet anlayışını yansıtacak özellikte hazırlanması, bu konudaki eksikliklerin saptanıp giderilmesi gerekmektedir. Bunun için alanda sıklıkla kullanılan ders kitaplarının cinsiyet temelinde incelenmesi ve bu amaçla alana katkıda bulunulması sağlanmalıdır. Bu amaçla çalışmada alanda en çok talep edilen kitaplar arasından seçilen dört farklı ders kitabı, Türk kültürünün sahip olduğu cinsiyet anlayışını yansıtıp yansıtmaması açısından incelenmiştir. Belirlenen ders kitaplarının oluşturulan genel bir çerçeve ve kategoriler kullanılarak içerik analizi yöntemi ile incelemesi yapılmıştır. Sonuç olarak söz konusu cinsiyet tercihinde kitaplar arasında farklılıklar olduğu gözlenmiş, bazı kitapların Türk kültürüne ait geleneksel cinsiyet anlayışını yansıtan, bazılarının ise cinsiyet kalıplarının dışına çıkan örneklerle ön plana çıktığı görülmüştür. Abstract Textbooks that will be used in teaching Turkish to foreigners should be prepared in such a way as to reflect the understanding of the gender of the society and the deficiencies in this subject should determined and eliminated. It should be ensured that the textbooks frequently used in the field are examined and the basis of gender and contribute to the field for this purpose. For this purpose, four different textbooks which are selected among the most demanded books in the field, were examined whether they reflect the gender perception of Turkish culture or not. The textbooks which are determined, were analyzed with the content analysis method by using a 1 Bu çalışma, Dr. Öğr. Üyesi Erhan YEŞİLYURT danışmanlığında hazırlanan aynı başlıklı yüksek lisans tezinden üretilmiştir. 2 Dr.
ADANA HALK İNANÇLARINDA ESKİ TÜRK İNANIŞLARININ İZLERİ
GİRİŞ A. Araştırma ile İlgili Bilgiler 1. Konu Çalışmamızın konusunu, Adana halk inançlarında eski Türk inanışlarının izlerinin karşılaştırmalı yöntemle incelenmesi oluşturmaktadır. Çalışmamız altı ana bölümden oluşmuştur. "Giriş"te; araştırmanın konusu, amacı, kapsam ve sınırları; tezde kullanılan araştırma yöntemi hakkında bilgi verildikten sonra bölgenin tarihi, coğrafi, ekonomik ve sosyo-kültürel özellikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu bölümde araştırma konusuyla ilgili, yapılan daha önceki çalışmalara da yer verilmiştir. Birinci bölüm "Türk Halk İnançlarına Kaynaklık Etmesi Bağlamında Türklerin Benimsemiş Olduğu İslamiyet Öncesi İnanç Sistemlerine Teorik Bir Bakış" başlığını taşımaktadır. Türk coğrafyasında ve Anadolu'nun değişik bölgelerinde günümüzde yaşayan pek çok uygulama ve inanışın köklerini, İslamiyet öncesi inanç sistemlerinde bulmak mümkündür. Bu uygulamaların sebepleri üzerine değerlendirme yapabilmek amacıyla, ikinci bölümde, Animizm, Totemizm, Şamanizm, Budizm, Manihaizm ve Zerdüştlük hakkında teorik bilgiler verilmiştir.
Himmet Biray Armağanı, 2021
İlk olarak 1553-1555 yılları arasında İstanbul ve Anadolu‟da seyahat eden Hans Dernschwam‟ın eserinde Caramanos kaydıyla geçen Karamanlıların kimliği bugün bile bilim insanları arasında tartışma konusudur. Bu tartışmalarda Türk tezinin ağır bastığı, daha çok taraftar bulduğu görülmektedir. Karamanlılar tarafından ortaya konmuş ve Karamanlı Türkçesiyle yazılmış eserler bu kimlik çerçevesinde tartışılmakla birlikte Oğuz Türkçesi‟nin Orta Anadolu ağzıyla kaleme alındıkları, yer yer arkaik özellikler barındırdıkları kabul edilmektedir. Bazı araştırmacılar söz konusu eserlerin dilinde Kıpçakça unsurların da varlığına dikkat çekmektedir. Karamanlı Türkçesiyle yazılmış birbirinden farklı türdeki eserler içinde Karamanlı Türkçesinin özelliklerini en iyi yansıtan metinlerin mezar taşı yazıtları olduğu Karamanlı Türkçesi üzerine çalışan bilim insanlarının ortak kanısı olmuştur. Alanya Müzesi‟nde tespit ettiğimiz dört yazılı taş bu bölgede konuşulmuş Karamanlı Türkçesinin özelliklerini az da olsa yansıtmaktadır. Üçü mezar taşı yazıtı biri vakfiye yazıtı olan bu yazılı belgeler yazı çevirimi yapılarak Türkiye Türkçesine aktarılmış, dil bilgisi özellikleri incelenmiştir.
AN EXAMPLE OF COMMON GOD CULTURE IN ANATOLIAN AND CAUCASUS MYTHS: STORM GOD TEIfiEBA-TEfiUP AND NART SOSRIKO ABSTRACT Selçuk BAĞLAR * There are many Gods in Anatolian and Caucasus Mythologies whose names have reached until today and some aspects of these Gods are pretty much alike. These similarities have reached today thanks to themes obtained in written resources during archaeological digs. This study aims to highlight some thematic similarities between Storm God Teifleba-Teflup and Nart Sosr›ko character who is a dominant character of Caucasus Nart Mythology in terms of storms and meteorological events who are the well known in Huri-Urartu and Hatti-Hitit civilization basins Gods seen in Caucasus-Anatolian and Mesopotamia mythologies have similar characters. Although there are some local differences and context differences in mythology narration, these communities have generated similar mythological themes and God pantheons It is accepted by the science community that the roots of Huri-Urartu and Hatti communities date back to Caucasia. The common theme and characters of these communities’ mythological texts are subject to attention. One of these common characters is Teifleba-Teflup who is accepted as Storm or weather God. The most comprehensive texts regarding Storm God Teifleba-Teflup are Hitit texts. The general belief is that this God has been transferred to Hittites from Hurrie culture. Similarly, Hittites are strongly effected from the culture and religion of Hattie who are the owner of the lands they conquered. It has been illustrated that the myth called Illuyanka is transferred to Hittites from Hatties and the source of the text called Kumarbi is Hurries. It is possible to claim that religious pantheons and mythological narrations of Hittites which is an IndoEuropean community are nourished to a considerable extent by Caucasian communities such as Hattie and Hurrie. It has been proved that God names on bas reliefs found in Çorum Yaz›l›kaya are in Hurrie language. Taking this fact into consideration, it would be a rational attempt to compare themes of Storm God Teifleba-Teflup who is from Hurrie-Urartu and Hattie-Hittite culture basin with Nart Sosr›ko of Caucasus Mythology.